TamSaha 239. Sayı / Ekim 2024

Yapay zekâ, ChatCPT derken “intihal ibra” edilecek gibi! İş te bildiride ş u spekülasyon, beyin fırtınası oynandı, ş u re- torik soru soruldu: “1981’de futbolda galibe 3 puan verilmesi, takımların 11 ki ş i olması Shakespeare’in 1600’lü yıllardaki “Hamlet” tiyatro oyunundaki Hamlet-Laertes kılıç ve kama ile düello ma- çında 3 puan verili ş i, di ğ er rakamlar (6 takım-ekipman, 12 kapı ş ma-raunt), takım tanımı, toptan, kupadanmı ( ş ampi- yonluk kupası) esindir? Hamlet’teki “olmak ya da olma- mak, bütün sorun bu” repli ğ i gibi “3 puan almak ya da almamakmı?” Kesin kanıt yok denirse, Carl Sagan; “Kanıtın yoklu ğ u, yok- lu ğ unun kanıtı de ğ ildir” der! Bu düello da puanların payla ş ılması beraberlik, düello so- nunda Hamlet ve Laertes’in helalle ş mesi de futbolcuların maç sonu el sıkı ş ması gibidir. Hamlet-Laertes 3 raunt düello oynarlar. Görünen o her raunt 3 puandır. 3x3=9. Laertes düello ba ş lamadan Ham- let’e 3 puan ba ğ ı ş lar. Ancak bu düello yarıda kalır! Futbol maçları için bahis oynamanın kökeni de Hamlet mi acaba? Düelloyu seyreden “Herkes: Hıyanet! Hıyanet!” nidaları taraftarların tezahüratıdır. Düelloda hiç puan verilmemesi mat, berabere, elde var sıfır mıdır? Hiçbir ş ey yapmayana “0” puan vermek de ğ il, pri- mus inter pares hali yani beraberlik için 1 puan elde var “0” de ğ il, elde var “1”dir. “Lokantada hesap 30 TL. 3 arkada ş 10’ar TL verir. Lokan- tacı hesabın 25 TL oldu ğ unu görür. Garson 5 TL’yi 3 arka- da ş a 1’er TL olarak geri verir. Arkada ş lar 9’ar, toplamda 9 × 3=27 TL ödemi ş olurlar. 2 TL garsonda kaldı ğ ına göre toplam 29 TL. Kalan 1 TL nerede?” Laertes’in düelloda gizlice ucu zehirli kılıç kullanması ve hemHamlet’i hemkendisini yaralaması futboldaki ş ikeye, anti-fair play’e mi, karde ş çe kapı ş ma ise fair play’e mi denktir? “Kral”, Hamlet’in öz babasını öldürüp kral olup Hamlet’in annesi Kraliçe Gertrude’yi e ş alan amcası, yani üvey baba- sıdır. Hamlet’te naklenmaç gibi anlatılan düellonun 3 puan için esin olabilecek bölümleri ş öyledir; “…Osric: Kral bahse girdi efendimiz, Laertes’le siz (Hamlet) kar ş ıla ş ırsanız, on iki kapı ş mada sizden (Hamlet) ancak üç puan fazla alabilir diye. On ikiye kar ş ı dokuz. …Horatio: Bu bahsi kaybedeceksiniz, efendimiz. Hamlet: Sanmıyorum, o Fransa’ya gittikten sonra kılıç kul- landımboyuna. On ikiye kar ş ı dokuz yapılmaz ş ey de ğ il. ...Kral: Hamlet birinci ya da ikinci elde kazanırsa. Yahut üçüncüde berabere kalırlarsa, bütün kulelerden toplar atıl- sın! Kral, Hamlet’in sa ğ lı ğ ına içecek ve bir inci atacak ş arap kupasına. (Hamlet ile Laertes vuru ş urlar.) Hamlet: Varan bir. Laertes: Hayır. Hamlet: Hakem? Osric: Dokundu, gördümaçıkça, dokundu. Laertes: Peki! Yenisine geçelim. Hamlet: Önce ş u ikinciyi bitirelim. Koyun (incili) kupayı oraya. (Vuru ş urlar.) Varan iki ! Kral: O ğ lumuz kazanacak. …Hamlet: Gelelim üçüncüye Laertes… (Kapı ş ırlarlar.) Osric: Puan yok hiçbir tarafa. (Ayırırlar ikisini.) ….Hamlet: Bu kılıç da zehirli demek! Haydi öyleyse, zehir, gör i ş ini. (Kralı vurur.) Herkes: Hıyanet! Hıyanet! ...Hamlet: Tanrı ba ğ ı ş lasın seni. Geliyorumardından… (Dü ş er.)” NBA’de 3 sayı çizgisi ilk 1945’te Kolej seviyesinde denense de kural olmadı. 3 sayı hiledir dense de Temmuz 1979’da NBA bir yıllık denemeden sonra 3 sayı çizgisini 1979-1980 sezonu için uygulamaya ba ş ladı. Basketteki 3 sayı da Ham- let’tenmi esindir? Türkiye’de basketbolda galip 2 puan, sahaya çıkmayan (hükmen) “0” puan ama yenilen takım “1” puan alır. NBA’de puan tablosunun tepesinde en çok galibiyet alan takım olur. Basketbolda serbest atı ş 1, 3 sayı çizgisinin içinden atı ş 2, 3 sayı çizgisi dı ş ında atı ş 3 sayıdır. Futbolda penaltı 1 gol, ceza sahası içi gol (kafa-ayak) 2 gol, ceza sahası dı ş ından frikik veya normal atı ş 3 gol sayılmalı mıdır? Saçma mı? Einstein “Bir ş ey ilk ba ş ta kula ğ a saçma gel- mediyse ümit yoktur” der. Nitekimkupa maçlarında deplasmanda atılan gol avantajı kalktı… De ğ i ş meyen tek ş ey de ğ i ş im. Mevlana der ki: “Dünde kaldı her ş ey canca ğ ızım, ş imdi yeni ş eyler söyle- mek lazım.” Türkiye’de Futbolda Galibiyete 3 Puan Verilmesinin Tarihi Ülke puanına katkı, galibiyete 3 puan var. Puan silme var. İ yi oynayıp da puan alamamak üzüntü verir. Kötü oynasan da varsa yoksa 3 puan almaktır. Rakambelki de reklam sa ğ lıyor. Ancak bu rakam feti ş izmini Saint-Exupéry best-seller ki- tabı “Küçük Prens” te ele ş tirir. Küçük Prens’in geldi ğ i asteroite B 612 adını 1909’da bir Türk astronomverir. Exupéry “B 612 adını detaylı anlattım çünkü büyükler sayılara bayılır” der. Exupéry, “Ama bu yüzden büyüklere kızmamalı, müsa- maha göstermelidir” diyerek ekler; “Ama biz hayatı anla- yanlar sayılara aldırmayız” der. Varsa yoksa 3 puan. Futbolda iyi oynayan da maalesef her zaman 3 puanı alamaz. Dolayısıyla futbolun sonuç oyunu oldu ğ unu ispatla, 1-0 olsun 3 puan hep cepte olsun istenir. TFF’nin son atanmı ş ve ilk seçilmi ş ba ş kanı Ş enes Erzik, UEFA Birinci Ba ş kan Vekilli ğ i, FIFA YönetimKurulu Üyeli ğ i yaptı, halen TFF onursal ba ş kanıdır. Erzik “Olmaz Olmaz Demeyin Olmaz Olmaz!” otobiyografi- sinde, Ali Uras’ın TFF Ba ş kanlı ğ ında TFF yönetimkurulu ğ u üyeli ğ i yaptı ğ ı zaman 1987 yılında Türkiye’de futbol maçla- rında galibiyete 3 puan verilmesinin ba ş lamasını anlatır: “Ali Uras Federasyonu ve Üç Puana geçi ş ‘3 puan uygulaması geliyor:’ 1987 yılı ba ş ında üç puanlı sisteme geçi ş çalı ş malarına ba ş ladık. Örnek ülke, 1981 yılında dünyada ilk kez bu uygu- lamayı ba ş latan İ ngiltere idi. Yeni sezonda Be ş ikta ş ’ı çalı ş - tıracak İ ngiliz teknik direktör Gordon Milne’in Be ş ikta ş ’a geli ş i sayemde olmu ş tu…Milne ile defalarca fikir alı ş veri- ş inde bulunduk. Bu sistemin İ ngiltere’de son derece verimli oldu ğ u ve futbolun ofansif anlamda güzelle ş mesine büyük katkı sa ğ ladı ğ ı bilgilerini aldık. Kulüp yöneticilerinden bir kısmı üç puana kar ş ı çıkıyor, TFF YönetimKurulu’ndaki bazı arkada ş larımız da onlar gibi dü ş ünüyordu. ‘UEFA’ya katılan son ülkelerden olabili- riz, fakat bu konuda bizden önce UEFA üyesi olan ülkeleri geride bırakabiliriz. Bir kez de önder olalım, İ ngiltere’den sonra uygulamaya geçen ikinci UEFA ülkesi olalım’ dedim. Uras bu sisteme geçilmesini istiyordu, yönetici arkada ş la- rımız da ikna oldular.” Kitabında hangi ülke, ne zaman üç puana geçti tablosu veren Erzik ş öyle devam eder: “23 Haziran 1987’de açıkladık. Uras, ‘Yeni futbol sezonunda (1987-1988) galibiyete üç puan çalı ş maları yapıyoruz. Üç puan geldi ğ inde takımlarımız kazanmaya özenir, motive olur. Futbola aktivite, espri gelir. Ş ike dedikoduları da biter’ dedi. 4 Temmuz 1987’de 18 adet Birinci Lig Kulüplerinden 10’u (GS, BJK, FB, TS, Altay, Ankaragücü, Adana Demirspor, Ma- latyaspor, Denizlispor, Eski ş ehirspor) ‘hücum futbolunu özendirici’ karar oldu ğ u için çok olumlu yakla ş tı; 5’i (Kar ş ı- yaka, Boluspor, Sarıyer, Sakaryaspor, Rizespor) ‘zaman gösterecek’ derken, 3’ü (Samsunspor, Gençlerbirli ğ i, Zon- guldakspor) ‘erken alınmı ş karar’ dedi. Kulüplerin büyük ço ğ unlu ğ unun deste ğ ini aldı ğ ımız için ‘Yeni Lig Statüsü’ RG’de 11.07.1987’de yayınlandı. Avrupa’da İ ngiltere’den sonra “üç puana’ geçen ikinci UEFA üyesi Türkiye oldu. ‘Üç puan, hücum futbolunu te ş vik ediyor, oyunun güzelle ş tiri- yordu. Ş üpheler, kısa sürede gelen olumlu sonuçlarla son buldu.” 1987-1988 sezonu ise 15 A ğ ustos 1987 Cumartesi günü Fe- nerbahçe-Kar ş ıyaka: 2-1 maçı ile ba ş ladı. Yani ilk 3 puanı Fenerbahçe almı ş tır. Ba ş kan İ brahimHacıosmano ğ lu ve Ba ş kan Vekili Mecnun Otyakmaz yönetimindeki TFF’nin de tarihi önemdeki de ğ i- ş iklikler yapıp, ni ş ler yakalaması dile ğ iyle. Geçmi ş te büyük tabu, dogma olan ş eylere bugün gülünür. Örne ğ in; Yalçın Do ğ an’ın “Fenerbahçe Cumhuriyeti” kita- bında anlattı ğ ı üzere zamanının Beden Terbiyesi Müdür- lü ğ ü yönetmelikte “forma üzerinde herhangi yazı bulunması yasaktır” a dayanarak “forma duvar de ğ il, rek- lamkoymak yasaktır” diye kar ş ı çıkmı ş tır. Erzik, FB yönetimkurulunda iken formaya reklam fikrinin de öncüsüdür. Beden Terbiyesi Müdürlü ğ ü yönetmeli ğ i 1977 ve 1980’de de ğ i ş tirilerek formaya reklam serbest oldu. İş te bugün futbolcuların ş ortları, konçları dâhil her yer reklamlarla doludur. Ofsayt kılgısı “galat-ı me ş hur” dur. Ofsayt liberalizm, ser- best piyasa ve “laissez faire, laissez passer” e aykırıdır. Fut- bolun amacı gol ise ve ofsayt uygulanmayacakmaçlarda “gol enflasyonu” olabilme riskine ra ğ men ofsaytın uygu- lanmaması golleri artıracaktır ki. Ne güzel! 3 direkli kaleler “1, 2 ve çok” ile çok gollerle dolacaktır. Ama “ofsayt tartı ş maları” ile beslenen statükonun ofsay- tın kalkmasına direncini, bugün için ş imdilik, kırmak zordur. Yani ofsaytın de ğ i ş tirilmesi, kaldırılması ş imdilik tabudur. Bill Gates’in “Haklı ba ş arısızlı ğ ı da (denemeyi) ödüllendirin” sözü gibi ofsayt gol, ½ gol sayılabilir. Felsefe, Spekülasyon, Beyin Fırtınası: Sayılar, Özellikle 3 Sayısı, Sanal Mıdır? Karl Popper “Bilim çürütebilirli ğ e dayanır” derken Descar- tes de “Kendin dâhil her ş eyden ş üphe etmeli” der. Böylece sayılardan da özellikle 3’ten (puandan) ş üphelenilebilir. Alice Harikalar Dünyası’nda Prenses ş öyle der: “Rakam- larla kafamı karı ş tırma.” Sayıların sanal olma olasılı ğ ı yanında sayıların sırası ne kadar do ğ ru ki? Friedman “Lexus ve Zeytin A ğ acı- Küreselle ş menin Gelece ğ i” kitabında ş öyle anlatır: “SSCB, Ural Da ğ larında Rusya’nın Los Alamos’u nükleer bomba tasarımmerkezi Çelyabinsk-70, Sverdosk kasabası EkimOteli’nde asansörde dü ğ meler 1, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 2 diye sıralanıyordu. 2. kat dü ğ mesi yerine konulmayı unutulmu ş , sonradan eklenivermi ş . 2 yazan dü ğ meye bastı ğ ınızda 2. kata çıkıyordunuz, ama bu dü ğ me sıranın en sonundaydı. Bu otel, SSCB’in en geli ş mi ş askeri sanayi komplekslerin- den birindeydi.” İş te sayılar sanal, rakamlar yapaymı yoksa gerçekmi? Bumerak edildi, sayı felsefesi yapıldı. Mâlûm “felsefe: bilgi sevgisi” demektir. Türk asıllı Hârizmî (780-850); “0” , sıfır rakamını icadı ile insanlı ğ ı Roman rakamlarının eziyetinden kurtardı denilir. “Sıfır” yutan elemandır; “Hârizmî’nin 0 rakamını bulmasıyla aritmetik i ş lemler ya- pılabildi. Rakamlar 1’den 9’a biliniyor ancak alt alta aritme- tik i ş lemler yapılamıyordu… Arapçada bo ş lu ğ a sıfır deriz...” İş te esasta “3” sayısı var mıdır ki? Azı çokmu, sayılar ancak “1, 2 ve çok” mudur? Dünyanın en zenginlerindenWarren Buffett’ı anlatan “Dansla İş e Gitmek” adlı kitaptan: “Buffett muhasebenin karma ş ıklı ğ ından yakınırken ‘Ya- nomamö Kızılderililerin yalnızca üç sayı kullandıklarını’ söylüyor. ‘Üç sayı: Bir, iki ve çok. Belki o zamanlar da gele- cek.” Amazon nehrinde ya ş ayan Yanomamö Kızılderilileri için bu bilginin esas kayna ğ ı Chagnon’un “Yanomamö The Fierce People” adlı kitabıdır: “Yukarı Bisassi-teri köyünün akıllı lideri Kaobawä ‘yakla- ş ık’ 40 ya ş ında. ‘Yakla ş ık’ çünkü Yanomamö Kızılderilileri- nin numaralandırma sistemi sadece üç rakam içerir: Bir, iki ve ikinden çok.’… İ statistikleri zayıftır.” “Dante gibi ya ş 35, yolun yarısı” dese de 46 ya ş ında vefat eden Cahit Sıtkı Tarancı gibi Ertu ğ rul Akbay da 2013’de “Ya ş 75 Yolun Yarısı” kitabı yazsa da 2019 yılında 80 ya ş ında vefat ederek yanılmı ş tır. Akbay’ın kitabında Filozof Paig’in ş u sözü var; “Kaç ya ş ında oldu ğ unu bilmeseydin! Kaç ya ş ında olurdun?” Günümüzde dahi istatisti ğ e ş üphe ile bakı ş lar var ki! Mark Twain ş öyle der: “Üç tür yalan var: Yalanlar, i ğ renç yalanlar ve istatistikler.” Manchester United’ın efsanevi teknik direktörü Sir Alex Ferguson’un da ş öyle dedi ğ i iddia edilir: “ İ statistikmini etek gibidir. Çok ş ey gösterir ama gerekli olanı göstermez!” Stalin “1 ki ş i ölürse trajedi, binlerce ki ş i ölürse istatistiktir” der. ABD’li General George S. Patton da 1944’te II. Dünya Sa- 143 142

RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==