E
uro 2012 elemelerinde
art›k sona geliniyor.
Ev sahipleri Polonya ve
Ukrayna’n›n ard›ndan
finallerde boy gösterecek 10
tak›m daha belli oldu;
Almanya, Rusya, ‹talya,
Fransa, Hollanda,
Yunanistan, ‹ngiltere,
Danimarka, ‹spanya ve ‹sveç.
Tüm bu tak›mlar aras›nda
daha önce Avrupa
fiampiyonalar›nda boy
göstermemifl tek bir tak›m
var, o da ev sahiplerinden
Ukrayna. Bir baflka deyiflle
elemelerden gelen tak›mlar
aras›nda Avrupa
flampiyonas›na ilk kez
kat›lma hakk›n› elde eden bir
tak›m yok. Ancak bu noktada
“henüz” demekte de fayda
var zira play-off’larda
mücadele edecek sekiz
tak›mdan üçü, daha önce bu
flampiyonada boy
göstermedi. Bunlar Estonya,
Karada¤ ve Bosna-Hersek.
TamSaha’n›n geçen ayki
say›s›nda, eleme gruplar›nda
son maçlara girilirken,
tarihlerinde ilk defa büyük
bir turnuvada boy gösterme
flans›na sahip olan dört
tak›m› incelemifltik. Bu dört
tak›mdan sadece Ermenistan
son maç›nda tökezleyip
hayallerini bir baflka bahara
b›rak›rken, Estonya, Karada¤
ve Bosna-Hersek umutlar›n›
play-off’lara tafl›d›.
Çekilen kuralar sonucunda
Estonya’n›n rakibi ‹rlanda
Cumhuriyeti olurken,
Karada¤, Çek Cumhuriyeti’yle,
Bosna-Hersek ise Portekiz’le
eflleflti.
11-15 Kas›m’daki maçlar
öncesinde, üç tak›m›n bu
noktaya nas›l geldiklerini
de¤erlendirecek olursak
içlerinden sadece Bosna’n›n
performans›n›n, son birkaç
y›lda çizdi¤i grafi¤e bak›ld›¤›
zaman sürpriz olmad›¤›
söylenebilir. Karada¤ henüz
çok yeni bir ülke olsa da
Yugoslavya döneminde
kaliteli Karada¤l› oyunculara
genellikle her kuflakta
rastlanm›fl olmas›, onlara
biraz prestij kazand›r›yordu
ama 625 bin nüfuslu ufac›k
bir ülkenin Avrupa’da iddial›
bir millî tak›m oluflturacak
kadar çok oyuncuyu bir
araya getirmesini de
neredeyse kimse
beklemiyordu. Estonya ise
bugüne kadar çabas›n› bir
turnuvaya kat›lmaktan
ziyade, averaj tak›m›
olmamak için sarf etmekteydi
ve play-off’a kalan ekipler
içerisinde en büyük sürprizi
belki de onlar yapt›.
Estonya harikalar
diyar›nda
Üç tak›m›n hikâyesine, en
büyük sürprizi yapandan,
Estonya’dan bafll›yoruz.
Estonya, II. Dünya Savafl›
öncesinde Avrupa’n›n en
zay›f millî tak›mlar›ndan
birine sahipti ve iki kez
kat›ld›¤› Dünya Kupas›
elemelerinde de herhangi bir
baflar› gösterememiflti.
Kat›ld›klar› tek turnuva 1924
Olimpiyatlar›yd›, onda da ön
eleme turunda ABD’ye tek
golle boyun e¤mekten
kurtulamam›fllard›. Daha
sonra SSCB bünyesinde yer
ald›klar› dönem de asl›nda
Estonya futbolunun ne denli
vahim durumda oldu¤unu
gösteren çok çarp›c› bir
örnek içeriyordu; yaklafl›k 45
y›l süresince tek bir Eston
oyuncu, SSCB Millî
Tak›m›’n›n formas›n›
giyememiflti.
Ülkenin, SSCB’den
ayr›lmas›n›n ard›ndan,
Estonya Millî Tak›m› da
yeniden uluslararas›
sahnedeki yerini alacakt›.
Ancak bu yeni tak›m›n ilk
ciddi tecrübesi olan Euro’96
elemeleri felâketle
sonuçland›. Estonya,
elemelerdeki 10 maç›n› da
kaybederken sadece üç gol
Euro 2012
TamSaha
30
TamSaha
31
Avrupa şampiyonasının son dört iştirakçisi, 11-15 Kasım’da oynanacak play-off maçları sonrasında belli olacak.
Estonya, Karadağ ve Bosna-Hersek takımları tarihlerinde ilk kez bu şampiyonaya katılmaya iki adım uzakta ve
dört gözle söz konusu play-off’u bekliyor.
Sürprize son iki ad›m
Sürprize son iki ad›m
Onur
Erdem
atabilmifl, kalesindeyse 31
gol görmüfl ve San Marino
ile birlikte elemeleri puans›z
kapatan iki tak›mdan biri
olmufltu. Estonya, ilk resmi
galibiyetini 1998 Dünya
Kupas› elemelerinde Beyaz
Rusya’ya karfl› alacakt› ama
sonuç Estonlar› bile
fazlas›yla flafl›rtm›fl olsa
gerek, bu maçtan dört gün
sonra ‹skoçya’yla oynamalar›
gereken maça ç›kmay›
unuttular. Tallinn’e gelen
‹skoçlar, turistik bir gezi
yap›p geri dönmek
durumunda kalm›fllard›.
Yine de UEFA enteresan bir
flekilde Estonya’y› hükmen
ma¤lup ilân etmeyecek ve
maç› bir sonraki ay
Monaco’da tekrar oynatma
karar› alacakt›.
Estonya’n›n bundan sonra
günümüze kadar genel
görüntüsüyse, “elemelerde
grup sonuncusu olmamak
için mücadele eden tak›m”
fleklindeydi. Zaten Euro 2012
elemelerine gelindi¤inde de
Estonya kura çekimine
beflinci torbadan girebilmiflti.
Çekilen kurayla kendilerini
‹talya, S›rbistan, Slovenya,
Kuzey ‹rlanda ve Faroe
Adalar› ile birlikte
C Grubu’nda bulduklar›nda,
Estonlar›n bu gruptan
ç›kmaktan ziyade öncelikli
hedeflerinin Faroe Adalar›’n›
geride b›rakmak olaca¤›n›
söylemek insafs›zl›k
say›lmazd›. Zira gruptaki
rakiplerinden ‹talya, S›rbistan
ve Slovenya son Dünya
Kupas›’nda mücadele etmiflti,
Kuzey ‹rlanda’ysa dünyan›n
en eski futbol geleneklerinden
birine sahipti.
Estonya’n›n bu gruptaki
yegâne rakibinin Faroe
Adalar› olaca¤›n› savunan
futbolseverler, neredeyse
daha ilk maçtan hakl›
ç›k›yordu.
Tallinn’de konuk ettikleri
“k⤛t üzerinde
kendilerinden de zay›f”
rakipleri karfl›s›nda bir saati
aflk›n süre boyunca 1-0
yenik durumda olan
Estonlar, duraklama
dakikalar›nda pefl pefle
iki gol bularak çok zor
bir galibiyet elde
etmifllerdi. Ancak bir
sonraki maçlar›nda
‹talya’ya 2-1
yenilmelerine ra¤men bir
hayli zorlamalar›
sonucunda “acaba”
dedirtmeye bafllad›lar.
Estonya için k›r›lma
noktas›ysa, S›rbistan’›,
hem de Belgrad’da, üstelik
de yenik duruma düflmüfl
olmalar›na ra¤men 3-1
ma¤lup ettikleri maç oldu.
Estonlar her ne kadar bu maç
sonras›nda da gruplar›nda
iniflli-ç›k›fll› bir grafik çizseler
de (misal, Faroe Adalar›’na
yenildiler) S›rbistan’›n
balans› öyle bir bozuldu ki,
Estonya’ya grup ikincili¤i bir
bak›ma alt›n tepsi önünde
geldi. Tak›m›n dört
ma¤lubiyet almas›na ra¤men
play-off’lara kalabilmesi,
sonuçta biraz da rakiplerinin
fazlaca hovardal›k etmesiyle
alâkal›.
Play-off’larda Estonya’n›n
rakibiyse ‹rlanda
Cumhuriyeti oldu. ‹ki tak›m
daha önce 2002 Dünya
Kupas› elemelerinde iki kez
karfl›laflm›fl ve ‹rlanda iki
maç› da 2-0 kazanmay›
bilmiflti. Bu seferki play-off
öncesinde de favori olan
taraf ‹rlanda. Ancak
Estonya’n›n bu noktaya
gelene kadar neredeyse her
maçta izleyenleri flafl›rtan
ifller yapm›fl olmas›,
muhtemelen ‹rlandal›lar›n
bile içine ufak bir kurt
düflmesine yol aç›yor.
Estonlar da elbette bu
durumdan faydalanmak
niyetinde. Benzer oyun
tarz›na sahip Kuzey
‹rlanda’y› grup maçlar›n›n
ikisinde de yenmifl
olmalar›ysa, Estonlara hiç
flüphesiz ekstra bir özgüven
veriyor.
Savicevic ile Mijatovic
yok ama…
Dünyan›n en genç millî
tak›mlar›ndan biri Karada¤
Millî Tak›m›. ‹lk maçlar›na
ç›kt›klar› günden bugüne
dört sene ve sekiz ay geçmifl
durumda. Üstelik Karada¤
küçük de bir ülke. Nüfusu
625 bin civar›nda.
Böylesine flartlarda hiçbir
millî tak›m›n uluslararas›
turnuvalara kat›labilecek
düzeyde baflar›lar elde
etmesi beklenen bir fley
de¤ildir. Ancak Karada¤ tüm
bu önyarg›lar› y›kmaya
sadece iki ad›m uzakl›kta.
E¤er Çek Cumhuriyeti ile
oynayacaklar› play-off
maçlar›ndan da al›nlar›n›n
ak›yla ç›karlarsa, bugüne
kadar Avrupa
flampiyonalar›nda boy
gösteren en küçük ülke
olacaklar.
Asl›nda Karada¤, bugüne
kadar bünyesinden büyük
futbolcular ç›km›flt›. Bunlar›n
en bafl›nda da 1991 y›l›nda
Avrupa flampiyonu olan
K›z›ly›ld›z tak›m›n›n süper
sola¤› Dejan Savicevic
geliyor. Savicevic daha
sonras›nda da kariyerini
Milan’da sürdürmüfl ve
k›rm›z›-siyahl›lar›n 1994
y›l›nda yaflad›¤› fiampiyonlar
Ligi zaferinde de en büyük
paya sahip oyunculardan biri
olmufltu. 1990’l› y›llar›n ilk
yar›s›nda, dünyan›n say›l›
oyuncular› aras›nda
gösterilen bir isimdi.
Savicevic’ten sonra Avrupa
futboluna ad›n› alt›n harflerle
yazd›ran bir baflka Karada¤l›
ise Predrag Mijatovic oldu.
O da 1990’lar›n ikinci
yar›s›nda, Valencia ve Real
Madrid formalar›n› giydi¤i
dönemde k›tan›n en tehlikeli
hücum oyuncular›ndand›.
1998 y›l›nda Real Madrid’e
fiampiyonlar Ligi
flampiyonlu¤unu getiren
golün alt›nda da Mijatovic
imzas› vard›. Bunun d›fl›nda
1980’li y›llarda Galatasaray
formas› giyen ve Türkiye
liglerinin gördü¤ü en sayg›n
kalecilerden biri olan Zoran
Simovic’in de aslen
Karada¤l› oldu¤unu
belirtelim.
Karada¤ daha evvelden