TamSaha
52
TamSaha
53
1
970’li y›llara kadar
futbol, bugün olmazsa
olmaz dedi¤imiz
sponsorluk kavram›na
yabanc›yd›. Alman
kulüplerinin temelini att›¤›,
‹ngilizlerin de kat ç›kmaya
bafllad›¤› formada gö¤üs
reklam› olgusu bile bu
zaman diliminde uzun
münakaflalar sonucu bafl
gösterebildi. ‹lk k›v›lc›mlar›n
ard›ndan çeflitlenen ticari
gelirler, Premier Lig’in
kurulmas› ve Rupert
Murdoch’›n televizyon
yay›nlar› sonucu yaratt›¤›
muazzam kaynak sonucu
bambaflka boyutlara tafl›nd›.
Dolay›s›yla uzun y›llar
boyunca neredeyse sadece
gifle gelirlerine muhtaç
biçimde varl›¤›n› sürdüren
futbol kulüpleri, para
musluklar›n›n çeflitlendi¤i bir
havuza girerek arkas›n›
sa¤lama ald›. Ne var ki bu
durum, sponsorlar›
etkileyecek biçimde büyük
bir küresel ekonomik krizin
futbola da bulaflabilece¤i bir
ortam do¤urdu.
Elbette 1970’ten çok önceleri
dünya “ekonomik kriz”
kavram›yla tan›flm›flt›.
I. Dünya Savafl› sonras›nda
tazminat ödemekten yorulan
Alman ekonomisi, 1923
y›l›nda iflâs bayra¤›n›
çekmiflti. 1929’da Wall
Street’te piyasalar›n çöküflü,
tüm dünyay› 12 y›l sürecek
olan “Büyük Buhran”›n içine
sürüklüyordu. 1966 y›l›nda
ise yine ABD merkezli bir
kredi depremi, Avrupa
ekonomilerinde sars›nt›
yarat›yordu. Yine de tüm
bunlar, köklerini endüstriyel
dünyaya henüz uzatamam›fl
olan çim sahalardan uzak
kald›. Tarihteki en derin
finansal krizlerden biri olan
1973-74 petrol krizi bile
futbol dünyas›nda sadece
ufak s›yr›klara yol açabildi.
1973: Aman petrol!
Bugün bahar mevsimini
yaflayan Arap co¤rafyas›,
1973 y›l›nda tüm dünyay›
bol f›rt›na ve tipi bar›nd›ran
bir k›fla sürükledi. ABD’nin
So¤uk Savafl’›n gölgesinde
‹srail’e tam deste¤ini
sürdürmesi, bölgede petrol
ihracat› yapan Arap
ülkelerinin kovan›na
sokulmufl bir çomak etkisi
yaratt›. Al›nan karar
do¤rultusunda petrol fiyatlar›
bir gecede yüzde 70 artt› ve
zaman içinde üretim
azalt›ld›. Bu geliflme,
özellikle s›rt›n›
endüstriyelleflmeye dayam›fl
olan ülke ekonomilerinin
eline tutuflturulmufl bir
bomba gibiydi.
Petrol Krizi’nden en çok yara
alan Avrupa ülkesi
‹ngiltere’ydi ancak bu
durumun Ada futbolunu
derinden sarst›¤›n› söylemek
mümkün de¤il. Henüz forma
sponsorlu¤u ve gö¤üs
reklam› ile
tan›flmaktan ziyade
flört edilen bu
dönemde futbol
kulüpleri, yeni
transferler için en
büyük kaynak olarak
maç günü gelirlerini
görürdü. Ancak
büyük oranda orta
s›n›f ve iflçilerden
oluflan tribünler,
Ortado¤u’dan gelen
kriz dalgas›ndan
kolayl›kla
etkilenebilirdi. Bu flekilde
altyap›ya ve futbolcu
aray›fl›na bir kat daha önem
veren ‹ngilizler, Petrol Krizi
sonras›ndaki on y›lda befl
farkl› lig flampiyonu
ç›karmay› bildi. Leeds’te
Don Revie, Derby ve
ard›ndan Nottingham
Forest’ta Brian Clough,
Liverpool’da Bill Shankly ve
Bob Paisley bu de¤iflimin
baflrol oyuncular› oldu.
Ligdeki bu çoklu rekabet
Avrupa’ya da yans›y›nca
fiampiyon kulüpler Kupas›,
1977-1982 aras›ndaki
6 sezon boyunca ‹ngiltere’ye
gitti.
Petrol Krizi’ni etkili biçimde
hisseden di¤er bir Avrupal›
olan Hollanda, Ajax
sayesinde 1971-73
döneminde üç
kez üst üste
fiampiyon
Kulüpler
Kupas›’n›
baflkente
getirmiflti.
Ne var ki bu
dönemin
sonunda Johan
Cruyff’un 920
bin sterlinlik rekor fiyat
karfl›l›¤› Barcelona’ya
sat›lmas›, bir noktada krizin
tetikledi¤i nakit ihtiyac›na
ba¤lanabilir. Sonuçta
Hollanda, Avrupa’n›n bir
numaral› kupas›n› bir kez
daha eve getirebilmek için
15 y›l beklemek zorunda
kald›. Berlin Duvar›’n›n
bat›s›ndakiler petrol
üretimindeki k›s›nt›lar›n
s›k›nt›s›n› çekerken, onlar›n
bu a盤›n› kapatan ülke
Sovyetler Birli¤i idi. So¤uk
Savafl’›n ikinci büyük aktörü,
bu flekilde 1980 y›l›nda
dünyan›n en büyük petrol
üreticisi unvan›na eriflti.
Bu bolluktan beslenen
rejimin de deste¤iyle radikal
altyap› sistemi, futbolcu
yetifltirme tarz› ve oyun
plan›yla yepyeni bir ekol
sunan Dinamo Kiev’in tarihî
baflar›lar elde etmesi tesadüf
de¤il. Malûm dönemde Kupa
Galipleri Kupas› ile UEFA
Süper Kupa’y› kazanan
Lobanovskyi’nin ekibi,
fiampiyon Kulüpler
Kupas›’nda çeyrek ve yar›
final görmeyi de zaman
içinde al›flkanl›k haline
getirdi.
Futbol Ekonomi
Siyah beyaz yıllarda ticarî bakış açısından oldukça uzak duran futbol, endüstri çarkının içine girdikçe onun bir
dişlisi haline geldi. Çark hızlı dönerken sorun yoktu ama araya ne zaman bir çomak girse, yavaşlayan dişliler
yeşil sahaları da etkiledi. Dünyanın tanık olduğu büyük ekonomik buhranlar futbolu birçok kez teğet geçmedi.
Buhran döneminde futbol
Buhran döneminde futbol
2002: Arjantin
kendine a¤larken
Tarihin en köklü futbol
kültürlerinden birine sahip
olan Arjantin, y›llar süren
askerî yönetimden sonra
demokrasiye ve istikrarl›
ekonomiye geçiflin yollar›n›
arad›. Ne var ki bu durum,
karanl›k bir kulübeye uzun
süre tek bafl›na kapat›lm›fl bir
insan›n aniden toplumun
içine kar›flmas› gibi zaman
isteyen ve zorlu bir süreç
oldu. Özellikle yeni
milenyuma ramak kala
enflasyon dizginlenemiyor,
iflsizlik sürekli art›yor,
bankalar güven kaybediyor
ve ekonomi büyüyemiyordu.
Nitekim 2002 y›l›na
gelindi¤inde nüfusun yüzde
58’i yoksulluk, yüzde 28’i de
açl›k s›n›r›n›n alt›nda
yafl›yordu.
Halk›n isyan bayra¤›n› çekip
sokaklarda yürüdü¤ü o
günlerde yeflil sahalarda da
ifller tam olarak yolunda
de¤ildi. Ülkenin
önde gelen
kulüpleri,
yetifltirdi¤i genç
y›ld›zlar› yüksek
fiyatla Avrupa’ya
göndermeye bir
kat daha meyilli
halde geldi.
Ekonomik
bunal›m›n
zirveye yol ald›¤›
2000-01
sezonunda
neredeyse bir
ihracat f›rt›nas›
yafland›. Boca Juniors, Martin
Palermo ve Walter Samuel’i
s›ras›yla Villareal ve
Roma’ya yolcu ederek
25 milyon euroyu cebine
koyuyordu. River Plate ise
Juan Pablo Angel’i Aston
Villa’ya, Pablo Aimar’› da
Valencia’ya satarak 36
milyon euroluk nakit
elde ediyordu. Ertesi
sezon Barcelona yolunu
tutan Saviola, Boca’ya
tek bafl›na 36 milyon
euro kazand›r›yordu.
Forlan’› Manchester
United’a gönderen
Independiente’nin geliri
ise 11 milyon euroyu
buluyordu.
Millî Tak›m da finansal
krizin yaratt›¤›
depresyonu yafl›yor
gibiydi. 2001 Copa
America’ya ev sahibi
Kolombiya’daki yetersiz
güvenlik seviyesini
göstererek kat›lmayan
mavi-beyazl›lar, zaten
bunal›mda olan taraftar›n›
2002 Dünya Kupas›’nda
bir kat daha üzdü.
Kupan›n favorilerinden
olmas›na ra¤men sadece
4 puan toplayabilen
Arjantin; ‹sveç ve
‹ngiltere’nin ard›ndan
üçüncü s›rada kalarak
gruptan bile ç›kamam›flt›.
Ekonomik krizin
so¤umaya bafllad›¤› 2004
y›l›nda Copa America’da
kazan›lan ikincilik ise
ülke insan›n› futbol
konusunda da biraz olsun
güldürmeyi baflar›yordu.
2008: Global
kredi bata¤›
Önce ABD’deki konut
piyasas›n› sarsan,
ard›ndan Avrupa’n›n geliflmifl
ülkelerini tehdit eden ve
geliflen ekonomilere de
yavafl yavafl gözünü diken
son zamanlar›n en büyük
finansal krizinin halen içinde
bulunuyoruz. Bu süreçte
sterlinin euro karfl›s›nda
önemli ölçüde de¤er
kaybetti¤ini düflünürsek
Britanya kökenli
kulüplerin krizi bir kat
daha derinden
hissetmesi normal.
Ayr›ca kulüp sahibi olan
baz› ifladamlar›n›n
sorumsuz kararlar› da bu
dönemde belli futbol
kurumlar›n› ciddi zararlara
tafl›d›.
“Kredi krizi”nin öncü
sars›nt›lar›n›n bafllad›¤› 2007
yaz›ndan sonraki 2 y›l
boyunca sterlinin euro
karfl›s›nda yüzde 21 de¤er
kaybetmesi, özellikle
Avrupa’dan ithalata dayal› ifl
yapan birçok ‹ngiliz firmas›n›
etkiledi. Elbette k›ta içinden
önemli say›da futbolcu
transfer eden Premier Lig
kulüpleri de bu geliflme
sonucu darbe yedi. Nitekim
2010 y›l›n›n Ocak transfer
döneminde dönen para,
rekor seviyede afla¤› çekildi.
Ayr›ca Ada’n›n en köklü
kulüplerinden Newcastle
United, art arda baflar›s›z
sonuçlar›n ard›ndan 2009
bahar›nda Championship’in
yolunu tuttu. Newcastle’›n
en büyük destekçilerinden
Northern Rock ise yaklafl›k
bir y›l önce likidite sorununu
çözemedi¤inden ötürü devlet
himayesine al›nm›flt› bile.
Kulüp sahibi Mike
Ashley’nin sorumsuz
davran›fllar›, krizin simgesi
haline gelen bu çöküflle
birleflince Newcastle’›n
küme düflmesi neredeyse
kaç›n›lmaz olmufltu.
UEFA’n›n son dönemlerdeki
en isabetli karar› gibi
görünen Finansal Fair Play’in
ç›kmas›nda da Kredi
Krizi’nin rol oynad›¤›
söylenebilir. Zira borç yükü
Mustafa
Akkaya