her fleyi ö¤reten antrenördür. O
süreçte benim flans›m alg›lamam›n
yüksek olmas›yd› belki. Her söyle-
neni çabuk alg›layan ve dolay›s›y-
la çabuk ö¤renen bir oyuncu ol-
dum. 16 yafl›ndan itibaren hep bir
üst kategoride oynad›m. Bu arada
Millî Tak›m seçmeleri oldu ve ora-
da da be¤enilerek U17 tak›m›na
davet edildim.
ß
Henüz 18 yafl›ndayken Adana
Demirspor’la 17 maça ç›km›fls›n.
Seni profesyonel liglerde ilk ola-
rak oynatan teknik direktör kim-
di? Onun bu derecede güvenini
nas›l sa¤lam›flt›n?
17 yafl›ndayken üçüncü kaleciy-
dim. Tak›m›n bir iddias› olmad›¤›
için son iki maçta oynad›m. On-
dan sonraki sezon yine üçüncü ka-
leciydim ama devre aras›ndan iti-
baren banko oynamaya bafllad›m.
Bana A tak›mda ilk flans veren ho-
ca da Hüseyin Özcan’d›r. Abdül-
kerim Durmaz’›n ayr›lmas›ndan
sonra kalecilerden birini de gön-
dermifllerdi. Di¤er kaleci de k›rm›-
z› kart görünce mecburen beni oy-
natt›lar. O maçtaki performans›m›
be¤endiler ve sezon sonuna kadar
bana flans verdiler. Sezon sonunda
sözleflmem bitince de Bucaspor’a
transfer oldum.
ß
O dönemde baflka teklifler alm›fl
m›yd›n, neden Bucaspor’u tercih
ettin?
Ankaragücü, Manisaspor, Kas›m-
pafla, Konyaspor ve Gençlerbirli¤i
beni istemiflti ama ben Bucaspor’u
tercih ettim. Bucaspor altyap›s›na
önem veren bir kulüptü. 10 y›l
sonra bütün altyap› oyuncular›n›n
A tak›mda oynayaca¤› söyleniyor-
du. Ben de bir proje tak›m› olan
Bucaspor’da oynama flans›m ola-
ca¤›n› düflündüm ve böyle bir ter-
cihte bulundum.
ß
Bucaspor’da bafllang›çta üçüncü
kaleciydin. Önünde Carlos Alber-
to ile Atilla Özmen vard› ve sen
sadece Ziraat Türkiye Kupas› maç-
lar›nda kulübede oturabiliyordun.
Sonras›nda Carlos Alberto’nun ye-
rine Pavel Londak geldi ve senin
konumun yine de¤ifl-
medi. Bu süreçte ka-
fandan neler geçiri-
yordu?
Bafllangݍta kaliteli
oyuncular›n aras›na
geldi¤im için sevin-
mifltim. Çünkü Bucas-
por gerçekten de kali-
teli oyunculara sahip-
ti. O oyuncularla ta-
k›m arkadafl› olmak,
kendimi gelifltirmek
aç›s›ndan bana çok
de¤erli görünmüfltü.
Ancak aradan geçen
sürede kendimi gelifl-
tirdi¤imi hissetmeme
ra¤men konumum
de¤iflmedi.
‹kinci
planda kalmak insa-
n›n can›n› s›k›yor el-
bette. Bu durumu
kendi elimle de¤iflti-
remeyece¤imi görün-
ce devre aras›nda ki-
ral›k gitmek istedim.
Çünkü Adana De-
mirspor’da 13 yafl›n-
dan itibaren sürekli
oynayan bir kaleciy-
dim. Kendimi de oy-
nayarak gelifltirdi¤imi
düflünüyorum. Yedek kalmay› içi-
ne sindirebilen birisi de¤ilim. Çok
çal›flt›¤›m› ve kendimi gelifltirdi¤i-
mi düflünürken yedek kalmak beni
sinirlendiriyordu. Bu nedenle ki-
ral›k gitmek istedim. “Baflka bir ta-
k›mda oynay›p gelece¤im ve bura-
da da oynayaca¤›m” dedim. An-
cak baflkan beni göndermedi.
ß
Bucaspor’un Süper Lig’den düfl-
mesi kesinlefltikten sonra radikal
bir kararla kalede senin oynat›ld›-
¤›n› görüyoruz. ‹lk Süper Lig ma-
ç›n› da Medical Park Antalyas-
por’a karfl› oynuyorsun ve o gün-
den bu yana da kaleyi b›rakm›yor-
sun. Görevin sana verilmesiyle ne-
ler hissettin, neler yaflad›n?
O kadar çok h›rslanm›flt›m ki, art›k
oynayaca¤›m maç›n gelmesini
dört gözle bekliyordum. ‹çimde
heyecan de¤il, sadece kendimi
gösterme duygusu vard›. 18 çizgisi
üzerine gelen yan toplara bile ç›k-
t›m o maçta. Maç 3-3 bitti. Üç gol
yedim ama gollerin ikisi penalt›-
dand› ve benim aç›mdan çok iyi
geçen bir maçt›. Sonra 2-1’lik
Trabzonspor maç›nda oynad›m.
Kendimi gösterece¤im ya.... Be-
nim için Trabzonspor falan fark et-
mez havas›nday›m. Ama daha ilk
topta bofla ç›kt›m ve golü yedim.
Tabii içim içimi yiyordu. Ondan
sonras›n›, “Hadi gelin bakal›m,
baflka gol yemeyece¤im” havas›n-
da geçirdim. Hayat›m›n en iyi ma-
ç›n› o gün oynad›m diyebilirim.
Hiç bir yan topu b›rakmad›m, kar-
fl› karfl›ya toplar› ç›kard›m. Zaten o
maçtan sonra da Trabzonspor beni
istedi.
ß
Neden gitmedin?
Gitmek istemedim çünkü Bucas-
por’da yaflad›klar›m› Trabzons-
por’da da yaflamak istemedim. Bu-
caspor beni art›k birinci kaleci ola-
rak düflünüyordu. Trabzonspor’a
gitseydim ikinci plana düflecektim.
ß
Sana ilk flans› veren ve geçti¤i-
miz sezonun tamam›nda oynatan
Sait Karaf›rt›nalar senin hakk›nda
neler düflünüyor?
Onun bana en büyük art›s›, “Gol
yiyeceksen bofla ç›karak ye, kale-
de çak›l› kalarak gol yemeni iste-
mem” demesi olmufltur. Onun bu
sözleri bana büyük bir özgüven
verdi. Bir hoca bana, “fiunu yap-
ma, bunu yapma” derse ben bunu
zaten yapar›m. Çünkü k›s›tlan-
maktan hofllanmam.
ß
Futboldaki mevkiler içinde kale-
cilik en fazla
de¤iflim gös-
teren bölge
diyebi l i r iz.
Bafllangݍtan
bugüne kale-
c i l e r d e n
beklent i ler
giderek artt›.
Önce sadece
çizgide topu
tutmas› ge-
reken kaleci
sonras › nda
bütün ceza
s a h a s › n › n
hâkimi oldu,
sonra oyun
kurucu rolü
üstlendi ve
b u n l a r › n
hepsine bir
libero gibi
o y n a m a s ›
eklendi. Sen
bu geliflme
ç i z g i s i n d e
kendi konu-
munu nas›l
görüyorsun?
Savunman›n
arkas›na at›-
lan toplara
bir libero gibi ç›kabiliyorum ama
toplar› oyuna sokma konusunda
eksiklerim var. Ayak tekni¤imi çok
çok gelifltirmem gerekiyor. Yan
toplara ç›kma konusunda yeterin-
ce cesaretim oldu¤unu düflünüyo-
rum ama sadece cesaret yetmiyor,
bu konuda da kendimi gelifltirmem
gerekiyor. 1. Lig düzeyinde yan
toplarda iyi bir kaleciyim. Ama
e¤er, “Bu ligin düzeyi bu ve ben
de bu düzey için yeterince iyiyim”
dersem yerinde sayman›n ötesin-
de, gerilerim. Kendimi daha üst
düzeyde düflünerek gelifltirmem
gerekiyor. Bunun için yan toplarda
da üzerine koymam lâz›m. Oyun
oynan›rken kaledeki yerimi koru-
yabiliyorum, aç›ya göre pozisyon
alabiliyorum ama son hamlelerim
eksik kalabiliyor. Geçti¤imiz se-
zon yedi¤im gollerde top ya elime
çarp›p girdi, ya parmak uçlar›m-
dan geçti. Hep yar›m saliselik bir
gecikme vard›. Art›k bu konuda da
üzerine koyman›n zaman› geldi.
San›r›m bu biraz da ilk sezonumu
yaflaman›n heyecan›ndan kaynak-
land›. Art›k ayaklar› yere daha sa¤-
lam basan ve aflama kaydetmek is-
teyen bir kaleci olarak bu gollerin
önüne geçmem lâz›m.
ß
Geçmiflte ligimizde bir yabanc›
kaleci hegemonyas› vard›. Bugün
ise pek çok tak›mda yerli kaleciler
oynuyor. Bu de¤iflimi neye ba¤l›-
yorsun?
Bu de¤iflimin bafllang›c› bence
Rüfltü Reçber. Yafl›mdan dolay›
2002’den eskisini fazla hat›rlam›-
yorum. O tarihten itibaren bakt›¤›-
n›zda 2002 Dünya Kupas›’nda
Rüfltü Reçber’i görüyorsunuz.
Dünya Kupas›’n›n en iyi kalecisi
seçiliyor. Barcelona’n›n baflkan›
seçimden önce vaat olarak, “Seçi-
lirsem Ronaldinho ve Rüfltü’yü ge-
tirece¤im” diyor. Barcelona Baflka-
n›’n›n propagandas› bu. Avru-
pa’n›n en büyük tak›m›, bir Türk
kaleciyi en büyük hedefi olarak
görüyor. Biz sa¤dan soldan yaban-
c› kalecileri toplarken Avrupa’n›n
en büyük tak›m›nda bir Türk kale-
cinin oynayabilece¤ini görmek,
ülkemizdeki anlay›fl› da de¤ifltirdi.
Bence kafalardaki önyarg›lar›n y›-
k›ld›¤› an Rüfltü Reçber’in Barcelo-
na’ya transfer olmas›d›r. Tak›mla-
r›nda flans bulmaya bafllayanlar›n
performans› da Türk kalecilerin
yabanc›lardan bir eksi¤inin olma-
d›¤›n› ortaya koydu.
ß
Genç Millî Tak›mlardan itibaren
yabanc› rakiplerle karfl›l›kl› oyna-
mak ve onlar› yak›ndan tan›y›p
arada büyük farklar olmad›¤›n›
görmek de Türk oyunculara bir
özgüven kazand›rm›fl olabilir de-
¤il mi?
Elbette ama sadece bu da de¤il.
Ayn› kulüp tak›m›nda birlikte ol-
du¤unuz yabanc› kaleciyi de görü-
yorsunuz ve “Ben daha iyisi yapa-
r›m, buna bofluna para veriyorlar”
TamSaha
33
32
TamSaha