A Milli Takımımızın, 2008 Avrupa Şampiyonası çeyrek finalinde Hırvatistan'ı oynanan müthiş maç sonrası eleyerek yarı finale yükselmesi dünya basınında büyük yankı yarattı.
Millilerimizin, Hırvatistan zaferi İngiltere, Almanya, İspanya, Fransa, İtalya ve Yunanistan basınında şu şekilde yer aldı;
İNGİLTERE BASINI
Türkiye'nin zaferi adeta ''Hırvatistan'ın elinden kaptığını'' yazan The Daily Telegraph, ''Türkler yenilgi bilmiyor. Uzatmaların ikinci yarısında canları alınmışken bile, Fatih Terim'in yürekli çocukları mücadeleye devam etti ve Semih Şentürk ile durumu eşitleyip, penaltılarda da üstünlük sağlayarak Almanya karşısında yarı finale yükseldi'' dedi.
''Bu otomobil kazası gibi bir futboldu, gelişmeler inanılmaz bir hızla yaşandı, özellikle de Slaven Biliç için korkutucu oldu, gömleği ter içinde kaldı, takımı galibiyeti elinden kaçırırken, yüzü dehşetle kaplandı'' cümlelerine yer verilen yorumda, ''daha bir dakika önce Klasnic'in golüyle sahada dans eden Biliç, hemen ardından düdüğü geç çaldığı gerekçesiyle hakeme saldırıyordu'' denildi.
Bundan beş dakika sonra penaltı atışlarının ardından Biliç'in bu kez kırılan hayalleriyle sahada dizlerinin üstüne çöküp kaldığı hatırlatılan Telegraph'ın yorumunda, Biliç'in bu kaderinin döndüğü anlarda yaşadıklarının üstesinden gelebilmesinin zaman alacağı kaydedildi.
Biliç için üzülürken, bütün zafer şarkılarının ise Fatih Terim ve onun coşkulu oyuncularına yazılması gerektiği de belirtilen yorumda, 35 yaşındaki kaleci Rüştü'nün dün bütün yılları geri sarıp, son derece güzel kurtarışlar yaptığı hatırlatıldı.
Tuncay'ın orta sahada hayatının maçını oynadığı, Hamit Altıntop'un da bu maçta ülkesine büyük hizmet verdiği ve taraftarlarına büyük bir onur yaşattığı bildirildi.
5 yaralı, iki cezalı oyuncu bulunan Türk milli takımının ''takım ruhunun ise zayıflamadığını'' kaydeden Telegraph, ''Bunu onurları sağladı. Taraftarları da azına razı olmadı. Terim'in tutkulu oyuncuları büyük mücadele verdi, özellikle de orta sahada Biliç'in oyuncuları üzerinde büyük baskı kurdular'' dedi.
Terim'in Hırvatistan'ı durdurma taktikleri üzerinde de duran gazete, bunların belki çok şık görünmediğini, ancak 118 dakika boyunca işe yaradığını belirtirken, Hırvatistan'ın golünün ardından sevinçle sahaya koşan Biliç'in sevincinin çok sürmediğini ifade etti. ''Terim'in Türkleri maça devam etti ve Semih durumu eşitledi'' diyen gazete, penaltılarda yaşanan heyecanı da uzun uzun okurlarına aktardı.
The Guardian gazetesi de ''geri dönüşlerin kralı olan Türkiye, bu kez tam bir son dakika çalımı attı'' başlığıyla yayımladığı yorumda, dün gece tarihin yazılmasının iyice zaman aldığını belirtti.
Maçın 119 dakikasının, böyle bir turnuvanın şanını temsil eder biçimde gelişmediğini savunan Guardian, ''Ama sonunda beklenen patlama oldu ve dumanlar dağıldığında, ayakta kalan Türklerdi. Onlar, daha önceki 4 Avrupa Şampiyonası boyunca bu noktayı aşamayan ve bu maçın beklenen galibi olmayan taraftı'' dedi.
Hiçbir şeyden ve hiç kimseden korkmaları gerekmeyen Fatih Terim'in takımının şimdi yarı finalde Almanya ile karşılaşmaya hazırlandığını de yazan gazete, şimdiye kadar adının üzerinde tek bir leke bulunmayan emektar kaleci Rüştü'nün yediği golün ardından, Semih Şentürk'ün attığı golle ''futbolun son anda kurtulma uzmanı'' olan takımına beraberliği sağladığını hatırlattı.
16 takımın katıldığı turnuvada hiçbir başka takımın Türkiye ve Hırvatistan'ın sergilediği milli gurur tablosunu ortaya koyamadığını, stadyumun bir kırmızı-beyaz okyanusuna dönüştüğünü, Hırvat izleyicilerin Türkler'den çok daha kalabalık olduklarını, iki takımın 1996 buluşmasını yaşayan ve dün sahada bulunan tek kişinin kaleci Rüştü olduğunu da hatırlatan Guardian, yarı finalde Tuncay Şanlı, Emre Aşık ve Arda Turan'ın sahada oynayamayacaklarını belirti. Guardian'ın yorumunda, ''Ancak Terim ve takımın geri kalanı bundan çok da endişelenmiyor gibi görünüyor'' denildi.
Bu Turnuvanın beklenmeyen kazananlarıyla bir tarih oluşturduğu da belirtilen yorumda, ''Eğer Joachim Löw önümüzdeki birkaç günü Terim'in Türkiyesi'nin bir sonraki sürpriz paketinin ne olabileceğini düşünerek geçirecekse, yalnız olmayacak'' denildi.
The Times gazetesi de maç yorumunda İngilizcedeki ''defeat'' kelimesinin Türkçe'de ''yenilgi'' şeklinde bir karşılığı bulunduğunu, ancak Türk Milli Takımı oyuncularının bu kelimenin anlamını bilmediklerini yazdı.
Türk milli takımının Avrupa kupasında uzatmalar ve sakatlıklar da dahil toplam 414 dakika maç yaptığını, bu sürenin sadece toplam 9 dakikasını ''galip durumda'' geçirdiğini hatırlatan Times, ''aslında bütün bilmeniz gereken bu gerçekten de. Biri Fatih Terim'in takımının ilerleyişini bir şekilde izaha kalksa, mantıken yenilgiye uğrar'' dedi.
Türkiye'nin oynadığı İsviçre ve Çek Cumhuriyeti maçlarının gidişat ve sonuçlarını da hatırlatan Times, ''dün akşamki sonuçla öbür maçları da aştılar. Dünkü maçta hiç galip duruma geçmediler, ama penaltılarla kazandılar'' hatırlatmasında bulundu.
''Bu, büyük uluslararası şampiyonalarda ortaya konulmuş en olağanüstü başarı serisi'' diyen gazete, Hırvatistan'ın da cesur bir takım olduğunu, bunu en iyi İngiltere'nin bileceğini belirtirken, ''ama bu, uzatmanın son iki dakikasında bir sinir savaşına dönüşünce ve penaltılar atılırken, karşılarındaki sırt üstü düşmeyen, öldürülemeyen canavarla yüzyüze gelince cesaretlerini yitirdiler'' dedi.
Hiçbir takımın maçın son anında gol yedikten sonra toparlanamayacağını da kaydeden Times gazetesi yazarı, ''Türkiye hariç, onlar bu turnuvada bir takım değil, bir fenomen, doğanın gücü. Bu adeta mitolojik bir savaş'' görüşünü vurguladı.
Biliç'in Türkiye'nin beraberlik golünün ardından hakeme itirazının da bir işe yaramadığını kaydeden yazar, ''Takımının damarlarından canı çekiliyordu. Normalde güçlü, mücadeleci biri olan Biliç, belki de olacakları anlamıştı ve adamlarının özgüvenlerinin damarlarından çekildiğini hissetmişti. Gerçekten de Hırvatistan daha penaltılar başlamamışken bile yenilmiş görünüyordu'' dedi.
Penaltılarda ortaya çıkan manzarayı da özetleyen yazar, ''Türkler hiç kaçırmadı. Onların isteği daha büyüktü, bu kadar basit. Bazen futbol taktik ve tekniğin ötesine geçer, Türkiye'nin penaltılarda yaptığı da buydu'' derken, maçın gerçekten farklı bir maç olduğunu vurguladı.
The Independent gazetesi de Türk milli takımının 120 dakika durup, 180 saniye Avrupa Kupası 2008'de görülmüş en ''inanılmaz futbolu'' sergilediğini, Biliç'in takımının sinirlerinin çökmesinden sonra Türkiye'nin maçı penaltılarla kazandığını yazdı.
Hırvatlar'dan ''sahanın her yerinde düşmüş askerler gibi yatıyorlardı, bize de 'gerçekten bütün bunlar oldu mu' diye düşünmek kaldı'' diye söz eden yazar, ''her şey sonunda başladı. Drama Hırvatistan'ın golüyle bitmedi. Türkler İsviçre ve Çek maçlarından sonra üçüncü geç gelen golü buldu. İngiltere fatihleri turnuva dışına gitti. Biliç çıldırdı, Türk futbolcular ise Terim'in üstüne atlamış sevinç gösterileri yapıyordu. Kimin inisiyatifi ele geçirdiği belliydi. Hırvatların donmuş yüzlerini gören kimse penaltılarda onlara bir penilik bahis bile oynamazdı'' görüşünü vurguladı.
Stadyumdaki herkesin Türkiye'nin beraberlik golünün ardından Hırvatistan'ın kaderinde galibiyetin bulunmadığını adeta hissettiğini de vurgulayan Independent yazarı, ''Ya Türkiye? Kendi ülkelerinin dışında pek azı bilinen bir grup futbolcu kendilerini bir başka yarı finale taşıdı, 2002'de de dünya kupasında aynısını yapmışlardı. Türkiye belki Avrupa 2008'in son dördünde futboluyla ışıldamıyor, ama kimse son düdük çalana kadar onların üstünü çizemez'' dedi.
Daily Mail gazetesi de Türkiye'nin ilk kez Avrupa kupasında yarı finale çıktığını hatırlatırken, Fatih Terim'in ''imparator'' lakabıyla tanındığını belirtti ve ''bu başarının ardından bakalım şimdi nasıl bir onur unvanı bahşedilebilecek?'' diye sordu.
Gazete, Türkiye'nin macerasının Basel'de Almanya karşısında sona ereceğini de öne sürerken, ''Çünkü cesaret adına sahip olduklarına, gerçek yetenek adına sahip değiller. Onlar son sekiz takim içinde en kötü olanı ve bir kez daha bu kadar şanslı olmaları düşünülemez. Almanlar'a karşı değil, hele iş penaltılara kalırsa'' iddiasında bulundu.
The Sun gazetesi de ''Türkler dalgasını geçiyor'' derken, ''Nasıl olup da bunu hep başarıyorlar?'' sorusunu sordu. 2008 Avrupa Kupasında Türk milli takımının üçüncü kez ''ölüp dirildiğini'' yazan gazete, ''ama bu kez gerçekten inanılmazdı'' diye yazdı.
''Bu macera gerçekten de Almanya karşısında yarı finalde sona ermeli'' diye yazan Sun gazetesi, Terim'in pek çok sakat ve cezalı oyuncusu olduğunu hatırlattı. İngiltere fatihi Hırvatların işi penaltılara bırakmamış olması gerektiğini belirten ve ''Türkleri penaltılara kalmadan gömmüş olmalıydılar'' görüşünü savunan gazete, yorumunu, ''Şimdi hepimiz biliyoruz ki, Türkiye söz konusuysa maç gerçekten bitene dek, hiçbir şey bitmiş sayılamaz'' diye tamamladı.
ALMANYA BASINI
Bild gazetesi birinci sayfadan ''Biz Türklere karşı'' başlığıyla yayınladığı haberde, Berlin'de Türklerin yaşadığı büyük coşkuya çok sayıda fotoğraflarla yer verirken, Türkiye'yi de bu büyük başarısından dolayı kutladı.
Gazetenin spor sayfalarında ''Diğeri lütfen'' başlığıyla yer alan bir haberde ise Alman milli takım oyuncularından Arne Friedrich'in, ''Şımarmayıp bir takım olarak oynarsak herkesi yenebiliriz. Avrupa'daki takımlar bizden korkuyorlar. Belirli bir hedef ile Avrupa Şampiyonası'na katıldık ve bu hedefimiz sürüyor'' şeklinde konuştuğu belirtildi.
Berliner Kurier gazetesi ''Şaka değil! Yarı finalde Türkiye'ye karşı'' başlığıyla verdiği haberde, Almanya'nın yarı finaldeki rakibinin belli olduğuna işaret ederek, kötü bir maç oynandığını, ancak Hırvatların penaltı noktasında ''aptalca'' hareket etmelerinden dolayı Türklerin çekişmeli bir penaltı atışından sonra yarı finale yükseldiklerini yazdı.
Gazetenin diğer bir haberinde de Türklerin gece yarısı Berlin sokaklarında yaşadığı coşku ve sevince ''Berlin üzerinde hilal parladı'' başlığıyla ve çok sayıda fotoğrafla yer verildi.
Berlin'de yayınlanan ''B.Z'' gazetesi de, ''Hilal Berlin'de parladı'' başlığıyla Berlin'deki coşkulu kutlamalara yer verirken, spor sayfasında da Türkiye'nin yarı finale yükselmesini ''Haydi buraya penaltı kahramanları'' başlığıyla okuyuculara aktardı.
Almanya'da uzun yıllar başarılı futbol oynayan Hırvat kökenli Fredi Bobic de bu gazete için ''Jogi, kıvrak Türklere dikkat et'' başlığıyla yazdığı bir yorumda, Türklerin güçlü yanlarının, bugüne kadar kendilerinden beklenmeyen bir mücadele azmi ve moral sergilemeleri, ayrıca iyi anlaşan bir takım olduğunu belirterek, ''Jogi'' lakabıyla tanınan Alman milli takım teknik direktörü Joachim Löw'ün, hızlı ve ne yapacakları belli olmayan Türk forvet oyuncularına da dikkat etmesi gerektiğini ifade etti.
Nihat'ın çok iyi bir oyuncu olduğu görüşüne yer veren Bobic, Arda'nın da Almanya'ya karşı oynayamayacak olmasına sevindiğini kaydetti.
''Türkiye'nin yarı finale yükselmesini birinci sayfadan ''Gelecekteki rakip: Almanya'' başlığıyla veren ''Berliner Morgenpost'' gazetesi de, spor sayfasındaki haberinde, Löw'ün Türk milli takımına karşı büyük saygısı olduğunu belirterek, Terim'in de ''Halkımız bu takımla gurur duyabilir'' şeklinde konuştuğunu yazdı.
''Frankfurter Allgemeine Zeitung'' gazetesi de Türkiye'nin yarı finale yükselmesini ''Türkler üçüncü kez geri dönüşlerini kutluyorlar'' başlığıyla verdi.
Alman televizyonları da sürekli bir şekilde Türk taraftarların sokaklardaki coşkulu kutlamalarını gösteriyorlar.
Öte yandan, Berlin polisi, coşkulu kutlamalara ve hayal kırıklığına uğrayan çok sayıda Hırvat taraftarına rağmen, kutlamaların büyük ölçüde olaysız geçtiğini bildirdi.
Kutlamalara yaklaşık 50 bin kişinin katıldığını ve 400 aracın konvoy oluşturduğunu belirten polis, kavga nedeniyle geçici olarak gözaltına alınan 18 kişinin de serbest bırakıldığını kaydetti.
''Kölner Express'' gazetesi, ''Türklerin ne yapacağı hiç belli olmuyor'' başlığıyla verdiği haberde, Alman milli takımının teknik direktörü Joachim Löw'ün de Türklerin, durum kaç kaç olursa olsun her zaman hesaba katılmaları gerektiğini gösterdiklerini belirterek, ''Ne yapacakları hiç belli olmuyor, bu nedenle de tehlikeliler. Teknik açıdan yüksek düzeyde oynayan çok iyi oyuncuları var. Ben tabii Türklerin mentalitesini de tanıyorum. İşleri iyi giderse olağanüstü şeyler yapabilirler'' şeklinde konuştuğu ifade edildi.
Türk milli takımının teknik direktörü Fatih Terim'in de ''Oyuncular kendilerini aşıyorlar. Bugün yaşadığımız olayın tarihte bir benzeri yok. En önemli futbol ülkelerinden biri olduk'' şeklinde konuştuğu kaydedilen haberde, buna rağmen karşılaşmanın, seyir açısından Avrupa Şampiyonası'nın en kötü maçlarından biri olduğu görüşüne yer verildi.
Bild gazetesi de ''Penaltı dramı - Bu Türkleri yeneriz'' başlığıyla verdiği haberde, ''Yarı finalde rakibimiz belli oldu. Türkiye Hırvatistan'ı penaltı atışlarında 4-2 yendi. Ancak endişelenmeyin: Bu Türkleri yeneriz'' şeklinde görüş belirtti.
Maçta 119 dakika boyunca hiçbir şey olmadığı, ancak maçın son dakikalarında yeniden heyecanlandığı ifade edilen haberde, ''Hala Bremenli olan Klasnic, Hırvatları öne geçirdi. Her şey bitti mi? Bu hacıyatmaz Türklerde bitmez'' şeklinde ifadeye yer verildi.
Türk milli takımı oyuncularının 25 Haziran Çarşamba günü Almanya'ya karşı oynayacağı karşılaşma için 1 gün daha az dinleneceklerine işaret edilen haberde, bunun yanı sıra Tuncay, Arda ve Emre gibi önemli futbolcuların bu maçta oynayamayacakları hatırlatıldı.
Rüştü'nün de bir penaltıyı tutarak maçın kahramanı olduğu kaydedilen haberde, Hamit Altıntop'un maç sonrasında, ''Son 3 oyunda neler başardığımıza bakılacak olursa bu tarif edilemeyecek kadar güzel. Herkes henüz olgunlaşmamış bir takım olduğumuzu biliyor, ancak bu yolda iyi bir şekilde ilerliyoruz. Böyle devam eder ve kendimize inanırsak, daha çok şey olabilir. Heyecanımız, hırsımız ve koşmaya hazır olmamız, çoğu şeyi iyi yapmamızı sağlıyor. Bize ayak uydurmak gerçekten de zor'' şeklinde konuştuğu belirtildi.
Karşılaşmanın son 2 dakikasında 2 gol atıldığına işaret edilen haberde, Olic'in bir direk şutu çektiği, ancak Modric, Rakitic ve Petric'in de penaltı kaçırdığı hatırlatıldı.
İSPANA BASINI
Spor gazetesi AS ''Taktik gibi mucize'' başlığını atarken, ''Bir maçtan ziyade, traji komik, hüzünlü bir tiyatro gibiydi. Saat ile beslenen Türkiye, 3. mucizesini yaptı. Kahraman bir rol oynayan Rüştü karşısında Hırvatistan kan kaybından öldü'' denildi. Sahanın en iyisini Hırvat Modric olarak seçen AS, en kötüsünü de ''Nihat'' olarak gösterdi.
Gazete, Türkiye'nin beraberlik golünü atan Semih için de ''Başa çıkılamayan bir takımın cesaretini ve inancını temsil etti'' yorumunda bulundu. Marca gazetesi, ''Türkiye çiçeği bir bahçe'' ifadesini başlığına çıkartarak, ''Türkiye, Dünya Kupası'nda olduğu gibi tek bildiği yolla kahramanca yarı finale yükseldi. Türk taraftarların takımlarının maçlarında ilk yarıyı izlemelerine gerek yok, istediklerini yapsınlar, son 20 dakika izlesinler yeter. Türkiye'de tek bir kahraman yok. İsviçre maçında Arda, Çek Cumhuriyeti maçında Nihat, Hırvatistan maçında Semih ve Rüştü. Mucizeye hepsi katılıyor, bunların hepsi deli!'' değerlendirmesini yaptı.
Diğer İspanyol gazetelerinde ise şu başlıklar atıldı:
El Pais ''Türk deliliği'', El Mundo ''Viyana en deli finallerden birine sahne oldu. Şanslı Türkiye penaltılarla yarı finalde'', ABC ''Dünya Kupası 3.'lüğünden 6 yıl sonra Türkiye, Avrupa Kupası'nda yarı finale kalarak yine uluslararası arenaya çıktı'', Sport ''Hitchock filmi gibi bir finalin ardından Türkiye penaltılarla yarı finalde'', El Mundo Deportivo ''Yeni bir Türk mucizesi''.
Öte yandan, milli futbolcu Nihat Kahveci, İspanyol basınında yer alan açıklamalarında ''Finale sadece bir adım kaldı sonra İspanya'yı finalde bekliyoruz. Ama şimdi bunu düşünmüyorum, çünkü yeni bir tarihi maç daha yaptık. Almanya çok güçlü ve kazanması zor bir takım'' dedi.
FRANSA BASINI
L'Equipe gazetesi, ''Türkiye, Ne Çılgınlık'' başlığıyla manşetten verdiği haberde, ''Türkiye hiçbir zaman vazgeçmez'' ifadesini kullandı.
Gazete, Türk Milli Futbol takımının üçüncü kez geriden gelip galibiyete ulaştığını yazdı. Gazete Türk takımında en fazla yıldızı Tuncay'a verdi.
Le Parisien gazetesi, ''Heyecan uyandıran Türkler'' başlığıyla birinci sayfadan verdiği haberde, ''Türk takımının gerilimli bir maç sonucunda galip gelmesini bildiği'' yorumunu yaptı.
Le Figaro gazetesi ise ''Türk mucizesi devam ediyor'' başlığıyla verdi haberde, ''Çılgın bir maçtan sonra Türkiye yarı finale kaldı'' ifadesini kullandı.
Liberation gazetesi, ''Türkler mutluluktan uçuyor'' başlığıyla milli takımın zaferini okuyucularına duyurdu.
İTALYA BASINI
La Gazzetta dello Sport, sonucun penaltılarla belirlendiği maça ilişkin haber başlığında, ''Penaltılar. Hırvatistan'ın yıkılışı. Ve yedi canlı Türkiye'' dedi.
Karşılaşma, spot cümlelerinde ise ''199. dakikada Klasniç-gol, 121. dakikada Şentürk'ün cevabı. Ardından da şok'' biçiminde özetlendi.
Futbol açısından sıkıcı bir karşılaşma sonrasında uzatmaların son bölümünde heyecanın doruk noktasına ulaştığına değinilen haberde, ''Unutulması gereken bir maç, son anda futbol tarihinin unutulmazları arasına giriverdi'' denildi.
Teknik direktör Fatih Terim'in maç sonrasındaki değerlendirmeleri ise ''Terim: En büyükler arasındayız'' başlığı altında ayrı bir haber olarak sunuldu.
Terim'in, ''Bizim felsefemiz şu: Hakem düdüğü çalmadığı sürece maç henüz bitmemiştir'' dediğini belirten La Gazzetta dello Sport, Hırvat Teknik Direktör Biliç'in ise ''Neler olup bittiğini hayatım boyunca kendime asla izah edemeyeceğim'' dediğini kaydetti.
Corriere dello Sport ise maç sonucunu ilk sayfadan, ''İnanılmaz Türkiye: 121'de durumu eşitledi, penaltılarda geçti'' başlığıyla anons etti.
İç sayfada ise ''Maratonun ardından Türkiye mucizesi'' başlığının kullanıldığı haberde, şu ifadelere yer verildi:
''Türkiye, tarihinde ilk kez Avrupa Futbol Şampiyonası'nda yarı finale yükseldi. Şanslı ve şeytani Terim'in çocukları uzatmaların ikinci yarısında, Klasniç'in golünden iki dakika sonra, uzatma dakikasının son saniyelerinde, golü attıklarında Hapel Stadı'nda coşku patlaması yaşandı. Türkler, şimdi Basel'de Almanya'yla hesaplaşacaklar, ama bayram dün gece yaşandı.''
Son anda maçtaki heyecanın had safhaya ulaştığına da işaret edilerek, ''Kalp krizi bile yaşanabilirdi. Modriç, Rakitiç ve Petriç'in penaltı hatalarıyla birlikte, Türkiye yarı finale uçmayı başardı'' denildi.
Terim'in değerlendirmeleri ise, ''Bu büyük sevinci hak etmiştik'' başlığı altında ayrı bir haber olarak aktarıldı.
Tuttosport gazetesi ise ''Hırvatistan'da hayal kırıklığı. Türkiye penaltılarda yendi'' başlığını kullandı. Spot cümlelerinde ise ''Klasniç, uzatmaların bitmesine bir dakika kala gol attı, ama Şentürk anında durumu 1-1 yaptı. Türkler yine son anda toparlandılar. Şimdi sırada Almanya var'' denildi.
Maça ilişkin değerlendirmelerde, Hırvatistan'ın aldığının düşünüldüğü anda her şeyin ters yüz olduğuna işaret edilerek, şöyle denildi:
''Her şeyin bitmiş olduğunun zannedildiği anda, oyuna sonradan girmiş olan Semih'le, tıpkı Çek Cumhuriyeti maçında olduğu gibi bitiş düdüğüne ramak kala durumu eşitlemeyi başardılar. Ardından penaltılar geldi. Osmanlılar şaşırmadılar, Hırvatlarsa acınacak durumdaydı (4 atışta 3 hata!)''
Tuttosport, Terim'in basın toplantısındaki sözlerini ise ''Türkler bizlerle gurur duyun'' başlığıyla özetledi.
YUNANİSTAN BASINI
Yunan basın-yayın organları, Türkiye'nin karşılaşmaya hızlı başladığı, sonraki dakikalarda sahadaki hakimiyetini kaybettiğini belirttikleri haberlerinde, cesaretlerini kaybetmeyen, son dakikaya kadar canla-başla mücadele veren Ay-yıldızlıların, karşılaşmayı ''bileklerinin hakkıyla'' almayı bildikleri görüşünde birleştiler.
Atina'da yayımlanan günlük spor gazetesi ''Filathlos'', ''Ölümsüz Türkler'' başlığı ile mücadeleyi okurlarına taşıdığı haberinde, Türk Takımı'nın dün çıkardığı oyunun dünyanın 8. harikası olarak nitelendirilebileceğini, Ay-yıldızlıların Hırvatlar'ın daha üstün sayılabileceği bir oyunu lehlerine çevirmeyi başardıklarını ve ''Rus ruletinden'' canlı çıktıklarını yazdı.
Türkiye'nin bir şey çok istendiği takdirde elde edilebileceğini, hatta bunun için evrenin dahi yardımcı olacağını gösterdiğini yazan gazete, Türk takımının devasa bir ruha sahip olduğunu, kısıtlı oyuncu seçimi ile karşı karşıya kalan Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim'in ise Hırvat bombardımanına yanıt verebildiğini kaydetti.
Gazete, ''Türkiye havlu atmamak gerektiğini gösterdi. Hiçbir durumda karşı takımdan daha iyi oynamadı, ancak üzerinde durulması gereken konu Türkiye'nin kayıp bir karşılaşmayı nasıl lehine çevirebildiği. Bu da şans eseri olan bir durum değil'' değerlendirmesinde bulundu.
''Türkiye al aşağı etti'' başlıklı haberinde ''Fos ton spor'' gazetesi ise dün akşam yaşanan gelişmelerin en çılgın rüyalarda görülmesinin dahi zor olduğu yorumunu yaptı.
Gazete, ''Evren yardım etti, yoksa Türkler'in başarısı başka türlü zor açıklanır'' şeklindeki haberinde, Ay-yıldızlılar'ın oyunun büyük bölümünde pasif olduklarını, uzatmalara ve penaltı atışlarına gidilen karşılaşmanın sonucu için söylenilecek tek şeyin ''Türkler'in organizasyonu alaşağı etmekte kararlı oldukları'' olduğunu kaydetti.
Gazete, elde edilen başarının ''Delikanlıca'' olduğunu da vurguladığı haberinde, ''Şans eseri'' Ay-yıldızlı takımın file bekçisi olan Rüştü'nün ''Gecenin kahramanı'' unvanını taşıyan isim olduğunu yazdı.
''Terim'in takımı akla hayale gelmezi başardı'' diyen ''Sport Day'' gazetesi, ''Türkler haber vermişlerdi, ama bu olan bambaşka bir yıkımdı'' ifadesine yer verdi.
''Allah onların yanında'' başlığını da kullanan gazete, ''Tekrarlanan tesadüf, tesadüf olmaktan çıkar. 9 gün içinde Türkiye 3. kez kaybedilen bir maçı almayı başardı. Bu sefer ise maç her zamankinden daha kayıp görünüyordu, ama son dakikada ağlarında gol gören bu takıma hayranlık duymak gerek. Terim'in takımı yolun sonunda görünüyordu. Rüştü topu Semih'in bölgesine gönderdi ve son vuruş milyonlarca Türk'e bayram yaşattı'' yorumunu yaptı.
Gazete, ''2002'de Türk takımının Dünya 3.'sü olduğu dönemde büyük rol oynayan Rüştü'nün dün de büyük yıldız olduğunu gösterdiğini'' yazdı.
Kaynak: Anadolu Ajansı