Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, "Türk Milli Takımı, rakip kim olursa olsun, koşullar ne olursa olsun, maç nerede oynanırsa oynansın, sahaya futbol oynamak ve kazanmak amacıyla çıkar. Çok güçlü bir rakiple oynayacağız. Çok zor bir maç olacak. Ama Türk Milli Takımı yine bir ilke imza atmak için sahaya çıkacak" dedi.
Terim bugün Santiago Bernabeu Stadı'nda İspanya maçı öncesi düzenlediği basın toplantısında şu görüşlere yer verdi: "Performansına, oyun anlayışına, başarılarına saygı duyduğumuz bir rakiple oynayacağız.
İspanya, resmi maçlardaki son yenilgisini 7 Ekim 2006'da Avrupa Şampiyonası elemelerinde İsveç karşısında (2-0), özel maçlardaki son yenilgisini ise 16 Kasım 2006'da Romanya (1-0) ile oynadığı maçta aldı.
O yenilgilerden sonra 10 özel maç oynadı, Finlandiya beraberliği dışında hepsini kazandı. 19 resmi maç yaptı, 17'sinden galip ayrıldı. Avrupa Şampiyonası eleme grubu maçlarında İzlanda'yla 1-1 berabere kaldı. EURO 2008 'de çeyrek finalde İtalya ile oynadığı, normal süresi ve uzatma bölümü golsüz biten karşılaşmayı seri penaltı atışlarında 4-2 kazandı. Yani toplamda 29 maçın 26'sından galip ayrıldı. 61 gol attı, 11 gol yedi.
Bu tablo, başlı başına saygı duyulması, takdir edilmesi gereken bir başarı sürecinin de anlatımı.
Ancak, futbol takdir ettiğiniz, saygı duyduğunuz takımlar karşısında teslim olacağınız anlamına gelen bir oyun değil. Hele bizim için hiç değil. Bizim bir felsefemiz var. Türk Milli Takımı, rakip kim olursa olsun, koşullar ne olursa olsun, maç nerede oynanırsa oynansın, sahaya futbol oynamak ve kazanmak amacıyla çıkar. Bu felsefeden bugüne dek hiç vazgeçmedik. Kaldı ki, benim de öteden beri ilkleri başarmak gibi bir alışkanlığım var. Çok güçlü bir rakiple oynayacağız. Çok zor bir maç olacak. Ama Türk Milli Takımı yine bir ilke imza atmak için sahaya çıkacak."
Yıllardır ülke futbolunun uluslararası arenada kalıcı başrılar vermesi için mücadele ettiğini belirten Terim şöyle devam etti: " Birlikte çalıştığım arkadaşlarımla çok önemli hedeflere ulaştık. Bir zamanlar hayal edilmesi bile imkansız görülen başarılara imza attık. Çok şeyi değiştirdik. Çok büyük aşamalar yaptık.
Ancak bir konuda hala hedeflerimizin gerisinde kaldık. Üzülerek söylüyorum, ülkemizdeki futbol algısını ne yazık ki hala istediğimiz düzeye taşıyamadık. Bunu belirtmek ihtiyacını neden hissettim?
İstanbul'da geçtiğimiz Pazar günü bir araya geldikten sonra, sürekli rehabilitasyon yapıyoruz. Moral değerleri çok aşağılarda olan oyuncularımızı, yalnızca fizik yönden hazır tutmak, taktik anlamda hedeflediğimiz noktaya getirmek değil, aynı zamanda ligdeki rekabetin üzerlerinde oluşturduğu olumsuz baskıdan da uzaklaştırmaya çalışıyoruz. 5 takımın şampiyonluk uğraşı verdiği, skora dönük kırılmaların sıklıkla yaşandığı bir lig yapısına sahibiz.
Taraftar baskısı, medya baskısı, kamuoyu baskısı oyuncuları öylesine etkiliyor ki… Oluşan bu baskı ortamında, oyuncularımız gerçek futbol kimliklerini oyuna ve performanslarına yansıtmakta ciddi zorluklar yaşıyor.
Böyle bir algı, uluslararası platformda rekabet ettiğimiz hiçbir ülkede yok. Bugün İspanya'daki 5. çalışma günümüz. Oyuncularımızın yüzü daha yeni yeni gülüyor.
Kendilerine daha yeni yeni geliyorlar. Yazık değil mi? Bu algıyı değiştirmek zorundayız. Futbolun, kaybedilince utanç duyulacak bir oyun olmadığını kavramak zorundayız. Futbolcunun, her şeyden önce insan olduğunu, tıpkı sizler gibi, yaşamını olumsuz etkileyen tepkiler karşısında gerçek kapasitesini oyuna yansıtmakta güçlük çektiğini bilmek zorundayız. Eğer bu oyunu seviyorsak, gelişmesini istiyorsak, hem yerel hem de uluslararası rekabette hepimizin beklentilerinin karşılanmasını diliyorsak, oyuncuya saygı duymak zorundayız. Bunu yapabilirsek, işte şu an yaşadığımız sıkıntıları da aşmış olacağız."
Terim bir İspanyol gazetecinin "Madrid ve İstanbul'dan oynayacağınız iki maçtan sonra İspanya ile aranızda nasıl bir puan tablosu oluşsun istersiniz" şeklindeki sorusuna "Tabiki 2 puan önde olmak isterim" cevabını verdi.
Villa'nın sakatlığının olmasının İspnaya milli takımını fazla etkilemiyeceğini savunan Terim, bu konudaki başka bir soruyu şöyle cevapladı, "Villa son 5 milli maçta, 7 gol attı. İyi bir golcü, şüphesiz Villa'sız bir İspanya'yı tercih ederim. Ancak İspanya milli takımında onun yerine oynayacak oyuncu da Villa aratmaz yaratmaz."
İspanya milli takımının bir süredir, İspanya'da milli maç oyunamadığını hatırlatan Terim, Santiago Bernabeu Stadı'nda oynamak bizi baskı altında tutmayı amaçlıyor. Maçın Bernabeu Stadı'nda oynanması, çok sayıda seyircinin gelecek olması İspanya- Türkiye maçının öneminin ve zor geçeceğinin bir göstergesi. İspanyol gazeteciler bize Villa'nın sakatlığı nedeniyle oynamayacığını söylüyor. Bizim bir dolu sakatımız var. Bunu gündeme getirmiyoruz. Artık siz de sakatlıklar konusunda soru sormuyorsunuz. Bu geldiğimiz noktanın göstergesi. Sahaya çıkaracağımız 11'e herkes güveniyor. Türk milli takımından beklentiler dikkat ederseniz büyüyüdü. İşte biz de bu beklentilere cevap vermek için buradayız. Yarın akşam güftesini kendimizin yazdığı, bestesini kendimizin yaptığı, kendi şarkımızı söyleyecek koromuzla İspanya karşında olacağız.
Orijinal boyutta görüntülemek için resmi üzerine tıkalyınız...