TR
EN
Rusya: Dünyanın son ev sahibi 7.09.2018
Rusya: Dünyanın son ev sahibi

1991 yılından bu yana Rusya adıyla futbol sahnesinde yer alan millî takım, eski SSCB'nin devamı olarak kabul ediliyor. SSCB Millî Takımı'nın ise Avrupa Şampiyonası tarihinde 1960, 1964, 1972 ve 1988 yıllarında oynadığı dört final, bu finallerde elde ettiği bir de şampiyonluk bulunuyor. Rusya Millî Takımı ise SSCB'nin dağılmasından sonra dört defa Dünya Kupası, biri BDT adı altında altı defa da Avrupa Şampiyonası finallerine katıldı. Ruslar, ev sahipliğini yaptıkları 2018 Dünya Kupası finallerinde çeyrek final oynadı.

Türkiye - Rusya Maç Günü Kitabından…

Bugünün Rusya Millî Takımı, tıpkı ülkesi gibi Sovyetler Birliği Millî Takımı'nın da mirasçısı kabul ediliyor. Her ne kadar Sovyetler Birliği Millî Takımı'nın içinden SSCB'nin dağılmasının ardından 15 farklı takım çıksa, hatta SSCB Millî Takımı'nın en fazla forma giyip en çok gol atan oyuncusu Ukraynalı Oleg Blokhin olsa da Rusya'nın mirasçılığı tartışılmıyor.
 
Sovyetler Birliği Millî Takımı'nın uluslararası futbol sahnesine çıkışı ise 16 Kasım 1924. SSCB'nin tarihteki ilk maçında rakibi ise Türkiye. O gün Moskova'da Millî Takımımızı 3-0 yenerek başlangıç yapan Sovyetler Birliği'nin tarih sahnesinden çekilip yerini Rusya'ya bıraktığı son maç ise 13 Kasım 1991'de Larnaka'da oynandı. SSCB, o maçta da Kıbrıs Rum Kesimi'ni tıpkı başlangıçta olduğu gibi 3-0 yendi.

En farklı galibiyetlerini 16 Eylül 1955'te evinde Hindistan'ı 11-1 ve 15 Ağustos 1957'de deplasmanda Finlandiya'yı 10-0 yenerek elde eden Sovyetler Birliği, en farklı yenilgisine ise 22 Ekim 1958'de Londra'da 5-0 kaybettiği İngiltere karşısında uğradı. SSCB'nin dağılmasının ardından bir süre Bağımsız Devletler Topluluğu adıyla yoluna devam eden Rusya Millî Takımı ise ilk maçını 16 Ağustos 1992'de Meksika'ya karşı oynadı ve 2-0 kazandı. Bu maçta tıpkı eskiden olduğu gibi Rusya dışında diğer Sovyetlerin oyuncuları da BDT takımında yer almıştı.
Kulüpler bazında Rus takımları eski adıyla Şampiyon Kulüpler Kupası, yeni adıyla Şampiyonlar Ligi'nde ya da Kupa Galipleri Kupası'nda şampiyonluk göremedi. Sovyetler Birliği adına 1975 ve 1986'da Dinamo Kiev, 1981'de de Dinamo Tiflis Kupa Galipleri Kupası'nı kazandı ancak birincisi Ukrayna, ikincisi ise Gürcistan takımıydı.

Ruslar ise Avrupa kupalarındaki ilk zaferlerini 2005 yılında UEFA Kupası'nı kazanan CSKA Moskova ile elde etti. 2008'de ise Fatih Tekke'nin de formasını giydiği Zenit St. Petersburg aynı başarıyı bir kez daha tekrarladı.
 
Şimdi SSCB ve Rusya'nın büyük turnuvalarda neler yaptığına bir göz atalım. SSCB, 1930'dan 1958'e kadar olan Dünya Kupası organizasyonlarına katılmadı. İlk olarak 1958 Dünya Kupası'nda yer aldılar. İki yıl önce 1956 Melbourne Olimpiyatlarında altın madalya kazanmışlar ve herkesin dikkatini üzerlerinde toplamışlardı. İsveç'teki finallerde Brezilya, İngiltere ve Avusturya ile paylaştıkları grupta İngiltere ile 2-2 berabere kalıp Avusturya'yı 2-0 yendikten sonra Brezilya'ya 2-0 yenildiler ve 5 puanla lider olan sambacıların ardından İngiltere ile birlikte 3'er puan ve eşit averajla ikinci sırayı aldılar. Dünya Kupası finallerindeki ilk gollerini, Avusturya maçının 13'üncü dakikasında Nikita Simonyan kaydetmişti. İngiltere ile oynadıkları play-off maçını Ilyin'in golüyle 1-0 kazanıp çıktıkları çeyrek finalde ev sahibi İsveç'e 2-0 yenilip elendiler.

Ancak Sovyet futbolu o yıllarda altın çağını yaşıyordu ve 1960'ta ilk kez düzenlenen Avrupa Şampiyonası finallerinde zirveye çıkmayı başaracaklardı. Elemelerde Macaristan gibi bir devi saf dışı bırakarak Fransa'daki finallere gelmişlerdi. O dönemde finaller dört takımla oynanıyordu. Yarı finalde Çekoslovakya'yı Valentin İvanov'un iki, Viktor Ponedelnik'in de bir golüyle 3-0 yenerek finale yükseldiler. Finaldeki rakipleri Yugoslavya ile kıran kırana bir maç oynadılar. Yugoslavlar 43'te Galiç'le öne geçmiş, Sovyetler 49'da Slava Metreveli ile karşılık verince maç uzatmalara gitmişti. 113'te Ponedelnik'in attığı gol, Sovyetlere tarihinin en büyük başarısını, Avrupa Şampiyonluğu olarak getirecekti.

1962 Dünya Kupası'nda ev sahibi Şili'ye çeyrek finalde elenen Sovyetler Birliği, 1964 Avrupa Şampiyonası'nda bir kez daha final oynadı. İspanya'daki finallere yine dört takım gelmişti. Sovyetler, Danimarka karşısında adeta şov yaparak Valery Voronin, Viktor Ponedelnik ve Valentin İvanov'un golleriyle 3-0 kazandı ve finale çıktı. Finaldeki rakip ise ev sahibi İspanya'ydı. 6'ncı dakikada Pereda'dan yedikleri gole 8'inci dakikada Galimzyan Khusainov'la cevap verseler de 84'te Marcelino'nun golüne engel olamayıp 2-1 kaybedecek ve üst üste ikinci kez Avrupa Şampiyonu olma fırsatını kaçıracaklardı.

1966 Dünya Kupası'nda Sovyetler bu arenadaki en büyük başarısını yarı final oynayarak elde etti. Kuzey Kore, İtalya ve Şili'nin bulunduğu gruptan üç maçlarını da kazanarak ilk sırada çıktılar. Çeyrek finalde Macaristan'ı 2-1'lik skorla saf dışı bıraktılar. Yarı finalde ise Almanya'ya 2-1 yenilerek final şansını kaçırdılar. Üçüncülük maçında ise Portekiz'e yine 2-1 yenildiler.
 
1968 Avrupa Şampiyonası finallerinde Sovyetler yine sahnedeydi. Yunanistan, Avusturya ve Finlandiya ile eşleştikleri grubu beş galibiyet, bir yenilgiyle ilk sırada tamamlayıp İtalya'da dört takımlı finallerde yer aldılar. Yarı finalde eşleştikleri İtalya ile normal sürede ve uzatmalarda eşitliği bozamadılar ve kura atışında kaybettiler. Üçüncülük maçında ise İngiltere'ye 2-0 yenilip dördüncülükle yetindiler.

1970 Dünya Kupası finallerine İrlanda Cumhuriyeti ve Millî Takımımızın yer aldığı grubu lider bitirerek giden Sovyetler Birliği, ev sahibi Meksika, Belçika ve El Salvador'un yer aldığı grubu iki galibiyet, bir beraberlikle lider bitirip çıktığı çeyrek finalde Uruguay'a uzatmalarda yediği golle 1-0 kaybederek elendi.

1972 Avrupa Şampiyonası'nda ise Sovyetleri bir kez daha finalde izledik. İspanya, Kuzey İrlanda ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin yer aldığı eleme grubunu dört galibiyet, iki beraberlikle ilk sırada tamamlayan Sovyetler, Belçika'da düzenlenen dört takımlı finallerde Macaristan'ı Anatoly Konkov'un golüyle 1-0 yenip finale yükseldi. Ancak finalde karşılaştıkları Federal Almanya karşısında Gerd Müller'in iki, Herbert Wimmer'in de bir golüne engel olamayınca 3-0 yenilerek bir kez daha ikincilikle yetindiler.

Sovyetlerin 1958'den bu yana büyük turnuvalara aralıksız katılımı 1974 Dünya Kupası'nda diskalifiye olmaları nedeniyle sekteye uğradı. Kurallar gereği SSCB'nin Şili ile play-off oynaması gerekiyordu. Evlerindeki ilk maçta golsüz berabere kaldılar. Agusto Pinochet'nin darbe yaptığı ve devlet başkanı Salvador Allende'nin öldürüldüğü Şili'ye gitmek istemediler ve maçın tarafsız sahada oynanmasını talep ettiler. Bu talepleri FIFA tarafından reddedilince de Şili'ye gitmeme kararı aldılar ve hükmen yenik sayıldıkları için de finallere katılamadılar.
 
Sonrasında sıkıntılı bir döneme giren SSCB, Avrupa Şampiyonası'nın 1976, 1980 ve 1984 elemelerini geçemedi. 1978 Dünya Kupası'na da katılamadılar. Ancak bu süreçte 1982 Dünya Kupası'nda yer aldılar. Grupta İskoçya ve Yeni Zelanda'yı arkalarında bırakıp Brezilya'nın peşinden ikinci olarak turu geçtiler. İkinci turda ise Polonya ve Belçika ile eşleşmişlerdi. Belçika'yı 1-0 yendiler ama aynı takımı 3-0 mağlup eden Polonya ile golsüz berabere kalınca daha ileri gidemediler.

1986 Dünya Kupası'nda Fransa, Macaristan ve Kanada ile aynı grupta yer aldılar. Macaristan'ı 6-0, Kanada'yı 2-0 yendikleri gruptan Fransa ile 1-1 berabere kalıp ilk sırada çıktılar. Ancak ikinci turdaki unutulmaz maçta Belçika'ya uzatmalarda 4-3 yenilerek elendiler. O maçta Belanov'un 27 ve 70'te attığı gollerle iki kez öne geçmişler ancak Belçika 56'da Scifo ve 77'de Ceulemans'la 2-2'yi bulup maçı uzatmalara taşımıştı. 102'de Demol ve 110'da Claesen'le iki gol daha bulan Belçika skoru 4-2'ye getiriyor, Sovyetlere Belanov'un 111'de penaltıdan attığı gol yetmiyordu.
 
Ancak Sovyet futbolu artık yeni bir can damarı bulmuş görünüyordu ve 1988 Avrupa Şampiyonası finallerinde bir kez daha şampiyonluğa çok yaklaşacaklardı. Federal Almanya'daki finallere Doğu Almanya, Fransa, İzlanda ve Norveç'in yer aldığı grubu 5 galibiyet, 3 beraberlikle ilk sırada tamamlayarak gittiler. Fransa grupta ancak üçüncü olabilmişti. Hollanda, İrlanda Cumhuriyeti ve İngiltere ile birlikte yer aldıkları çok zorlu grubu da birinci bitirmeyi başardılar. Hollanda'yı 1-0, İngiltere'yi 3-1 yenmiş, İrlanda ile de 1-1 berabere kalmışlardı. Yarı finalde karşılarında İtalya vardı. Zorlu rakiplerini Hennadiy Litovchenko ve Oleh Protasov'un golleriyle 2-0 yenerek finale yükseldiler. Dördüncü kez geldikleri finalde, 1960'tan bu yana süren 28 yıllık Avrupa şampiyonluğu hasretine son vermek istiyorlardı ve karşılarındaki rakip grup aşamasında mağlup ettikleri Hollanda'ydı. Ancak bu kez de işleri istedikleri gibi gitmeyecek ve Hollanda 32'de Ruud Gullit'in, 54'te ise yıllarca unutulmayacak bir gole imzasını atan Marco van Basten'in sayılarıyla 2-0 kazanıp Sovyetlere o hazzı tattırmayacaktı.
 
Ve Sovyetler Birliği futbol tarihindeki son sahnesini de 1990 Dünya Kupası'nda alacaktı. Avusturya, Türkiye, Doğu Almanya ve İzlanda'dan oluşan eleme grubunu 11 puanla ilk sırada tamamlayarak gittikleri İtalya'da sanki birliğin sonunun da geldiğini anlatan bir performans göstermişlerdi. Kamerun, Romanya ve Arjantin'le yer aldıkları grupta Romanya ve Arjantin'e 2-0 yenildikten sonra Kamerun'u 4-0'la geçmeleri bir işlerine yaramamış, sonuncu olarak elenmekten kurtulamamışlardı.
 
1992 Avrupa Şampiyonası'nın finallerinde onları Bağımsız Devletler Topluluğu adı altında izledik. İtalya, Norveç, Macaristan ve Kıbrıs Rum Kesimi'ni geride bırakıp ilk sırayı aldıkları elemeleri Sovyetler Birliği unvanıyla oynamış, İsveç'teki finallere ise BDT olarak gelmişlerdi.
 
Lâkin Hollanda, Almanya ve İskoçya'nın yer aldığı grupta sadece iki beraberlikle iki puan toplayıp sonuncu oldular ve elendiler. Bundan sonrası için ise artık Rusya dönemi açılmış oldu. 1994 Dünya Kupası finallerine, İzlanda, Macaristan ve Lüksemburg'u geride bıraktıkları grubu Yunanistan'ın ardından ikinci sırada tamamlayarak katıldılar. Ancak ABD'deki finallerde sadece Kamerun'u yenebildiler ve Brezilya ile İsveç'e mağlup olup grup aşamasında turnuvaya veda ettiler.

EURO 96 elemelerinde kolay bir gruba düşmüşlerdi. İskoçya, Yunanistan, Finlandiya, Faroe Adaları ve San Marino'nun önünde İngiltere'ye gitmeleri şaşırtıcı olmadı. Ama finallerde büyük bir hayal kırıklığı daha yaşadılar. Almanya, Çek Cumhuriyeti ve İtalya ile paylaştıkları grupta tek puanlarını 3-3'lük Çek maçında aldılar ve sonuncu sırada kalıp evlerine döndüler.

1998 Dünya Kupası ve EURO 2000 elemelerini geçemeyen Ruslar, 2002 Dünya Kupası'na elemeleri ilk sırada tamamlayarak geldikten sonra yeni bir şokla daha karşılaştı. Japonya, Belçika ve Tunus'un yer aldığı grupta sadece Tunus'u 2-0 yenerek puan alabildiler ve bir kez daha bavullarını erkenden toplamak durumunda kaldılar. Zaten sonrasında 2006 ve 2010 Dünya Kupaları için vize de alamayacaklardı. Ama bu arada 2004, 2008 ve 2012 Avrupa Şampiyonası finallerine katılarak büyük turnuva hasretlerini giderdiler.

EURO 2004 elemelerinde kolay bir gruba düşmüşlerdi. İrlanda Cumhuriyeti, Arnavutluk ve Gürcistan'ı geride bırakıp İsviçre'nin peşinden Portekiz'in yolunu tuttular. Ama işte o kadar… Portekiz, Yunanistan ve İspanyalı grupta sadece Yunanistan'ı 2-1 yenince sonuncu olup elendiler.

EURO 2008'de ise tıpkı bizim gibi son dönemdeki en büyük başarılarını yakaladılar. İngiltere, İsrail, Makedonya, Estonya ve Andorra'yı arkalarında bıraktıkları eleme grubundan, Hırvatistan'ın peşinden ikinci olarak çıktılar. İspanya, İsveç ve Yunanistan'la paylaştıkları gruba 4-1'lik İspanya yenilgisiyle başlasalar da Yunanistan'ı 1-0, İsveç'i de 2-0 yenerek ikinci sıradan çeyrek finale yükseldiler. Hollanda'dan EURO 88'in hesabını Pavlyuchenko, Torbinsky ve Arshavin'in golleriyle uzatmada 3-1 kazanarak sordular. Ama yarı finalde karşılarında bir kez daha İspanya vardı ve sonunda kupaya uzanacak rakiplerine bu defa da 3-0 kaybetmekten kurtulamadılar.
 
Ruslar, EURO 2012'ye çok da zor olmayan bir grupta İrlanda, Ermenistan, Slovakya, Makedonya ve Andorra'yı arkasında bırakarak gitti. Ancak Polonya-Ukrayna ortaklığındaki turnuvada umduklarını bulamadılar. Çek Cumhuriyeti, Yunanistan ve Polonya ile paylaştıkları gruba 4-1'lik Çek galibiyetiyle sükseli başlasalar da 1-1'lik Polonya beraberliğinin ardından Yunanistan'a 1-0 kaybedip elendiler. İşin acı tarafı ise 4-1 yendikleri Çeklerin grubu lider bitirmesiydi.

Ruslar, 12 yıllık bir aradan sonra Dünya Kupası'na da 2014'te katıldı. Üstelik eleme grubunda da oldukça başarılı bir performans gösterdiler ve Portekiz, İsrail, Azerbaycan, Kuzey İrlanda ve Lüksemburg'dan oluşan grubu 10 maçta yedi galibiyet, bir beraberlik, iki yenilgiyle 22 puan toplayarak ilk sırada tamamladılar.

Ancak finallerde onları yeni bir hayal kırıklığı daha bekliyordu. Belçika, Cezayir, Güney Kore'den oluşan nispeten kolay bir grupta sadece Güney Kore ve Cezayir'le berabere kalarak iki puan toplayabildiler ve yine erkenden evlerine döndüler.

Ruslar son EURO 2016 finallerinde de boy göstermeyi başardı ama sadece o kadar… Avusturya, İsveç, Karadağ, Liechtenstein ve Moldova'dan oluşan gruba Fabio Capello yönetiminde Liechteinstein'ı 4-0 yenerek başladılar ama arkası kötü geldi. Nihayet içerideki Avusturya yenilgisinin ardından takımın başına Leonid Slutski getirildi. Slutski yönetiminde dörtte dört yaparak İsveç'i geride bıraktılar ve Avusturya'nın ardından final biletini aldılar. Ancak Fransa'da onları yine kötü bir son bekliyordu. İngiltere ile son dakikada attıkları golle 1-1 berabere kaldıkları maçtan sonra Slovakya'ya 2-1, Galler'e de 3-0 yenilerek evlerine döndüler. Bu yenilginin ardından Leonid Slutski'nin yerine Stanislav Cherchesov getirildi.
 
Cherchesov yönetimindeki Rusya, ev sahipliği yaptığı 2018 Dünya Kupası öncesindeki hazırlık maçlarında parlak bir görüntü çizmese de üç maçta iki galibiyet alarak gruptan çıktı.

Ruslar, 2018 Dünya Kupası finallerinde Uruguay, Suudi Arabistan ve Mısır'la aynı grupta yer almıştı. Tahminler Uruguay'ın grubu domine edeceği, ikincilik için ise Rusya ile Muhammed Salah'lı Mısır'ın çekişeceği yönündeydi. Uruguay tahminleri boşa çıkarmadı ve üçte üç yaparak grubu ilk sırada tamamladı. Rusya ise açılış maçında zayıf halka Suudi Arabistan karşısında 5-0'lık görkemli bir galibiyetle gövde gösterisi yaptı.

Bu maçtaki golleri 12'nci dakikada Yuri Gazinski, 43 ve 90+1'inci dakikalarda Denis Cheryshev, 71'inci dakikada Artem Dzyuba, 90+4'üncü dakikada da Aleksandr Golovin kaydetti. Cherchesov'un talebeleri için, gruptaki ikinci müsabaka olan Mısır karşılaşmasının sonucu çok kritikti. Bu maçın kazanılması, Rusların gruptan çıkmayı garantilemesi anlamına gelecekti. İlk yarısı golsüz sona eren maçın 47'nci dakikasında Mısırlı Fathi'nin kendi kalesine attığı golle 1-0 öne geçen Rusya, 59'da Denis Cheryshev ve 62'nci dakikada Artem Dzyuba ile art arda goller bularak skoru 3-0'a getirdi. Muhammed Salah'ın 73'te penaltıdan attığı gol skoru 3-1 olarak belirlese de Rusya evindeki finallerde gruptan çıkmayı garantilemişti. Grup birincisini belirleyecek Samara'daki maçta ise Rusya'yı acı bir sürpriz bekliyordu.

Uruguay, 10'da Suarez'le öne geçip, 23'te Denis Cheryshev'in kendi kalesine attığı golle farkı ikiye çıkardı. 36'da Igor Smolnikov ikinci sarı kartı görüp oyundan ihraç edilince 10 kişi kalan Rusya'nın ümitleri de tamamen tükendi. 90'da Edinson Cavani ile bir gol daha bulan Uruguay grup lideri olurken, Rusya da ikinci sıradan son 16 turuna yükseldi. Ancak karşılarında İspanya gibi bir dev markayı bulmuşlardı. Üstelik Moskova'daki maçın henüz 12'nci dakikasında Sergei Ignashevich'in kendi kalesine attığı golle geriye de düşmüşlerdi. Ama turnuvaya yedek kulübesinde başlayıp giderek artan bir performans gösteren ve Uruguay maçı hariç üçüncü maçında da ağları sarsan Artem Dzyuba'nın 41'inci dakikadaki golüyle eşitliği sağladılar ve önce 90 dakikayı, sonra da uzatmaları 1-1'lik eşitlikle tamamladılar. Çeyrek finale yükselecek takımı artık seri penaltılar belirleyecekti. Penaltılarda kaleci Akinfeev, İspanyolların Koke ve Aspas'la kullandığı iki atışı kurtaracak ve Rusya, sağladığı 4-3'lük üstünlükle İspanya'yı evine yollarken çeyrek finalin yolunu tutacaktı.

Rusların çeyrek finaldeki rakibi Hırvatistan'dı. Bu maç da büyük bir çekişmeye sahne oldu. Ruslar 31'inci dakikada turnuvanın en iyilerinden Denis Cheryshev'le 1-0 öne geçerken Hırvatlar 39'da Andrej Kramaric'le eşitliği sağlayıp maçı uzatmalara taşıdı. Bu bölümde öne geçen taraf ise 101'de Domagoj Vida ile bir gol bulan Hırvatistan oldu. Pes etmeyen Ruslar 115'te Brezilya asıllı sağ bekleri Mario Fernandes'le 2-2'lik eşitliği yakaladı ve yarı finale çıkacak takımı belirleme işi bir kez daha penaltılara kaldı. Ancak şans bu defa Rusların yüzüne gülmeyecek, penaltı atışlarında 4-3'lük üstünlük sağlayan Hırvatistan yarı finale yükselirken ev sahibinin işi bu noktada bitecekti.

Rusya, Dünya Kupası finallerinde çıktığı beş maçta kalede ağırlıklı olarak Igor Akinfeev (32), savunma dörtlüsünde Mario Fernandes (27), Ilya Kutepov (25), Sergei Ignashevich (39), Yuri Zhirkov (34), orta alanda Alexander Samedov (34), Roman Zobnin (24), Daler Kzuaev (25), Denis Cheryshev (26), forvette ise Aleksandr Golovin (22) ve Artem Dzyuba (29) on birini tercih etti. Bu on birin yaş ortalaması 28.8'di. Teknik direktör Stanislav Cherchesov'un UEFA Uluslar Ligi maçlarında kadrodaki yaşlı oyuncuların yerine yeni isimleri monte etmesi beklenebilir.