TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Engin Poyraz Efe Yıldırım: Yeni nesil golcü 1.06.2022
Engin Poyraz Efe Yıldırım: Yeni nesil golcü
Spora tenis oynayarak başladı ve birçok şampiyonluk kazandı. Kendisi gibi bir golcü olan babasının da etkisiyle yönünü çevirdiği futbolda iyi bir santrfor olma yolunda ilerliyor. Trabzonspor altyapısından U17 Millî Takımımıza uzanan taze kariyerindeki başarısı ise yüksek fizik gücü, gol vuruşlarındaki becerisi ve lider kişiliğinden kaynaklanıyor.

Röportaj: TamSaha / Deniz Adar

Öncelikle isminden başlayalım. Bir kaç isimden oluşan uzun adın var, bir hikâyesi var mı?

Engin babamın ismi; Efe ise babamın adının ilk harfi, annem Fatma'nın adının ilk harfi ve benim ismimin ilk harfinden oluşuyor. 

15 Ocak 2005 Artvin doğumlusun. Futbola başlamadan önce nasıl bir çocukluk geçirdin?

Futbola başlamadan önce 4 yaşında tenis oynamaya başladım. 11 yaşıma kadar tenis oynadım. Türkiye'nin birçok yerinde katıldığım tenis turnuvalarında şampiyonluklarım bulunuyor. Ama hocam Artvin'den tayin olduğu için maalesef tenisi bırakmak zorunda kaldım. Küçüklükten beri de fanatik bir Trabzonspor taraftarı olduğum için futbola yatkınlığım çok fazlaydı. 11 yaşıma geldiğimde de babam beni Artvin'de bir amatör takımın idmanlarına dâhil ederek futbola başlamamı sağladı. 

Aileni tanıyabilir miyiz? 

Annem, Artvin Borçka Sağlık Ocağı'nda hemşire. Babam da Adalet Sarayı'nda seçim müdürlüğü yapıyor. 

Eğitim hayatından bahsedebilir misin?

İlköğretim hayatım Artvin'in Borçka ilçesinde geçti. Trabzonspor'a transfer olduğumda şehire yalnız geldim ve tesislerde yaşamaya başladım. Lise hayatıma Trabzon'da devam ediyorum. Ailem Artvin'de yaşıyor. Şu anda 11'nci sınıfa gidiyorum. Trabzon Yavuz Sultan Selim Anadolu Lisesi'nde okuyorum. Okulda beni iyi karşılıyorlar, hocalarım gayet anlayışlı sağ olsunlar. Bana çok yardımcı oluyorlar, destek çıkıyorlar. Gayet güzel bir okul ortamı var.

Ailende senden başka sporla ilgilenen birileri var mı?

Babam amatör olarak Artvin Borçkaspor'un oyuncusuydu ve takım kaptanlığını yaptı. Daha sonra başkanlık yaptı. Babam da forvet oyuncusuydu. Bana da forvet oynamak nasip oldu. Babamın forvet oynaması da bana çok şey kattı. 

Artvin Ormanspor'dan Rizespor'a ve oradan Trabzonspor'a geçiş öykünü anlatabilir misin? 

Artvin Ormanspor'da futbola başladığımda 11 yaşındaydım. Borçka ve Artvin arasında 40 dakikalık bir mesafe var. Her gün okul çıkışı dolmuşa binip idmana gidiyordum. Gece geç saatlerde evde oluyordum. Bir sene geçtikten sonra Rizespor'un idmanlarına katılmaya başladım. Bu konuda da babam beni yönlendirdi. Rizespor'da da beni beğendiler ve orada iki sene oynadım. O dönemde kulübün altyapı tesisleri henüz yapılmamıştı. Haftanın üç-dört günü Borçka'dan Rize'ye dolmuşla gidip geliyordum ve bu da ortalama üç saatimi alıyordu. Bazen eve döndüğümde saat gece yarısını geçmiş oluyordu. Henüz 12-13 yaşındaydım ve o yaşlarda bu zorlukları yaşamak kişiliğimi daha da güçlendirdi. Rizespor'da bir dönem oynadıktan sonra hocalarım bana kaptanlık görevini verdi. Fikstür gereği Trabzonspor'la da maç yapıyorduk. Bense küçüklüğümden beri her zaman Trabzonspor'da oynamayı hayal ediyordum. Çünkü sülalece Trabzonspor taraftarıyız. Bu sene de şampiyon olduk şükürler olsun. Oradan Trabzonspor'a transferim gerçekleşti ve üç senedir Trabzonspor çatısı altında futbol oynuyorum. Bundan da son derece mutlu ve gururluyum.



Trabzonspor'a transferinde Rizespor taraftarlarının tepkileri nasıl oldu?

Rizespor'da iyi bir performans sergilemiştim. Bu nedenle Trabzonspor'a transfer olduğumda Rizespor taraftarları sosyal medyada ve gazetelerde biraz altyapıyı eleştirdiler. Rizespor'un da bende emeği büyüktür. Oradaki tüm hocalarıma da teşekkür ederim.

Rizespor'da U14 Elit Ligi'nde 23 maçta 10 gol, 7 asistle oynadın. Doğrudan 17 gole etkin olmuş. O sezon için hedefine ulaşmış mıydın?

O sezon forvet değil orta saha oynuyordum ve hedefime fazlasıyla ulaşmıştım. Gayet güzel bir sezondu benim için. Trabzonspor'a transfer olmamda en önemli etkenlerden biriydi. Benim adıma güzel bir sezondu.

Karadeniz Bölge Karması'na 13 yaşında katılarak Millî Takım antrenörlerinin raporları doğrultusunda Riva'da gerçekleştirilen kampa davet edilen 18 futbolcudan biri oldun. Bu süreci anlatır mısın?

Karadeniz Bölgesi'nde Millî Takım sorumlusu hocalarımız var. Bunlar bizim lig maçlarımızı takip ediyorlardı ve beğendikleri oyuncuları listelerine alıp Trabzon'da ortalama 25 kişilik bir kadro oluşturmuşlardı. O 25 kişilik kadrodan da 18 kişi Riva'ya gelmeye hak kazanıp, burada diğer karmalarla maç yapacaktı. Ben de o 18 kişilik kadroya girmeyi idmanlardaki performansımla başardım ve Riva'ya geldim. Burada Millî Takım hocalarımız bizleri izleyip gördüler. Benim için de buradaki idmanlarım, maçlarım gerçekten güzel geçmişti. Kendimi gösterme şansı bulmuştum. Ondan sonra Millî Takım'a seçildim. Şu anda da halen buradayım ve burada olmaktan son derece mutlu ve gururluyum.

Unutamadığın maçların oldu mu?

Geçtiğimiz Nisan ayında Malta'daki hazırlık maçlarımızda Millî Takım'daki ilk golümü kaydettim. Benim için gerçekten de çok unutulmaz bir andı. Trabzonspor'da ise 7 aylık bir sakatlık süreci yaşadım. Bu süreçte babam ve kulübüm hep yanımda oldular ve beni desteklediler. Ondan sonra döndüğüm ilk maçımda gol atmış ve golümü de tribünde beni izleyen babama armağan etmiştim. O anlar gerçekten benim için unutulmazdı.  

U14 Millî Takım seçmelerinden neler yaşadığını ve ay-yıldızlı formayı giymenin senin için ne ifade ettiğini paylaşabilir misin?

Millî Takım'a seçildiğimi bana söyleyen ilk kişi Millî Takımlar Karadeniz Bölge Sorumlusu Turgay Semercioğlu'ydu. Beni aramış ve Riva'ya gitmeye hak kazandığımı söylemişti. O da gerçekten beni çok destekleyen insanlardan birisidir. Ona da çok teşekkürlerimi sunuyorum. Beni aradığında, telefonu kapatmamla evde koşturmaya başlamam bir oldu. Çok mutlu olmuştum. Küçüklüğümden beri hep hayalimdi ve bunu başardığım için çok sevinmiştim.

Hocaların senin en çok hangi yönlerini beğeniyor, hangi yönlerini geliştirmen gerektiğini söylüyorlar?

Hocalarımız genellikle beğendikleri yönleri değil de eksik yönlerimizi vurgulamayı daha çok tercih ediyorlar. Bence de önemli olan nokta bu. İyi özelliklerimiz zaten vardır ama eksik yönlerimizi geliştirmemiz gerekiyordur. Bu konuda hocalarımla herhangi bir şey konuşmadım ama kendi açımdan bakarsam eksik yönlerim mesela, ters ayağımı geliştirebilirim. Sol ayağımla futbol oynama sebebim de 4 yaşında çay demliğinden ayağıma çay döküldü. Aslında genetik olarak sağ ayaklı bir oyuncuydum fakat sol ayaklı bir oyuncu oldum. Çay döküldüğü için sağ ayağımı biraz kaybetmiştim ama yaş ilerledikçe şimdi çok daha fazla gelişti. Geliştirmeye de devam ediyorum. İyi yönlerim, çok iyi top saklarım, topu aldığımda gerçekten çok zor veririm. Gol vuruşlarım gayet iyidir. Güçlü bir yapıya sahibim ve bu nedenle de saha içinde daha fazla hâkimiyet kurabiliyorum. Saha içerisinde liderlik özelliğimin olduğunu da fazlasıyla düşünüyorum. Arkadaşlarımı motive ederim, çok koşarım, mücadeleci yapım var ve gayet hırslı bir sporcu olduğumu düşünüyorum.

Her genç oyuncu gibi senin de mutlaka kendine örnek aldığın yıldızlar vardır. Hangi yıldızları, hangi yönleriyle kendine örnek alıyorsun?

Dünya genelinde Zlatan Ibrahimovic idolümdür. Hem güçlü yapısı hem de sahadaki duruşu çok hoşuma gidiyor. Bu yüzden Ibrahimoviç idolüm. Türk futbolculardan ise idolüm Burak Yılmaz'dır. Onun da sahadaki duruşu çok hoşuma gidiyor. Stillerini kendime benzetiyorum.

Bazı büyük yeteneklerin kaybolup gittiğine çok kez şahit olduk. Böyle bir tehlike genç oyuncuların önünde duruyor. Genç yaşta hata yapmamak ve futbola odaklı kalmak için neler yapıyorsun?

Bu yaşlarda arkadaş ortamı bence çok önemli. Arkadaşlarıma sonuna kadar dikkat ediyorum. Beni futboldan uzaklaştırabilecek her şeyden kaçınıyorum. Yememe, içmeme, arkadaşlarıma, idmanda beni rahatsız edebilecek herhangi bir şeye dikkat etmeye çalışıyorum. Çünkü gerçekten geçmişte çok küçük yaşlarda çıkıp ileride kaybolan çok sporcu oldu. Böyle olmaması için her zaman kendimizdeki eksik yönleri bulup onların üzerinde daha fazla çalışmalıyız. Asla, "Ben çok üst seviye oldum, futbolcu oldum'' diyerek kendimizi bitirmemeliyiz.  Her zaman üstüne daha azla koyarak devam etmeliyiz.

Kendine nasıl bir kariyer planı yaptın? Avrupa futbolunda hangi ligleri kendi oyun stiline yakın görüyorsun?

Önce tabiî ki Trabzonspor'da A takıma yükselmek ve Trabzonspor'da oynamak istiyorum. Sonra A Millî Takım'da tutunup vazgeçilmez oyuncularından biri olmak istiyorum. Bunları başardıktan sonra inşallah A takımda oynarken de Trabzonspor'la şampiyonluk yaşamak istiyorum. Oradan da performansımı geliştirip Avrupa'ya transfer olmak amacındayım. Herkesin Avrupa için bir hayali vardır; benim de hayalim Barcelona'da oynamak. Çoğu Premier Lig der ama ben Barcelona'da oynamayı küçük yaşlarımdan beri çok istiyorum. 

Şu anda U17 Millî Takımı'nda forma giyiyorsun. Bize millî oyuncu olmanın değerini ve sana hissettirdiklerini anlatır mısın?

Millî oyuncu olmanın değerine paha biçilemez. Millî formayla sahaya çıktığınızda, göğsünüzdeki ay-yıldızla büyük bir gurur duyuyorsunuz. Emin olun sahaya o formayla çıktığınızda yapamayacağınız hiçbir şey yok. O mücadeleyi, o azmi göstermeme şansınız yok. Çünkü herkes bu formayı taşımak istiyor. Burada ülkemizi temsil ediyoruz ve bunun için de sonuna kadar çabalıyoruz, büyük bir sürü emek veriyoruz. Gerçekten çok güzel duygular bunlar.

Ümit Millî Teknik Direktörü ve Genç Millî Takımlar Sorumlusu Tolunay Kafkas ve U17 Millî Takımı Teknik Direktörü Soykan Başar'la nasıl bir ilişkiniz var? Onlar hakkında neler söyleyebilirsin?

Hocalarımız bize çok olumlu yaklaşıyor. Saha içinde ve saha dışında bize davranışları çok iyi. Soykan Hocamız her idmanımızda eksik yönlerimizi, iyi yönlerimizi anlatıyor. İdmanlardan önce analizlerimizi yapıyoruz. İletişim şekli gerçekten çok iyi. Saha içinde de maçlardan önce bazı konuşmalar yapıyor ve bu konuşmalar bizi daha da hırslandırıyor. Hocamıza da bu zamana kadar elde ettiğimiz başarılardan dolayı çok teşekkür ediyorum. Benim üstümde emeği çok fazla; onun için de ayrıca teşekkür ediyorum. 

Süper Lig'den bir on bir yaparsan kimleri alırsın?

Öncelikle 4-2-3-1 sistemini tercih ederim. Kaleye Uğurcan Çakır'ı koyarım. Trabzonspor'umuzun kaptanı. Sağ bekte Rosier, stoperler Marcao ve Vitor Hugo, sol bekte de Atilla Szalai. Orta sahada Dorukhan Toköz ve Josef de Souza, önlerinde 10 numara pozisyonunda Bakasetas. İleride de Edin Visca, Cornelius ve Anthony Nwakame. Böyle bir takım kurulsa yenilebileceğini düşünmüyorum.

Dünya liglerinden en iyi on birin nasıl olur?

Kalede Liverpool'dan Allison Becker. Yine aynı takımdan sağ bekte aynı takımdan Aleksander-Arnold, sol bekte Andrew Robertson ve stoperde Virgil Van Dijk. Diğer stoper ise Sergio Ramos. Önlerindeki ikilide Thiago Alcantara ile Paul Pogba. Önlerinde 10 numara pozisyonunda Kevin de Bruyn. Öndeki üçlüde ise Lionel Messi, Zlatan Ibrahimovic ve Cristiano Ronaldo. 

Hayatında yaşadığın pişmanlıklar ya da "İyi ki yapmışım" dediklerin neler?

Hayatımda yaşadığım çok büyük bir pişmanlığım yok. Bir şeyleri yaşamışsak bunlardan ders alıp hayatımıza devam etmeliyiz. İyi ki yapmışım dediğim şey ise futbola başlamış olmak. Futbol bana hem mutluluk veriyor hem de hayatımı güzel bir şekilde devam ettirmemi sağlıyor.

Boş zamanlarında neler yaparsın? Hobilerin ve fobilerin neler?

Yüzmeyi  ve fitness yapmayı çok seviyorum. Sinemaya gitmeyi de öyle. Müzik dinlemeyi gerçekten severim ve yatmadan önce mutlaka müzik dinlerim. Tenis oynamayı unuttum. Ara sıra Trabzonspor altyapı koordinatörü Hamit Can'la idman sonraları oynuyoruz. O da güzel bir aktivite oluyor benim için. Öyle bildiğim bir fobim yok. 

Bizim unuttuğumuz, senin eklemek veya iletmek istediğin bir mesajın var mı?

Buradan genç oyunculara şunu söyleyebilirim. Asla birilerinin olumsuz düşüncelerini kafalarına takıp kendilerini üzmesinler; bunlardan etkilenip de performanslarını düşürmesinler, futbola küsmesinler. İlla ki insanları her zaman eleştirenler olacak. Siz dört dörtlük olsanız bile sizi eleştirenler kesinlikle olacak. O yüzden hiçbir zaman hayata küsüp kendinizi bırakmayın ve her zaman daha fazla çalışarak hayatınıza devam edin. Buradan da aileme, hocalarıma herkese selam söylüyorum. Trabzonspor'a da selam söylüyorum. 
 
Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız