Futbol Gelişim Sayı 11
34 FUTBOL GELİŞİM / EĞİTİM Güç ilişkilerinin kişiler arası ileti- şimde çokça kullanılması, bir tarafın diğer tarafı “egosuyla ezmeye” çalış- ması, etkili iletişiminin engellerinden biri olarak değerlendirilmektedir. Güç, bir başkasının tutum ve dav- ranışlarını istenen biçimde etkileme kapasitesidir. Etkili iletişim kurabil- mek için süreci, güç çatışmaların- dan, sen-ben kavgalarından, ego savaşlarından arındırmak gerekir. Bunun için iletişimde bulunan her iki tarafın da çabası gerekmektedir. Karşımızdaki kişiyi sürekli ola- rak kendi istediğimiz biçimde ikna etme çabası içinde olmak, kendi- mizi sürekli ona karşı haklı çıkarmak (ki ben-merkezci insanlar bunu yük- sek egosu ile veya “sahip olduğuna inandığı” gücü ile kurmaya çalışırlar) yerine daha farklı bir yaklaşım ger- çekleştiremezmiyiz? Teknik direktörün en büyük ileti- şim hatası: Futbolcuyla “ego çatış- masına” girmek Her şeyden önce, bir antrenörün futbolcusu ile ego çatışmasına gir- mesi hem yersiz, hem de anlamsız olacaktır. Zira, bir teknik direktör, futbolun dinamikleri içinde teknik anlamda hiyerarşinin en üstünde yer alan çok önemli bir konumda kabul görmektedir. Futbol, antrenörü tek- nik anlamda hiyerarşinin zirvesine yerleştirir, bu hep böyledir. Teknik anlamda hiyerarşinin en üstünde yer alan bir teknik direk- törün, gücü ve yeri bu kadar açık ve netken ve bu durum, tüm futbol kamuoyu ve futbol ailesi tarafından dünyanın her yerinde aynı şekilde kabul görüyorken, teknik direktörün örneğin oyuncusu veya ekibinden bir antrenör ile “ego kavgasına” gir- mesini mantıklı bir şekilde açıklamak ve anlamlandırmak da elbette kolay olmayacaktır. Eğer böyle bir durum varsa, burada (her şeyden önce) ant- renör/teknik direktör bizzat kendini sorgulayarak bu problemin nedenle- rini önce kendinde araması gerekir. Futbolda egolar yüksektir Futbol sporu, oyuncusundan ant- renöre, yöneticisinden medyasına kadar egoların oldukça yüksek oldu- ğu bir ortamda gerçekleştirilmekte- dir; kısacası futbolda egolar oldukça yüksektir. Burada, antrenörler “oyu- na” bir de kontrol edemedikleri yü- ego ile girerlerse, bu ortama bizzat kendi söylemleri ve davranışlarıyla kolaylıkla yeni sorunlar taşıyabilirler. Dolayısıyla, biz burada “ne yapalım da takım içinde daha etkili bir ileti- şimkuralım, ne yapalımda takımda var olan veya ortaya çıkabilecek sorunlara etkili bir iletişimkurarak yeni çözümler üretebilelim, krizleri çözelim” arayışı içindeyken, takımda egosu yüksek bir teknik direktörün/ antrenörün varlığı, sorunları çözmek bir yana, sorunları ileride telafi edileme- yecek noktalara bile taşıyabilir. Olması gereken, antrenörün/teknik direktörün futbolda ona verilen ve herkes- çe kabul edilen bu ko- numunun sorumluluğunu taşıyarak egosunu kontrol edebilmesi, oyuncuları ve eki- biyle iyi ilişkiler kurabilmesi , ama her şeyden önemlisi, kendini takımdaki herkesle (hiyerarşideki yerler neolursaolsun) önce “insan olarak eşitleyebilmesidir”. Bu da antrenörün kendini futbol ortamına “yere-göğe sığdıramadı- ğı” bir ego yerine, alçakgönüllü bir bilgelikle sunmasından, kendini fut- bola böylesine bir kişilik özelliği ile adamasından geçmektedir. Bu bakış açısı ve antrenör profiliyle, takımın aynı zamanda lideri de olan antre- nörün, egosunu kontrol edebilmesi, egosunu takım içindeki ilişkileri ve iletişimi zedelemeyecek bir noktada tutabilmesi dikkat edilecek ilk adım olacaktadır. Bir antrenörün egosunu kontrol edebilmesi, takım iletişimini etkili bir şekilde yönetebilmesi adına da oldukça önemlidir. Bunun tersi bir tavır ve anlayış, olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Bu tür antrenörlerin takımlarını yönet- mekte de, futbol kamuoyuyla ilişkile- rinde de yaşadıkları sorunları ortaya koyan Türkiye’den ve dünyadan çok sayıda örnek de vardır… Kısacası, futbolda teknik anlamda “patron” antrenördür, güç zaten antrenördedir; Böylesine önemli bir konuma sahiptir antrenörler... Burada, bir teknik direktörün futbol hiyerarşisi içindeki bu çok özel konumunun ona verdiği güçten yararlanarak ken- dini yüksek egosuyla oyuncularına ve
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==