Futbol Gelişim Sayı 11

35 FUTBOL GELİŞİM / EĞİTİM ekibine kabul ettirmeye çalışması da önemli bir “zayıflık göstergesi” olacaktır. Antrenörlerimizin bunu görmesi ve anlaması gerekir, çünkü futbol kamuoyu onlardan alçakgö- nüllü bilgelik anlayışını, böyle bir bakış açısını ve bütün bunların da davranış boyutunda sergilenmesini beklemektedir… Egoları yönetmek Antrenör-futbolcu ilişkisine, “(Bü- yük) yetenek (büyük) ego ile gelir… Onu kabul et ve yönet...” diyerek yak- laşan teknikdirektör CarloAncelotti, sözlerine şu şekilde devamediyor: “Bu, saygı ve ona değer vermek- le karşılığını bulur. Yeteneği gözet, onunla ilgilen; o da zaten bunu anla- yacak ve değerini bilerek sana karşı- lığını verecektir. Emir verme, etkile. Oyuncun üzerinde egemenlik kur- maya çalışma.” “Antrenörlük, onlara yetenekleri- nin karşılığı olarak senden bekledik- lerini vererek ve onları ulaşmak is- tedikleri hedeflere taşıyarak motive etmekten geçer. Yeteneği geliştir; büyük liderler bir öğrenmekültürüve arzusu yaratırlar. Senin işin tamda bu zaten…” (CarloAncelotti) İnsan unsurunu göz ardı etme- mek Futbolu insanlar oynar ve oynatır. Bu gerçekten hareketle, buradaki in- san unsurunu da asla göz ardı etme- mek gerekir. Futboldaki hiyerarşi bizi nereye yerleştirirse yerleştirsin, aslında her şeyden önce insan olarak hepimiz eşitiz, bunu kabul etmek gerekir. Bu- nun yanında, elbette ortada bir de hiyerarşi adını verdiğimiz önemli bir dinamik vardır ve bu hiyerarşi için- de de herkes kendi yerini ve sınırla- rını bilmelidir. Bunu kabul etmek de önemlidir. Ama, insan olarak hiyerarşideki yerimiz neresi olursa olsun, sonuçta hepimizin insan olarak eşit olduğu da bir gerçektir ve bu gerçeği kabul- lenerek insan ilişkilerine ve takım içi iletişime yüksek egoyu, güç çatış- malarını, sen-ben kavgalarını taşı- mamak gerekir. Herkesin yerini ve sınırlarını bilerek karşılıklı sevgi ve saygı üzerine kurulan insan ilişkile- rinin hakim olduğu bir futbol ortamı yaratmada ise, başta antrenör, ta- kımdaki herkesin sorumluluğu var- dır ve herkesin bunun geliştirilmesi- ne katkısı olmalıdır. Elbette burada en önemli görev de antrenöre düşmektedir, çünkü takı- mın teknik patronu odur ve takım içi iletişimi yönetecek olan da, çatışma- ları çözecek olan da en başta bizzat kendisidir. Bunu başarabilmesi için de kendisini sürekli geliştirmesi ve “zor anlarda” da kontrol edebilmesi gerekir. Bir antrenör kendini, egosunu kontrol edebilen, kendini başkala- rına futbol hiyerarşisinin kendisine verdiği “teknik patronluk” konumunu kullanarak kabul ettirmek yerine, bu gücünü takımının ve oyuncularının gelişimi için değerlendirmesini bilen, sürekli onları “ikna etmeye” veonlara “kendi haklılığını kanıtlamaya” çalış- maktansa, biraz da onları olduğu gibi kabul eden ve anlamaya çalışan bir konuma ve anlayışa taşıyamazmı? Elbette taşıyabilir. Kendi antrenörlük yaklaşımını net- leştirebilmek Bunun için de Antrenör, öncelikle kendi antrenörlük yaklaşımını net- leştirmelidir: Sürekli olarak kendini haklı çıkar- mak ve hiyerarşinin kendine verdiği ayrıcalıklı konumuyla (teknik patron- luk), diğerlerini “benim egom, senin egonu yener” kafasıyla “ezme” za- yıflığı içinde mi olacak; yoksa alçak gönüllü bir bilgelikle , takımda yer alan herkesi kucaklayan, onları anla- ma çabası içinde olan bir antrenörlük yaklaşımı mı geliştirecek? Günümüz futbolunun geldiği yeri değerlendirirsek, futbol ailesi artık, egosunu kontrol etmeyi bilen, alçak gönüllü bir bilgelik içinde kalma- yı tercih eden, futbolun kendisine verdiği ayrıcalıklı konumunu (teknik patronluk) ve buradan aldığı gücü, (takımdaki herkesin her şeyden önce insan olduğu gerçeğinden de hare- ketle) takımını daha iyi yönetmek için değerlendiren bir antrenör görmeyi tercih etmektedir... Bunun için antrenörün takımın- da yer alan her bireyin insan olduğu gerçeğini kabul ederek, kendini on- larla (hiyerarşide teknik anlamda en üst noktada olmasına rağmen) insan olarak eşitlemesi ve onlarla bu temel üzerine inşa edilecek karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı “eşitlikçi bir ileti- şim” geliştirebilmesi gerekmektedir. Öyleyse burada konuyu bir başka alt başlığa taşıyabiliriz: Eşitlikçi İleti- şim.