TamSaha 132. Sayı / Kasım 2015

revleri yerine getirdiğimi düşünü- yorum. Hocam sağ olsun bana güvendi ve ben de bu güveni boşa çıkarmadım. UEFA Avrupa Ligi ön elemesindeki Rabotniçki maçında da gol atınca ilk ligmaçında oyna- mayı bekledim açıkçası. Rabotniçki’ye hiç beklenmedik bir biçimde elenmek seni ve ta- kımı nasıl etkiledi? Asla elenmememiz gereken bir noktada elenmek hepimiz adına son derece üzücü ve moral bozu- cuydu. Sonuçta Trabzonspor gibi büyük bir takım sadece ligde değil Avrupa kupalarında da başarılı olmak ister. Ama bazen istediği- niz şeyler olmuyor. Talihsizce yediğimiz gol hiç beklenmedik biçimde elenmemize yol açtı. Bu durumTrabzonspor’un lig yarışı için bir avantaj da olabilir… Bunun avantaj mı dezavantaj mı olacağını göreceğiz. Ama Avrupa Ligi kesinlikle bizim için önemli bir vizyondu. Alternatifli bir kad- roya sahibiz ve gidebildiğimiz yere kadar gitmek isterdik. Tabiî Trab- zon halkı ve taraftarlarımız için öncelikli hedef lig. Artık Avru- pa’daki elenişin telafisini ligde başarılı olarak sağlamak duru- mundayız. Kayserispor’da küme düşme üzüntüsünü de yaşadın, bir sezon sonra geri dönüş sevincini de… Bu tecrübenin senin kariyerine neler kattığını düşünüyorsun? Bu tecrübeleri erken yaşta yaşa- mış olmak benim için önemli bir avantaj. Dediğinizi gibi olumsuz- lukları da hem takım anlamında hemde bireysel anlamda çok ya- kından gördüm. Bunları erken yaşta yaşamak sevindiriciydi. Bugün geldiğimnoktada yaşadı- ğım o tecrübeleri aklıma getirerek daha kıymet bilerek, daha işin bi- lincinde olarak davranmaya çalı- şıyorum. Bireysel anlamdaki olumsuzluk- lar konusunu açar mısın biraz? Tabiî Kayserispor’da oynamadı- ğımdönemler de oldu ve bu dö- nemler benim için oldukça sıkın- tılı geçti. Forma giymenin kıyme- tini daha iyi anladım. Şimdi for- mayı giyip sahaya çıkarken o günleri düşünüyor ve daha bilinçli hareket ediyorum. Kayserispor’a ilk geldiğimde 17 yaşındaydımve oldukça yüksek bir bonservis be- deliyle transfer edilmiştim. Böyle durumlarda hâliyle beklentiler de yüksek oluyor. O yaşta bir çocuk olarak ne kadar çabalasamda tek başına takımkurtaramazdım. Ama yaşım ilerledikçe, vücudum oturdukça, mental olarak kendimi geliştirdikçe her şey benim için daha rahat oldu. Maç temposunu da kazandıktan sonra performan- sım arttı. Söz gelişimden açılmışken, bir futbolcunun kalitesine ve manta- litesine büyük ölçüde teknik adamlar damgasını vurur. Sen bugüne kadar çalıştığın hocalar- dan neler kazandın, neler öğren- din? Seni sen yapan en önemli teknik direktör kim? Profesyonel anlamda en uzun süre çalıştığımhoca Şota Arve- ladze. Her ne kadar Gürcü de olsa teknik adamlık ekolü olarak Hol- landa’dan geliyor ve pas yapmayı, ayakları iyi olan oyuncuyu sevi- yor. Tabiî ki mücadeleyi de göz ardı etmiyor. Bu nedenle kendi- siyle çok iyi anlaşıyoruz. Ama sa- dece Şota Arveladze’den değil, bugüne kadar çalıştığım tümho- calarımdan bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Futbola başladığın ilk yıllarda seni takımı yöneten bir 10 nu- mara olarak tanımıştık. Hatta zaman zaman santrfor da oyna- dığını biliyoruz. O günlerden bu- günkü ön libero mevkiine gelişini nasıl yorumluyorsun? Altay’da oynarken 10 numara po- zisyonunda daha rahattım. Ama Süper Lig’e geldikten sonra fiziki yapımdan dolayı 10 numara oyna- mak benim açımdan zorlaştı. Çünkü boyumve bacaklarımbir 10 numara oyuncusu için fazla uzun. Ben de biraz daha geride oynamamgerektiğinin farkın- daydım. Topu iyi kullanabilme özelliğimin yanında fiziğimi de ön libero pozisyonunda daha verimli değerlendirebileceğimi görüyor- dum. Nitekim öyle oldu. Oyun an- 70 71 geliştirmesi ve daha güçlü karakterler ortaya koyması hedeflenmişti aslında. Seni bu röportajın öznesi haline getiren en önemli nokta da bu rekabeti kazanarak büyük bir takımın ilk on birinde yer alman. Trabzons- por’a geldiğin günden ilk on birin banko oyuncusu olmana yürüyen süreçte neler yaşadı- ğını anlatır mısın bize? Hazırlık kampından itibaren çok iyi geçirdiğimbir süreç oldu. Ha- zırlıkmaçlarında da verilen gö- Genç Millî Takımlarda olsun Ümit Millî Takım’da olsun defalarca forma giydim ama AMillî Takım oyuncusu olmak bambaşka bir duygu. Burada çok daha geniş bir vizyon var. Sağ olsun Fatih Hocambeni bu onura lâyık gördü. Saha içinde baskılı bir ortama çıktığımda çok sakin kalabiliyorum. İnsanlar bana “Nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun?” diye soruyor. Ama benim normal yapımbu. Hayatın içinde de sakin bir insanım. Bunu oyun içindeki agresiflik anlamında söylemiyorum. Hakan ve Salih’le küçük yaşlardan beri hep bir arada oynadığımız için çok iyi anlaşıyoruz. Hepimizin özellikleri birbirini tamamlıyor. Saha içindeki uyumumuz gibi saha dışındaki arkadaşlığımız da çok güçlü. Umarımgelecekte de bir arada Millî Takımımıza hizmet etmek nasip olur. Özellikle roman okumaya bayılıyorum. Bu aralar Sabahattin Ali okuyorum. Elimde “İçimizdeki Şeytan” kitabı var. Ondan önce de “Kürk Mantolu Madonna”yı bitirmiştim. Zaten en sevdiğimkitap da odur. Aykut Oğut’un “Evrenden TorpilimVar” isimli kişisel gelişim kitabı da çok hoşuma gitmişti. “ “ “ “

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==