TamSaha 132. Sayı / Kasım 2015

lamında da kendimi bu pozisyona hazırladım. Top kapma sayımı ve tempomu artırmaya, ikili müca- delelerde ayakta kalmaya çalış- tım. Zamanla bu pozisyonda oynamaktan daha fazla zevk aldı- ğımı da fark ettim. Neden? Altay’da oynadığımdönemde hü- cumu daha fazla seven bir yanım vardı. Defansif yönümbiraz ek- sikti. Kayserispor’da bunu geliş- tirmemgerektiğini fark ettimve defansif anlamda başarılı oldu- ğumda çevremden gelen olumlu tepkiler de beni bu yönde motive etti. Artık iyi bir pas attığımda ne kadar mutlu oluyorsam, önemli bir rakip atağı kestiğimde de aynı hazzı alabiliyorum. Günümüz futbolunda ön liberola- rın oyunu 10 numaralar gibi çekip çevirebilmesi çok önemli. Büyük takımlar da asıl farklarını bu böl- gede oynayan oyuncuların kali- tesiyle belirginleştiriyor. Sanırım senin teknik özelliklerinin yük- sekliği de Şota’nın ön libero terci- hinde önemli rol oynuyor. Tabiî ki bu önemli bir veri. Ancak her 10 numara pozisyonunda oy- nayan oyuncudan gelip de ön li- bero oynamasını bekleyemeyiz. Orada oynayacak oyuncunun temposu yüksek olmalı, kuvvetli olmalı. Ayrıca her taraftan baskı yenilebilen bir bölge olduğu için top tekniği de yüksek olmalı. Oyunun iki yönünü de oynayabil- mek için fiziksel açıdan çok güçlü olmanın gerektiğine sen de vurgu yaptın. Bu anlamda nasıl çalış- malar yapıyor, hayatını nasıl kurguluyorsun? Ekstra çalışmalar yapan bir oyun- cuyum. Ama benimfiziksel geliş- memde asıl olan artık 21 yaşına ulaşmamve vücudumun otur- muş olması. Bunu net bir biçimde hissediyorum. Tabiî ki ekstra ça- lışmalar yaptımve bunun da çok faydasını gördüm. Hepsinden önemlisi, bu eksikliğimin farkına varmamdı bence. Eğer bunu ka- bullenmez, bir zaaf olarak gör- mezseniz, gidermek için çalışma yapmanız da mümkün olmaz. Yani önce teşhisi doğru koymak ve sonra da tedavi yoluna gitmek çok önemli. Ben bunu yaptığım için başarılı olduğumu düşünüyo- rum. Hayatıma gelince, sakin bir yaşantımvar. Zaten ailemde Trabzon’a geldi ve benimle birlikte yaşıyorlar. Annem, babam, karde- şimhep birlikteyiz. Aileni de İzmir’den kaldırıp Trab- zon’a getirmeni, Trabzonspor’u uzun vadeli düşünmene yorabilir miyiz? Hayırlısı tabiî ki (gülüyor). Ailem- den dört senedir ayrı yaşıyordum. Annembu konularda biraz duy- gusal ve hassastır. Artık ayrı kal- mayalımdedik. Babamda emekli olduğu için Trabzon’a gelmeleri kolay oldu. Ailem futbolcu olmam konusunda beni çok destekle- mişti, şimdi de ben onlar için elimden geleni yapmaya çalışıyo- rum. Kardeşinin futbolla ilgisi var mı? O da Altay’ın altyapısındaydı. Şimdi Trabzonspor’un altyapısına geldi. 1999 doğumlu, stoper ve ön libero oynuyor. Her genç oyuncu, oynadığı pozis- yonun ustalarını izleyerek bir şeyler öğrenir, oyun anlayışını geliştirir. Bu anlamda senin be- ğendiğin ve izlediğin oyuncular var mı? Chelsea’den Nemanja Matic’i çok beğeniyorum. Ama tabiî sadece bir kişiyle sınırlı değil. Maç izle- meyi çok seviyorumve her ligden maç izlemeye çalışıyorum. Üst düzeydeki maçların kendi mevki- îmde oynayan bütün oyuncularını izlerim. Sadece iyi yönlerini değil, yaptığı hataları da gözlemlemeye çalışırım. Bu benim için ders ça- lışmak gibi bir şey. Maçları normal bir taraftar gibi değil, özellikle kendi mevkiîmdeki oyunculara odaklanarak izlerim. Orta sahadaki partnerin Stephan Mbia kariyerli ve kaliteli bir oyuncu. Onunla antrenman yap- mak, birlikte oynamak sana neler katıyor? Mbia bir kere çok iyi bir profesyo- nel. Saha içinde sürekli konuşur, arkadaşlarını uyarır ve yönlendi- rir. Aynı şekilde kendisi de arka- daşlarından gelen uyarıları dikkate alır. Hata yaptığı zaman uyardığımda “Tamam, tamam” der. O kadar kariyerli bir oyuncu olmasına, iki defa UEFA Avrupa Ligi’nde şampiyonluk kupası kal- dırmasına rağmen son derece mütevazî bir oyuncu. En ufak bir egosu yok. Takım arkadaşlarıyla arası çok iyi. Her antrenmana ge- lişinde bütün arkadaşlarının elini tek tek sıkar. Trabzonspor’da önemli yabancı oyuncular var. Bize birer cüm- leyle bu oyunculardan söz eder misin? Marco Marin çok sessiz, sakin bir oyuncu. Tipi Karadenizlilere ben- ziyor. Top tekniği yüksek ve rakip savunma kilitlerini açabilecek, çi- lingir tabir edilen bir oyuncu. Ca- vanda’ya biz “yer uçağı” diyoruz. İnanılmaz bir sürati var. Adeta uçuyor. Ligimizin en hızlı oyun- cusu sanırım odur. Ayakları da çok iyi ve güçlü bir oyuncu. Ama önemli olan tek tek oyuncuların kalitesinden öte bir takımhaline gelebilmek. Çek Cumhuriyeti ve İzlanda maç- ları için AMillî Takım’a davet edilmeyi bekliyor muydun? Haberi ilk aldığında neler hisset- tin, neler düşündün? Çok kritik iki maç vardı ve Millî Takımımız da bir önceki Hollanda maçını çok iyi oynamıştı. Diğer yandan ben de ligin başından beri iyi oynuyordumve açıkçası “Acaba çağrılır mıyım?” diye büyük bir ümitle bekliyordum. Sağ olsun Fatih Hocambeni bu onura lâyık gördü. Ona da buradan çok teşekkür ediyorum. Genç Millî Takımlarda olsun Ümit Millî Ta- kım’da olsun defalarca forma giy- dim ama AMillî Takım oyuncusu olmak bambaşka bir duygu. Bu- rada çok daha geniş bir vizyon var. Ülke olarak çok önemli bir periyoddan geçiyoruz ve herkesin gözü AMillî Takımımızın üzerinde. Benim için de o oyunculardan biri olmak çok gurur verici elbette. Altay altyapısında futbola birlikte başladığın arkadaşlarının birço- ğunun bugün futbolla ilişkisi kal- madı. Sense büyük bir takımda oynuyor ve AMillî Takımımızın kadrosunda yer alıyorsun. Seni o arkadaşlarından ayırıp bugünkü noktaya getiren özelliklerin neler? Verilen ilk şansları her zaman iyi kullandım. Beni buraya getiren budur. Tamam, ama o ilk şansı iyi kul- lanmayı da şansa bağlayamayız herhalde. Senin bu şansları iyi kullanmak için yaptığın bir şeyler olmalı. Kendi kendime her zaman “Yapa- rım” diyorum. Bunun bir özgüven meselesi olduğunu düşünüyorum. Altay’da çok küçük yaşlarda oy- narken de böyleydim, Trabzon- spor’a geldiğimde de böyleydim, şimdi Millî Takımkampında da aynı şeyi düşünüyorum. Bana bir görev verildiğinde “Bunu yapa- rım” diyebiliyorum. Korkmuyo- rumyani. Kendime güvenimher zaman üst düzeyde. Bir şeyi is- patlama aşamasına geldiğimde daha çokmotive oluyorum. Zor günlerde hırsımbir kat daha artı- yor. Bugüne kadar hep böyle oldu. İlk çıktığınız maçta sizden bek- lentiler yüksek olmuyor. Kimse sizden bir patlama beklemiyor. Ama ben kendi kendime, “Şimdi herkesi şaşırtmalıyım” diyorum. Evet, bunu Trabzonspor’da da gösterdin. Herkes senin tamam- layıcı bir oyuncu olmanı bekler- ken sen başrole soyundun. Saha içinde baskılı bir ortama çıktığında çok sakin kalabiliyo- rum. İnsanlar bana “Nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun?” diye soruyor. Ama benimnormal 72 73

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==