TamSaha 132. Sayı / Kasım 2015

önce olsun sonra olsunmutlaka ekstra çalışmalar yapıyordumki, bugün de halen öyleyim. A2 Takı- mıyla 13 yıl aradan sonra Türkiye Şampiyonu ol- muştuk. Finaldeki Boluspor maçında da galibiyet golünü ben atmıştım. O sezon sonunda da Ersun Hoca bırakmış, yerine İsmail Kartal Hocamız getiril- mişti. Ocak ayına kadar zaman zaman A takımla idmanlara çıkmaya başla- dım. Ocak ayından sonra İsmail Hoca beni A ta- kımda tuttu ve “Artık burada kalacaksın” dedi. “Senin oyun stilini de ki- şiliğini ve karakterini de beğeniyorum. Bizim için çok uygun bir oyuncusun. Çalışmayı hiçbir zaman bırakma” diye de nasi- hatte bulundu. Ben de teşekkür edip elimden gelenin en iyisini yap- maya çalıştım. Fenerbahçe ile çıktığın ilk maçı hatırlıyor musun? Evet. Kayserispor’la oynadığımız Ziraat Türkiye Ku- pası maçıydı ve o maça ilk on birde çıkmıştım. Sara- coğlu’na adım attığım ilk gün büyük bir heyecan duymuştum. Kolay değil, sırtımda Fenerbahçe for- ması vardı. Ama yapacağıma, başarılı olacağıma inanıyordum. Özgüvenimyerimdeydi. Kendi ken- dimi “Korkmak yok Uygar, bunlar başlangıç ve ba- şaracaksın” diye motive ettim. Taraftarımız da o gün oynayan genç oyunculara büyük destek verdi, sahip çıktı. Onlar da uzun zamandan beri altyapıdan gele- cek oyuncuları bekledikleri için bizi gördüklerinde çokmutlu oldular. Biz de bunu hissederek daha yüksek bir motivasyonla oynadık. Bu destek sadece omaçla da sınırlı kalmadı. Dışarıda karşılaştığı- mızda da tanıyanlar, “Sen bizimgeleceğimizsin, aynen böyle devam et” diyerek yanımızda oldukla- rını gösteriyor. Senin bir şansın farklı mevkilerde görev yapabil- men sanırım. Millî Takım’da da orta sahanın her pozisyonunda ve kanatlarda görev yapabiliyorsun. Dolayısıyla takımda bu bölgelerden birisinde açık olduğunda akla gelen ilk isimlerden birisi de sen oluyorsun. Peki, sen en çok hangi bölgede verimli 96 Turnuva bitip Bursa’ya döndükten sonra Fenerbahçe’den babama bir telefon geldi; “Oğlunuzu istiyoruz” dediler. Böylece Fenerbahçe’ye transferimgerçekleşti. 13 yaşında ailenden ayrılıp İstan- bul’a gelmek ve burada tek başına ayakta durmak kolay olmamıştır her- halde. Elbette 13 yaşındaki bir çocuğun aile- sinden ayrı kalması çok zordur. Ben de bu yalnızlığa alışana kadar 6 ay bo- yunca zorluklar yaşadım. Bazen an- nemi çok özlediğim, hatta ağladığım günler de oldu. Ama futbolu çok sevi- yordumve “Bu yolda sonuna kadar gideceğim, pes etmek yok Uygar” deyip bütün zorluklara direndim. Futbolla birlikte eğitimini de sürdür- düğünü söylemiştin. Fenerbahçe Ko- leji’nde mi okudun? İki yıl Fenerbahçe Koleji’nde okudum. Ancak okul sabahtan akşama kadardı ve benim futboldaki çalışma tempom arttıkça bu eğitimi sürdürebilmem zor- laştı. Artık antrenmanlara odaklanamaz hale gelmiştim. Bu nedenle ben de açık li- seye geçtim. Şimdi son sınıftayım. Fenerbahçe altyapısında futbolcu kimliğine katkı sağlayan teknik adamlar kimler? Beni Karasu’da izleyip beğenen ve babamı arayıp Fenerbahçe’ye gelmemi isteyen Semih Özü var en başta. Sonrasında altyapı koordinatörümüz Şenol Çorlu Hocam çok destek çıktı. Bazen kötü performans sergilediğimde de hep arkamda durdular ve “Senin yete- neklerine güveniyoruz, başaracaksın” diyerek beni mo- tive ettiler. Fenerbahçe’de A takıma yükselme sürecinde neler ya- şadın? Seni ilk kez kadroya alan İsmail Kartal’ın senden beklentileri nelerdi? Altyapıdayken gerçekten çok çalışıyordum. İdmandan Bursa’da bir turnuvada başarılı olup Karasu’daki bir turnuvaya gitmiştik. Turnuva bitip Bursa’ya döndükten sonra Fenerbahçe’den babama bir telefon geldi; “Oğlunuzu istiyoruz” dediler. Böylece Fenerbahçe’ye transferimgerçekleşti. 13 yaşındaki bir çocuğun ailesinden ayrı kalması çok zordur. Bazen annemi çok özlediğim, hatta ağladığımgünler de oldu. Ama futbolu çok seviyordumve “Bu yolda sonuna kadar gideceğim, pes etmek yok Uygar” deyip bütün zorluklara direndim. A2’de 13 yıl aradan sonra Türkiye Şampiyonu olmuştuk. Finalde de galibiyet golünü ben atmıştım. Ocak ayından sonra İsmail Hoca beni A takımda tuttu ve “Senin oyun stilini de kişiliğini ve karakterini de beğeniyorum. Artık burada kalacaksın” dedi. Kayserispor’la oynadığımız maça ilk on birde çıkmıştım. Saracoğlu’na adım attığım ilk gün büyük bir heyecan duymuştum. Ama yapacağıma, başarılı olacağıma inanıyordum. Kendi kendimi “Korkmak yok Uygar, bunlar başlangıç ve başaracaksın” diye motive ettim. Pek çok pozisyondaki boşluklarda benimoynamamgibi bir alternatif doğuyor ve bu da benim için bir avantaj. Hocamhangi pozisyonda görev verirse versin, görevimi en iyi şekilde yapmaya çalışırım. Ama asıl mevkiim orta saha. İki yönlü oynayabilen bir orta saha oyuncusuyum. “ “ “ “ “ 97

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==