TamSaha 211. Sayı / Haziran 2022

hazırlıkları içindeydi. Onların yerine gelecek yeni jenerasyonunsa eskisi kadar etkili olması beklenmiyordu. 1986’da yine kadroda olan Michael Laudrup bu yeni ku ş a ğ ın en önemli ismi konumundaydı. Kaleci Peter Schmeichel ve Michael Laudrup’un küçük karde ş i Brian Laudrup da yeni neslin di ğ er iki önemli yıldı- zıydı ama geri kalan oyuncular içerisinde Avrupa çapında adından söz ettirebilen ba ş ka bir isim oldu ğ u da pek söylenemezdi. Elemelerde Danimarka’ya fazla ş ans tanınmamasının ikinci sebe- biyse, grubun bir numaralı favorisi olarak görülen Yugoslavya’nın gösterdi ğ i geli ş imdi. 1990 Dünya Kupası’nda en çok dikkat çeken takımlardan biri olmayı ba ş aran Yugoslavlar, ikinci turda İ spanya’yı devirmi ş ler, çeyrek finaldeyse son ş ampiyon ve müstakbel finalist Ar- jantin’e penaltılar sonucunda teslim olmu ş lardı. Yugoslavya’nın iskeleti- niyse iki önemli takımın yıldızları olu ş turmaktaydı. Bunlardan ilki, 1987’de dünya ş ampiyonu olan Yugoslavya Genç Millî Takımı’ydı ve o takımdan Robert Prosinecki, Zvo- nimir Boban, Davor Suker, Predrag Mijatovic, Robert Jarni ve Igor Sti- mac Amillî takıma yükselmi ş lerdi. Di ğ er takımsa 1990-91 sezonunda Ş ampiyon Kulüpler Kupası’nda ş ampiyonlu ğ a ula ş arak tarihte bunu ba ş aran ilk ve tek Yugoslav ekibi olacak olan Kızılyıldız’dı. Kızıl- yıldız’ın kadrosundan da Prosinec- ki’nin yanı sıra Sinisa Mihajlovic, Dejan Savicevic, Vladimir Jugovic, Darko Pancev gibi yıldızlar çıkmı ş tı. Elemelere iyi giren taraf da beklen- tilere paralel bir biçimde Yugoslav- ya’ydı. Yugoslavlar önce Kuzey İ rlanda’yı deplasmanda 2-0ma ğ lup ederken ardından da evlerinde Avusturya’yı 4-1’lik skorla devir- mi ş lerdi. Danimarka ise ilkmaçında iç sahada Faroe Adaları’nı 4-1 yense de sonrasında Kuzey İ rlanda dep- lasmanından 1-1’lik beraberlikle dönmü ş tü. Danimarka ile Yugos- lavya, üçüncümaçlarındaysa Ko- penhag’da kar ş ı kar ş ıya geliyor ve bu kritikmücadeleyi konuk ekip son dakikalarda buldu ğ u gollerle 2-0 galip tamamlıyordu. Böylece üçüncümaçların ardından Yugos- lavya iki puanlı sistemde altı puanla zirvede yer alırken Danimarka ise üç puanda kalmı ş tı ve sanki Yugos- lavlar daha ba ş tan i ş i bitirmi ş görünüyordu. Yugoslavya daha sonrasında da Kuzey İ rlanda’yı 4-1 yenerekmaç fazlasıyla aradaki farkı be ş puana çıkartacaktı. Ancak Kızılyıldız’ın Avrupa ş ampiyonlu ğ undan sadece dört hafta önce Belgrad’da oynanan Yugoslavya-Danimarka mücadele- sinde bu kez Danimarka 2-1’lik skorla galip gelmeyi ba ş arıyor ve umutlarını kalanmaçlara ta ş ıyordu. Fakat Danimarka, gruptaki kalan dört maçını da kazanmasına kar ş ın Yugoslavya da son üç maçında hata yapmıyor ve böylece Yugoslavya, grubu 14 puanla zirvede tamamla- yarak EURO 92 vizesini alan taraf oluyordu. Danimarka ise 13 puanla ikinci sırada kalmı ş tı. Gelgelelim Avrupa’da ya ş anmakta olan siyasi geli ş meler, birkaç ay içerisinde bamba ş ka bir manzara ortaya çıkmasına yol açacaktı. Yugoslavya’nın ihracına giden yol Avrupa’da sosyalizmle yönetilen ülkeler, 1980’li yıllara girilmesiyle birlikte birbiri ardına önemli siyasi sorunlarla kar ş ı kar ş ıya kalmı ş - lardı. Sovyetler Birli ğ i, bünyesinde ya ş anan ekonomik ve bürokratik sorunları hafifletebilmek adına Pe- restroyka (yeniden yapılanma) ve Glasnost (açıklık) adları altında iki politika geli ş tirmeye çalı ş tıysa da bunlar, sorunları çözmek bir yana birli ğ in da ğ ılma sürecini hızlandır- mı ş tı. 1989 yılında Do ğ u Bloku’nun önemli sembollerinden Berlin Duvarı’nın yıkılmaya ba ş lanması ve ertesi yıl da Demokratik Almanya’nın Federal Almanya’yla birle ş mesi de Do ğ u Bloku’ndaki çözülmedeki en önemli dönüm noktalarındandı. Zaten blokun lideri konumundaki SSCB de 1991 sonunda da ğ ılmaktan kurtulama- yacaktı. Yugoslavya da her ne kadar SSCB önderli ğ indeki Var ş ova Paktı’na yani Do ğ u Bloku’na resmi olarak dâhil olmasa da sosyalizmle yöneti- len federe bir ülkeydi. Sosyalist Yugoslavya’nın kurucusu ve do ğ al lideri Josip Broz Tito’nun 1980 yılındaki vefatı ve Do ğ u Bloku’nda ba ş layan çözülme sonrasında Yugoslavya’nın parçalanması da bir bakıma kaçınılmazdı. Birlikten ilk olarak 1991 Temmuz’unda Slovenya ayrılırken aynı yıl Hırvatistan da ba ğ ımsızlık sava ş ına giri ş ecekti. Ate ş in 1992 yılının ba ş larında Bosna-Hersek’e sıçramasının ardındansa Avrupa’nın 20. yüzyılın sonlarında gördü ğ ü en kanlı iç sava ş cereyan edecekti. Birle ş mi ş Milletler Güvenlik Konseyi, bunun üzerine 15 Mayıs 1992’de yayınladı ğ ı 752 sayılı kararında tarafların 12 Nisan 1992 tarihinde imzalanan ate ş kes antla ş masına uymaları gerekti ğ ini, aksi takdirde Yugoslav- ya’ya kar ş ı uluslararası yaptırımla- rın devreye girece ğ ini duyuruyordu. Ancak yine de ate ş kes fiilen sa ğ la- namıyor ve 30 Mayıs’a gelindi ğ inde de Konsey bu kez 757 sayılı karar do ğ rultusunda Yugoslavya’ya yap- tırımları devreye sokmaya ba ş lı- yordu. Bu kararın bir gün sonra- sında da acilen toplanan UEFA yönetimi, Yugoslavya Millî Takı- mı’nın, EURO 92’ye alınmayaca ğ ını ve onların yerine, elemelerde 4. Grup’u ikinci sırada tamamlayan Danimarka’nın turnuvaya dâhil edilece ğ ini açıklayacaktı. En önemli yıldızlarından yoksun geldiler Aslında Danimarka’nın Yugoslavya yerine turnuvaya alınma ihtimali, 752 sayılı karar açıklandı ğ ı esnada ciddi biçimde dillendirilmeye ba ş - lanmı ş tı. Dolayısıyla 31 Mayıs’ta durum resmiyet kazandı ğ ında buna çok da ş a ş ırıldı ğ ı söylenemezdi. Danimarka Millî Takımı oyuncuları- nın çoktan tatile çıktı ğ ı ve millî takımkadrosunun adeta oyuncula- rın plajlardan toplanması suretiyle olu ş turuldu ğ u bu bakımdan bir ş ehir efsanesiydi. Yine de Danimar- kalıların, 10 Haziran’da ba ş layacak turnuva öncesinde ciddi bir hazırlık dönemi geçirmeden İ sveç’e gelmek zorunda kaldıkları da açıktı. Yugoslavya Millî Takımı’ysa çoktan İ sveç’te kamp hâlinde olmasına kar ş ınmen kararının ardından alelacele kampını da ğ ıtmak zorunda kalmı ş tı. Öte yandan Danimarka’nın EURO 92 öncesindeki tek dezavantajı yeterli bir hazırlık süresi geçireme- mek de de ğ ildi. Takımın en önemli oyuncusu Michael Laudrup, karde ş i Brian ve Liverpool’da oynayan bir di ğ er önemli isim Jan Mölby, 1990 yılının sonlarında teknik direktör- leri Richard Möller Nielsen ile ya ş a- dıkları fikir uyu ş mazlıklarını öne sürerek geçici bir süre içinmillî ta- kımı bıraktıklarını açıklamı ş lardı. EURO 92 öncesinde bu üçlüden sadece Brian Laudrupmillî takıma geri dönmeye iknâ olmu ş tu. Özel- likle o dönemdünya futbolunun en iyi birkaç orta saha oyuncusundan biri olarak kabul edilen Michael Laudrup’un yoklu ğ unda Danimar- ka’nın apar topar geldi ğ i bir turnu- vada ba ş arılı olabilmesine ihtimâl verense neredeyse kimse yoktu. Hatta Danimarka’nın, İ sveç, İ ngil- tere ve Fransa ile birlikte mücadele edece ğ i 1. Grup’ta Yugoslavya’nın ihracı sonrası fikstürün topal bir ş ekilde ilerlememesi için turnuvaya alındı ğ ı ve grupta puan almalarının bile sürpriz sayılaca ğ ını dü ş ünenle- rin ço ğ unlukta oldu ğ unu söylersek abartmı ş olmayız. İ lk tur grupmaçları Danimarka, bu ş ekilde geldi ğ i EURO 92’de ilkmaçınaysa 11 Haziran’da İ ngiltere kar ş ısında çıkıyordu. Mal- mö’deki mücadelede sa ğ lambir savunma anlayı ş ıyla güçlü rakibine fazla fırsat tanımayan Danimarka, ikinci yarıda gole de hayli yakla ş mı ş fakat John Jensen’in ş utunda top direkten dönmü ş tü. Böylece kar ş ı- la ş ma da golsüz e ş itlikle sona ermi ş ve Danimarka aslında daha ilkma- çında küçük çaplı bir sürprize imza atmı ş tı. Ancak üç gün sonra İ sveç’e kar ş ı oynananmaçta Danimarka savunması Tomas Brolin’i durdura- mayacak ve genç yıldızın tek golüyle de ev sahibi ekip sahadan 1-0 galip ayrılan taraf olacaktı. Grupta sonmaçlar öncesinde üç puanlı lider İ sveç’in ardından iki ş er puanlı Fransa ve İ ngiltere sıralanır- ken tek puanı bulunan Danimarka son sırada yer alıyordu. Stock- Grupmaçlarına İ ngiltere beraberli ğ i ile ba ş layan Danimarka yapaca ğ ı sürprizlerinin sinyalini en ba ş ından vermi ş ti... 106 107

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==