Page 46-47 - fgd-bulten2

Basic HTML Version

haber değeri taşıyor?
• Hangi kanalda ve
ne zaman yayınlana-
cak? (Yerel, ulusal, ya-
bancı kanal)
• Röportaj kimin ta-
rafından yapılacak?
• Canlı yayın mı?
Bant yayını mı?
• Bir tartışma prog-
ramı olacaksa, başka
kimler katılacak? Stüd-
yoda ise seyirci olacak
mı?
• Ortam nasıl? (Sa-
mimi, resmi?)
• Düşüncelerinizi,
görüşlerinizi açıkça ifa-
de etmenize uygun bir
ortam olacak mı? (Yok-
sa “sizi de içine alan sıcak tartışmalar”
mı olacak?)
• Süre ne kadar?
• Sorular hangi doğrultuda ilerle-
yecek?
• İzleyiciler telefon bağlantısı ile
programa katılacak mı?
• Kulübün prensiplerine uygun
mu? Yayın haklarıyla ilgili bir sorun
var mı?
• Basın röportajı ise, hangi gazete-
de/dergide (yerel, ulusal, yabancı) ya-
yımlanacak? Hedef kitlesi kim?
Röportaj teklifi geldiğinde yuka-
rıdaki sorulara verdiğiniz cevaplar
olumluysa bu teklifi kabul edebilirsi-
niz. Burada programın/röportajın ya-
yın dönemi, o anki spor gündeminde-
ki tartışma ve polemiklere sizi çekecek
bir “zamanlamaya”
denk gelmemesine
de dikkat etmek ge-
rekir.
Planlama:
• Hazırlık yapın;
Ne söyleyeceğinizi
planlayın.
• Sorulması muh-
temel sorular üze-
rinde düşünün.
• Olumsuz soru-
lara hazırlıklı olun
ve işlerin sizin dü-
şündüğünüz gibi git-
meyebileceğini göz
önünde bulundurun; bunlarla ilgili de
planlarınız olsun.
• Gazetecilerin hep sınırlı zamanları
olduğunu unutmayın; bu yüzden size
soracakları sorular da sınırlı olacaktır.
Bunu kendi avantajınıza dönüştürebi-
lirsiniz; bu amaçla, anlatmak istedik-
lerinizi en fazla üç noktada toplayın,
fazlası ilgiyi de konuyu da dağıtır.
Röportaj/Program Sırasında:
• Röportaj/Program öncesi (tele-
vizyon, radyo, basın) kesinlikle alkol
almayın.
• Özellikle Televizyonda, söz elbet-
te önemlidir ama söylediklerinizin
sadece yüzde 7’si izleyicilerin sizinle
ilgili izlenimlerine katkıda bulunur.
Sözün yanında, nasıl söylediğiniz, gö-
rünümünüz, hal ve tavırlarınız, ses
tonunuz, davranışlarınız ve beden
diliniz ilk birkaç saniye
içinde onların sizinle
ilgili bir izlenim edin-
melerine yetecektir ve
onlar da bu izlenime
göre sizi dinleyip din-
lemeyeceklerine karar
vereceklerdir. (Bu yüz-
den sadece medya ile
ilişkilerde değil, sosyal
ilişkilerinizde de yara-
tacağınız ilk izlenime
özellikle dikkat edin,
sözlerden çok daha
önemli olabilmekte-
dir).
• Çekimlerde, (öyle
olduğu söylense bile)
canlı yayın dışınday-
ken, reklama gidildi-
ğinde, kamera sizi göstermediğinde
vb. asla işin öyle olduğunu düşünme-
yin ve çekimlere bu ara verişlerde,
diğer insanlarla konuşmalarınız ve
görünümünüzle ilgili olarak kontrollü
olmayı sürdürün.
• Ayrıca, ‘kayıtta değiliz, bunlar ka-
yıt dışı, bunlar gizli kalacak’ gibi söz-
lere güvenip de söyledikleriniz, ileride
“başınızı ağrıtabilir”.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu-
rada sorun medyaya, gazetecilere
güvenmek/güvenmemek
değildir.
Medyayı ve gazetecileri her an bizim
bir “açığımızı arayan” taraf olarak gö-
rüp, böyle bir “paranoyaya kapılmak”
da anlamsızdır. Burada dikkat edilme-
si gereken, toplum içinde önemli bir
yere sahip bir kişi olarak, adımınızı
evinizden dışarı attı-
ğınız andan itibaren
insanların (ve el-
bette medyanın da)
ilgisinin üzerinizde
ve söylediklerinizde
olduğu bir yaşam
sürmek durumun-
da
olduğunuzun
bilincinde olmak ve
buna göre davran-
maktır.
Televizyon
yayını
ise;
Ne giyeceksiniz?
• Duruma uygun
godan ve kaba konuşmalardan uzak
durun.
• Esas söylemeniz gerekenden faz-
lasını söylemeyin.
• Cevaplarınızı verirken uzun du-
raklama süreleri olmasın.
• Söylentiler, dedikodular üzerin-
den yorum yapmayı nazikçe redde-
din. Emin olmadığınız, yeteri kadar
bilginiz olmadığı konuların yanında,
kişiler, kurumlar ve camialarla ilgili
yorum yapmanız için size baskı yapıl-
masına izin vermeyin. Uygun bir dil-
le bu konuda yorum yapmanın spor
ahlakına ters düştüğünü karşı tarafa
anlatın.
• Bazen sizi kızdırabilecek soru-
larla, tahrik etmeye çalışan tavırlarla
karşılaşabilirsiniz. Bu
medyadan da gelebi-
lir. Bu tür durumlarda
hemen aşırı tepkiler
vermekten
kaçının.
İçinde bulunduğunuz
ortam, taşıdığınız gö-
rev ve sorumluluk-
lardan ötürü, böyle
durumlarla
karşıla-
şabileceğinizin bilin-
cinde olarak, bu tür
soruları ve sorunları
kişiselleştirmemeye
çalışın ve alınganlık
göstermeyin. Unut-
mayın Medya “işini
yapıyor”, siz de her
adımınızı kendi hedef-
leriniz ve prensipleriniz doğrultusun-
da atmaya gayret edin; onlar kendi
“oyununu oynarken” siz de işinize
kendi yolunuzda sakince devam edin.
Elbette ki, insanoğlu robot değil-
dir, duyguları ve sinir sistemi vardır.
Her zaman sakin olabilmek kolay ol-
mayabilir. Ama sizler sadece spor ka-
muoyunun değil, tüm toplumun gözü
önündeki tanınan insanlarsınız. Her
şeye rağmen, bu tür durumlarda aşırı
tepkiler vermemeye dikkat ederek sa-
kin olmaya çalışın, bu tür “oyunlara”
gelmeyin, kontrol hep sizde olsun.
• Ne şartta olursa olsun, mümkün
olduğunca “yorum yok” şeklinde ce-
vaplardan veya “bunları kaydetme-
yin” diyerek demeçler vermekten
kaçının. “Kayıt dışı”
(off the record)
olacağını düşünerek söylediklerinizin
“bir şekilde” herkes tarafından öğre-
nilebileceğini ve bunların ileride sizi
zor durumda bırakabileceğini unut-
mayın.
Burada sorun medyaya, gazetecile-
re güvenmek/güvenmemek değildir.
Gazeteci, kendince önemli bulduğu
her konuyu haber yapar, bu onun
işidir. Bu yüzden ona kızmak da an-
lamsızdır. Burada önemli olan, kendi
iletişimimizi (ekibimizle birlikte) ken-
dimizin yönetmesi ve ileride sorun
oluşturacak konu ve olaylardan uzak
durabilmektir, “durduk yerde başımı-
za iş açmak” değil.
Ayrıca, günümüzde maçların canlı
yayınında çok sayıda kamera ile yakın
çekim de yapılmakta, teknik direktör,
antrenör ve futbolcuların maç esna-
sındaki davranışları ve konuşmaları
milyonlarca izleyici tarafından (o sıra-
da duyulmasa da) takip edilmektedir.
Kameranın yakın çekiminde dudak
hareketlerinden ne söylendiği kolay-
lıkla anlaşılabilmekte ve bunlar “hoş
olmayan ifadelerse” sadece olumsuz
bir imaj oluşturmakla kalmayıp, ileri-
de ceza verilmesine yol açan sonuçlar
da doğurabilmektedir.
“Saha dışında” da kontrollü olabil-
mek
Yukarıdakilere ilave olarak, sade-
ce medya ile ilişkilerimizde ve “saha
içinde” değil, sosyal hayatta ve “saha
dışında” da söz ve davranışlarımıza
dikkat etmenin önemini hatırlamakta
yarar vardır:
Günümüzde, insanların cebinde
fotoğraf ve video çekebilen telefon-
lar var ve tanık oldukları her şeyi
hem sosyal ağlarda kendi aralarında,
hem de medya ile paylaşıyorlar: Do-
layısıyla bu anlamda, medya artık her
yerde. Sizler sadece futbolun içinde
değil, yaşadığınız, çalıştığınız şehir ve
kasabada, oranın sosyal hayatı için-
de de çok önemli bir yere sahipsiniz.
Herkesin gözü sizin üzerinizde, ne-
reye gitseniz insanlar sizi tanıyor ve
ilgi gösteriyor. Toplum üzerinde bü-
yük bir etkiniz var ve bu anlamda çok
önemlisiniz. Elbette bu, üzerinize bü-
yük bir sorumluluk da
getirmektedir, bunu
her zaman ve her or-
tamda taşımak da çok
kolay değildir. Ancak
yine de, bu önemini-
zin farkında olarak ve
bu gerçekleri kabul
ederek, sosyal iliş-
kilerinizde kontrollü
olmayı unutmayın, in-
sanlarla ilişkilerinizde
nazik ve yapıcı olun.
Medya ile ilişkileri-
nizde kimle, hangi or-
tamda, nasıl iletişim
kuracaksınız?
Gazetecilerle;
muhabirlerle,
• Röportajlar,
• Basın Toplantıları,
• Televizyon,
• Radyo,
• Basın,
• Maç Yayınları,
• Basın Duyuruları.
Röportajlarda Dikkat Edilmesi Gere-
ken Hususlar
Öncesinde:
• Röportaj/Program önerisi geldi-
ğinde düşünmek için zaman isteyin ve
hazırlık yapın.
• Hazırlık sürecinde şu soruların ce-
vaplarını arayın:
• Programın amacı ve bakış açısı
ne? Hedef kitlesi kim?
• Program içeriği nedir? Nasıl bir
Futbol Gelişim
44
45
Futbol Gelişim