Daha sonra Hırvatistan’a karşı aynı
performansı, özellikle ikinci yarıda,
gösteremedik.İlk yarıda yine maçın
kontrolü bizdeydi ama ikinci golü ata-
madık. Bu durumun üzerimizde ikinci
yarıda Mandzukiç beraberlik golünü
atana kadar süren bir etkisi oldu.
Andrea Pirlo Euro 2012’de sistemi-
nizin çok önemli bir parçası olarak
gözüktü. Yaşı hayli ileri bir futbolcu
olan Pirlo bir sonraki turnuvada İtal-
ya Milli Takımı’nda yer almasa da
savunmanın önünde benzer bir ya-
ratıcı oyuncu kullanmayı düşünüyor
musunuz?
Bu İtalya’nın kullanabileceği, fay-
dası kanıtlanmış bir seçenek diye dü-
şünüyorum. Umarım Pirlo daha uzun
yıllar bizimle birlikte olur ama bunun-
la birlikte bizim, bu bölgede aynı ya
da benzer kaliteyi garanti edebilecek
oyuncular için önümüze de bakma-
mız lazım. Henüz 20 yaşında olmasına
rağmen Paris Saint Germain’de çok
önemli bir deneyim kazanan Marco
Verratti, son derece yetenekli bir oyun
kurucu ve bu bölge için Pirlo’nun ha-
lefi olmaya en büyük aday.
2006’da gelen Dünya Kupası zaferi-
nin ardından İtalya Milli Takımı’nın
Euro 2008’de çeyrek finalde elenme-
si, 2010 Dünya Kupası’na ise henüz
ilk turda veda etmesi İtalya futbo-
lundaki düşüşün işaretleri olarak de-
ğerlendirilmişti. 2010’dan sonra Gök
Mavililerin tekrar ayağa kalkmasında
kendi katkınızı nasıl görüyorsunuz?
Benim etkim İtalya Futbol Federas-
yonunun FIFA 2010 Güney Afrika Dün-
ya Kupası sonrasında başlattığı geniş
bir sürecin sadece bir parçası. Dünya
Kupası’ndan elenmemizin yanı sıra
U21 Milli Takımı’nın Avrupa Şampiyo-
nası finallerine kalamaması ve Olim-
piyatlara katılamamamız da İtalyan
futbolu için kötü haberlerdi. İtalyan
futbol ailesi olarak harika oyuncular-
dan oluşan bir jenerasyonun bittiğini
ve genç oyuncuların çalışma süreçle-
rinin onları ileri doğru götürmediğine
yönelik tehlike işaretlerini sonunda
gördük. Benim buradaki misyonum
açıktı ve uygulanacak çözümler konu-
sunda federasyonla tam bir düşünce
birliği içerisindeydik. Dört senelik
uzun vadeli bir program tasarlayarak,
taraftarlarına daha yakın, orta saha
oyuncularının daha etkin
olduğu güncel bir oyun sis-
temiyle Gök Mavilileri, hak
ettiği yere getirmeyi hedef-
ledik. Esas hedefimiz Bre-
zilya 2014’tü, Euro 2012,
bir dönem içi sınavı gibiydi
ama onda da hem perfor-
mansımız hem de sonuçlar
beklentilerimizin üzerinde
oldu. Bunun sonucunda da
artık rakiplerimiz ne yapa-
bileceğimizi biliyor. Dolayı-
sıyla esas güçlük şimdi baş-
ladı diyebilirim.
Euro 2012’de oynanan fut-
bolu nasıl buldunuz? 2014
Dünya Kupası’nda nasıl bir futbol
bekliyorsunuz?
Oyunun mevcut oynanış biçiminin
gelişimini tamamlaması için önümüz-
de hayli süre olduğunu düşünüyorum.
İspanya modeli hala örnek model gibi
duruyor ve yakın gelecekte taktiksel
dünyada çok önemli bir değişiklik
öngörmüyorum. Belki hücum böl-
gesine orta saha oyuncularının daha
fazla baskı yapması, topa sahip olma
ve orta saha oyuncularının yaptıkları
ekstra koşularla, savunma oyuncula-
rının defans hattını doğru kurabilmek
için referans noktası bulmasının daha
da zorlaşması gibi bir tablo gözlem-
leyebiliriz. Felipe Scolari’nin göreve
gelmesi sonrası Brezilya’nın ne yapa-
cağını da çok merak ediyorum. Eğer
Brezilya kupada başarılı olursa teknik
trendin değişebileceğini düşünüyo-
rum.
İtalya genç milli takımlar düzeyinde
çok büyük başarılara imza atmayan
ancak A Milli Takım seviyesinde ka-
tıldığı her turnuvada şampiyonluğa
aday olan bir ülke konumunda. Bunu
sağlayan temel formül sizce nedir?
İtalyan elit oyuncu gelişim sistemi,
gerektiği anda üst düzeyde rekabet
edecek oyuncuları hangi metotları
kullanarak üretiyor ?
İtalya’nın A Milli Takım ve U21 Mil-
li Takım başarıları ile genç milli takım-
İtalya Milli Takımı karşılaşma için-
de ve maçtan maça ciddi taktiksel
değişiklikler yapabiliyor. Bunun bir
çok örneğini EURO 2012’de gördük.
Oyuncularınızı bu tarz taktik değişik-
liklerine nasıl hazırlıyorsunuz?
Tüm milli takımlarda olduğu gibi
bir teknik proje öncelikle kadro oluş-
turmayla başlar. Bu kadroya çağrılan
oyuncuların bencil olmama, verilen
görevi yerine getirebilme, fedakarlık
gibi kişilik özellikleri taşımaları, belirli
bir taktik vizyona sahip olmaları ve bir
bölgede en az iki pozisyonda oynaya-
bilmeleri gerekir. Bu özelliklere sahip
oyuncular, gerektiğinde esnek taktik
uygulamaları sahaya yansıtabilirler
diye düşünüyorum. Ben futbolu, bir
sistemin katı bir şekilde sahaya yan-
sıtılmasından ziyade maçtan önce
belirlenmiş prensiplerin, sahadaki ra-
kibin stiline, güçlü yanlarına ve zayıf
yönlerine göre, takım tarafından ge-
liştirilip oynanan dinamik bir yapı ola-
rak görüyorum. Açık fikirli olmayı ve
önlerine çıkan güçlüklere karşı doğru
bir yaklaşım sergilemeyi oyuncuların
kendilerinin de istiyor olması önem-
lidir. Maç hazırlıkları başlarken takı-
ma, maç ile ilgili taktik yaklaşımımızla
ilgili kısa bir bilgilendirme yapılır ve
hafta boyunca gerçekleştirilecek ça-
lışmalarda kendilerinden tam olarak
ne beklendiği açıklanır. Daha sonra
birlikte yapılan antrenmanlar ve mev-
kilere özel antrenmanlarla taktik anla-
yış pekiştirilir.
Uzun zamandır büyük turnuvalarda
3-5-2 sistemini kullanan bir takım
görmemiştik. Siz birkaç farklı maçta
bu dizilişe yöneldiniz ve 3-5-2’yi ye-
nilikçi bir biçimde uygularken, orta
saha oyuncusunu bir libero olarak
kullandınız. Bu tercihinizin dayanak-
larını ve hikayesini bizimle paylaşır
mısınız?
Bu kararı Euro 2012’de kupanın
bir önceki sahibi İspanya’ya karşı oy-
narken taktik ve pratik sebeplerden
dolayı aldık. Turnuvaya hazırlanırken
İspanya’ya karşı nasıl oynayabilece-
ğimizi, onları nasıl şaşırtabileceğimizi
ve topun yüksek oranda kontrolüyle
yarattıkları etkileri nasıl sınırlandırabi-
leceğimizi düşündük. Bunun yanı sıra
ilk maçımızdan 10 gün önce hiç hesap
edemeyeceğimiz bir şey gerçekleşti
ve Kuzey İtalya’da yaşanan deprem
iki hazırlık maçımızı iptal etmemize
sebep oldu. Bunun yanı sıra savun-
ma oyuncumuz Andrea Barzagli Euro
2012’den bir hafta önce sakatlandı.
Bu iki gelişmeye karşı taktik planları-
mızı şekillendirecek bir karar verme-
miz gerekti. Çözüm genelde ilk 11’de
oynattığımız oyuncularımızın 6’sının
forma giydiği Juventus’un oynadığı
oyuna benzer bir modül geliştirerek
çıktı. Bu çözüm, kendi takımı Roma’da
zaman zaman defansın göbeğinde oy-
nayan ve istisnai bir oyuncu olan Da-
niele De Rossi’ye de savunmada görev
vermeyi içeriyordu. Euro 2012’deki
ilk maçımız olan İspanya karşılaşma-
sında Del Bosque, Cesc Fabregas’ın
önünde her hangi bir forvet oynatma-
mak gibi sürpriz bir tercih yapsa da,
bu çözümümüz hem hücuma geçer-
ken bize daha çok özgürlük kazandırdı
hem de Andrea Pirlo’yu İspanyol orta
saha oyuncularının baskısından uzak-
laştırdı. Di Natale’nin maçın ilk golü-
nü attığı pozisyon bu yapının nasıl iyi
çalıştığının güzel bir göstergesi oldu.
Röportaj: Serbülent Şengün
Cesare Prandelli:
“İtalya’nın geleceği genç oyuncu gelişiminde”
Dünyanın en saygın teknik adamlarından Cesare Prandelli, Futbol Gelişim’e antrenörlük tarzını
ve futbola bakışını tüm detaylarıyla anlattı. İtalyan futbol ailesi olarak genç oyuncuların gelişim
sürecinden milli takım yapılanmasına geniş bir perspektifi içeren 4 yıllık bir planlama yaptıklarını
ifade eden başarılı çalıştırıcı, bu programın olumlu sonuçlar doğurduğunu bildirdi. Prandelli, dina-
mik bir ülke olarak tanımladığı Türkiye’nin futbolda önemli başarılar yakalayabileceğini söyledi.
Futbol Gelişim
42
43
Futbol Gelişim