TamSaha 124. Sayı - page 12-13

ortasında oynadı. Feyenoord’dan sezon başında
Porto’ya transfer olan ve son dönemde adı
Manchester United’la anılan 22 yaşındaki Bruno
Martins Indi, savunma göbeğinde üç maçta Stefan
de Vrij’in partneri oldu. Son Letonya maçında ise o
bölgede 23 yaşındaki PSV’li Jeffrey Bruma oynadı.
24 yaşındaki Manchester United’lı Daley Blind, üç
maçta sol kanatta, son Letonya müsabakasında ise
De Jong’un yerine ön liberoda forma giydi.
Hollanda’nın orta sahasında da istikrarlı bir çizgi
vardı. 30 yaşındaki Milan’lı Nigel de Jong, ilk üç
maçta ön libero bölgesinde oynarken, Galatasaraylı
Wesley Sneijder de dört maçın tümünde ilk on birde
yer aldı. Sneijder sadece İzlanda maçının ikinci
yarısında yerini Klaas-Jan Huntelaar’a bıraktı. Orta
sahanın bir başka banko oyuncusu ise dört maçın
üçünde ilk on birde yer alan 28 yaşındaki
Olympiakos’lu İbrahimAffelay oldu.
Portakalların forvet bölgesinde ise 31 yaşındaki
Manchester United’lı kaptan Robin Van Persie dört
maçın tümünde oynadı. Usta golcü sadece Letonya
maçının son 11 dakikasını kenardan izledi. Takımın
bir başka büyük yıldızı Bayern Münih’in 31 yaşındaki
gol silahı Arjen Robben de kaçırdığı Çek
Cumhuriyeti maçının dışındaki üç müsabakada da
firesiz olarak sahadaki yerini aldı. Guus Hiddink’in
on birinci oyuncu tercihi ise Jeremain Lens’le
Klaas-Jan Huntelaar arasında gidip geldi.
27 yaşındaki Dinamo Kiev’li Lens iki maçta, 31
yaşındaki Schalkeli Huntelaar da bir maçta ilk on
birde yer aldı. İlkmaçın on birinde ise o bölgede 20
yaşındaki PSV’li Memphis Depay oynadı. Bu üç
oyuncu arasında en fazla süreyi Huntelaar 170
dakikayla alırken, Jeremain Lens de 158 dakika
sahada kaldı.
Dört maçta 10 gol atıp 5 gol yiyen Hollanda Millî
Takımı’nda atılan golleri 6 oyuncu paylaştı.
Huntelaar 3 golle başı çekerken, Arjen Robben ve
Robin van Persie de 2’şer gol kaydetti. Orta alandan
Affelay’ın yanı sıra savunmadan Bruma ve de Vrij de
birer gol kaydetti. Geçmişte kalecisinden başlayarak
takımhâlinde hareket edebilen Hollanda’nın Guus
Hiddink dönemindeki en önemli zaafı, savunma ile
forvet arasındaki bütünlüğü sağlayamamak
biçiminde ortaya çıkıyor. Takımbeş savunmacı, beş
hücumcu olarak ikiye bölünmüş gibi duruyor.
Üç forvetin yanı sıra orta alandan Affelay ve Sneijder
de hücumculara katılırken, ön libero de Jong
savunmayı beşliyor. Atılan 10 golün 8’inin de
hücumculardan gelmesi bu kopukluğun bir
göstergesi gibi duruyor.
Yine de gözden kaçmaması gereken bir gerçek var;
Hollanda kaybettiği iki maça rağmen oyun olarak
dört maçta da rakiplerine üstünlük kurmuş bir
takım. 2-1 kaybettiği Çek Cumhuriyeti maçında
Hollandalılar topa yüzde 66 oranında sahip olurken
555’i isabetli 599 pas yapmayı başardı. Çekler ise bu
maçta 180’i isabetli 221 pas yapabildi. Hollanda
takımı top hâkimiyetinin zirvesine ise Kazakistan
maçında çıktı. 3-1 kazandıkları Kazakistanmaçında
yüzde 77 oranında topla oynayan Hollandalı
oyuncular 740’ı isabetli 770 pas yaparken, Kazaklara
62’si isabetli 76 pas yapma fırsatı tanıdı.
Hollanda Millî Takımı, 2-0 kaybettiği İzlanda
maçında da topa sahip olma oranında rakibine
yüzde 69’a 31’lik ciddi bir üstünlük kurdu.
Hollanda’nın 610’u isabetli toplam 652 pasına
karşılık İzlandalılar 116’sı isabetli 136 pas yapabildi.
Portakallar 6-0 kazandıkları Letonya maçında ise
topa sahip olma oranında yüzde 71’e yüzde 29’luk
ezici bir üstünlük yakaladı. Bumaçta 649’u isabetli
686 pas yapan Portakallar, rakiplerine ise 137’si
isabetli 172 pas yapma fırsatı tanıdı. Bu rakamların
puan tablosundaki yansıması ise Hollanda’nın topa
büyük oranda sahip olmasına ve atak üstünlüğünü
elinde bulundurmasına, üstelik Robben, Van Persie,
Huntelaar, Sneijder, Affelay gibi hücum silahlarına
sahip olmasına rağmen gol bölgelerinde yeterince
etkili olamadığı yönünde.
12
1,2-3,4-5,6-7,8-9,10-11 14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,...138
Powered by FlippingBook