mek zorunda kalmıştı.
Bu noktadan sonra Advocaat’ın
kariyeri bir duraklama dönemine
girecekti. Sırasıyla Borussia
Mönchengladbach, Birleşik Arap
Emirlikleri ve Güney Kore’yi çalış-
tıran Advocaat, Güney Kore ile
2006 Dünya Kupası’nda da boy
gösterdi ama ilk turda Togo’yu
yenip Fransa ile berabere kalan
takım, sonmaçında İsviçre’ye ye-
nilince grubunda üçüncü sırada
kalıp elenmekten kurtulamadı.
Zenit ile kariyerinin
zirvesinde
Hollandalı teknik adamın yeniden
yükselişe geçeceği, hatta belki de
kariyerinin zirvesine çıkacağı ad-
resse Rusya’nın Zenit kulübü ola-
caktı. 2006 Dünya Kupası’nın
ardından bu kulübün başına
geçen Advocaat, 2007’de, Zenit ile
geçirdiği ilk tam sezonda takımını
SSCB’nin dağılmasından sonraki
ilk şampiyonluğuna taşıyacaktı.
Avrupa kupalarında, 2007-2008
sezonundaysa Villarreal, Mar-
silya, Bayer Leverkusen ve Ba-
yern Münih gibi takımları elemeyi
başaran, üstelik yarı finalde Ba-
yern’e karşı 4-0’lık çok etkileyici
bir galibiyet de alan Zenit, finalde
de Advocaat’ın eski takımı Ran-
gers’ı, 2-0 mağlup ederek tari-
hinde ilk kez bir Avrupa kupasına
uzanmanın mutluluğunu yaşı-
yordu. Bu başarıyı, üç ay sonra
Manchester United’ın 2-1 mağlup
edilmesiyle kazanılacak Süper
Kupa takip edecekti.
Ancak 2009’dan itibaren Advo-
caat için bu kez gerileme dönemi
başlayacaktı. 2009 sezonunda
alınan birkaç kötü sonuç sonrası
Zenit’teki görevine son verilen
Advocaat, bir süre sonra Belçika
Millî Takımı’nın başına geçmiş,
ardından AZ ile Belçika’yı birlikte
çalıştırmaya başladı. 2010 yazın-
daysa Rusya Millî Takımı’nın ba-
şına geçince bu iki görevi de
bıraktı. Rusya ile EURO 2012 ele-
melerinde İrlanda Cumhuriyeti,
Ermenistan, Slovakya, Make-
donya ve Andora’yı geride bıra-
karak katıldığı Avrupa
Şampiyonası’na Çek Cumhuriyeti
önünde 4-1’lik etkileyici bir gali-
biyetle başladıysa da bir sonraki
maçta Polonya ile 1-1 berabere
kalıp son maçında Yunanistan’a
1-0 yenilince gruptan çıkamadı.
Turnuvanın ardından yeniden
PSV’nin başına geçti. Ligi ikinci-
likle tamamladığı 2012-2013
sezonu sonrasındaysa teknik
adamlığı bıraktığını açıkladı fakat
birkaç ay sonra AZ’deki ikinci dö-
nemine başladı. Burada bekledi-
ğini bulamadıktan sonra 2014
yazında Sırbistan Millî Takımı ile
anlaştı. Fakat çok kötü bir baş-
langıç yapılan EURO 2016 eleme-
lerinde üç maç sonrasında
görevini bırakmak zorunda kaldı.
Son olarak 2015’te ligin bitimine
dokuz hafta kala düşme hattın-
daki Sunderland’de ipleri alan ve
takımını kümede tutan Advocaat,
ertesi sezon ise lige yine kötü bir
giriş yaşanınca burada da fazla
durmadı ve sekizinci hafta so-
nunda görevi bıraktı. Bundan
sonrasındaysa Hollanda Millî Ta-
kımı’na danışmanlık yapıp teknik
direktörlükten elini çekme aşa-
masına gelmişti ki Fenerbah-
çe’nin Ağustos ayında ilettiği tek-
lif, fikrini değiştirmesine neden
oldu. Sonrasınıysa zaten an itiba-
rıyla hep birlikte yaşamaktayız.
Fenerbahçe’de neler
yapabilir?
Advocaat’ın kariyerinin ana hat-
ları böyle. Rangers ve PSV gibi
sürekli şampiyonlukmücadelesi
veren takımları çalıştırıp bunlarla
birçok kupa kazanması, Zenit’in
Rusya içinde ve Avrupa’daki yük-
selişininmimarı olması, Hollanda
Millî Takımı’yla da büyük turnu-
valarda bir çeyrek, bir de yarı final
görmesi elbette ki Fenerbahçe
deneyimi öncesinde bir çalıştırıcı
adına sahip olunacak
büyük avantajlar olarak
ön plana çıkıyor. Biraz
daha detaya inilirse teknik
direktörlük stajını Rinus
Michels gibi bir markanın
yanında yapması, şampi-
yonluğa oynattığı takım-
larda yüksek gol yüzdeleri
yakalaması da önemli
artılar.
Fakat bardağın boş tarafı
da yok değil. EURO 2004’te
Hollanda ile yarı final oy-
namasına karşın oynattığı
futbol nedeniyle gördüğü
tepki ve Zenit’ten ayrılma-
sından günümüze kadar
geçen yedi yıl içerisindeki
sık takımdeğiştiren ve
genelde bir türlü aradığını
bulamayan görüntüsü de
başlıca negatif unsurlar
olarak ön plana çıkmakta.
Advocaat’ın şampiyonluğa
oynayan takımlarda
hücum futbolunu ön plana
çıkarmış olması, Fener-
bahçe ile ligin büyük
bölümünde ofansif bir
karakter ortaya koyaca-
ğına dair bir gösterge
olarak değerlendirilebilir.
Fakat kritik eşiklerde
öncelikle tedbiri elden
bırakmamaya çalışması
da derbilerde ve Avrupa
maçlarında takımın çe-
kingen bir yapıda olup ol-
mayacağıyla ilgili soru işa-
retleri yaratmıyor değil.
Kariyerinin özellikle son
yıllarında, işler iyi gitmedi-
ğinde görevi bırakmak için
çok tereddüt etmemesi de
bir başka potansiyel sorun
olarak görülebilir. Fener-
bahçe’nin ligin ilk beş haf-
tasında yedi puan toplayıp
ezeli rakiplerinin dörder
puan, lider Başakşe-
hir’inse altı puan gerisine
düşmesi, kazanın her an
kaynayabileceğine delalet
ve o kaynama noktasına
gelinirse Advocaat müca-
deleye devam etmeyi mi
seçer yoksa Hollanda’ya
dönmeye mi karar verir
işte bu soru da doğrusu
can sıkacak türden.
Toparlamak gerekirse, Fe-
nerbahçe belki de bugüne
dek takımın başına gelmiş
en kariyerli, en tecrübeli
teknik adamlardan birine
sahip. Fakat Advocaat’ın
geçmişinde de öylesine
çok hikâye var ki, Kadı-
köy’de bunların güzelle-
rindenmi bir kesit
sunacak yoksa kötülerin-
denmi, işte burası tambir
muamma. Hollandalı açı-
sından bakıldığında da
zorluk derecesi bakımın-
dan adeta bir ateşten
gömlek giydi ve bu zorluk-
ların üstesinden gelmesi
durumunda o dolu dolu
olan kariyerinin son evre-
sinde belki de en unutul-
mayacak işine bile imza
atma ihtimali var. Neler
olacağını hep birlikte ya-
şayıp göreceğiz. Dileyelim
ki bu tecrübenin Fener-
bahçe’ye katacaklarıyla
birlikte sadece sarı-laci-
vertliler değil, Türk futbolu
da önemli kazanımlar
edinsin.
88
89
Advocaat kariyerinin zirvesine Rusya’da Zenit’le çıktı
Advocaat , Hollanda Millî
Takımı’ndaki danışmanlık
görevini Fenerbahçe’den gelen
teklif üzerine bıraktı