Previous Page  88-89 / 114 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 88-89 / 114 Next Page
Page Background

mek zorunda kalmıştı.

Bu noktadan sonra Advocaat’ın

kariyeri bir duraklama dönemine

girecekti. Sırasıyla Borussia

Mönchengladbach, Birleşik Arap

Emirlikleri ve Güney Kore’yi çalış-

tıran Advocaat, Güney Kore ile

2006 Dünya Kupası’nda da boy

gösterdi ama ilk turda Togo’yu

yenip Fransa ile berabere kalan

takım, sonmaçında İsviçre’ye ye-

nilince grubunda üçüncü sırada

kalıp elenmekten kurtulamadı.

Zenit ile kariyerinin

zirvesinde

Hollandalı teknik adamın yeniden

yükselişe geçeceği, hatta belki de

kariyerinin zirvesine çıkacağı ad-

resse Rusya’nın Zenit kulübü ola-

caktı. 2006 Dünya Kupası’nın

ardından bu kulübün başına

geçen Advocaat, 2007’de, Zenit ile

geçirdiği ilk tam sezonda takımını

SSCB’nin dağılmasından sonraki

ilk şampiyonluğuna taşıyacaktı.

Avrupa kupalarında, 2007-2008

sezonundaysa Villarreal, Mar-

silya, Bayer Leverkusen ve Ba-

yern Münih gibi takımları elemeyi

başaran, üstelik yarı finalde Ba-

yern’e karşı 4-0’lık çok etkileyici

bir galibiyet de alan Zenit, finalde

de Advocaat’ın eski takımı Ran-

gers’ı, 2-0 mağlup ederek tari-

hinde ilk kez bir Avrupa kupasına

uzanmanın mutluluğunu yaşı-

yordu. Bu başarıyı, üç ay sonra

Manchester United’ın 2-1 mağlup

edilmesiyle kazanılacak Süper

Kupa takip edecekti.

Ancak 2009’dan itibaren Advo-

caat için bu kez gerileme dönemi

başlayacaktı. 2009 sezonunda

alınan birkaç kötü sonuç sonrası

Zenit’teki görevine son verilen

Advocaat, bir süre sonra Belçika

Millî Takımı’nın başına geçmiş,

ardından AZ ile Belçika’yı birlikte

çalıştırmaya başladı. 2010 yazın-

daysa Rusya Millî Takımı’nın ba-

şına geçince bu iki görevi de

bıraktı. Rusya ile EURO 2012 ele-

melerinde İrlanda Cumhuriyeti,

Ermenistan, Slovakya, Make-

donya ve Andora’yı geride bıra-

karak katıldığı Avrupa

Şampiyonası’na Çek Cumhuriyeti

önünde 4-1’lik etkileyici bir gali-

biyetle başladıysa da bir sonraki

maçta Polonya ile 1-1 berabere

kalıp son maçında Yunanistan’a

1-0 yenilince gruptan çıkamadı.

Turnuvanın ardından yeniden

PSV’nin başına geçti. Ligi ikinci-

likle tamamladığı 2012-2013

sezonu sonrasındaysa teknik

adamlığı bıraktığını açıkladı fakat

birkaç ay sonra AZ’deki ikinci dö-

nemine başladı. Burada bekledi-

ğini bulamadıktan sonra 2014

yazında Sırbistan Millî Takımı ile

anlaştı. Fakat çok kötü bir baş-

langıç yapılan EURO 2016 eleme-

lerinde üç maç sonrasında

görevini bırakmak zorunda kaldı.

Son olarak 2015’te ligin bitimine

dokuz hafta kala düşme hattın-

daki Sunderland’de ipleri alan ve

takımını kümede tutan Advocaat,

ertesi sezon ise lige yine kötü bir

giriş yaşanınca burada da fazla

durmadı ve sekizinci hafta so-

nunda görevi bıraktı. Bundan

sonrasındaysa Hollanda Millî Ta-

kımı’na danışmanlık yapıp teknik

direktörlükten elini çekme aşa-

masına gelmişti ki Fenerbah-

çe’nin Ağustos ayında ilettiği tek-

lif, fikrini değiştirmesine neden

oldu. Sonrasınıysa zaten an itiba-

rıyla hep birlikte yaşamaktayız.

Fenerbahçe’de neler

yapabilir?

Advocaat’ın kariyerinin ana hat-

ları böyle. Rangers ve PSV gibi

sürekli şampiyonlukmücadelesi

veren takımları çalıştırıp bunlarla

birçok kupa kazanması, Zenit’in

Rusya içinde ve Avrupa’daki yük-

selişininmimarı olması, Hollanda

Millî Takımı’yla da büyük turnu-

valarda bir çeyrek, bir de yarı final

görmesi elbette ki Fenerbahçe

deneyimi öncesinde bir çalıştırıcı

adına sahip olunacak

büyük avantajlar olarak

ön plana çıkıyor. Biraz

daha detaya inilirse teknik

direktörlük stajını Rinus

Michels gibi bir markanın

yanında yapması, şampi-

yonluğa oynattığı takım-

larda yüksek gol yüzdeleri

yakalaması da önemli

artılar.

Fakat bardağın boş tarafı

da yok değil. EURO 2004’te

Hollanda ile yarı final oy-

namasına karşın oynattığı

futbol nedeniyle gördüğü

tepki ve Zenit’ten ayrılma-

sından günümüze kadar

geçen yedi yıl içerisindeki

sık takımdeğiştiren ve

genelde bir türlü aradığını

bulamayan görüntüsü de

başlıca negatif unsurlar

olarak ön plana çıkmakta.

Advocaat’ın şampiyonluğa

oynayan takımlarda

hücum futbolunu ön plana

çıkarmış olması, Fener-

bahçe ile ligin büyük

bölümünde ofansif bir

karakter ortaya koyaca-

ğına dair bir gösterge

olarak değerlendirilebilir.

Fakat kritik eşiklerde

öncelikle tedbiri elden

bırakmamaya çalışması

da derbilerde ve Avrupa

maçlarında takımın çe-

kingen bir yapıda olup ol-

mayacağıyla ilgili soru işa-

retleri yaratmıyor değil.

Kariyerinin özellikle son

yıllarında, işler iyi gitmedi-

ğinde görevi bırakmak için

çok tereddüt etmemesi de

bir başka potansiyel sorun

olarak görülebilir. Fener-

bahçe’nin ligin ilk beş haf-

tasında yedi puan toplayıp

ezeli rakiplerinin dörder

puan, lider Başakşe-

hir’inse altı puan gerisine

düşmesi, kazanın her an

kaynayabileceğine delalet

ve o kaynama noktasına

gelinirse Advocaat müca-

deleye devam etmeyi mi

seçer yoksa Hollanda’ya

dönmeye mi karar verir

işte bu soru da doğrusu

can sıkacak türden.

Toparlamak gerekirse, Fe-

nerbahçe belki de bugüne

dek takımın başına gelmiş

en kariyerli, en tecrübeli

teknik adamlardan birine

sahip. Fakat Advocaat’ın

geçmişinde de öylesine

çok hikâye var ki, Kadı-

köy’de bunların güzelle-

rindenmi bir kesit

sunacak yoksa kötülerin-

denmi, işte burası tambir

muamma. Hollandalı açı-

sından bakıldığında da

zorluk derecesi bakımın-

dan adeta bir ateşten

gömlek giydi ve bu zorluk-

ların üstesinden gelmesi

durumunda o dolu dolu

olan kariyerinin son evre-

sinde belki de en unutul-

mayacak işine bile imza

atma ihtimali var. Neler

olacağını hep birlikte ya-

şayıp göreceğiz. Dileyelim

ki bu tecrübenin Fener-

bahçe’ye katacaklarıyla

birlikte sadece sarı-laci-

vertliler değil, Türk futbolu

da önemli kazanımlar

edinsin.

88

89

Advocaat kariyerinin zirvesine Rusya’da Zenit’le çıktı

Advocaat , Hollanda Millî

Takımı’ndaki danışmanlık

görevini Fenerbahçe’den gelen

teklif üzerine bıraktı