![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0055.jpg)
pa’daysa Şampiyon Kulüpler
Kupası’nda boy göstermiş fakat
Valur ile Club Brugge’yi eleyerek
geldiği çeyrek finalde 0-1 ve
1-1’lik skorlarla Galatasaray
engeline takılmaktan kurtula-
mamıştı. Monaco’nun kendi
evinde tek golle kaybettiği ilk
maç sonrasında Galatasaray’ın
cezası nedeniyle Köln’de oyna-
nan rövanşta takımı adına
skoru 1-1’e getiren golü atan ve
yarı final vizesini getirecek
ikinci gol için de sarı-kırmızılı
savunmayı son ana kadar terle-
tenWeah ile Türk futbolseverler
de bu vesileyle tanışmıştı. Söz
konusu sezonun sonundaysa
Weah, Afrika’da yılın futbolcusu
seçilecek ve genç yıldızın
şöhreti de uluslararası düzeyde
bir kademe daha artacaktı.
Fransa kariyerine hızlı bir giriş
yapmasına karşın ikinci sezo-
nunda hafif sakatlıkların da
etkisiyle biraz duraksayan
Weah, Monaco ile tümkulvar-
larda sadece sekiz kez gol
sevinci yaşayabilmişti. Ancak
ertesi sezon bu sayıyı 18’e çı-
kartanWeah, takımının Fransa
Kupası’nı kazanmasıyla birlikte
Avrupa macerasındaki ilk
büyük başarısını da elde ediyordu.
1991-92 sezonuysaWeah’ın
Monaco’da geçirdiği son sezondu.
Takımı adına ligde 18 gol atan Li-
beryalı, Kupa Galipleri Kupası’nda
da dört kez fileleri havalandırmış
ve Monaco’nun Roma ile Feyeno-
ord gibi takımları geçerek finale
çıkmasına büyük katkıda bulun-
muştu. Ancak Prenslik temsilcisi
finaldeWerder Bremen’e 2-0’la
boyun eğecek ve kupayı elinden
kaçıracaktı.
Monaco ile dört sezonda 70’e
yakın gol atanWeah için bir
sonraki duraksa Paris St. Germain
olacaktı. PSG o zamanlar günü-
müzdeki kadar ihtiraslı bir kulüp
değildi belki ama Fransa’da yine
de başa güreşen ve Avrupa’da da
hep üst turları hedefleyen bir ta-
kımdı. Weah, başkent ekibindeki
ilk sezonunda lig ikinciliği ve
Fransa Kupası şampiyonluğu
yaşarken, UEFA Kupası’nda da
yarı final görmüştü. PSG, yarı final
yolunda PAOK, Napoli, Anderlecht
ve Real Madrid’i elemeyi başar-
dıysa da bu turda Juventus tara-
fından kupanın dışına itilmişti.
Weah sezonu yedisi Avrupa’da,
14’ü de ligde olmak üzere 23 golle
tamamlamıştı.
1993-94 sezonundaysa PSG, sekiz
yıl aradan sonra ligde tarihinin
ikinci şampiyonluğunu elde edi-
yordu. Weah ligde bu kez 11 golde
kaldıysa da 13 gollü David Gino-
la’dan sonra takımının en golcü
ikinci ismiydi. PSG, Kupa Galipleri
Kupası’ndaysa çeyrek finalde bir
kez daha Real Madrid’le eşleşmiş
ve rakibini 1-0 ile 1-1’lik skor-
larla saf dışı bırakmıştı.
Santiago Bernabeu’da 1-0
kazanılan ve turun kapısını
açan ilkmaçtaki tek golde de
Weah’ın imzası vardı.
Gelgelelimyarı finalde Arsenal
engeli aşılamayacaktı. Sezon
sonundaWeah, ikinci kez
Afrika’da yılın futbolcusu
ödülüne lâyık görüldü.
Bir sonraki sezona gelindiğin-
deyse Liberyalı yıldız özellikle
Şampiyonlar Ligi’nde müthiş
bir performans ortaya koyu-
yordu. PSG, Devler Ligi ilk tu-
runda Bayern Münih, Spartak
Moskova ve Dinamo Kiev ile
birlikte yer aldığı grupta oyna-
dığı altı maçın tamamını kaza-
nırken, Weah da rakip filelere
altı gol göndermişti. PSG fırtı-
nasını çeyrek finalde Barcelona
da durduramazken Fransız
temsilcisi 1-1 ve 2-1’lik skor-
larla adını yarı finale yazdırıyor,
Camp Nou’daki ilkmaçta bir
gol daha atanWeah ise turnu-
vada toplamda yedi gole ulaşı-
yordu. Ancak PSG üzerindeki
yarı final lâneti, üst üste
üçüncü senede de kalkmaya-
cak veWeah ile arkadaşları bu
kez de Milan’a elenerek bir final
şansını daha tepeceklerdi.
En iyi oyuncu
en iyi kulüpte
Şampiyonlar Ligi’ndeki büyük
oyununun ardından sezon
sonunda PSG, Weah’ı daha fazla
elinde tutamayacaktı. Son sekiz
senede üç Avrupa şampiyonluğu
ve iki de Avrupa ikinciliği bulu-
nan, haliyle o dönemde dünyanın
en iyi takımı gözüyle bakılan
Milan, 1995 yazındaWeah’ı renk-
lerine bağlayan taraf olacaktı. Yıl
sonundaWeah, üçüncü kez Afri-
ka’da yılın futbolcusu seçilip o
ana kadar Abedi Pele ile birlikte
bu ödülü en çok kazanan iki fut-
bolcudan biri olmayı başarırken,
aynı zamanda France Football
dergisi tarafından da Avrupa’da
yılın futbolcusu seçilerek Altın
Top ödülüne lâyık görülüyor ve bu
ödülü kazanan ilk (ve Mozambik
asıllı Eusebio’yu saymazsak şu
ana kadarki tek) Afrikalı futbolcu
oluyordu. Tabiî en son olarak da
FIFA, Weah’ı dünyada yılın futbol-
cusu seçecekti. O, artık jeneras-
yonunun en değerli birkaç ismi
arasında olduğunu tescillemişti.
Weah, Milan’daki ilk sezonunda
da başarılarını sürdürüyordu.
Milan, ligi Juventus’un sekiz puan
önünde şampiyon olarak bitirir-
ken, Weah da attığı 11 golle
takımının en skorer ismi olmuştu.
Milan, UEFA Kupası’ndaysa
çeyrek finalde genç Zinedine
Zidane’ın liderliğini üstlendiği
Bordeaux’ya sürpriz bir biçimde
elenmişti.
Bundan sonraki iki sezonda Milan
adına adeta bir Fetret Devri idi.
Zirveden bir anda ligin orta sırala-
rına kadar gerileyen kırmızı-si-
yahlılar, 1997’de 11, 1998’de de 10.
sırada kalıyordu. Ayrıca bu sezon-
ların ilkinde Şampiyonlar Ligi’ne
de grup aşamasında veda edilir-
ken, ikincisindeyse Avrupa sah-
nesine çıkılamamıştı. Weah her
iki sezonda da Milan’ın en golcü
oyuncusu olduysa da Dejan Sa-
vicevic ile Marco Simone’nin per-
formanslarındaki ciddi düşüş ve
Patrick Kluivert transferinden de
beklenenin alınamaması üzerine
kırmızı-siyahlıların hücum
hattında biraz yalnızları da
oynamak durumunda kalmıştı.
Milan, 1998-99 sezonunda, yaşa-
dığı krizi ortadan kaldırmak adına
bir yeniden yapılanmaya gide-
cekti. Ancak 32 yaşına gelmiş
olanWeah da bundan bir nebze
nasibini alacak ve takımın yıldız
golcüsü statüsünü yeni transfer
Oliver Bierhoff’a kaptıracaktı.
Bierhoff ve Leonardo’dan sonra
takımının en golcü üçüncü oyun-
cusu olanWeah, yine de Milan’ın
100. yılında yeniden ayağa kalkıp
Serie A’da şampiyonluğa ulaşma-
sına azımsanamayacak bir katkı
yapmayı başarmıştı.
Futbola veda
siyasete ‘merhaba’
1999-2000 sezonuyla birlikteyse
Weah artık kariyerinde yavaş
yavaş sonlara doğru yaklaştığını
hissettirecekti. Dinamo Kiev’den
Shevchenko’nun da transfer
edilmesiyle birlikte takımının for-
vetteki üçüncü tercihi konumuna
düşen Liberyalı, artık ayrılık
zamanının geldiğini düşünmeye
başlıyordu. Sezonun ilk yarısını
genellikle yedek kulübesinde ge-
çirenWeah, Milan’ın Şampiyonlar
Ligi’nde ilk tur gruplarında Hertha
Berlin, Chelsea ve Galatasaray’ın
gerisinde kalarak elenmesinin
ardından devre arasında İtalya’ya
veda ediyordu. Sezonun ikinci
yarısında Chelsea’ye kiralanan
Weah, Londra kulübünde bir Fe-
derasyon Kupası zaferi yaşıyordu.
Sezon bitimindeyse Milan ile olan
sözleşmesi sona erdiğinden, ser-
best kalarak Manchester City’ye
geçti. Ancak bu beraberlik de,
Weah’ın City teknik direktörü Joe
Royle ile yaşadığı anlaşmazlık
yüzünden iki buçuk ay kadar
sürdü. Weah, sezonuysa, rotayı
tekrar Fransa’ya çevirerek
Marsilya’da tamamladı. Burada da
pek beklediğini bulamayınca,
artık emeklilik zamanının
geldiğine kanaat getirdi ve iki
sene de Birleşik Arap Emirlikle-
ri’nin El Cezire kulübünde forma
giymesinin ardından 2003’te
futbol hayatına noktayı koydu.
Futbolu bıraktıktan sonra saha
kenarında bir görev düşünmeyen
108
109