konusuna takılmadım.
Belki de kalbimde her
zaman bir Batı Alman-
yalıydım
(gülüyor).
Sizce de 8-9 yıl Doğu
Almanya’da oynamış
bir futbolcu olarak
en iyisi olmak istemi-
yor muyduk? Sizce de
70’lerde Batı Almanya
yıldızlarını örnek almı-
yor muyduk? Sadece
bunu sesli olarak ifade
etme iznim yoktu.
Kim olmak isterdiniz?
(Gülüyor) Bu her
zaman cevabı değişen bir soru. Ama
Franz Beckenbauer, ne kadar inanıl-
maz bir oyuncuydu! Ya da Gerd Mül-
ler. Tabii ki bu kişiler benim idolümdü.
EURO 2012’ye günler kala, kendinizi
1996 İngiltere deneyimini düşünür-
ken yakaladığınız oluyor mu?
Dürüst olmak gerekirse, hayır. Şu
anda daha çok, kritik maçları kazana-
mamamız konusuyla daha ilgiliyim.
Almanya olarak genç takımlarımızla,
kulüplerimizle ve milli takımımızla
ilgili son derece pozitif gelişmeler ol-
duğuna şüphe yok. Fakat gerçek şu ki
oynadığımız son birkaç önemli maçta
kazanamadık. Örneğin Avrupa U-17
Şampiyonası ya da Şampiyonlar Ligi
Finali’nde olduğu gibi.
Sizin oynadığınız günlerde saha-
da gerçek bir liderdiniz. Şu anda
Almanya
Milli
Takımı’nda
ek-
sik olan unsur bu
olabilir mi?
1996’da
bir
lider
olduğumu
benden asla duy-
mazdınız.
Ama
olanı olduğu gibi
söylemek gereki-
yor, ve bence hem
havuç hem de so-
payı
göstermek
gerek. Bana göre,
başarılı olmanın
temel unsuru bu.
Oyuncularımızı eğitirken gelecek adı-
mımız bu yönde olmalı. Doğru genleri
taşıyan oyuncularımız olduğuna ina-
nıyorum. Sadece onları aktive etme-
miz / ateşlememiz gerek. Fakat her
şeyin ötesinde, Almanya’da, belirli
bir miktar uyumsuzluğun önemli bir
bileşen olduğunu fark etmemiz ge-
rekiyor. Egoizmden söz etmiyorum,
ama takıma destek olmak adına belli
bir uyarandan / dengeden söz ediyo-
rum. Bugün oynasam nasıl olurdum
bilemiyorum. Geçmişte, uyumsuzluk
/ anlaşmazlık arzu edilen ve koçlar ta-
rafından teşvik edilen bir öğeydi. Ben-
ce bunun artık önemli maçlar kazana-
mayışımızla bağlantısı var. Son birkaç
minör detay eksik.
Bir yandan futbolu sistem dahilinde
oynamak eğilimi varken, öte yandan
bireysel performans-
lar da beklenmekte.
Bu bir çelişki değil mi?
Sportif ve mental
olguları farklı değer-
lendirmek
gerekir.
Sportif açıdan, “farklı”
olan oyuncuları cesa-
retlendirmek gerekir
ki biz bunu yapıyoruz.
Real Madrid’teki Me-
sut Özil ve Khedira ör-
neklerine olduğu gibi.
İkisinin çok farklı oyun
tarzları, ancak her iki-
sinin de sarsılmaz bir
kazanma mentalitesi var. Sorduğunuz
iki olgu birbiriyle uyumlu. Çelişki şu-
rada : Her şeyin başında sistemi mer-
keze oturtup, sonra oyuncuları ona
uygun hale getiremezsiniz. O durum-
da bireyselliğe hiç yer bırakmamış
olursunuz. Şayet sistemi ruh ile bir-
leştirebilirseniz, o zaman işler yoluna
girer.
Alman oyuncuların gelişiminde, ka-
rakterlerini oluşturmanın da en az
sportif yeteneklerini geliştirmek ka-
dar önemli olduğunu söylemiştiniz.
Bu nasıl başarılabilir?
Her şeyden önce, liderlik yapıla-
rının kabullenilmesi gerekir. Son 20
yılın tüm Avrupa ve Dünya Şampiyo-
nalarını kazanan takımlarını analiz et-
tik. Hiçbirinde yatay örgütlenme söz
konusu değildi, burası çok net. Başa-
rılı Alman takımla-
rında her zaman,
farklı
kişilikler
tarafından belir-
lenmiş net lider-
lik yapıları vardı.
İdeal bir dünyada,
takımda bir lider,
takım oyuncuları
ve çok yetenekli
bireysel oyuncula-
rın sağlıklı bir ka-
rışımı olur. Bunu
nasıl başarırsınız?
Takımdaki deği-
şik karakterlere,
İngiltere’nin ev sahipliğinde dü-
zenlenen Euro 1996’da, Almanya’nın
son önemli uluslararası şampiyonlu-
ğunun arkasındaki itici güç Matthias
Sammer’di. Kariyerinin başlarında
orta sahada sergilediği başarılı per-
formansı ilerleyen dönemde savun-
maya da taşıyan ünlü yıldız, olağa-
nüstü oyun yeteneğini, kayıtsız şartsız
kazanma isteğiyle ustaca birleştirdi.
Buna paralel olarak, Sammer aynı yıl
içinde, Avrupa’da yılın futbolcusu se-
çilerek önemli uluslararası bir ödülü
elde eden son Alman oyuncu olmayı
başardı.
Sammer’in futbol kariyeri, iki lig
şampiyonluğu ve Doğu Avrupa Ku-
pas’ını kazandığı Dynamo Dresden’de
başlayıp, Stuttgart, Inter Milan ve ni-
hayet Borussia Dortmund ile devam
etti.
Matthias Sammer’in kazandığı
zaferlerin uzun listesi içinde, 3 Bun-
desliga, 1 UEFA Şampiyonlar Ligi ve
1 Kıtalararası Kupa şampiyonluğu bu-
lunuyor. Bir oyuncu olarak onu ünlü
kılan keskin stratejik düşünme beceri-
sini, daha sonra Stuttgart ve Borussia
Dortmund’un teknik direktörlüğünü
yaparken de son derece iyi şekilde
kullanmayı başardı. Dünyaca saygı du-
yulan futbol adamı, 2006’dan itiba-
ren Almanya Futbol Federasyonu’nda
genç takımlar sorumluluğunu üstlen-
di. Görevi 11-18 yaş arası yetenekli
oyuncuları bulup milli takımlara ka-
zandırmaktı. Matthias Sammer geç-
tiğimiz günlerde ise Bayern Münih’in
sportif direktörü oldu. Almanya Fut-
bol Federasyonu Başkanı Wolfgang
Niersbach, Sammer’i zor bir kişilik
olarak tanımlıyor ama bunu pozitif
anlamda kullandığını belirtiyor. Ni-
ersbach, onun için “İnatçılığı ve sabır-
sızlığıyla sizi sürekli pozitif ve yapıcı
anlamda zorlayabilir. Sammer her za-
man başarıya aç ve işlerin doğru git-
mesi için tek yol da bu” ifadelerini de
kullanıyor
Matthias
Sammer,
Avrupa
Şampiyonası’ndan hemen önce FIFA.
com’a verdiği röportajda futbolda
saha içi liderliğin önemini, Alman
futbolunun artıları ile eksiklerini ve
dünya futbolunda taktiksel anlamda
yaşanan değişimleri anlattı.
Yeniden birleşme sonrasında Doğu
Almanyalı ilk büyük futbol yıldızı ol-
dunuz. Duygusal olarak oldukça zor-
layıcı bir durum olmalı.
Daha önceleri, birleşmiş Alman-
ya takımı için ilk oyunumu oynarken,
biraz durgunlaşmıştım. Birkaç ay ön-
cesinde Doğu Almanya için oynarken
Belçika’ya 2 gol atmıştım; ve şimdi bir-
denbire farklı bir milli marş duyuyor-
dum. Fakat bunun üstesinden çabuk
geldim. Sadece Almanya takımının bir
üyesi olmaktan gurur duydum. Köken
Çeviren: Sinancan Sözen
Matthias Sammer:
“Almanya’nın eksiği duygusallık”
UEFA EURO 2012’nin başlamasından kısa bir süre önce, ünlü Alman futbol adamı Matthias Sam-
mer, FIFA.com’a hislerini, anılarını, motivasyon stratejilerini, sahadaki liderliğin ne anlama gel-
diğini ve futbolda taktik gelişimi anlattı. Sammer, Alman futbolu özelinde yaptığı analizde oyun-
culardaki duygusal yoğunluk eksikliğini bir sorun olarak ortaya koydu. Geçmişin büyük yıldızı,
Almanya’yı Avrupa Şampiyonası’nın favorilerden biri olarak gösteriyordu ama röportajda da
rahatlıkla fark edeceğiniz çekinceleri vardı. Nitekim Almanya turnuvaya yarı finalde veda etti
Futbol Gelişim
58
59
Futbol Gelişim