TamSaha 129. Sayı - page 96-97

bir balon var artık. Sadece son iki
sezonda Gareth Bale, Di Maria,
David Luiz ve James Rodriguez
için harcanan 300milyon euro,
aslında pazar için belirleyici sevi-
yeler haline geldi. Dolayısıyla
Dybala ve Kondogbia gibilerini
satmak isteyen kulüpler, oyuncu-
ların potansiyeli ve yeteneğinin
yanına bir de bu etkeni koyabili-
yor. Bacca’nınmâliyeti kontratın-
daki serbest kalma bedeline dair
madde sayesinde o seviyeye çı-
karken, Bertolacci nadir yetişen
yetenekli İtalyan oyuncu konten-
janından rekor transferler liste-
sine girebildi.
Üç büyük İtalyan kulübünün uzun
süre aç kaldığı başarılara tekrar
ulaşma özlemi de bu transferleri
tetikleyen temel unsurlar ara-
sında. Öyle ki, ligde bu yaz şimdiye
kadar transfere harcanan paranın
yüzde 73’ü Juventus, Milan ve In-
ter’in cebinden çıktı. Geçtiğimiz
sezon Juventus, Şampiyonlar Ligi
gruplarından çıkan tek İtalyan ku-
lübü olunca TV gelirlerinin katlan-
ması ve finale kadar gidebilmesi
sonucu 100milyon euroya yakın
katılımve yayın gelirini cebine in-
dirdi. Torino ekibi bu kaynağı ye-
rinde transferlere harcarken
Pogba gibi gözde bir yıldızı da kad-
rosunda tutmayı başardı.
Milano kulüpleri için ise ayrı bir
senaryo söz konusu. 1958 yılından
bu yana ilk kez Inter ve Milan aynı
anda Avrupa kupalarının dışında
kaldı. Mavi-siyahlılar en son 2012,
komşuları ise 2014’te Şampiyon-
lar Ligi’ne katılmayı başarabil-
mişti. Ayrıca önce Inter’in Erick
Thohir, ardından biraz da bu ha-
berin ittirmesiyle Milan’ın Bee
Taechaubol tarafından satın
alınması Milano ekiplerinin
çehresini değiştirmeye başladı.
İki takımın da şimdilik Juventus’u
zirveden indirmesi kolay görün-
mese bile bu yatırımların karşılı-
ğını en azından Şampiyonlar
Ligi’ne katılarak almaya çalışa-
caklar.
Para muslukları
gevşerken
Transfer konusunda sadece
İtalya’nın üç büyüğünü değil, tüm
Avrupa liglerini ilgilendiren bir ge-
lişme de Finansal Fair Play (FFP)
cephesinde yaşanıyor. Zira gün-
deme geldiğinde özellikle dev ya-
tırımlar sayesinde sonradan
zenginleşmiş büyük kulüpleri te-
dirgin eden, Manchester City ve
Paris Saint Germain’in yakın za-
manda aldığı yüksek tutarlı ceza-
lar sonucu bu gerilimi korkuya
çeviren FFP, bazı kurallarda esne-
meye gidiyor. Şimdilik detayları
netleşmese bile çerçevesi kabaca
belli olan bu güncelleme sonucu
özellikle Milan, Inter, Valencia ve
Sevilla gibi yeniden ciddi atılımlar
yapmaya hevesli kulüplerin
transfer konusunda eli nispeten
rahatlayacak.
FFP’de başından beri yer alan
“son üç sezonda maksimum45
milyon euro zarar etmiş olma” li-
mitinin rafa kaldırılması şu an için
gündemde değil. Ancak tartışılan
konu, bu çerçevenin dışına çıkan
kulüpler için daha esnek kuralla-
rın konacağı yönünde. Örneğin
belli bir tutarda harcama yapıp
FFP sınırlarının dışına çıkan hırslı
bir kulüp, bu yatırımın karşılığını
nasıl, ne şekilde ve ne zaman ala-
cağını içeren detaylı bir plan sun-
mak durumunda kalacak. Bu
istisnai durumda aslında ilk gün-
den beri FFP’nin kitabında yazı-
yordu ancak bugün geldiğimiz
noktada özellikle orta-üst ölçekli
kulüplerin gelişimi için daha fazla
esneklik gereksinimi ortada.
Elbette kulüplerin bu çerçevede
çizdiği yol haritasını onaylayan
yine FFP yetkilileri olacak. Dola-
yısıyla ne olursa olsun plan belli
bir mantık çerçevesinde yer
almak zorunda. Örneğin Napoli,
Messi ve Pogba ikilisi uğruna 300
milyon euro bonservis bedeli har-
cayıp bu hamlenin uzun vadede
kulübe Şampiyonlar Ligi’ni ka-
zandıracağı konusunda FFP’yi
muhtemelen ikna edemeyecek!
Bunun yerine stadyumve TV ge-
lirlerinin yıldız transferler sonrası
ne seviyeye yükseleceği, kulübün
hangi sürede ne başarı kazan-
mayı hedeflediği ve sonuçta ne
zaman zarar yazmaktan kurtula-
cağı, başka örneklerle destekle-
nerek sunulacak.
İtalya’daki TV gelirlerinin dağıtımı
bir hayli lehlerine olmasına rağ-
men yıllardır zarar yazan Milan ve
Inter’in bu yaz yaptığı transferlere
dair elbette makul birer planı var-
dır. Bu isimlerin yanı sıraThohir
ve Taechaubol’un kontrolü ele
alışı, iki kulübün de ticarî gelirle-
rinde ister istemez bir hareketlilik
yaratacaktır. Ayrıca Milan’ın yeni
bir stadyum inşa etme planı ve bu
gerçekleşirse Inter’in San Siro’yu
renove etme düşüncesi, Mila-
no’daki futbol gündeminin sadece
transferlerle sınırlı kalmayacağı-
nın göstergesi. Juventus ise son
dört yıldır kendi stadında oyna-
manın tadını çıkarırken, gerek
Serie A’yı bir süredir domine edişi
gerekse rahatlamış parasal du-
rumu açısından FFP’ye çok sorun
çıkarmayacak gibi görünüyor.
İtalyan işi taktikler
Son 10 sezondaki 40 Şampiyonlar
Ligi yarı finalistinin sadece dördü
İtalya’dan çıktı. Avrupa Ligi için de
aynı istatistik geçerli. Ayrıca De-
loitte Para Ligi’nde yer alan en
varlıklı İtalyan ekibi Juventus da
kendine 10’uncu sırada yer edine-
biliyor. Çizme’ye böyle bir tablo
hâkimken Juventus’un Berlin’de
final oynaması biraz peri masalını
andırabilir. Ancak Avrupa Ligi’nde
Fiorentina ve Napoli’nin yarı final
oynayışı, ne olursa olsun İtalyan-
ların en iyi bildikleri işten henüz
şaşmadıklarının kanıtı olabilir:
Akıcı ve yenilikçi taktikler.
Conte’nin 3-5-2 ile canlandırdığı
Juventus, Serie A’yı her seferinde
kolayca kazansa bile Avrupa’da
ilerlemek kolay olmamıştı. Zira
Conte’nin alternatif bir planı yok
gibiydi. Ancak Allegri’nin gelişiyle
beraber takımhem 3-5-2 hemde
4-3-1-2 dizilişini aynı kalitede
sergileyebildi. Rakibin oyununa
veya maçın gidişatına göre siste-
mini seçmek ve onu küçük ama
etkili hamlelerle değiştirmek, Al-
legri’ye Juventus tarihindeki en
başarılı sezonlardan birini yaşattı.
Fiorentina’nın başındaki Mon-
tella’nın sırrı da Allegri’ninkine
çok benzerdi. Son üç sezonda
Montolivo, Nastasic, Jovetic, Ljajic
ve Cuadrado’yu kaybetmesine
rağmen Mor Menekşeler, Montel-
la’nın değişken ve uyumlu taktik-
leri sayesinde Avrupa Ligi’nde
yarı finale kadar çıkabildi.
Fiorentina’nın Serie A için küçük
ama kulüp için büyük adımından
daha şaşırtıcı bir gelişme varsa o
da Torino’nun Avrupa Ligi’nde son
16’ya kalmasıydı. Takımı Serie
B’den çıkarıp iki sezon içinde ligde
ilk 7’ye oynayacak seviyeye geti-
ren Giampiero Ventura, artık Çiz-
me’ye iyiden iyiye yayılan orga-
nize bir 3-5-2 sayesinde Torino’ya
değer kazandırdı. Kulüp özellikle
Peres ve Glik gibi oyuncuları
elinde tutmakta zorlanırken,
Manchester United’ın Matteo
Darmian için 18 milyon euro
saymasını da unutmamak lâzım.
Geçtiğimiz yaz Immobile ve
Cerci’nin de toplamda 34milyon
euroya satıldığını düşünürsek
Ventura’nın sisteminin ne derece
verimli ve geliştirici olduğunu
anlamak kolaylaşır.
Allegri, Montella ve Ventura gibi
isimlerin ortak yanı, taktiksel ze-
kâları sayesinde ellerindeki kad-
ronun aritmetik toplamından
daha fazlasını elde edebilmeye
dayanıyor. Kökeni uzun yıllar ön-
cesine dayanan bu kültür, kaliteli
ayaklara hükmettiği anda karşı
konması zor bir güce dönüşebili-
yor. Allegri’nin Juventus’ta sahip
olduğu bu şansı diğerleri de elde
edebilirse Serie A’nın başka sürp-
rizler çıkarması kolaylaşacak.
Milan ve Inter’in elbette para akı-
şına ve parlak transferlere ihtiyacı
var ancak Juventus’la yarışabil-
mek adına önce en az Allegri kali-
tesinde birer taktiksel zekâya da
gereksinimduyacaklar.
Juventus, Serie A’nın zirvesindeki
koltuğuna yerleştikçe Inter ve Mi-
lan’ın başı çektiği devrimci hare-
ket daha da hırslanacak gibi
görünüyor. Finansal Fair Play’in
planlı yatırımları kolaylaştıracağı
bir ortamda bu kıpırdanma Milano
şehrinin de dışına rahatça taşabi-
lir. Eğer bu ivme akıcı taktiksel
zekâ ile birlikte hareket edebilirse
orta vadede eski günlerini arat-
mayan ve yıldızların eksik olma-
dığı bir Serie A izleyebiliriz.
96
97
1958’den bu yana ilk kez ikisi bir
arada Avrupa kupalarının dışında
kalan Inter ve Milan bu defa
kesenin ağzını açtı.
Juventus ve Fiorentina, İtalyanların Avrupa kupalarında eski
günlerine dönüşünümüjdeleyen performanslar sergiliyor.
1...,76-77,78-79,80-81,82-83,84-85,86-87,88-89,90-91,92-93,94-95 98-99,100-101,102-103,104-105,106-107,108-109,110-111,112-113,114-115,116-117,...180
Powered by FlippingBook