Dünyanın en zengin ve en ilgi
çeken ligi de halen İngilizlere ait.
Her ne kadar İspanya’nın La Li-
ga’sı Real Madrid ve Barcelona
gibi iki devmarkası sayesinde
Premier Lig’le aşık atmaya çalışsa
da Ada’daki o kalabalık rekabetin
getirdiği seviyeyi yakalayabilmesi
şimdilik uzaktaki bir hedef olarak
görünüyor. İtalyanlar, “yıldızların
altında” diye adlandırılabilecek
liglerinin bu unvanını çoktan İngi-
lizlere kaptırdı bile. Almanların
Bayern Münih ve diğerleri diye sı-
nıflandırılabilecek Bundesliga’sı
ise sadece seyirci sayısı ve statla-
rının doluluk oranlarıyla Premier
Lig’e rakip olabiliyor.
Gelgelelim İngilizlerin futbolun
dünyadaki merkezi olma özellik-
leri millî takımlarına aynı oranda
yansımıyor. İngiliz kulüpleri geç-
mişte Şampiyon Kulüpler Kupası,
şimdi ise Şampiyonlar Ligi adıyla
düzenlenen organizasyonda 12
zafer yaşadı. Artık tarihe karışan
Kupa Galipleri Kupası’nda 9 kez
mutlu sona ulaşan İngiliz kulüple-
rin geçmişte UEFA Kupası, bu-
günse UEFA Avrupa Ligi adıyla
düzenlenen organizasyonda 7
şampiyonluğu bulunuyor. Tüm
bunlara karşılık İngiltere Millî Ta-
kımı’nın bugüne kadar büyük
turnuvalardan sadece 1966’da
kendi Adalarında düzenledikleri
Dünya Kupası’nı kazanabilmeleri
onlar adına gerçek bir hayal kırık-
lığı. Onca büyük yıldızı bir araya
getirdikleri dönemlerde bile en
büyük başarıları, 1996 Avrupa
Şampiyonası’nda yarı finali
görmeleri oldu. O turnuvanın
da yine Ada’da düzenlendiğini
hatırlatalım.
Kulüpler bazında bu kadar başarılı
olmalarına karşılıkmillî takımlar
düzeyinde geride kalmalarının
temel nedenini, liglerinde oynat-
tıkları çok sayıda yabancı oyun-
cuda aramakmümkün. Bosman
kararının ardından Premier Lig
tambir Dünya Ligi’ne dönüştü.
Kulüplerin zenginliği, İngiliz oyun-
cuların ülke dışında top koştur-
malarını cazip bir seçenek
olmaktan çıkartıyor. Yani İngiliz-
lerin diğer büyük liglerdenmillî
takımlarına çağırabileceği nite-
likte oyuncusu yok. Buna karşılık
büyük kulüplerin çoğunda İngiliz
oyuncular mumla aranıyor.
İngilizlerin Bosman kararı önce-
sindeki başarısızlıklarının altında
ise Büyük Britanyalı oyuncuların
İngiltere’de uzun süre yerli statü-
sünde oynamasının büyük payı
var. Düşünün ki, bir tek ligden İn-
giltere, İskoçya, İrlanda Cumhuri-
yeti, Kuzey İrlanda ve Galler için
beş ayrı millî takım çıkıyor ve bu
da gücün dağılması anlamına ge-
liyordu.
Elemelerin en başarılı
takımı
Lâkin İngilizler eski yıldızlarını
mumla aradıkları şu dönemde
EURO 2016 Avrupa Şampiyonası
finallerine her zamankinden daha
umutlu bakıyor. Bu umudun temel
nedeni ise Roy Hodgson yöneti-
mindeki İngiltere Millî Takımı’nın
EURO 2016 elemelerinde göster-
diği müthiş performans. Final-
lerde Rusya, Slovakya ve Galler’le
eşleşip gönlüne göre bir kura
çeken İngiltere, elemelerde bütün
maçlarını kazanmayı başaran tek
takımdı. İsviçre, Slovenya, Es-
tonya, Litvanya ve San Marino ile
eşleştikleri grupta 10’da 10 yapar-
ken attıkları 31 gole karşılık kale-
lerinde sadece 3 gol gördüler ve
elemelerin en az gol yiyip en iyi
averaja sahip takımı da oldular.
Gerçi elemelerin ardından oyna-
17
16
F
22 Mayıs’taki rakibimiz İngilizler futbol oyununmucidi ve kural koyucusu. Ancak kulüpler
dünyasında başarıdan başarıya koşan ve dünyanın en kaliteli ligine sahip İngilizlerinmillî
takımbazında 1966’daki dünya şampiyonluğu dışında başarısı bulunmuyor. Bir kez de 1996
Avrupa Şampiyonası’nda final oynayan İngilizler, EURO 2016’ya ise Avrupa’nın en formda
takımı olarak gidiyor. Gruptaki 10maçını da kazanan Roy Hodgson’ın öğrencileri, attıkları
31 gole karşılık kalesinde sadece 3 gol gördü.
utbolun İngiliz icadı bir oyun ol-
duğu, herkesin bilip kabul ettiği
bir olgudur. Futbolun kanunla-
rını 1863 yılında İngilizler yazar.
En eski futbol kulübü Sheffield
FC de, en eski profesyonel fut-
bol kulübü Notts County de
doğal olarak İngiliz menşelidir.
İlk futbol federasyonunu da İn-
gilizler kurar, ilkmillî takımı
da… En eski eleme usulü turnu-
vaya da İngilizler sahiptir, en
eski ulusal lige de… Futbolun
Ada sınırları içinde kalmayıp
bütün dünyanın en popüler
spor branşı olması da yine İngi-
lizlerinmarifetidir. Dünyanın en
büyük ticaret filosuna sahip ol-
manın avantajını burada da
kullanırlar. İngiliz gemicilerin
her gittiği limanda oynadıkları
futbol, oynandığı topraklarda
vazgeçilmez bir tutkuya dönü-
şür. Üzerinde güneş batmayan
imparatorlukları sayesinde
bütün sömürgeleri de meşin
topun peşinden koşturmaya
başlayınca futbol adeta bütün
dünyanınmillî sporu haline
gelir.
İngiltere Millî Takımı
Futbolunmucitleri istimüstünde
Rooney-Welbeck
ikilisi, elemelerde
takımın gol
yükünü çekti.