Previous Page  48-49 / 120 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 48-49 / 120 Next Page
Page Background

yıl Ankara Esnafspor’da forma

giydikten sonra, başka bir baş-

kent takımı olan Türk Telekom-

spor’un altyapısına geçiş yaptım.

Oradaki antrenörler zamanında

beni izleyip beğenmiş. 1 yıl bu

kulübün altyapısında forma

giydimve 2007 yılında A takıma

çağrılarak profesyonel oldum.

Bir önceki sezon Türk Telekom-

spor, 1. Lig’den 2. Lig’e düşmüştü.

Kulüp kapanana kadar da burada

forma giydim. Türk Telekomspor

kapandıktan sonra ise 2011 yı-

lında Belediye Vanspor’a geçiş

yaptım. O dönembirkaç transfer

teklifi vardı ancak ben düzenli

oynayabileceğimbir takım olma-

sından dolayı Belediye Vanspor’u

tercih ettim. İyi ki de gitmiştim…

Güzel bir ortamve takım arka-

daşlığı vardı orada. İki sezon dü-

zenli olarak forma giyme şansı

buldum. İki sezonun ardından,

birkaç takımın bana transfer tek-

lifi vardı ve bu ekiplerden biri de

Mersin İdman Yurdu’ydu. Ben de

bir seçimyaptımve Mersin İdman

Yurdu’nun tercih ettim.

Mersin İdman Yurdu’nda geçen

sezon yaklaşık 8-10maçta forma

giydikten sonra bu sezon Eylül

ayından itibaren düzenli olarak

kaleyi koruyorsun…

Mersin İdman Yurdu’na transfer

olduğumda kulüp PTT 1. Lig’de yer

alıyordu. Takımın as kalecisi

Ahmet Şahin’di. O sene zaten bir

maçta forma giyebilmiştim. O da

sezonun play-off’lardan önceki

sonmaçı olan Adanaspor karşı-

laşmasıydı. Son 15 dakika oyuna

girmiştim o mücadelede. Takım

sezon sonunda PTT 1. Lig’e çıktı

ve yeni sezonda takımın başına

Rıza Çalımbay getirildi. Ben de

Rıza Hoca takımın başına gelince

umutlanmıştım. Çünkü çalışmayı

çok seven bir kaleciyimve Rıza

Hocanın da genç ve çalışmayı

seven futbolculara daha olumlu

baktığını biliyordum. Rıza Hoca-

nın ekibinden kaleci antrenörü

Cengiz Birgen’in de sayesinde

sezon başında iyi bir hazırlık

kampı geçirdim. Bana her zaman

güven aşıladı. “Yedek bile kalsan

hiç aldırış etme, çalışmana bak.

İlla ki bir gün fırsat gelecek” derdi.

Ben de teknik ekibin bana güven-

diğini hissederek daha da azimli

çalışmaya başladım. O sezon takı-

mın diğer kalecileri ise Bulgar Mi-

hailov ile Nihat’tı. Nihat kalede

başladı sezona. Hoca da bumaç-

larda beni 18 kişilik kadroya alı-

yordu Mihailov’un önünde. Bu da

ister istemez bana özgüven sağlı-

yordu. Takımın bir dönemkötü bir

gidişatı olmuştu. Bu kötü gidişatın

ardından da Balıkesirspor karşı-

sında ilk kez bir Spor Toto Süper

Ligmaçında kaleyi korudum.

Deplasmandaydık ve kötü gidişa-

tımızı durdurmak adına bizim için

önemli bir karşılaşmaydı. Biraz da

heyecan vardı içimde açıkçası.

Çok şükür o maçta iyi oynadım.

Karşılaşmayı da 3-1 kazandık.

Ondan sonra üst üste 5 maç takım

mağlubiyet yüzü görmedi. Bu 5

maçta da ben vardımkalede. Her

şey benim için çok iyi gidiyordu.

Bu 5 maçtan sonra art arda Fe-

nerbahçe ve Galatasaray’la karşı-

laştık. İki takımın da o dönemde

şampiyonluk iddiası vardı. Fener-

bahçe maçında maalesef kırmızı

kart görerek oyun dışı kaldım.

Pozisyon gereği, ceza sahasının

dışında Sow’u düşürmüştüm.

Sezonun bitmesine de az bir süre

kalmıştı ve ben de direkt kırmızı

karttan dolayı iki maç ceza alınca,

o sezon bir daha forma giyeme-

dim. Bu sezon başında ise takımın

başına Mesut Bakkal getirilmişti

ilk olarak. Sezona Mihailov ile

başlamayı tercih etti. Ben yine ça-

lışmalarıma devam ederek kaleyi

devralmayı beklemeye başladım.

Okul takımında forvet oynuyordum.

Sonra üst sınıfların yaptığı maçlara

abilerimiz beni de çağırmaya başladı.

Bumaçlarda kaleye geçtim. Küçükken

ufak tefektim aslında. Açıkçası toplara

uçmak, atlamak çok zevkli gelmişti.

İşte kalecilik hikâyembu şekilde

başladı.

Ankara Esnafspor’daki hocalarım

futbolcu olabileceğimve bumeslekten

ekmek kazanabileceğimkonusunda

beni her zamanmotive etti. 2-3 yıl

Ankara Esnafspor’da forma giydikten

sonra, Türk Telekomspor’ a geçtim.

Türk Telekomspor kapanana kadar

forma giydim. 2011’de Belediye

Vanspor’a geçtim. Düzenli

oynayabileceğimbir takım

olmasından dolayı Belediye Vanspor’u

tercih ettim. İyi ki de gitmiştim…

İki sezon düzenli olarak forma giyme

şansı buldum.

Mersin İdman Yurdu’na gittiğimde

diğer kaleciler Bulgar Mihailov ile

Nihat’tı. Nihat kalede başladı sezona.

Rıza Hoca da bumaçlarda beni

Mihailov’un önünde 18 kişilik kadroya

alıyordu. Bu da bana özgüven

sağlıyordu.

Balıkesirspor karşısında ilk kez bir

Süper Ligmaçında kaleyi korudum.

3-1 kazandık. Ondan sonra üst üste

5 maç mağlubiyet yüzü görmedik.

5 maçta da kalede ben vardım. Ama

Fenerbahçe maçında kırmızı kart

görünce o sezon bir daha forma

giyemedim.

Bu sezon başında Mesut Bakkal,

Mihailov’le başlamayı tercih etti. İlk üç

haftayı puansız kapatmıştık. Dördüncü

haftada Galatasaray deplasmanında

kaleye geçtim. 1-1 berabere kaldık.

Omaçtan sonra sürekli görev

yapıyorum. Çok çalışarak ve

sabrederek kaleyi kazandım.

48

49

O dönemlerde forvette

oynuyordum. Zaten, ge-

nelde her çocuk futbola

forvet olarak başlar (gü-

lüyor). Yaklaşık 1 yıl for-

vet oynadım. Sonra

okulda üst sınıfların yap-

tığı maçlara abilerimiz

beni de çağırmaya baş-

ladı. Bumaçlarda kaleye

geçtim. Şimdiki gibi yapılı

değildim; küçükken ufak

tefektim aslında. Açık-

çası toplara uçmak, atla-

mak çok zevkli gelmişti.

Hani yaşça büyükler top

oynadığında küçüklere

“Sen kaleye geç” derler

ya… İşte benimde kaleci-

lik hikâyembu şekilde

başladı. Ondan sonra

okul takımında da kaleci

olarak forma giydim.

Daha sonra bahsettiğim

gibi okul takımındaki ar-

kadaşlarımın gittiği bir

amatör takım olan

Ankara Esnafspor’a

yazıldım. Yaklaşık 12-13

yaşlarındaydım.

Ankara Esnafspor’da

futbla başladıktan sonra

Belediye Vanspor’a gidi-

yorsun, oradan da 2013’te

Mersin İdman Yurdu’nun

yolunu tutuyorsun. Bu

süreci bizlere anlatır

mısın?

Ankara Esnafspor’daki

hocalarımbana her

zaman destek oldu ve

sahip çıktı. Futbolcu

olabileceğimve bumes-

lekten ekmek kazanabi-

leceğimkonusunda beni

her zamanmotive ettiler.

Orada da okuldaki gibi

yaşça kendimden bü-

yüklerle oynuyordum.

Kalede oldukça hareket-

liydimve hocalarımbeni

yetenekli buluyordu. 2-3