

çıkan diğer oyuncular da henüz toy
sayılabilecek isimler. İsveçli sol
kanat Emil Forsberg 25, Avusturyalı
sağ kanat Marcel Sabitzer 22,
Danimarkalı santrfor Yussuf
Poulsen 22, Macar kaleci Peter
Gulacsi 26 ve Avusturyalı savun-
macı Stefan Ilsanker de 27 yaşında.
Zaten takımın kadrosunda üçüncü
kaleci Fabio Coltorti (36) ile yedek
stoper Marvin Compper (31) dışında
yaşlı oyuncu yok. Bu iki oyuncuyu
bir kenara koyarsak kadrodaki en
ihtiyar isim 28 yaşındaki takım
kaptanı Dominik Kaiser.
Bundesliga’ya
fırtına gibi girdiler
Bu düşük yaş ortalaması, sezon
başında çoğu kişide RB Leipzig’in
Bundesliga’da tecrübesizliğin
yarattığı sorunları fazlasıyla
yaşayabileceği yönünde bir intiba
da uyandırmıştı. Ancak takım,
beklentilerin çok ötesinde bir per-
formansla sahne aldı. İlk haftada
Hoffenheimdeplasmanında iki kez
yenik duruma düşmesine rağmen
son dakikada Sabitzer’in golüyle
2-2’lik beraberliği ve bir puanı kur-
taran RB Leipzig, bir sonraki hafta-
daysa Bayern Münih’i zirve
yarışında zorlayabilecek tek takım
gözüyle bakılan Dortmund’u konuk
etti ve yine son dakikada, Naby Kei-
ta’nın attığı golle güçlü rakibini 1-0
mağlup etmeyi başardı. RB Leipzig
bir sonraki haftaysa Hamburg’u
deplasmanda 4-0 yenerek gövde
gösterisini sürdürdü.
Bundan sonraki iki haftaysa RB Le-
ipzig adına biraz şanssız geçecekti.
Zira önce kendi sahalarında Mönc-
hengladbach, ardından da deplas-
manda Köln’le 1-1 berabere kaldılar,
üstelik bu iki maçta da erken bir gol
bulup öne geçmelerine rağmen…
Ancak bu iki beraberliğin ardından
RB Leipzigmüthiş bir seriye imza
atacaktı. 30 Eylül’de kendi sahala-
rında Augsburg’u 2-1 mağlup ettik-
leri bu seride sırasıyla deplasmanda
Wolfsburg’u 1-0, içerdeWerder
Bremen’i 3-1, deplasmanda
Darmstadt’ı 2-0, içerde Mainz’ı 3-1,
deplasmanda Leverkusen’i 3-2,
yine deplasmanda Freiburg’u 4-1 ve
son olarak içerde Schalke’yi 2-1
mağlup ettiler. Sekiz maçlık bu gali-
biyet serisi sonunda da Bayern Mü-
nih’in üç puan önünde liderlik kol-
tuğuna yerleşmiş durumdalardı.
Tecrübesizlik
başgösteriyor mu?
RB Leipzig’in bumuazzam serisine
son veren tarafsa, ilginç bir biçimde
Ralph Hasenhüttl’ın eski takımı
Ingolstadt oldu. İlginçti zira Hasen-
hüttl’ın Bundesliga’da belki de
hakkında en çok detay bildiği takım
Ingolstadt’tı. Dahası Ingolstadt,
Avusturyalı teknik adamın ayrıl-
ması sonrasında bu sezona çok
kötü girmişti ve ligin başlıca küme
düşme adaylarındandı. Ancak 10
Aralık’taki maç, ev sahibi Ingols-
tadt’ın 1-0’lık üstünlüğüyle sonuç-
landı ve RB Leipzig de böylece
ligdeki ilkmağlubiyetini almış oldu.
Bumağlubiyetten bir sonraki
haftaysa RB Leipzig, kendi saha-
sında, ligin üst sıralarındaki bir
başka takımolan Hertha Berlin’i
2-0mağlup ederek bir bakıma
Ingolstadt maçının bir kaza
olduğunu kanıtlıyordu.
15 haftada sadece bir kez yenilip
üç kez berabere kalan RB Leipzig,
bunun sonucunda 36 puan topla-
mıştı ve kendisiyle aynı puana
sahip Bayern Münih ile 16. haftada
Allianz Arena’da yapacakları maç
da Bundesliga’da sadece haftanın
değil, sezonun ilk yarısınınmaçı
halini almıştı. Kazanan taraf, devre
arasına üç puan farkla lider olarak
girecekti. Bayern Münih’in saha ve
seyirci avantajı vardı belki ama RB
Leipzig Teknik Direktörü Ralph
Hasenhüttl da maç öncesinde hayli
iddialı demeçler vererek takımının
galibiyeti hedeflediğini göstermişti.
Ne var ki maç beklendiği ölçüde
bir çekişmeye sahne olmadı. Zira
Bayern Münih 17. dakikada Thiago
Alcantara ve 25. dakikada Xabi
Alonso ile bulduğu gollerle 2-0 öne
geçerken 30. dakikaya gelindiğinde
de RB Leipzig’in en önemli silahla-
rından biri olan Emil Forsberg kır-
mızı kartla oyun dışında kalmıştı ve
maç da bir bakıma o anda bitmişti.
RB Leipzig, 15 hafta boyunca sorun
etmediği tecrübesizliğin ceremesini
belki de ilk kez bu denli çekmek-
teydi. Maçta Bayern Münih bir de ilk
yarının sonunda Lewandowski ile
bir penaltı golü bulacak ve böylece
sahadan 3-0’lık galibiyetle ayrıla-
caktı.
Sevmeyeni de çok
Öte yandan her ne kadar ilk yarının
son üç maçında iki mağlubiyet
aldılar ve bunların sonuncusunda
Bayern Münih önünde hiçbir varlık
gösteremedilerse de RB Leipzig’in
halen ligde çok çok iyi bir konumda
bulunduğu da bir gerçek. Bundesli-
ga’da ilk üçte yer alan takımların
önümüzdeki sezon Şampiyonlar
Ligi’ne doğrudan katılacağı
düşünüldüğünde RB Leipzig şu an
dördüncü sıradaki Eintracht
Frankfurt’un yedi puan önünde.
Dördüncü takımın da ön eleme
oynayarak Şampiyonlar Ligi’ne
katılabileceği düşünüldüğünde de
RB Leipzig’in bu kez beşinci sıradaki
Hoffenheim ile arasında sekiz pu-
anlık bir fark var.
Dahası, RB Leipzig’i takip etmekte
olan Hertha Berlin, Eintracht Frank-
furt ve Hoffenheimgibi takımlar da
RB Leipzig’in eksikliğini hissedebi-
leceği o tecrübeye veya isimli yıl-
dızlara sahip denilebilecek takımlar
değiller. Sezonun ikincilik konu-
sundaki başlıca favorisi olan
Dortmund altıncı sırada yer alıyor
ve onlarla da RB Leipzig arasında
puan farkı dokuz… Dolayısıyla RB
Leipzig’in çok büyük bir düşüş
yaşamadığı sürece önümüzdeki
sezon Şampiyonlar Ligi’nde boy
göstermesi hiç de uzak bir ihtimal
değil. Tabiî böyle bir imkâna
ulaşmaları halinde kadrolarını bu
uğurda çok daha fazla süsleyebile-
cekleri ve bambaşka bir seviyeye
çıkabilecekleri de unutulmamalı.
Sekiz sene öncesinde portakalda
vitamin statüsünde olan bir
takımın şu an Bayern’in peşinden
koşturuyor olması bile zaten ortaya
koydukları iddiayı anlayabilmek
için yeterli bir örnek.
Son olarak, tümbu olumlu tabloya
rağmenmadalyonun bir de öteki
yüzü var. RB Leipzig, Almanya’da
en antipatik takımlar listesinde de
şu sıralar zirveye oynamakta. Bun-
daki belki de yegâne sebep ise takı-
mın sponsor desteği sayesinde bir
anda yoktan var olması. Leipzig’de
asırlık Lokomotive Leipzig takımı
2004 yılında iflâs edip yeniden
kurulurken ve şu sıralar dördüncü
kümede mücadele verirken Red
Bull’un bir anda RB Leipzig diye bir
takımkurması, hatta bir süre sonra
Dünya Kupası için yenilenmiş olan
şehrin 43 bin kişilik stadı Zentrals-
tadion’a taşınıp stadın ismini de Red
Bull Arena yapması, hemgelenek-
lerine düşkün hemde çalışarak bir
yerlere gelmeyi önemseyen Alman
toplumu için hiç de hoş gelişmeler
değildi.
Bu yeni takım, söz konusu değer-
lere taban tabana zıt bir anlayışı
temsil ediyordu. Ne geleneğe sahipti
ne de uzun süre disiplinli bir şekilde
çalışmıştı. Üstelik takımın kuruluş
amacı dahi diğer Alman futbol
kulüplerininkinden farklıydı.
Almanya’daki futbol kulüpleri,
bulundukları şehirdeki gençlerin
futbol oynaması amacıyla kurul-
muş kulüplerdi. RB Leipzig’in
kuruluşundaki amaçsa Red Bull
markasının pazarlanmasına
katkıda bulunmaktan ibaretti!
Duruma bu açıdan bakanların çok
da haksız oldukları söylenemez as-
lında. Yine de RB Leipzig’in hakkını
teslim etmeleri gereken bir nokta
da var, o da daha önce de söylediği-
miz gibi, başarıya ulaşmak için,
sahip oldukları maddi gücün etki-
siyle şuursuzca transfer yapan bir
kulüp olmamaları. RB Leipzig, uzun
vadeli plan-program açısından son
birkaç senedir dünyadaki hemen
hemen her kulübe örnek olabilecek
bir yapılanma içerisinde ve bu yolda
başarılı olmaları da belki de futbol
dünyasında çılgınca para harcan-
masından ziyade o paraların uzun
vadeli akılcı yatırımlara dönüştü-
rülmesini sağlayacak.
110
111
RB Leipzig, Bayern
yenilgisiyle ilk yarıyı
lider bitirme
fırsatını kaçırdı