

Takım’ı kulüp takımlarının
üzerinde görmeleri gerekiyor.
Millî Takımbir oyuncunun
ulaşabileceği en üst mertebedir
ve oyuncular da mutlaka bunun
farkında olmalı. Oyuncuların
buraya isteyerek, koşarak
gelmesi ve o coşkuyu yaşaması
gerekiyor. Biz de futbolculuk
dönemimizde çok önemli
derbiler oynadık ama gözümüz
kulağımız her zaman Millî
Takımlardaydı. O coşku ve
heyecanı hiçbir zaman
kaybetmedik. Ben Ümit Millî
Takım’da bu konuda bir eksilme
görüyorumve bu duyguları
yükselttiğimiz takdirde başarılı
olacağımıza inanıyorum” ifade-
lerini kullanıyor.
Oyuncu-hoca iletişimi
çok önemli
Futbolculuk kariyeri başarılarla
dolu olan Özalan’ın teknik adamlık
portföyünde ise son 1 yılda yaşa-
dığı Eskişehirspor ve Samsunspor
tecrübeleri bulunuyor. Bu durum
bir eksikliğe yol açar mı diye
merak ettiğimde Alpay Hocadan
şu cevabı alıyorum:
“Oyunculukta kazandığım
tecrübe oldukça farklı ve pek çok
oyuncuda da yok. HemTürkiye’de
hemde yurt dışında çok kaliteli
teknik adamlarla çalıştım. İngilte-
re’de çalıştığımhoca İngiltere Millî
Takımı’nın da teknik direktörlü-
ğünü yapmış olan Graham
Taylor’dı. Orada David O’Leary ile
duğu Ümit Millî Takımda özel
bir anlam taşıyor. Ay-yıldızlı
formayla ilk defa 1992 yılında ve
Ümit Millî Takım seviyesinde tanı-
şan Özalan, 1993 yılında Fransa’da
düzenlenen Akdeniz Oyunları’nda
da aynı takımla altınmadalyayı
boynuna takmıştı. Aradan 25 yıl
geçtikten sonra Ümit Millî Ta-
kım’ın başına geçen Özalan’ı
sadece Avrupa Şampiyonası değil,
aynı zamanda bu yaz İspanya’nın
ev sahipliği yapacağı Akdeniz
Oyunları sınavı da bekliyor.
Alpay Özalan’ı Riva’daki çalışma
odasında antrenör Muzaffer
Bilazer ve analist Okan Aydıner’le
hummalı bir çalışmanın içinde
buluyorum. Kaleci antrenörü
Emrah Karakovan ise Genç Millî
Takımlarla dış görevde… Özalan
ve ekibi bir yandan ilk rakipleri
İsveç’i ama daha fazlasıyla da
kendi takımlarını izleyerek notlar
çıkartıyor, eksikleri belirlemeye
çalışıyor.
Kafamdaki soruları yöneltmek
için bu yoğun çalışmanın arasına
giriyor ve Özalan’la sohbetimize
başlıyoruz.
Duyguları yükseltmek
gerek
Ümit Millî Takım’ın bir adım
sonrasının AMillî Takım olduğunu
hatırlatarak başlıyor Özalan
konuşmaya ve “Bu takımın
oyuncusu olmak çok önemli.
Uluslararası maç tecrübesi
burada kazanılıyor. Bizim amacı-
mız iyi oyuncular bulup onları
AMillî Takımdüzeyinde yetiştir-
mek ve oraya taşıyabilmek.
Tabiî bunu yaparken de resmi
maçlarımızda iyi sonuçlar alabil-
mek. Çünkü sonuçta ülkemizi
temsil ediyoruz ve hangi katego-
ride olursak olalım sonuç
anlamında da başarı elde etmek
zorundayız” diyor.
1993 yılında Akdeniz Oyunları’nda
şampiyon olan kadronun 2002
Dünya Kupası’nda üçüncü olan
kadronun nüvesini teşkil ettiğinin
altını çizen Alpay Özalan sözle-
rine, “Arada 10 yıla yakın bir süre
var. Demek o yılda temeller iyi
atılmış, başarıya giden taşlar
güzel döşenmiş. Buraya geldikten
sonra oyunculardan üzerine basa
basa isteyeceğim tek şey var, Millî
Futbolun teknik ve taktiği dünyanın her yerinde
üç aşağı, beş yukarı aynı. Ben farkı belirleyenin
iletişimolduğunu düşünüyorum. Oyuncunuzdan
iyi performans almak istiyorsanız ona
güvendiğinizi göstermeniz ve onun da size
güvenmesini sağlamanız şart.
“
“
52
53
“Bakın size bir örnek vereyim.
1998 Dünya Kupası elemele-
rinde
Hollanda’yı Bursa’da 1-0 yen-
miş, Hollanda’daki maçta ise
golsüz
berabere kalmıştık. 0-0’lık
maçın ardından soyunma oda-
sında ‘Hollanda’yı niye yeneme-
dik?’ diye oyuncular arasında
kavga çıkmıştı.
Üstelik bugünkü Hollanda takı-
mından iki-üç oyuncuyu zor sa-
yarsınız ama o günkü Hollanda
takımında van der Sar, Reizeger,
Stam, Frank de Boer, Numan,
Cocu, Winter, Bergkamp, Klui-
vert, Seedorf, Bogarde, van
Bronckhorst, Overmars, Van
Hooijdonk gibi isimleri bir çır-
pıda akla gelen dünya çapındaki
oyuncular forma giyiyordu. Biz
böyle bir takımı Amsterdam’da
yenemediğimiz için soyunma
odasında birbirimize girecektik.
İşte biz bu sayede Avrupa Şam-
piyonası, Dünya Kupası finalle-
rine gittik. 2000’de çeyrek final
oynadık, 2002’de dünya üçün-
cüsü olduk. Şimdi yeniden o ha-
vayı yakalamamız gerekiyor.
Oyunculara da bu örneği mut-
laka anlatacağım. Onların için-
deki ruhumutlaka dışarı
çıkarmamız ve sahaya yansıt-
mamız gerekiyor. Oyuncular
burayı kariyerlerinin en önemli
basamağı olarak görmeli ve bu-
raya ayaklarını sağlambasıp A
Millî Takım’a yükselmeli. Zaten
ondan sonra futboldan bekle-
dikleri her şey de arkalarından
gelecektir.”
Hollanda’yı
yenemedik
diye
kavga çıktı!
Oyunculardan üzerine basa basa
isteyeceğim tek şey var, Millî
Takım’ı kulüp takımlarının üzerinde
görmeleri gerekiyor. Millî Takımbir
oyuncunun ulaşabileceği en üst
mertebedir. Oyuncuların buraya
isteyerek, koşarak gelmesi ve
o coşkuyu yaşaması gerekiyor.