mazeretlerle kampa katılama-
mıştı. Son dönemde Roma’da
büyük bir patlama yapan Cengiz
Ünder ise kampta yer alsa da
İrlanda Cumhuriyeti maçında
oynayamayacak durumdaydı.
Teknik direktör Lucescu, maç
öncesi düzenlediği basın toplantı-
sında Avrupa’da forma giyen
oyuncularından Cenk Tosun, Cen-
giz Ünder ve Enes Ünal’ın takım-
larındaki yükselen performansı
ile ilgili soru üzerine, “Hepsi de
becerikli, iyi oyuncular. Büyük
yetenekli oyuncuların yanında
oynuyorlar. Bu durum, Millî Ta-
kım’a da katkı sağlıyor. Gençlerle
iyi bir çekirdek kadro oluştur-
maya çalışıyoruz. Bu becerikli
oyuncularla kazanan bir ekip
oluşturmayı hedefliyoruz.
Ne yazık ki bu sefer Emre Mor
bizimle olamıyor. 38 derece ateşi
var. Cengiz Ünder de antren-
manda bir sakatlık yaşadı. Türk
Millî Takımı’nın geleceğini sağla-
yacak genç oyuncular var. Hepsi
beraber oynayacak. Bu da iyi ola-
cak. Takımdaki herkes iyi oyuncu.
Umut ediyorumki inanarak bir
şeyi başaracağız ve daha iyiye gi-
deceğiz” ifadelerini kullanıyordu.
Kasım ayından beri 50’den fazla
maç izlediğini, bütün oyuncuları
seyretmeye çalıştığını anlatan
Lucescu, yabancı futbolcuların
fazlalığından dolayı yerli oyuncu-
ları izlemenin kolay olmadığını da
tekrarladığı konuşmasında, “Genç
oyunculara Millî Takım’ın çekir-
deği olma imkânını tanıyoruz.
Gençleri, gelecekmaçlarda da
görmeye çalışacağım. Değişik,
daha önce görmediğimiz oyuncu-
ları da göreceğiz. Diğer gelmeyen
ve gelemeyen oyuncular da ta-
kıma yeniden katılabilir. İyi bir
yolda olduğumuzu düşünüyorum.
İyi bir oyuncu ekibimvar. Onlara
inanıyorum. 26 oyuncu çağırıyo-
ruz ama 17 ayrı kulüpte oynayan
oyuncu grubu sonuçta” diyordu.
Herkes 10
numarayı istiyor
Türkiye’de becerikli oyuncuların
hepsinin “10 numara” oynamak
istediğini dile getiren Lucescu;
Hakan Çalhanoğlu, Yusuf Yazıcı,
Emre Mor, Oğuzhan Özyakup gibi
oyuncuları kenarda bırakamaya-
cağını ama onların da başka mev-
kilerde de forma giyebileceğini
belirterek, “Onlar da yavaş yavaş
eminimne yapmamız ve ne yapıl-
ması gerektiğini anlayacaktır.
Çünkü bu ekip 4-1-4-1’den 4-3-
2-1’e geçip oynayabilir ya da tam
tersini yapabilir. Enes Ünal’la bir-
likte 4-4-2 de oynayabiliriz. Oyu-
nun disiplinini iyi kurmanız lâzım.
Genç Türk oyuncuların problemi
bu. Herkes ‘10 numara’ oynamak
istiyor. 18 yıl önce de öyleydi ve
hâlâ aynı” diye konuşuyordu.
41 yıl sonra içerde yendik
Rakibimiz İrlanda Cumhuriyeti ile
oynadığımız 13 maçtaki bilanço-
muz pek parlak görünmüyordu.
Bu 13 maçta iki defa yendiğimiz
İrlanda’ya beş defa yenilmiş,
6 maçtan ise beraberlikle ayrıl-
mıştık. Kazandığımız iki maçtan
birini 22 Şubat 1967’de Ankara’da,
diğerini ise 25 Mayıs 2014’de Dub-
lin’de oynamıştık. 41 yıl önce An-
kara’da mağlup ettiğimiz İrlanda
Cumhuriyeti’ne karşı ikinci iç
saha galibiyetimizi Antalya’da
almak istiyorduk.
Ay-yıldızlılar Antalya Stadyu-
mu’nda coşkulu bir taraftar
topluluğunun önüne yeni kırmızı
formalarıyla çıktı. Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu ile TFF Başkan-
14
15
vekilleri Servet Yardımcı, Nihat
Özdemir, Ali Dürüst, Yönetimve
İcra Kurulu Üyeleri Cengiz Zülfi-
karoğlu, Ali Düşmez, Yönetim
Kurulu Üyeleri Mustafa Çağlar,
Alaattin Aykaç, Genel Sekreter
Kadir Kardaş ve MHK Başkanı
Yusuf Namoğlu’nun da tribünden
izlediği maçta teknik direktör
Lucescu takımını sahaya 4-2-3-1
düzeniyle sürmüştü. Kalemizi
Volkan Babacan koruyor,
savunma dörtlümüzde Gökhan
Gönül, Serdar Aziz, Çağlar
Söyüncü, Hasan Ali Kaldırımyer
alıyor, bu dörtlünün önünü Okay
Yokuşlu ve Mehmet Topal kontrol
ederken, tek santrfor olarak
görev yapan Cenk Tosun’u Yusuf
Yazıcı, Emre Akbaba ve Hakan
Çalhanoğlu destekliyordu.
Lucescu, 10 numaraların farklı
mevkilerde oynaması gerektiği
konusunda söylediğini yapmış,
Cenk Tosun’un arkasındaki
üçlüyü 10 numaralardan oluştur-
muştu.
İrlanda Millî Takımı ise 3-5-2 dü-
zeniyle sahadaydı ve topun kont-
rolü daha fazla Millî Takımımızda
bulunduğu için bu düzen daha çok
beşli savunmaya dönüşüyordu.
Lucescu’nun seçtiği on bir, oyun-
cuların topla oynama becerileri
gereği kontrolü sürekli elinde tu-
tuyordu ancak pozisyon zenginliği
açısından ilk yarı boyunca prob-
lemyaşanıyordu. Takımda klasik
kanat oyuncusu bulunmadığın-
dan bu eksikliğin iki bekimiz Gök-
han Gönül ve Hasan Ali Kaldırım
tarafından giderilmesi öngörül-
müştü ancak ilk yarı boyunca
kanatlarımızın çok fazla çalıştığı
söylenemezdi. Buna karşılık oyun
kontrolünü sürekli elinde tutan
millîlerimiz ilk yarı boyunca ceza
sahası dışından alışılmışın dışında
çok sayıda şut fırsatı üretiyordu.
Yine de ilk yarının en tehlikeli
pozisyonunu İrlanda Cumhuri-
yeti’nin yakaladığını itiraf etmek
gerek. Dakikalar 19’u gösterdi-
ğinde iki stoperimizin arasına atı-