imzalamış birisinin diğer takımlara
kiralık olarak gitmesi ve gittiği her
takımın kendi ülkesinin Süper
Ligi’nde yer alıyor olması, oldukça
iyi bir durumdu benim için. İyi bir
dönem olarak nitelendirebilirim.
Arabistan’a gitmeye karar verdim,
çünkü çok iyi bir teklif aldım.
Avrupa’da kazandığımdan çok
daha fazla bir para teklif edildi.
O yüzden oraya gitmek istedim.
Gitme kararımı Juventus’a bildirdim.
Juve başlangıçta bu teklife sıcak
bakmadı ve bana izin vermedi. Ora-
sının gözden uzak bir lig olduğunu,
genç bir oyuncu olarak Juventus’ta
kalmamın daha doğru olacağını
söylediler ama benim için o teklif
maddi açıdan güzel bir teklifti.
Juventus’a bu teklifi kabul etmek
istediğimi söyledim. Çünkü artık
para kazanmak ve aileme yardımcı
olmak istiyordum. Nihayetinde
Suudi Arabistan’a gittim. Ama
oraya alışmak gerçekten zordu.
Çünkü Avrupa’daki futbol anlayı-
şıyla Arabistan’daki çok farklıydı.
Evet, ben de Müslüman bir oyuncu-
yum ama bulunduğum ortamda
futbola bakış açısı tamamen fark-
lıydı. Adaptasyon çok zordu. Evet,
orada iyi para kazandımve aileme
yardımcı olabildim. Ama 6 ay sonra
menajerime tekrar Avrupa’ya
dönmek istediğimi söyledim. O dö-
nemde de Avrupa’dan beni isteyen
kulüplerden birisi Belçika’dan
Westerlo’ydu. Daha sonraWesterlo
ile bir anlaşmaya vardımve Arabis-
tanmacerasından sonra Avrupa’ya
dönmüş oldum.
Westerlo’da yarım sezon forma
giydikten sonra Juventus’a geri
dönüyorsun ancak İtalyanlar bu
kez seni Macaristan’ın Ujpest
takımına satıyor. Macaristan’da da
6 ay geçiriyorsun. Orada neler
yaşadın? 6 ay sonra ise bu defa
Çin’e transfer oluyorsun. Çin’deki
iki sezonun nasıldı?
Aslında Juventus satışımın yüzde
100’ünü yapmadı. Yüzde 50 Juve,
yüzde 50 Ujpest olacak şekilde satış
yapıldı. Ujpest’e gittikten sonra iyi
bir performans gösterdim. Oradan
aldığım teklif benim için iyiydi.
Kalitemi gösterme fırsatı buldumve
17 maç oynadım. Ujpest gerçekten
çok iyi bir takımdı ve bu durum
bana çok yardımcı oldu. 17 maçta 11
gol attım. Orada gösterdiğim iyi per-
formanstan sonra Avrupa’da başka
takımların da ilgisini çektim. Bu
takımların başında Sporting Lizbon
geliyordu. Sporting’le her konuda
anlaştım. Sözleşmeyi imzalamak
üzereydim. Ama bir menajer araya
girdi ve bana Çin’den teklif oldu-
ğunu söyledi. O teklifin gerçekleş-
mesinin imkânsız olduğunu
söyledim. Çünkü Sporting’le her
konuda anlaşmak üzereydim.
Sadece küçük detaylar kalmıştı.
Ama gelen teklif inanılmaz bir
rakamdı. Reddetmesi çok zordu.
Çünkü Sporting’le yapacağımkont-
ratın yaklaşık 5 katına karşılık geli-
yordu. Ve o anda bir seçimyapmak
zorundaydım. Çünkü bu tarz teklif-
ler, futbol hayatınız boyunca çok
fazla karşılaşabileceğiniz teklifler
değil. Evet, Lizbon’da oynasaydım
millî takıma gitme şansımdaha
yüksekti. Daha farklı bir seviyenin
oyuncusu olacaktım. Kariyerim için
belki daha farklı bir adım olacaktı.
Menajerimle birlikte bir otel oda-
sında oturduk. Düşündük ve bunun
tartışmasını yaptık. Babamı aradım.
Benim için en önemli şey ailemdi.
Bu teklifi kabul edersem ailem için
birçok şey yapabilecektim. Tabiî
işin Ujpest ve Juventus tarafı da
vardı. Ben Çin’e gidince, onlar daha
fazla para kazanacaktı. Bu tartış-
malardan ve babamla konuştuktan
sonra ailemi ön plana alıp Çin’den
gelen iki yıllık teklifi değerlendir-
meye karar verdim. Bu teklifi kabul
ettiğimi onlara ilettim. Böylece Çin
macerambaşlamış oldu.
Bu yılın Ocak ayında Kasımpaşa ile
yolların kesişti. Buraya transferin
nasıl gerçekleşti?
Çin’de iyi futbol oynadım, iyi işler
yaptım. İlk yılım adaptasyon olarak
çok zordu. Yine de 17 gol attım.
Belirli bir şöhret yakalamıştım.
Orada devam etmek için önümde
birçok seçenek vardı. Çünkü artık isimyapmış
bir oyuncuydum. Ancak Çin’de oynamaya
devam edersemmillî takıma gitmem çok zor
olacaktı. Çinmacerası benim için iki yıllık feda-
kârlık gibi bir şeydi. Çünkü dilini çok zor öğrene-
bileceğiniz, çok uzak bir yerde futbol
oynamak bazı şeyleri zorlaştırıyordu. Maddi
anlamda ise her şey yolundaydı. 25 yaşında bir
oyuncu olarak orada iki yıllık tecrübeden sonra
tekrar Avrupa’ya dönmek ve kalitemi göster-
mek istedim. Millî takımda oynayabilmek ve
daha yüksek hedeflere ulaşabilmek için oldukça
doğal bir seçimdi. Avrupa’ya döndükten sonra
başka takımların ilgisi oldu. Menajerlerle konuş-
tuk. Teklifi getiren insanlarla tartıştık ve Kasım-
paşa’da karar kıldık. Çünkü Kasımpaşa çok ciddi
bir ekip. Oldukça güçlü bir kadrosu ve belirli bir
amacı olan bir takım. Karşılıklı olarak birbiri-
mize yardımcı olabilirdik. Bunu düşündüğüm
için bu teklifi kabul etmeye karar verdim.
Burada olduğum için çokmutluyum. Buraya
gelmeden önce bana anlattıklarından daha
fazlasını Kasımpaşa’da bulmuş oldum. Çünkü
eğer böylesi bir teklif karşıma çıkmasaydı
Çin’den ayrılmak ya da Türkiye’yi seçmek çok
kolay değildi benim için… Daha fazla düşünmem
gerekirdi. Ama şu an burada olduğum için çok
mutluyum.
26 yaşında olmana rağmen tam anlamıyla bir
futbol seyyahısın. Dünyanın birbirinden ilginç
yerlerini gezmiş ve futbol oynamışsın.
Geriye dönüp baktığın zaman bu durumu
nasıl değerlendiriyorsun?
Evet, ama bu gezginlik tamamen benimle alâkalı
bir durumdeğildi. Bana bağlı bir şey değildi.
Bunu gerektiren bazı durumlar oldu. Farklı
yerlere gitmemgerekti. Futbol aslında biraz da
böyle. Çin’de çok güzel iki yıl geçirdim. Burada
1.5 yıllık sözleşme imzaladım. Bu süreçte takıma
odaklanmak ve elimden geleni yapmak istiyo-
rum. Ama karşınıza neyin nasıl çıkacağını hiç
bilemiyorsunuz. Burada çok iyi oynadıktan 6 ay
sonra gelip başka bir takım sizi isteyebilir ve
Kasımpaşa da isterse siz de o takıma gitmek
zorunda kalabilirsiniz. Tabiî bu düşündüğümbir
“
Çinmacerası benim için iki yıllık fedakârlık gibi bir
şeydi. Tekrar Avrupa’ya dönmek ve kalitemi
göstermek istedim. Kasımpaşa çok ciddi bir ekip.
Oldukça güçlü bir kadrosu ve belirli bir amacı olan
bir takım. Karşılıklı olarak birbirimize yardımcı
olabileceğimizi düşünerek bu teklifi kabul ettim.
“
Bana “Belçikamı, Türkiyemi?” diye sorsanız
Türkiye’de oynamayı tercih ederim. Ya da “Çinmi,
Türkiyemi?” diye sorsanız cevabımyine Türkiye
olur. Profesyonellik, insanların futbola bakış açısı, ilgi
seviyesi ve izlenirliği daha yüksek. Çok güzel statlar
var. Bütün takımlar iyi futbol oynamaya çalışıyor.
32
33