Previous Page  32-33 / 140 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 32-33 / 140 Next Page
Page Background

imzalamış birisinin diğer takımlara

kiralık olarak gitmesi ve gittiği her

takımın kendi ülkesinin Süper

Ligi’nde yer alıyor olması, oldukça

iyi bir durumdu benim için. İyi bir

dönem olarak nitelendirebilirim.

Arabistan’a gitmeye karar verdim,

çünkü çok iyi bir teklif aldım.

Avrupa’da kazandığımdan çok

daha fazla bir para teklif edildi.

O yüzden oraya gitmek istedim.

Gitme kararımı Juventus’a bildirdim.

Juve başlangıçta bu teklife sıcak

bakmadı ve bana izin vermedi. Ora-

sının gözden uzak bir lig olduğunu,

genç bir oyuncu olarak Juventus’ta

kalmamın daha doğru olacağını

söylediler ama benim için o teklif

maddi açıdan güzel bir teklifti.

Juventus’a bu teklifi kabul etmek

istediğimi söyledim. Çünkü artık

para kazanmak ve aileme yardımcı

olmak istiyordum. Nihayetinde

Suudi Arabistan’a gittim. Ama

oraya alışmak gerçekten zordu.

Çünkü Avrupa’daki futbol anlayı-

şıyla Arabistan’daki çok farklıydı.

Evet, ben de Müslüman bir oyuncu-

yum ama bulunduğum ortamda

futbola bakış açısı tamamen fark-

lıydı. Adaptasyon çok zordu. Evet,

orada iyi para kazandımve aileme

yardımcı olabildim. Ama 6 ay sonra

menajerime tekrar Avrupa’ya

dönmek istediğimi söyledim. O dö-

nemde de Avrupa’dan beni isteyen

kulüplerden birisi Belçika’dan

Westerlo’ydu. Daha sonraWesterlo

ile bir anlaşmaya vardımve Arabis-

tanmacerasından sonra Avrupa’ya

dönmüş oldum.

Westerlo’da yarım sezon forma

giydikten sonra Juventus’a geri

dönüyorsun ancak İtalyanlar bu

kez seni Macaristan’ın Ujpest

takımına satıyor. Macaristan’da da

6 ay geçiriyorsun. Orada neler

yaşadın? 6 ay sonra ise bu defa

Çin’e transfer oluyorsun. Çin’deki

iki sezonun nasıldı?

Aslında Juventus satışımın yüzde

100’ünü yapmadı. Yüzde 50 Juve,

yüzde 50 Ujpest olacak şekilde satış

yapıldı. Ujpest’e gittikten sonra iyi

bir performans gösterdim. Oradan

aldığım teklif benim için iyiydi.

Kalitemi gösterme fırsatı buldumve

17 maç oynadım. Ujpest gerçekten

çok iyi bir takımdı ve bu durum

bana çok yardımcı oldu. 17 maçta 11

gol attım. Orada gösterdiğim iyi per-

formanstan sonra Avrupa’da başka

takımların da ilgisini çektim. Bu

takımların başında Sporting Lizbon

geliyordu. Sporting’le her konuda

anlaştım. Sözleşmeyi imzalamak

üzereydim. Ama bir menajer araya

girdi ve bana Çin’den teklif oldu-

ğunu söyledi. O teklifin gerçekleş-

mesinin imkânsız olduğunu

söyledim. Çünkü Sporting’le her

konuda anlaşmak üzereydim.

Sadece küçük detaylar kalmıştı.

Ama gelen teklif inanılmaz bir

rakamdı. Reddetmesi çok zordu.

Çünkü Sporting’le yapacağımkont-

ratın yaklaşık 5 katına karşılık geli-

yordu. Ve o anda bir seçimyapmak

zorundaydım. Çünkü bu tarz teklif-

ler, futbol hayatınız boyunca çok

fazla karşılaşabileceğiniz teklifler

değil. Evet, Lizbon’da oynasaydım

millî takıma gitme şansımdaha

yüksekti. Daha farklı bir seviyenin

oyuncusu olacaktım. Kariyerim için

belki daha farklı bir adım olacaktı.

Menajerimle birlikte bir otel oda-

sında oturduk. Düşündük ve bunun

tartışmasını yaptık. Babamı aradım.

Benim için en önemli şey ailemdi.

Bu teklifi kabul edersem ailem için

birçok şey yapabilecektim. Tabiî

işin Ujpest ve Juventus tarafı da

vardı. Ben Çin’e gidince, onlar daha

fazla para kazanacaktı. Bu tartış-

malardan ve babamla konuştuktan

sonra ailemi ön plana alıp Çin’den

gelen iki yıllık teklifi değerlendir-

meye karar verdim. Bu teklifi kabul

ettiğimi onlara ilettim. Böylece Çin

macerambaşlamış oldu.

Bu yılın Ocak ayında Kasımpaşa ile

yolların kesişti. Buraya transferin

nasıl gerçekleşti?

Çin’de iyi futbol oynadım, iyi işler

yaptım. İlk yılım adaptasyon olarak

çok zordu. Yine de 17 gol attım.

Belirli bir şöhret yakalamıştım.

Orada devam etmek için önümde

birçok seçenek vardı. Çünkü artık isimyapmış

bir oyuncuydum. Ancak Çin’de oynamaya

devam edersemmillî takıma gitmem çok zor

olacaktı. Çinmacerası benim için iki yıllık feda-

kârlık gibi bir şeydi. Çünkü dilini çok zor öğrene-

bileceğiniz, çok uzak bir yerde futbol

oynamak bazı şeyleri zorlaştırıyordu. Maddi

anlamda ise her şey yolundaydı. 25 yaşında bir

oyuncu olarak orada iki yıllık tecrübeden sonra

tekrar Avrupa’ya dönmek ve kalitemi göster-

mek istedim. Millî takımda oynayabilmek ve

daha yüksek hedeflere ulaşabilmek için oldukça

doğal bir seçimdi. Avrupa’ya döndükten sonra

başka takımların ilgisi oldu. Menajerlerle konuş-

tuk. Teklifi getiren insanlarla tartıştık ve Kasım-

paşa’da karar kıldık. Çünkü Kasımpaşa çok ciddi

bir ekip. Oldukça güçlü bir kadrosu ve belirli bir

amacı olan bir takım. Karşılıklı olarak birbiri-

mize yardımcı olabilirdik. Bunu düşündüğüm

için bu teklifi kabul etmeye karar verdim.

Burada olduğum için çokmutluyum. Buraya

gelmeden önce bana anlattıklarından daha

fazlasını Kasımpaşa’da bulmuş oldum. Çünkü

eğer böylesi bir teklif karşıma çıkmasaydı

Çin’den ayrılmak ya da Türkiye’yi seçmek çok

kolay değildi benim için… Daha fazla düşünmem

gerekirdi. Ama şu an burada olduğum için çok

mutluyum.

26 yaşında olmana rağmen tam anlamıyla bir

futbol seyyahısın. Dünyanın birbirinden ilginç

yerlerini gezmiş ve futbol oynamışsın.

Geriye dönüp baktığın zaman bu durumu

nasıl değerlendiriyorsun?

Evet, ama bu gezginlik tamamen benimle alâkalı

bir durumdeğildi. Bana bağlı bir şey değildi.

Bunu gerektiren bazı durumlar oldu. Farklı

yerlere gitmemgerekti. Futbol aslında biraz da

böyle. Çin’de çok güzel iki yıl geçirdim. Burada

1.5 yıllık sözleşme imzaladım. Bu süreçte takıma

odaklanmak ve elimden geleni yapmak istiyo-

rum. Ama karşınıza neyin nasıl çıkacağını hiç

bilemiyorsunuz. Burada çok iyi oynadıktan 6 ay

sonra gelip başka bir takım sizi isteyebilir ve

Kasımpaşa da isterse siz de o takıma gitmek

zorunda kalabilirsiniz. Tabiî bu düşündüğümbir

Çinmacerası benim için iki yıllık fedakârlık gibi bir

şeydi. Tekrar Avrupa’ya dönmek ve kalitemi

göstermek istedim. Kasımpaşa çok ciddi bir ekip.

Oldukça güçlü bir kadrosu ve belirli bir amacı olan

bir takım. Karşılıklı olarak birbirimize yardımcı

olabileceğimizi düşünerek bu teklifi kabul ettim.

Bana “Belçikamı, Türkiyemi?” diye sorsanız

Türkiye’de oynamayı tercih ederim. Ya da “Çinmi,

Türkiyemi?” diye sorsanız cevabımyine Türkiye

olur. Profesyonellik, insanların futbola bakış açısı, ilgi

seviyesi ve izlenirliği daha yüksek. Çok güzel statlar

var. Bütün takımlar iyi futbol oynamaya çalışıyor.

32

33