Page 58-59 - TamSaha-gri-sablaon1

Basic HTML Version

ç›n 46’s›n› kazan›rken sadece 4 kez
sahadan boynu bükük ayr›ld›. Bu
dönemde kat›ld›¤› üç büyük turnu-
vada da zafere ulaflmay› baflaran ‹s-
panyollar, sadece bir mini-turnuva
olan 2009 Konfederasyonlar Kupa-
s›’nda kaza yapt›. Üstelik ‹span-
ya’n›n söz konusu dönemdeki per-
formans›nda en ufak bir düflüfl ema-
resi de göze çarpm›yor, tersine bir
art›fl›n oldu¤u dahi iddia edilebilir.
‹spanya’n›n bu müthifl dönemi önce-
sindeki performans› hat›rlanacak ol-
du¤undaysa aç›kças› insan ayr› bir
hayrete düflüyor. Zira ‹spanya, 2008
Avrupa fiampiyonas›’na kadar büyük
turnuvalara fleytan›n baca¤›n› k›rma
iddias›yla gelen ama k›sa bir süre
içinde de fiyasko yaflay›p t›r›s t›r›s
geri dönen bir tak›m olmaktan öteye
gidememekteydi.
Felaketten mükemmeliyete...
Özellikle Dünya Kupas› bir felâketti
‹spanyollar için. 1950’de Brezil-
ya’da düzenlenen turnuvay› dördün-
cü tamamlad›ktan sonra bir daha ilk
dörde girmek nedir unutacaklard›.
Hatta bundan sonraki alt› turnuva-
n›n sadece ikisine kat›labilecekler,
onlarda da ilk turda elenmekten kur-
tulamayacaklard›. 1978’den itiba-
rense ‹spanya bütün Dünya Kupala-
r›na kat›l›r oldu, fakat buna karfl›n
beklenen baflar› bir türlü gelmiyor-
du. 1978’den 2010’a kadar olan dö-
nemde sadece üç kez çeyrek final
görebilmifllerdi.
Bu baflar›s›zl›klar›n, kulüpler düze-
yinde Avrupa futbolunun her daim
zirvesinde yer alan bir ülkenin hane-
sinde yaz›yor olmas›ysa ayr› bir flafl-
k›nl›k konusuydu. 1950’lerin ikinci
yar›s›nda Real Madrid fiampiyon Ku-
lüpler Kupas›’n› befl kez pefl pefle ka-
zan›rken, ‹spanya Millî Tak›m› 1958
Dünya Kupas›’na kat›lamam›flt›. Üs-
telik o y›llarda, kulüp tak›mlar› gü-
nümüzdeki gibi Birleflmifl Milletler
görünümünde de¤ildi ve ilk 11’le-
rinde en az 8-9 yerli futbolcu bar›n-
d›r›yorlard›. Dolay›s›yla ‹spanya Mil-
lî Tak›m› hemen hemen hep Real
Madrid, Barcelona, Atletico Madrid
ve Valencia gibi tak›mlar›n en iyi
oyuncular›ndan olufluyordu. Kald›
ki, yine o devirde müsaade edilen
bir durumdan istifade ederek, Real
Madrid’in en önemli iki y›ld›z›, Al-
fredo Di Stefa-
no ve Ferenc
Puflkafl’a da ‹s-
panya formas›
g i yd i r i lmi fl t i
ama sonuç bir
kez daha hüs-
ran olmufltu.
Dünya Kupala-
r›
tarihinde
ABD,
fiili,
Avusturya, Bul-
garistan, H›rva-
tistan, ‹sveç,
Türkiye ve Gü-
ney Kore gibi
kulüpler düze-
yindeki a¤›rl›k-
lar› topland›-
¤›nda ‹span-
ya’n›n yar›s›
bile etmeyecek
ülkelerin dahi
‹spanya’n›n el-
de etti¤i dör-
d ü n c ü l ü ¤ e ,
hatta fazlas›na
ulaflt›¤› düflünüldü¤ünde, ‹spanyol-
lar›n nas›l bir lânetle karfl› karfl›ya ol-
du¤u daha net bir biçimde görül-
mekteydi.
Avrupa fiampiyonalar›ndaysa du-
rum, Dünya Kupalar›ndaki kadar va-
him say›lmazd› belki ama yine de
çok iyi bir tablonun oldu¤u da iddia
edilemezdi. 1964’te kazan›lan tek
bir Avrupa fiampiyonlu¤u vard› ‹s-
panya’n›n. Bunun haricinde bir kez,
1984’te final oynam›fllar, onda da
kaleci Arconada’n›n Platini’nin friki-
¤ini “futbol flaka” tarz› kliplerin de-
mirbafl› haline gelecek bir biçimde
yumurtlamas› neticesinde ikincilikle
yetinmek zorunda kalm›fllard›. Üste-
lik 1984’teki bu ikincili¤in sonras›n-
da da t›pk› Dünya Kupalar›ndaki gi-
bi çeyrek finalden öteye gidemeyen
bir tak›m olmufllard›.
58
TamSaha
TamSaha
59
utbolun güzelli¤ini anlatmak için en s›k veri-
len örneklerden biri, futbolun sürprizlere aç›k
bir spor olmas›d›r. Bu sav, istatistiki aç›dan da
makuldür asl›nda. Futbolun düflük skorlu bir
oyun olmas›, rastlant›sal faktörlerin sonuç
üzerindeki etkisini art›rmaktad›r. Örne¤in maç
bafl›na 150-200 civar› toplam say› üretilen bir
basketbol maç›nda güçlü bir tak›m, daha zay›f
bir rakip karfl›s›nda hatalar›n› veya flanss›zl›k
olarak nitelenen aksi rastlant›lar› (topun çem-
berin her noktas›nda sektikten sonra bir flekil-
de içeriye de¤il de d›flar›ya düflmesi gibi) tela-
fi edebilmektedir. Mesela dünyan›n en iyisi
ABD ile dünya flampiyonalar›n›n vasat tak›m-
lar›ndan biri olan Angola aras›nda oynanan
bir basketbol maç›nda normalde 110-60 gibi
bir sonuç beklenebilecekken, ABD’li oyuncu-
lar›n gününde olmamas›, flut isabet yüzdeleri-
nin istatistik ortalamalar›n›n alt›nda seyretme-
si, buna nazaran Angolal› oyuncular›n da de-
yim yerindeyse att›klar›n›n girmesi durumun-
da ortaya ç›kabilecek sonuç olsa olsa ne olur?
110-60 de¤il de belki 90-80... Peki bu durum-
da kazanan de¤iflmifl olur mu? Hay›r!
Öte yandan futbolda bu denli kapanmayacak
bir fark söz konusu de¤ildir. Sonuçta bir futbol
müsabakas›nda toplamda at›lan gol say›s›
10’u nadiren geçer, golsüz biten karfl›laflmala-
r›n say›s›ysa çok daha fazlad›r, bir maçta da
ortalama 2.5 gol at›lmaktad›r. Dolay›s›yla nor-
malde 5-0 ‹talya lehine bitebilecek bir ‹talya-
Kuzey Kore maç›, ‹talyanlar›n yakalad›klar›
f›rsatlar› hovardaca harcamalar› ve Kuzey Ko-
relilerin ellerine geçen tek flansta fileleri bul-
mas›yla pekala 1-0 Kuzey Kore lehine de so-
nuçlanabilir. Hatta bizzat sonuçlanm›flt›r da!
Bak›n›z; 1966 Dünya Kupas›!
Ne var ki son y›llarda ‹spanya Millî Tak›m›’n›n
gelmekte oldu¤u nokta, yukar›da uzun uzad›-
ya anlat›lan o sürprizlere gebe yap›n›n dahi
neredeyse sorgulanmaya bafllamas›na vesile
olacak cinsten. Öyle ki ‹spanya, 2006 Dünya
Kupas› ikinci turunda Fransa’ya 3-1 yenilerek
elendi¤i maçtan sonra oynad›¤› 54 resmi ma-
Kim durduracak bu
‹spanya’y›?
Futbolseverler bir süredir adeta futbol tarihinin yeniden yaz›l›fl›na
tan›kl›k ediyor. ‹spanya, millî tak›mlar düzeyinde üst üste üç büyük
turnuva kazanarak bir ilki gerçeklefltirirken, elendi¤i son büyük turnuva
olan 2006 Dünya Kupas›’ndan bugüne, karfl›s›na kim gelirse gelsin,
kolayca devirip geçiyor.
Onur Erdem
F