vaziyette idi. Merkez muavinliği ise emektar Kemâl
Rıfat Bey îfâ ediyordu. Bu karışıklık ilk dakikalarda
Galatasaray’ın başını oldukça ağrıtmıştı. Fakat yirmi
dakika geçip, Nihad Bey vasıtası ile toparlanan takım
Bükreş ataklarını kesmeye ve karşılık vermeye
başladı.
Seyircilerin “Haydi Arslan” sadâları arasında topla
buluşan Nihad Bey hafif bir darbe ile kaleye topu
ithal ediyor ve sarı kırmızı timoyundamüsâvi (eşit)
vaziyete yükseliyordu. Golden sonra her iki taraf da
işi sıkı tuttuysa da, bir fırsat kaçıran
Necip Hoca ikinciyi affetmiyor ve
hemen Bükreş kalesinin dibinden
galibiyete yükselten sayıyı atıyordu.
Devrenin hitamına kadar özellikle
Bükreşliler çok çalışıyorlar ama gol
kaydınamuvaffak olamıyorlardı.
TaksimStadyumu devre arasını
yaşıyordu. Seyirciler keyifliydi.
Stadyumun içindeki pastaneden
böreklerini, simitlerini alıp açlığını bir
nebze olsun bastıranlar sarı kırmızı
timin galibiyetini görmek için
sabırsızlanıyorlardı. Ve nihayet
hakemin keskin düdüğü ile ikinci
parti başladı. Bükreş beraberlik için
canla başla saldırırken,
Galatasaraylılar bir gol daha atıp işi
sağlama alma arzusundaydı. İşte tam
bu sıralarda Bükreş’inmerkez
muhaciminin yaptığı gol
Galatasaray’ın da TaksimKışlası’nı
dolduran binlerce taraftarın da
neşesini kaçırmaya yetti. Artık sarı
kırmızı kuvvet için tek bir amaç
kalmıştı; mutlaka bir gol daha atıp
galip gelmek... Tıpkı on iki sene
önceki müsabakada Celâl Bey ve
arkadaşlarının yaptığı gibi. Arslan
Nihad Bey fedakârane çalışıyor, Necip
Hoca koşuyor, Kemâl Rıfat didiniyor
amamaalesef gol bir türlü
gelmiyordu.
Müsabakanın nihayetlenmesine
artık dakikalar kalmıştı ki; top yine Bükreş kalesi
önünde dolanıp dururken aniden Firuz Bey’in önüne
düştü. Yaradana sığınıp vurdu topa Firuz. Herkes
sarmaş dolaş olmuş, fesler havaya atılmış, “Yaşa
Firuz, bravo” nidâlarayla sarı kırmızı timyeniden
galip vaziyete geçmişti. Biraz sonra damüsabaka
sona erdi. Hülâsa Türklerle Romanyalılar arasındaki
müsabakalardan ilki berabere bitti. İkincisini ise
Türkler kazandı. Üçüncüsü Salı öğleden sonra
yapılacaktı.
Üstad Zeki Rıza Bey ve
Fener Takımı
Misafirlerimiz ile son olarak Zeki Rıza Bey’in
kaptanlık ettiği sarı lacivert kuvvetimiz oynadı.
Baştan sona heyecanlı müsabakamüsavi bir surette
hitambuldu.
Spor Âlemi müsabaka ile ilgili haberinde,
Galatasaray'ın Bükreş Muhteliti ile
oynadıktan iki gün sonra Fenerbahçe’nin
hangi sebeple RomanyaMuhteliti ile
oynayacağını şöyle îzâh etmiş:
“Bükreş takımı namı altında
Galatasaray’a karşı maç yapan
Rumenlerin Galatasaray’amağlup
olması üzerine, iki gün sonra aynı
takımla yapılacak olan Fenerbahçe
müsabakası bütün ehemmiyetini
kaybetmişti. Bu ciheti nazar-ı dikkate
alan alâkadarlar, bumaça ehemmiyetle
mütenasip bir şekil verebilmek üzere
Fenerbahçe’nin, milliyetleri dolayısıyla
millî maça dâhil olamayan enmühim
oyuncularının da iştirakiyle vücuda
getirilecek olan Rumenmuhtelit
takımıyla gayr-i resmi bir surette
çarpışmasını teklif ettiler.
Bu talep karşısında Rumenler
Fenerbahçe’ye karşı çıkaracakları
takımın esasen, Galatasaray’a karşı
çıkandan tamamıyla farklı olduğunu,
her kulübün kuvvetini evvelden öğrenip
bildiklerini söylediler. Mamafih
kendilerine vâki olan bu teklifi kabul
ettiklerini hatta karşı tarafın diğer
kulübemensup oyuncularıyla takviye
olunabileceğini ilâve ettiler...”
Bu ilâve futbolcuyu ise Türkiye İdman
Mecmûası'ndan öğreniyoruz. Bakın onlar
Fenerbahçe - RomanyaMuhteliti
müsabakası için neler yazmışlar...
Fenerbahçe 2 -2 Romanya
Muhtelit Takımı
“Romanyalıların sonmüsabakalarını Fenerbahçe ile
yaptıkları malûmdur. Fenerbahçeliler Bedri Bey’in
noksan olması üzerine Nihad Bey’i muhacimolarak
takımlarına almışlardı...”
Nihad Bey’in Fenerbahçe’ye takviye olarak
alınmasını Spor Âlemi pek tasvip etmemiş olacak ki;
“... hâriçten oyuncu ilâve etmesi doğru değildi.
mürekkeb rozetler misafirlerimizin yakasına
takılmıştı. Bunamukâbil Romanyalılar da Romanya
millî renklerini taşıyanmavi, sarı ve kırmızı
rozetlerini idmancılarımızın göğüslerine
iliştirmişlerdi.”
Türkiye İdmanMecmuası makalenin devamında
misafirlerimizin Beyoğlu'nda Londra Otel’de ikâmet
ettirildiğini vemaçın oynanacağı gün kısa bir
yürüyüşün ardından stadyumda hafif bir egzersiz
yaptıklarını yazıyor ve ilâve ediyor: “Tıpkı Slavyalılar
gibi onlar da sahayı beğenmediler.”
Yazıdaki enteresan bilgilerden biri de Romanyalılar
içinde Alman veMacar futbolcuların olmasıydı. Bu
aslında çok normaldi. Büyük harpten sonra sınırlar
değişmiş, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu
topraklarının bir kısmı Romanya’ya geçmişti.
Almanlar zaten her yerde vardı.
Müsabaka oynandı ve hitambuldu. O günün akşamı
Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı, Romanyalı
misafirlerimiz şerefine büyük bir ziyafet verdi. Bu
ziyafetten önce otelde gazeteci Fazıl Adnan Bey ile
mülâkat yapan Romanya Federasyon Reisi,
beraberliğin normal bir sonuç olduğunu,
kendilerinin çayırda oynamaya alışık
olduğunu ve stadyumun sert sathının
oyunlarınamenfî yönde nüfuz ettiğini
söylemiştir.
Arslan Nihad Bey ve
Sarı Kırmızı Tim
Millî maçtan sonra Romanyalı
misafirlerimizle yaptığımız
Galatasaray-Bükreş Muhteliti çarpışması
oldukça heyecanlı geçti. Firuz'un attığı
galibiyet golünden sonra fesler havada
uçuştu…
Millî Takımımızlamaç yapmaya gelen
RomanyaMillî Takımı ve Bükreş
oyuncuları içinden seçilen Bükreş
muhtelit takımı ile Nihad Bey’in
önderliğindeki Galatasaray, Taksim
Stadyumu’nda karşı karşıya geldiler.
Hakem tayini için kura atışını kazanan
Galatasaray centilmenlik göstererek
Rumen Heyetinden bir zâtı önerdi.
Romanyalılar da kabul edince Costel
Radulescu’nun düdüğüylemaç başladı.
İlk yirmi dakika ki; gol de o sıralarda oldu,
Romanyalılar üstündü. Galatasaray takımı
merkez muavini ve kaptanı Nihad Bey
merkezmuhacimmevkiîne alınmış,
Necip Bey ise yanında insayd (içmuhacim)
Müsabakadan bir enstantane (üstte), hanım seyirciler (altta)
Galatasaray'ın Arslanı Nihad Bey TaksimStadyumu’nda bir
müsabakadan evvel mütebessim… (Sağda)
Zeki Bey için yapılan bir
çizim.
(Spor Âlemi)
Galatasaray - Bükreş
Muhteliti Müsabakası
Romanya Gazetelerinde
(Romeo Ionescu Arşivi)
1
60
61
