Previous Page  38-39 / 126 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 38-39 / 126 Next Page
Page Background

Kupası finaliydi. Juventus ile Milan’ı

karşı karşıya getiren finalin Mi-

lano’daki ilk ayağı 1-1 sona ermiş,

Torino’daki rövanştaysa siyah-be-

yazlılar sahadan 4-1 galip ayrılırlar-

kenmaçın yıldızı, hat-trick yapan

Lushta olmuştu.

Sağ açık olarak görev yapan Naim

Kryeziu ise 1939’da transfer olduğu

Roma’da sekiz sezon boyunca top

koşturmuştu. Bu süre zarfında

sarı-kırmızılı takımla Serie A’da

150’ye yakınmaça çıkıp 40’a yakın

gol atan Kryeziu, takımıyla 1941-42

sezonunda bir lig şampiyonluğu da

yaşamıştı. 1947’de Roma’dan ayrıl-

dıktan sonra Napoli’nin yolunu

tutan Kryeziu, ikinci sezonunda ta-

kımıyla küme düştüyse de 1950’de

Napoli’nin yeniden Serie A’ya dön-

mesinde önemli pay sahibi olacaktı.

Napoli’de iki yıl daha forma giyen

Kryeziu, futbolu da 32 yaşında, bu

kulüpte bıraktı.

Yugoslavya adına

parlayan Kosovalılar

II. Dünya Savaşı sonrasında Kosova

bu kez Yugoslavya Sosyalist Cum-

huriyeti’nin bir parçası haline gel-

mişti. Ancak bu dönemde Kosovalı

kulüpler uzunca bir müddet ülke

içerisinde ciddi bir varlık göstere-

medi. Yugoslavya Millî Takımı

içerisindeyse Kosova kökenli fut-

bolcular nadiren de olsa kendilerine

yer buluyordu. 1960’ta Yugoslavya,

Avrupa Şampiyonası’nda final

oynayıp Olimpiyatlarda altınmadal-

yaya uzanırken, kadrosunda

Kosova doğumlu üç oyuncu vardı.

Bunlar; Fahrudin Jusufi, Milutin

Şoşkiç ve Vladimir Durkoviç’ti.

Etnik kökeni Kosova’nın güneyin-

deki Goralılara dayanan Jusufi,

uzun yıllar Partizan forması giydi

ve siyah-beyazlı ekibin 1966’da

Şampiyon Kulüpler Kupası’nda final

oynadığı kadronun da önemli oyun-

cularından birisiydi. O yıllarda Av-

rupa’nın en iyi savunmacılarından

biri olarak kabul edilen Jusufi, Parti-

zan’dan sonra dört sezon da Ein-

tracht Frankfurt forması giymişti.

Jusufimillî takımla da 55 maça çık-

mıştı. Kosovalı Sırplardan olan Şoş-

kiç ve Durkoviç’ten ilki, 1960’ların

büyük kısmında Yugoslavya Millî

Takımı’nın da kalecisiydi ve o yıl-

larda Avrupa’nın doğusunda Lev

Yaşin’den sonraki en iyi birkaç file

bekçisinden biri olarak görülmek-

teydi. Durkoviç ise 11 sezon bo-

yunca Kızılyıldız’ın vazgeçilmez sağ

beki olmuştu. Şoşkiç de Durkoviç

de millî formayı 50’şer defa giymişti.

Kosova’nın kendisini Yugoslavya

içerisinde, kulüpler düzeyinde gös-

termesiyse ancak 1980’lerde müm-

kün olabilecekti. KF Priştina,

1982-83 sezonunda ikinci ligde

şampiyon olarak birinci lige yükse-

liyordu. Daha sonradan yolu Türki-

ye’ye de düşecek olan Fadıl Vokri ve

AgimCana’nın yanı sıra daha sonra

birer kez Yugoslavya ve Hırvatistan

Millî Takımlarında da oynayacak

olan Zoran Batroviç ve KujtimShala

gibi önemli sayılabilecek oyuncuları

bulunan Priştina, birinci ligdeki ilk

üç sezonunda kendisine orta sıra-

larda yer bulacaktı. Ancak 1986’da

Vokri’nin Partizan’a, Cana’nın da

Dinamo Zagreb’e transfer olmasının

ardından alt sıralara gerilemeye

başlayacak olan Priştina,

1988’deyse küme düşecekti.

İşin ilginci, Priştina ligdeki bu kötü

gidişata karşın aynı sezon Yugos-

lavya Kupası’nda finali kıl payıyla

kaçırmıştı. Yarı finalde Borac Banja

Luka ile karşılaşan Priştina, evin-

deki ilkmaçta 1-1, deplasmandaki

rövanştaysa 0-0’lık beraberlikler

elde etmişti. Deplasman golü kuralı

olmadığı içinmaç uzatmaya ve

penaltılara gitmiş, penaltılarda ise

Borac, 4-1’le Priştina’ya üstünlük

kurarak finale kalan taraf olmuştu.

Üstüne üstlük Priştina’nın elinden

kaçırdığı Borac, finalde kadrosunda

Stojkovic ve Prosinecki gibi yıldız-

ları barındıran Kızılyıldız’ı da tek

golle geçerek kupaya uzanacaktı.

Bu dönemde Kosova’dan çıkan bir

başka yıldız için de ayrı bir paragraf

açmadan geçmemek lâzım. Cevat

Prekazi, Kosova’nın Mitrovica ken-

tinde dünyaya gelmiş, futbola da bu

kentin Trepca takımında başlamıştı.

1975’te, henüz 18 yaşındayken Par-

tizan tarafından transfer edilen

Prekazi, dokuz yıl bu takımın

formasını giymiş, üstüne bir yıl da

Hajduk Split’te oynadıktan sonra

1985’te Galatasaray’a gelmişti. Sarı-

kırmızılı kulübün önce 1987’de 14

yıllık şampiyonluk hasretini sona

erdirmesinde, ardından da 1989’da

Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı

final oynamasında en büyük pay

sahiplerinden biri olan Prekazi,

1991’e kadar Galatasaray’da oyna-

mayı sürdürmüş, Türkiye macerası-

nıysa daha sonra kısa sürelerle

Altay ve Bakırköyspor formaları

giyerek noktalamıştı.

1990’ların başı, Yugoslavya’nın par-

çalanma sürecinin yaşandığı

dönemolarak kayıtlara geçiyordu.

1991’de, birliğin dağılmasından kısa

bir süre önce Kızılyıldız, Şampiyon

Kulüpler Kupası’nı kazanırken

takımda hemen hemen Yugos-

lavya’nın her yerinden bir oyuncu

bulunmaktaydı ve kaleci Stevan

Stoyanoviç de Kosovalı bir Sırptı.

Ancak Kızılyıldız’ın bu başarısının

Yugoslavya adına bir çimento

vazifesi görebilmesinin de gelinen

noktada mümkünatı yoktu.

Ayrılık süreci ve sonuçları

Nitekim 1991 sonlarından 1992 orta-

sına kadar Slovenya, Hırvatistan,

Bosna-Hersek ve Makedonya, bir-

likten çıkmıştı. Kosova ise o esnada

henüz Yugoslavya’dan ayrılma-

mıştı. Bu ara dönemdeyse KF Priş-

tina iki kez daha birinci lige

çıkacaktı. Bunların ilki 1992-93 se-

zonuydu fakat mavi-beyazlı ekip

sadece tek sezonun ardından yeni-

den ikinci ligin yolunu tutacaktı.

Beş yıl sonra Priştina tekrar birinci

lige yükseldiyse de bu sefer de 1998

Şubat’ının sonunda paramiliter Ko-

sova Kurtuluş Ordusu (UÇK) ile Yu-

goslav Federal Cumhuriyeti’nin

ordusu arasında patlayan savaş ve

çok geçmeden NATO ile Birleşmiş

Milletler’in de duruma müdahil

olmalarıyla birlikte bölgede ortalık

can pazarına dönecekti ve futbol da

haliyle bir müddet rafa kalkacaktı.

Çatışmaların azalması ve bölgenin

Birleşmiş Milletler Kosova Geçici

YönetimMisyonu kontrolüne geç-

mesi sonrasında Kosova’da artık

ayrılık adına elden ne geliyorsa ya-

pılıyordu. KF Priştina da Yugoslavya

liginden çıkmış ve yoluna sadece

Kosova Ligi’nde devam etme kararı

almıştı. Kosova Ligi, aslında

1945’ten beri devam eden bir ligdi

ve Yugoslavya’daki lig organizas-

yonunda, bölgesel lig statüsün-

deydi. Fakat artık bu lig, ulusal bir

statü kazanmanın eşiğindeydi.

Kosova’da bunlar yaşanırken

Yugoslavya’da da değişimve parça-

lanma sürmekteydi. 2003’te Sırbis-

tan-Karadağ adını alan devlet,

2006’da Karadağ’ın ayrılmasıyla

birlikte sadece Sırbistan olarak kal-

mıştı. Kosova ise kâğıt üzerinde

halen Sırbistan’ın içerisinde otonom

bir bölge konumundaydı. 17 Şubat

Fadıl Vokri’li Priştina takımı

Cevad Prekazi

38

39