Previous Page  94-95 / 118 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 94-95 / 118 Next Page
Page Background

94

Biraz önce de bahsettiğimgibi

futbol her zaman benim aşkımdı.

Öyle ki; ilkokulda top bulamadığı-

mız zaman bile teneffüslerde taşla

futbol maçı yapardık. Evimizde

her zaman bir sürü küçük ve

büyük toplarım olmuştur. Salon-

danmutfağa geçerken bile top

saydırırdım. Babamla evin içinde

yaptığımız futbol maçlarını say-

mıyorum tabiî (gülüyor).

Ankara’da amatör kulüpte top

oynadım. Belirli bir dönemAnka-

ragücü’nün değişik yaş kategori-

lerinde oynadım. Şu andaki

disiplinimve antrenmanlarıma

olan saygım o zaman da bulun-

saydı sanırımbir şeyler olabilir-

dim (gülüyor). İnanın hakemlikte

o kadar düzenli ve bilimsel an-

trenman programlarımız oluyor

ki; bazen “Bu kadar çalışacağımızı

bilseydik futbolcu olurduk”

demekten kendimizi alamıyoruz.

Hakemolma fikri sizde nasıl

oluştu?

İşte bu çok ilginçtir. Genelde ha-

kemleri ya bir arkadaşları ya aile-

den birileri ya da öğretmenleri

hakemlik yapmaları için yönlen-

dirir. Israrcı olup onlara destek

olurlar. Ama benimhikâyem ta-

mamen farklı ve belki burada bu

yazının başlığını koyacaksınız

(gülüyor). Ben TV’de maç izlerken

yapılan bazı hatalara kızıp “Bunlar

hakemlik yapıyorsa ben daha

iyisini yapabilirim” diye başladım,

ama kazın ayağı öyle değilmiş

(gülüyor). Çünkü o zaman çocu-

ğuz. Sene 2002. Hakemlikmesle-

ğini bu şekilde bilemiyoruz. Ayrıca

dışardan benimo zaman yaptığım

gibi tabiri caizse sallamak en ko-

layı… Sanırım şimdi de benimgibi

çokbilmişler bizim için aynı şey-

leri söylüyordur (gülüyor). Daha

sonra Ankara HakemDerneği

binasına gittimve nasıl hakem

olabileceğimi sordum. Kurs açıl-

masını bekledimuzun bir süre.

Daha sonra Düzce’de bir kursun

açılacağını ve oraya gidebilece-

ğimi söylediler. Okuldan çok sa-

mimi arkadaşım olan Murat Kara-

alp’le beraber Düzce’ye gittim.

Kurs hocam sevgili Mevlüt

Aşkın’dı. Hakem camiasında ilk

tanıdığımkişidir. Karizması ve

hitap şekliyle bizi hayran bırak-

mıştı. Düzce’denmezun olan ekip

olarak şu an benimle birlikte sa-

dece Ocak ayında FIFA yardımcı

hakemi olan kardeşimgibi sevdi-

ğimSerkan Olguncan kaldı.

Hakemlik çok zor bir meslek. Sü-

rekli hedefteki adamsınız. Genç

bir hakemken ne oldu da, “Ben bu

işe devam edeceğim” dediniz?

Hakemlik evet çok zor, evet çok

meşakkatli. Bize karşı sarf edilen

sözler nedeniyle çok üzülüp çok

acı çekiyoruz, inciniyoruz. Ama

hakemlik bir aşk, tutku, heyecan.

Yıllar içinde çok değişik duygu-

larla karşı karşıya kalabiliyorsu-

nuz ve hepsinden bir şey

öğreniyorsunuz. Güçleniyorsunuz,

her geçen gün ayakta kalmayı

öğreniyorsunuz, acıyı hissediyor,

başarıyı tadıyor, eleştirilerden

ders çıkartıp hakaretlere kızma-

mayı test ediyorsunuz. İşler kötü

gittiğinde pes etmemeyi, iyi za-

manlarda hayallerde yaşamamayı

öğreniyorsunuz. Ama bunları

öğrenmek zaman alıyor. Çünkü

birçok kez pes etme noktasına

geldim ama camiamız içindeki

büyüklerimiz destek oldu ve işte

bu durumlarda da tecrübenin ne

kadar paha biçilmez olduğunu

öğrendim.

Bir hakem için şöhret sahibi

olmak, saha içinde lider

pozisyonda bulunmak ya da

adaleti sağlamak gibi birçok

motivasyon faktörü var. Bu fak-

törlerden hangilerini kendinize

yakın hissediyorsunuz?

Bence buradaki doğrumantık

şöyle olmalı; iyi bir lider adaletli

olursa zaten şöhret arkasından

gelir. Bu yüzden her zaman lider-

lik benimbirinci sıramda.

6 Şubat 2004 tarihinde PAF Li-

gi’nde MKE Ankaragücü-Beşik-

taş maçına ikinci yardımcı hakem

olarak çıkıyorsunuz. Omaçı ha-

tırlıyor musunuz?

Hatırlamaz olur muyum?

Babamkarşımdaki tribünde,

üniversite arkadaşlarımdan

birçoğu onun yanında... Gel-

melerinin ilk sebebi, okulum

Beşevler’de, saha Tando-

ğan’da, yani yürüyerek 10 da-

kika. Ama orada olmalarının

en önemli sebebi ilk ciddi sına-

vımda benimle eğlenmekti

(gülüyor). Babamla beraber

arkadaşlarımmaçı izlerken

çok dalga geçmişlerdi. Ama

saha içinden hatırladığım tek

şey seremonide babamı gör-

memdi. Kendimi rahat hissedi-

yordum. HakemNeşet Merdin

abiydi. Hatta yıllar sonra Süper

Lig’e çıktığımda bana defa-

larca yardımcı hakemlik de

yapmıştı.

Süper Lig’de hakemlik

görevini ilk kez 29 Ağustos

2015’te Mersin İdman Yurdu-

Kayserispor maçında yapabi-

liyorsunuz. 2002’de

hakemliğe başladıktan 13 yıl

sonra buraya yükseliyorsu-

nuz. Oldukça uzun bir süre

değil mi?

Son dönemlerde kategoriler

arası yükselme hızlandı ve

aradaki birkaç klasman

kaldırıldı. Benimbaşladığım

dönemde önce yardımcı ha-

kemlik, daha sonra hakemve

yardımcı hakemliği aynı anda

yapıyordunuz ve en sonunda

da hakemoluyordunuz. Sonra-

sında da klasmanları geçme-

niz gerekiyordu. Şimdi ben de

bu kadar anlattım, sanki bir

şeyi savunuyormuşumgibi

ama şunu ben okusam “Gü-

venmemişler de maç verme-

mişler” derdim (gülüyor). Şaka

bir yana bu durumuma bin-

lerce kere şükür ediyorum

çünkü on binlerce hakemkar-

deşimbaşlıyor ve yüzde 99’u

bırakıyor ya da Süper Lig kad-

rosunu göremeden hakemlik-

leri bitiyor. Onun için

gerçekten çok şükür ki 13 yıl

sonra olsa bile Süper Lig’de

düdük çalabildimve hâlâ da

çalmaya devam ediyorum.

Umarım alt klasmandaki

dostlarımve kardeşlerimde

Mavi forma benim için bitti!

Röportaj yaptığımız güne kadar 310 karşılaşmada görev

aldınız. En unutamadığınız anları bizimle paylaşır mısınız?

O kadar çok düşündümki, bu anıları sansürleyip anlatmak lâzım.

O zaman da esprisi ortadan kalkıyor. Ya takımlar ya da hakem

arkadaşlarımdan dolayı bazı yerleri kesmemgerekiyor. Onun için

belki ileride anlatayımdiyelim. Ama şöyle bir şey anlatabilirim.

Benimbazı totemlerimvardır yıllardır değiştirmediğimufak tefek

uğurlar. Bunların en önemlisi mavi forma giymiyorum. Şartları

sonuna kadar zorlarımgerekirse. Ama o formayı kendi hakem

olduğummüsabakada giymek istemem. Geçen senelerde, dördüncü

hakem arkadaşım sabah eşgüdüm toplantısından sonra otele

geldiğinde bizim için en uygun formanınmavi olacağını söyledi.

Ben tabiî ki giymek istemedim. Ama yardımcı hakem arkadaşımla

beraber bu fobiyi yenmemgerektiğinde ısrar ettiler. Uzun uğraşlar-

dan sonra mavi formayı giymeye ikna edildimve o maçta yapma-

mamgereken bir hata yaptım. Belki dışardan saçma gelecek ama o

forma benim için bitti. Artıkmaçlara bile götürmüyorum (gülüyor).

95