54
55
miş olduğumperformansın çok büyük katkısı var.
Mesela hiç kimsenin hatırlamadığı bir olay var. Bili-
yorsunuz İngiltere’yi tarihimizde hiç yenemedik diye
biliyoruz. Esasında yendik. Ümit Millî Takım’la İngilte-
re’yi İngiltere’de 1-0 yendik. Karşı takımda o dönem
Steve McManaman vardı. Biz onları evlerinde 1-0
yenmiştik. O dönemde de başımızda Fatih Terimvardı.
İyi bir jenerasyon yakalamıştık. Zaten o jenerasyon
2002’de Dünya Kupası’nda belki de gerçekten ulaşıl-
ması zor bir başarı elde etti. O Dünya Kupası’ndaki ba-
şarının temelleri zaten Fatih Hocam sayesinde çoktan
atılmıştı. 1993’te Akdeniz Oyunları Şampiyonu oldu o
jenerasyon. Tabiî ki bir-iki değişiklikle daha ilerleyen
zamanlarda daha güzel başarılar da geldi.
İ.U: Akdeniz Oyunları finalinde bir video var. Golden
sonraki sevinç gerçekten inanılmaz.
Cezayir’i 2-0 yenmiştik ve o maçta iki kırmızı kartla
oyundan atılmıştı arkadaşlarımız. Ki kırmızı kartlar-
Futbolcu olmamda en büyük
etkenlerden bir tanesi Fatih Terim’dir.
3. Lig’de Soma Linyitspor’a kiralık
verilmiştim. Fatih Hoca 3. Lig’de
geliyor, beni seyrediyor ve Genç Millî
Takımlara çağırmaya başlıyor. Sonra
AMillî Takım’a çağırıyor. Benim
Alpay oluşumda Fatih Terim’in çok
büyük emeği vardır.
İngiltere’yi tarihimizde hiç
yenemedik diye biliyoruz.
Esasında yendik. Ümit Millî
Takım’la İngiltere’de 1-0 yendik.
O dönemde de başımızda Fatih Terim
vardı. O jenerasyon 2002’de Dünya
Kupası’nda gerçekten ulaşılması zor
bir başarı elde etti. O başarının
temelleri Fatih Hocam sayesinde
çoktan atılmıştı.
Unutamadığımbir maç var. O da o
zamanki adıyla Federasyon Kupası
finaliydi. Galatasaray’la 2-2 berabere
kalmıştık. Oyuna ben girmiştim.
Golü ben atmıştım. 3-2 kazanıp
kupayı almıştık. Bu benim ileride
çocuklarıma verebileceğim en büyük
manevi değerlerden bir tanesi.
Bütün transferlerimde kulüpler
benim için bonservis bedeli ödedi.
Hiçbir zaman elimde kâğıtla bir
takıma gitmedim. Bunun da altını
çizmek isterim. Defansın transferde
şansı daha azdır biliyorsunuz.
Çünkü kaleci, orta saha ya da forvet
tercih ederler. Bunu başarmak güzel
bir şey.
Avrupa Şampiyonası’nın ve Dünya
Kupası’nın oyuncular üzerindeki
etkilerine değinmek istiyorum. Tabiî
ki ülkenizi temsil ediyorsunuz. Ama
onun yanı sıra bireysel olarak da çok
büyük bir pazar… Çok büyük bir
piyasa yeri. Aston Villa’ya transferim
EURO 2000’deki performansımla
gerçekleşti.
“
“
“
“
“
“
dan birisini Abdullah Ercan gör-
müştü. Gerçekten belli bir yerlere
gelmek için belli bedeller ödedik.
R.A: Beşiktaş’a değinelimbiraz…
1993-1999 arasında siyah-beyazlı
formayı terlettiniz. Kariyeriniz-
deki bütün kupaları Beşiktaş’ta
kazandınız. Alpay Özalan’ın
sivrildiği dönemdir Beşiktaş. Bize
o dönemleri anlatır mısınız?
Beşiktaş’ta o dönem çok iyi bir je-
nerasyon vardı. Metin abi, Ali abi,
Recep abi, Gökhan abi çok önemli
futbolculardı. Orada bir kolej ha-
vası vardı. Benim çok büyük bir
seçme hakkımyoktu. O dönem
biliyorsunuz üzerimizde çok
büyük bonservis bedeli vardı.
Beşiktaş okey demişti. Oraya git-
miştim. Ama oraya gitmem çok
da iyi olmuş tabiî ki. Bir sezon çok
fazla oynamadım. Gordon Milne
döneminde iki maça çıktım. Biri
Ajaxmaçıydı. Milne bana, “Jari
Litmanen’i tut” dedi. Adamhat-
trick yaptı (herkes gülüyor). Bir de
İstanbul’da çok önemli bir maçta
oynamıştım. Ancak kendimi hep
hazır tutuyordum. Çok hırslıydım
ki, hâlâ hırslıyım. Çok disiplinli-
yimdir. İradem çok güçlüdür. Hep
buna güvenirim zaten. Kafama
koyduğum şeyi yaparım. Belki
biraz zaman alır ama yaparım.
Hep hazırım. Sonra bir gün şans
geldi. Şansımı iyi kullandım.
Ondan sonra da 5 numaranın,
Beşiktaşlıların değişmez adamı
oldum. Ama hedeflerimi hep
büyük tuttum. Benimhedefim
hiçbir zaman Altay’da kalmak de-
ğildi. Benimhedefimüç büyük-
lerde oynamaktı. Onu başardıktan
sonra AMillî Takım’ın değişmez
oyuncusu olmaktı. Onu başardık-
tan sonra tabiî ki Avrupa’ya git-
mekti. Şimdi siz üç konudan
bahsettiniz ama bence en önemli
konu Premier Lig’in bir Türk
oyuncusuna; özellikle de bir de-
fans oyuncusuna yaklaşık 10mil-
yon dolar para ödemesiydi. Bu çok
büyük olaydı bence.
R.A: Premier Lig sayfasını ayrıca
açacağız. Peki, kariyeriniz bo-
yunca 1 Türkiye Şampiyonluğu,
2 Türkiye Kupası, 1 Cumhurbaş-
kanlığı Kupası, 1 Başbakanlık
Kupası ve 2 TSYD Kupası kazan-
dınız. Dediğimiz gibi bunların
hepsini Beşiktaş’la başardınız.
Unutamadığınız şampiyonluk
hangisiydi?
Unutamadığımbir maç var. O da o
zamanki adıyla Federasyon Ku-
pası finaliydi. Galatasaray’la 2-2
berabere kalmıştık. Oyuna ben
girmiştim. Golü ben atmıştım.
3-2 kazanıp kupayı almıştık. Bu
benim ileride çocuklarıma verebi-
leceğim en büyükmanevi değer-
lerden bir tanesi.
R.A: Fenerbahçe’ye transfer oldu-
nuz ve bu o dönem çok büyük
etki yaratmıştı. O günleri bize
biraz anlatır mısınız?
Benden bir sezon önce Sergen
kulüpten ayrılmıştı. Ertesi sezon
da ben gittim. Bu bir tek bizimka-
rarımız değildi. O zaman hemBe-
şiktaş’ta hemde Millî Takım’da bir
değişim rüzgârı vardı. O zaman
yönetimbize fazla sıcak davran-
mamıştı. Bir de Jet-Pa olayı çık-
mıştı. Böyle bir teklif gelmişti, ben
de değerlendirmiştim. Bana