Previous Page  102-103 / 156 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 102-103 / 156 Next Page
Page Background

ğişmese gereken şey takımın

santrforu olmalıydı ki, sarı-laci-

vertliler ikinci yarıya Robin van

Persie’nin yerine Fernandao ile

çıkmıştı. Bu değişiklik Fenerbah-

çe’nin oyununda büyük bir deği-

şime yol açmayacak, oyunun

seyrini asıl değiştiren şey, Galata-

saray cephesinde sakatlanan

Wesley Sneijder’in, yerini Aurelien

Chedjou’ya bırakması olacaktı.

Hücumcu bir orta saha oyuncu-

sunun yerini savunmaya dönük

bir oyuncunun almasının, Galata-

saray’ın ikinci yarıda skoru koru-

ması adına avantaj olabileceği de

düşünülebilirdi ama Sneijder’siz

Aslan son 45 dakikalık bölümde

soğuk terler dökecekti. Hollanda-

lının oyundan çıkmasıyla Galata-

saray ayağında top tutamaz hale

gelmiş, bu durumda beraberliği

bulmak için her geçen dakika

biraz daha baskı kuran Fenerbah-

çe’nin işine yaramıştı. Galatasaray

savunmasından gelişigüzel çıkan

toplar Fenerbahçeliler tarafından

toplanıyor ve kolayca yeni bir

atağa dönüşüyordu. Lâkin Fener-

bahçe cephesinde de önemli bir

problemvardı. Bu ataklar asla or-

ganize bir baskıyı doğurmuyor,

kâh Volkan Şen’in kâh Nani’nin

şahsi becerileriyle Galatasaray

kalesine doğru taşınan toplar, ge-

nellikle Fernandao’ya ulaşama-

dan Muslera’nın ellerinde ya da

Galatasaraylı savunmacıların ka-

falarında eriyip gidiyordu. Uzak

mesafelerden şut denemelerinde

de başarısız kalan Fenerbahçe’nin

maç boyunca beraberliğe en fazla

yaklaştığı an 62’inci dakika içinde

yaşandı. Nani'nin soldan kullan-

dığı serbest vuruşta kaleci Mus-

lera’nın kısa yumrukladığı top

karambolde kalıyor, seken topa

Ba’nın yaptığı kafa vuruşunda ise

meşin yuvarlak iki direğin birleş-

tiği yere çarparak geri dönüyordu.

İki dakika sonra ise Galatasaray

farkı açma fırsatını Denayer’le

harcayacaktı. Sabri Sarıoğlu'nun

Fenerbahçe savunmasının arka-

sına aktardığı topla bomboş po-

zisyonda buluşan Belçikalı stope-

rin kafa vuruşunda kaleci Fabiano

başarılı bir reaksiyonla topu kor-

nere göndermişti. Son anlarda ise

Nani’nin sert biçimde kale önüne

kestiği topu Chedjou ters bir vu-

ruşla kendi kalesine yöneltiyor

ancak kaleci Muslera bu tehlikeyi

iki hamlede önlemeyi başarı-

yordu. HakemMete Kalkavan’ın

kısa bir süre sonra çaldığı bitiş

düdüğü ise Galatasaray’ın 54. Tür-

kiye Kupası’nın sahibi olduğunu

ilân ediyordu.

Kupa finalinin ardından sahada

kurulan platformda düzenlenen

seremonide Galatasaray’a 54. Zi-

raat Türkiye Kupas’nı, Gençlik ve

Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ile

TFF Başkanı YıldırımDemirören

birlikte verdi. Futbolcu, teknik

heyet ve hakemleremadalya ve

şiltlerini ise TFF Başkanvekili Ali

Dürüst, TFF Genel Sekreteri Kadir

Kardaş, Ziraat Bankası Genel Mü-

dürü HüseyinAydın takdimetti.

Evet, Galatasaray kupayı 17. kez

kazanmış ve sarı-kırmızılı takıma

kupayı getiren golün sahibi Po-

dolski de karşılaşmayı takip eden

basınmensuplarının oylarıyla en

değerli oyuncu seçilmişti. Podols-

ki’nin o golü, Galatasaray’a kap-

kara geçen bir sezonun sonunda

çok büyük bir teselliyi getirmekle

kalmamış, UEFA’nın verdiği 1 yıl

Avrupa kupalarına katılmama ce-

zasının da önümüzdeki sezon ta-

mamlanmasını sağlayan kapıyı

açmıştı.

Galatasaray, Türkiye Kupası’nı üst

üste üçüncü kez kazanarak kendi

rekorunu kırmayı denemek adına

da önemli birmesafe kat etmiş

oldu. Kupanın ilk düzenlendiği

tarih olan 1962’den itibaren üst

üste dört kupa kaldıran ve o re-

koru hâlâ kırılamayan Galatasaray,

önümüzdeki sezon da kupayı ka-

zandığı takdirde 49 yıllık bir rekoru

egale edecek. Kupayı Galatasaray

dışında dört hatta üç kez üst üste

kazanabilen başka bir takım ise

bulunmuyor. Bugüne kadar Trab-

zonspor ve Beşiktaş ikişer, Fener-

bahçe ve Göztepe de birer kez üst

üste iki sezon Türkiye Kupası’nın

sahibi olmayı başardı. Bu alandaki

rekorun sahibi Galatasaray’ın da

1998-2000 arasında üst üste iki

kupa daha kaldırdığını ekleyelim.

panın kulpundan tutan iki takım

da hayal kırıklığıyla sona eren bir

sezonun tesellisini Ziraat Türkiye

Kupası’nı kazanmakta arıyordu.

Sahanın etrafında iki takımın

bayraklarına yer verilen seremoni

öncesinde müzik eşliğinde bay-

raklar ve logolarla yapılan görsel

şov sahadaki mücadelenin de bir

futbol ziyafeti şeklinde geçeceği-

ninmüjdecisi gibiydi lâkin sezo-

nun bu son buluşmasında

tribünleri dolduran futbolseverle-

rin umdukları futbol lezzetini

buldukları pek söylenemezdi.

Galatasaray’ın kalede Fernando

Muslera, savuna dörtlüsünde

Semih Kaya, Jason Denayer,

Hakan Balta, Lionel Carole, orta

sahada Selçuk İnan, Emre Çolak,

forvet arkasında Sinan Gümüş,

Wesley Sneijder, Yasin Öztekin ve

santrforda Lukas Podolski’den

oluşan on birine karşılık Fener-

bahçe’de aynı diziliş biçimiyle ve

kalede Fabiano Ribeiro, savunma

dörtlüsünde Şener Özbayraklı,

Simon Kjaer, Abdoulaye Ba, Hasan

Ali Kaldırım, orta sahada Mehmet

Topal, Josef de Souza, forvet arka-

sında Alper Potuk, Nani, Volkan

Şen, santrforda da Robin Van

Persie kadrosuyla sahadaydı.

Maç başladığında görülen gerçek,

Avrupa kupalarına katılma vize-

sini alarak UEFA’nın verdiği 1 yıllık

cezayı bu yıl çekmek isteyen

Galatasaray’ın kupayı rakibine

oranla daha fazla istediğiydi.

Fenerbahçeli oyuncular ise son

haftalarda Beşiktaş’a kaptırdık-

ları şampiyonluğunmoral

bozukluğunu hâlâ üzerlerinden

atamamış görünüyordu.

Nitekim ilk yarıda Fenerbahçe

belki de sezonun en kötü futbo-

lunu oynayacak, buna karşılık Ga-

latasaray, Sneijder ve Podolski’nin

çok istekli bir günlerinde olması-

nın da etkisiyle ilk yarı boyunca

oyunu domine edecekti.

Kadrolara bakıldığında Fener-

bahçe orta sahasının fiziksel açı-

dan daha güçlü olduğu düşünülse

de Galatasaray ön alanda kurduğu

baskıyla rakibine top kullanma

fırsatı vermiyor ve topa daha çok

sahip olarak Fenerbahçe kalesini

sürekli zorluyordu. Henüz 6’ıncı

dakikada Emre Çolak’ın sağdan

kullandığı serbest atışta Selçuk

İnan’ın kafayla arkaya aşırttığı

topla kale alanının içinde buluşan

Podolski zor olanı yapmış ve bir-

kaç metre mesafedenmeşin yu-

varlağı dışarı göndermişti ama

Alman golcünün gol arama iştahı

ilk yarı boyunca hiç bitmeyecekti.

Nitekimüç dakika sonra çok sert

bir şutu kaleci Fabiano tarafından

güçlükle uzaklaştırılan, 13’üncü

dakikada bir başka gollük vuruşu

yine Portekizli kaleci tarafından

zorlukla çelinen Podolski, dakika-

lar 30’u gösterirken Galatasaray’a

kupayı getiren gole imzasını ata-

caktı. Bu dakikada Emre Çolak

sağ kanattan korneri kullanıyor,

Denayer’in aşırttığı topla arka di-

rekte buluşan Podolski de kafayla

ağları havalandırıyordu. Yediği

golün ardından biraz kendisine

gelir gibi olan Fenerbahçe’nin

39’da Mehmet Topal’la Musle-

ra’nın ellerinde eriyen kafa vu-

ruşu dışında ilk yarıda çok ciddi

bir gol tehlikesi yoktu ve devre de

Galatasaray’ın 1-0 üstünlüğüyle

sonuçlanacaktı.

Fenerbahçe’nin skoru değiştir-

mek ve kupayı kazanabilmek için

ikinci yarıda bir şeyleri mutlaka

değiştirmesi gerekiyordu. Teknik

direktör Vitor Pereira’ya göre de-

102

103