![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0052.jpg)
ğişmese gereken şey takımın
santrforu olmalıydı ki, sarı-laci-
vertliler ikinci yarıya Robin van
Persie’nin yerine Fernandao ile
çıkmıştı. Bu değişiklik Fenerbah-
çe’nin oyununda büyük bir deği-
şime yol açmayacak, oyunun
seyrini asıl değiştiren şey, Galata-
saray cephesinde sakatlanan
Wesley Sneijder’in, yerini Aurelien
Chedjou’ya bırakması olacaktı.
Hücumcu bir orta saha oyuncu-
sunun yerini savunmaya dönük
bir oyuncunun almasının, Galata-
saray’ın ikinci yarıda skoru koru-
ması adına avantaj olabileceği de
düşünülebilirdi ama Sneijder’siz
Aslan son 45 dakikalık bölümde
soğuk terler dökecekti. Hollanda-
lının oyundan çıkmasıyla Galata-
saray ayağında top tutamaz hale
gelmiş, bu durumda beraberliği
bulmak için her geçen dakika
biraz daha baskı kuran Fenerbah-
çe’nin işine yaramıştı. Galatasaray
savunmasından gelişigüzel çıkan
toplar Fenerbahçeliler tarafından
toplanıyor ve kolayca yeni bir
atağa dönüşüyordu. Lâkin Fener-
bahçe cephesinde de önemli bir
problemvardı. Bu ataklar asla or-
ganize bir baskıyı doğurmuyor,
kâh Volkan Şen’in kâh Nani’nin
şahsi becerileriyle Galatasaray
kalesine doğru taşınan toplar, ge-
nellikle Fernandao’ya ulaşama-
dan Muslera’nın ellerinde ya da
Galatasaraylı savunmacıların ka-
falarında eriyip gidiyordu. Uzak
mesafelerden şut denemelerinde
de başarısız kalan Fenerbahçe’nin
maç boyunca beraberliğe en fazla
yaklaştığı an 62’inci dakika içinde
yaşandı. Nani'nin soldan kullan-
dığı serbest vuruşta kaleci Mus-
lera’nın kısa yumrukladığı top
karambolde kalıyor, seken topa
Ba’nın yaptığı kafa vuruşunda ise
meşin yuvarlak iki direğin birleş-
tiği yere çarparak geri dönüyordu.
İki dakika sonra ise Galatasaray
farkı açma fırsatını Denayer’le
harcayacaktı. Sabri Sarıoğlu'nun
Fenerbahçe savunmasının arka-
sına aktardığı topla bomboş po-
zisyonda buluşan Belçikalı stope-
rin kafa vuruşunda kaleci Fabiano
başarılı bir reaksiyonla topu kor-
nere göndermişti. Son anlarda ise
Nani’nin sert biçimde kale önüne
kestiği topu Chedjou ters bir vu-
ruşla kendi kalesine yöneltiyor
ancak kaleci Muslera bu tehlikeyi
iki hamlede önlemeyi başarı-
yordu. HakemMete Kalkavan’ın
kısa bir süre sonra çaldığı bitiş
düdüğü ise Galatasaray’ın 54. Tür-
kiye Kupası’nın sahibi olduğunu
ilân ediyordu.
Kupa finalinin ardından sahada
kurulan platformda düzenlenen
seremonide Galatasaray’a 54. Zi-
raat Türkiye Kupas’nı, Gençlik ve
Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ile
TFF Başkanı YıldırımDemirören
birlikte verdi. Futbolcu, teknik
heyet ve hakemleremadalya ve
şiltlerini ise TFF Başkanvekili Ali
Dürüst, TFF Genel Sekreteri Kadir
Kardaş, Ziraat Bankası Genel Mü-
dürü HüseyinAydın takdimetti.
Evet, Galatasaray kupayı 17. kez
kazanmış ve sarı-kırmızılı takıma
kupayı getiren golün sahibi Po-
dolski de karşılaşmayı takip eden
basınmensuplarının oylarıyla en
değerli oyuncu seçilmişti. Podols-
ki’nin o golü, Galatasaray’a kap-
kara geçen bir sezonun sonunda
çok büyük bir teselliyi getirmekle
kalmamış, UEFA’nın verdiği 1 yıl
Avrupa kupalarına katılmama ce-
zasının da önümüzdeki sezon ta-
mamlanmasını sağlayan kapıyı
açmıştı.
Galatasaray, Türkiye Kupası’nı üst
üste üçüncü kez kazanarak kendi
rekorunu kırmayı denemek adına
da önemli birmesafe kat etmiş
oldu. Kupanın ilk düzenlendiği
tarih olan 1962’den itibaren üst
üste dört kupa kaldıran ve o re-
koru hâlâ kırılamayan Galatasaray,
önümüzdeki sezon da kupayı ka-
zandığı takdirde 49 yıllık bir rekoru
egale edecek. Kupayı Galatasaray
dışında dört hatta üç kez üst üste
kazanabilen başka bir takım ise
bulunmuyor. Bugüne kadar Trab-
zonspor ve Beşiktaş ikişer, Fener-
bahçe ve Göztepe de birer kez üst
üste iki sezon Türkiye Kupası’nın
sahibi olmayı başardı. Bu alandaki
rekorun sahibi Galatasaray’ın da
1998-2000 arasında üst üste iki
kupa daha kaldırdığını ekleyelim.
panın kulpundan tutan iki takım
da hayal kırıklığıyla sona eren bir
sezonun tesellisini Ziraat Türkiye
Kupası’nı kazanmakta arıyordu.
Sahanın etrafında iki takımın
bayraklarına yer verilen seremoni
öncesinde müzik eşliğinde bay-
raklar ve logolarla yapılan görsel
şov sahadaki mücadelenin de bir
futbol ziyafeti şeklinde geçeceği-
ninmüjdecisi gibiydi lâkin sezo-
nun bu son buluşmasında
tribünleri dolduran futbolseverle-
rin umdukları futbol lezzetini
buldukları pek söylenemezdi.
Galatasaray’ın kalede Fernando
Muslera, savuna dörtlüsünde
Semih Kaya, Jason Denayer,
Hakan Balta, Lionel Carole, orta
sahada Selçuk İnan, Emre Çolak,
forvet arkasında Sinan Gümüş,
Wesley Sneijder, Yasin Öztekin ve
santrforda Lukas Podolski’den
oluşan on birine karşılık Fener-
bahçe’de aynı diziliş biçimiyle ve
kalede Fabiano Ribeiro, savunma
dörtlüsünde Şener Özbayraklı,
Simon Kjaer, Abdoulaye Ba, Hasan
Ali Kaldırım, orta sahada Mehmet
Topal, Josef de Souza, forvet arka-
sında Alper Potuk, Nani, Volkan
Şen, santrforda da Robin Van
Persie kadrosuyla sahadaydı.
Maç başladığında görülen gerçek,
Avrupa kupalarına katılma vize-
sini alarak UEFA’nın verdiği 1 yıllık
cezayı bu yıl çekmek isteyen
Galatasaray’ın kupayı rakibine
oranla daha fazla istediğiydi.
Fenerbahçeli oyuncular ise son
haftalarda Beşiktaş’a kaptırdık-
ları şampiyonluğunmoral
bozukluğunu hâlâ üzerlerinden
atamamış görünüyordu.
Nitekim ilk yarıda Fenerbahçe
belki de sezonun en kötü futbo-
lunu oynayacak, buna karşılık Ga-
latasaray, Sneijder ve Podolski’nin
çok istekli bir günlerinde olması-
nın da etkisiyle ilk yarı boyunca
oyunu domine edecekti.
Kadrolara bakıldığında Fener-
bahçe orta sahasının fiziksel açı-
dan daha güçlü olduğu düşünülse
de Galatasaray ön alanda kurduğu
baskıyla rakibine top kullanma
fırsatı vermiyor ve topa daha çok
sahip olarak Fenerbahçe kalesini
sürekli zorluyordu. Henüz 6’ıncı
dakikada Emre Çolak’ın sağdan
kullandığı serbest atışta Selçuk
İnan’ın kafayla arkaya aşırttığı
topla kale alanının içinde buluşan
Podolski zor olanı yapmış ve bir-
kaç metre mesafedenmeşin yu-
varlağı dışarı göndermişti ama
Alman golcünün gol arama iştahı
ilk yarı boyunca hiç bitmeyecekti.
Nitekimüç dakika sonra çok sert
bir şutu kaleci Fabiano tarafından
güçlükle uzaklaştırılan, 13’üncü
dakikada bir başka gollük vuruşu
yine Portekizli kaleci tarafından
zorlukla çelinen Podolski, dakika-
lar 30’u gösterirken Galatasaray’a
kupayı getiren gole imzasını ata-
caktı. Bu dakikada Emre Çolak
sağ kanattan korneri kullanıyor,
Denayer’in aşırttığı topla arka di-
rekte buluşan Podolski de kafayla
ağları havalandırıyordu. Yediği
golün ardından biraz kendisine
gelir gibi olan Fenerbahçe’nin
39’da Mehmet Topal’la Musle-
ra’nın ellerinde eriyen kafa vu-
ruşu dışında ilk yarıda çok ciddi
bir gol tehlikesi yoktu ve devre de
Galatasaray’ın 1-0 üstünlüğüyle
sonuçlanacaktı.
Fenerbahçe’nin skoru değiştir-
mek ve kupayı kazanabilmek için
ikinci yarıda bir şeyleri mutlaka
değiştirmesi gerekiyordu. Teknik
direktör Vitor Pereira’ya göre de-
102
103