Previous Page  106-107 / 156 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 106-107 / 156 Next Page
Page Background

etkili görüneceklerini tahmin etti-

ğini söyledi. Öyle de oldu. İlk çeyrek

saatte maçın tek hâkimi olan Real,

henüz altıncı dakikada KarimBen-

zema ile gole çok yaklaştı ama bu

sezon Atletico’yu sırtlayan isimler-

den kaleci Jan Oblak, harika bir ref-

leksle golü önledi. Ne var ki dokuz

dakika sonraki duran top organi-

zasyonunda da alan savunmasında

aksayan Atletico Madrid, Gareth

Bale’in kafayla arkaya aşırdığı topu

Sergio Ramos’un yakınmesafeden

filelere göndermesine engel ola-

madı. İki yıl önce Lizbon’da oyna-

nan finalde son saniyelerde attığı

golle maçı uzatmaya taşıyan

Ramos, böylece bir Şampiyonlar

Ligi finalinde daha kritik bir gol

atmış oldu. Ramos’un Milano’daki

golünde az bir mesafeyle ofsaytta

olduğunu da not düşmek gerekir.

Real Madrid, golü bulduktan sonra,

Atletico Madrid’in bu sezon Barce-

lona ve Bayern Münih gibi iki devi

elerken oynadığı gibi oynamaya

başladı. Yani topu rakibe bıraktılar

ve sahanın her noktasında yoğun

bir savunma yaptılar. Kendinden

daha güçlü rakiplere karşı dört

merkez orta saha oyuncusu kulla-

nan ve oyun berabereyken ya da

kendileri öndeyken bunu büyük bir

avantaja çeviren Atletico Madrid

Teknik Direktörü Diego Simeone,

geriye düştükten sonra Real karşı-

sında bir türlü çözümüretemeyince

ikinci yarıda bu aslî taktiğinden

ödün verdi ve devreye, kanatları

daha fazla kullanabilme umuduyla

Yannick Carrasco’yu oyuna alarak

başladı. Bunun doğru bir tercih

olduğu da kısa sürede anlaşıldı.

Atletico Madrid 48’inci dakikada

Fernando Torres’in Pepe’den söküp

aldığı penaltıyla umutlandı. Ne var

ki, yedi golle bu sezon Atletico’nun

Şampiyonlar Ligi’ndeki en üretken

ismi olan Griezmann, fazla sert bir

vuruş yaparak topu üst direğe

nişanladı.

Kaçan penaltıya rağmen demoralize

olmayan Atletico, önemli pozisyon-

lar yakalamayı sürdürdü. Real Mad-

rid ise “skor olarak önde oynayan

bir Atletico gibi” kalabalık kontra-

taklar kovalıyordu. 78’inci dakika-

nın son saniyelerinde Cristiano

Ronaldo karşı karşıya bir pozisyonu

harcadı. 45 saniye sonra ise Gabi’nin

güzel pasıyla sağda topla buluşan

Juanfran altı pasa kesti ve Carrasco,

düşürülürken yaptığı vuruşla skora

denge getirdi. Kalan dakikalarda

başka gol olmayınca, Lizbon’daki

buluşmada olduğu gibi Milano’da da

uzatmalara geçildi.

Lizbon’daki finalde Real Madrid,

maçı son saniyelerde uzatmalara

taşımasının getirdiği momentumu

korumuş, Atletico’nun yorgunluğu-

nun da etkisiyle 1-1 başlayan uzat-

maları 4-1 bitirmeyi başarmıştı.

Milano’da ise maçı uzatmaya götü-

ren Atletico Madrid, bu 30 dakikalık

bölümde önemli bir pozisyon ürete-

medi. Real Madrid’in de Cristiano

Ronaldo ile karambolde bulduğu

“yarımpozisyondan” sonuç çıkma-

yınca, karşılaşma penaltı atışlarına

gitti.

Juanfran direğe takıldı,

Ronaldo kupayı getirdi

Real Madrid, kendi taraftarlarının

bulunduğu tribünün önündeki pe-

naltı atışlarına Lucas Vazquez’in go-

lüyle başladı. 48’de penaltı kaçıran

Griezmann, bu kez doğru bir vu-

ruşla fileleri havalandırdı. Real’den

Marcelo ve Bale, Atletico’dan da

Gabi ve Saul kendi atışlarını gole çe-

virdi. Normal sürede Real’in tek go-

lünü atan Ramos, penaltılarda da

üzerine düşeni yaparken, Atleti-

co’nun golünün asistini veren Juan-

fran’ın penaltısında top direkten

döndü. Real Madrid’de beşinci pe-

naltı için topun başına Portekizli yıl-

dız Cristiano Ronaldo geldi. Maç

boyunca beklentilerin çok altında

bir futbol oynayan Ronaldo, en kri-

tik anda hata yapmadı ve kupayı

müjdeleyen golü attı.

Atletico Madrid, maç boyunca Real

Madrid’den daha fazla topla oyna-

masına (%54-%46), daha fazla pas

yapmasına (627-557), daha fazla

başarılı pas bulmasına (543-497) ve

daha fazla koşmasına rağmen, üç

yılda ikinci kez final kaybetmekten

kurtulamadı. Real Madrid ise raki-

binden daha fazla şut çektiği (25-

18) ve bu şutlarda kaleyi daha fazla

tutturduğu (8-4) mücadeleden

penaltılarla üstün ayrılarak son üç

yıldaki ikinci, toplamda ise 11’inci

Kupa 1 şampiyonluğunu kutladı.

Böylece Zinedine Zidane, futbolcuy-

ken 2002’de, yardımcı antrenörken

de 2014’te Şampiyonlar Ligi şampi-

yonluğu sevinci yaşadığı Real’de bu

kez teknik direktör olarak bu başa-

rıya ulaştı. Diego Simeone ise üç yılda kaybettiği ikinci

finalin ardından düzenlenen basın toplantısında, gele-

cek sezon başka bir takımda olabileceğinin sinyallerini

verdi.

Bu finalle birlikte, yine İspanyol futbolunun domine et-

tiği bir Avrupa sezonu sona ermiş oldu. Malûm, UEFA

Avrupa Ligi’nde üç sezondur kupa Sevilla’nın oluyor;

Sevilla’nın son yedi sezondaki Avrupa Ligi bilanço-

suysa tambeş şampiyonluk. UEFA Şampiyonlar

Ligi’nde de Real Madrid’in bu sezonki şampiyonluğu

sayesinde üç sezondur kupa bir La Liga temsilcisine

gitmiş oldu. Üstelik bu üç sezonluk süreçte final oyna-

yan altı takımın beş tanesi bu ligdendi. Sözün kısası,

kulüpler seviyesinde hâlâ İspanyolların yanına yaklaş-

makmümkün olmuyor. Millî takımlar seviyesinde ise

Almanya’nın başlattığı “karşı devrimi” yine onların ya

da başka bir ülkenin devam ettirip ettiremeyeceğini bu

ay başlayacak EURO 2016 gösterecek.

Gol Krallığı

Oyuncu

Takım Gol

Cristiano Ronaldo

Real Madrid

16

Robert Lewandowski

Bayern Münih 9

Thomas Müller

Bayern Münih 8

Luis Suarez

Barcelona

8

ASİST KRALLIĞI

Oyuncu

Takım Asist

Kingsley Coman

Bayern Münih 5

Alexis Sanchez

Arsenal

5

Neymar

Barcelona

5

UEFA Şampiyonlar Ligi’nde bu sezon grup aşama-

sından itibaren toplam 125 maç oynandı. Bumaç-

larda futbolseverler tam 345 gol izledi. En golcü

oyuncu 16 golle Cristiano Ronaldo, en golcü takım

ise rakip filelere 30 gol bırakan Bayern Münih oldu.

Kupaya uzanırken sadece Almanya’daWolfsburg’a

boyun eğen Real Madrid, Barcelona ile birlikte, se-

zonu en az yenilgiyle bitiren iki takımdan biriydi.

Real ayrıca Paris Saint-Germain’le birlikte kale-

sinde en az gol gören (6 gol) iki ekipten biri oldu.

17 gollük rekorunu egale etmenin sadece bir gol

uzağında kalan Ronaldo, çektiği toplam40 şutla,

bu istatistikteki en yakın rakipleri Griezmann ve

Lewandowski’ye çok ciddi bir fark attı. Hatta Porte-

kizlinin kaleyi tutan şut sayısı (25) bile, bu iki raki-

binin toplam şut sayılarından bir fazla.

Pas istatistiklerine baktığımızda, PSG’li Thiago Sil-

va’nın 606 pasta 583 isabet bulup yüzde 96’lık bir

orana çıkarak çarpıcı bir performans sergilediğini

görüyoruz. Real Madrid’den Toni Kroos ise 1007 pas

denemesinin 952’sini adrese gönderebildi ve bu

kadar çok sorumluluk alıp yüzde 95’lik bir yüz-

deyle oynayarakmükemmel bir işe imza atmış

oldu. Gole dönüşen pas, yani asist istatistiğinde ise

Bayern Münih’ten Kingsley Coman, Arsenal’den

Alexis Sanchez ve Barcelona’dan Neymar, beşer

asistle zirveyi paylaştı.

Pas Kroos’tan, gol

Ronaldo’dan soruldu

107

106