

28 Kasım 2016 tarihi, maalesef
futbol dünyasının gelmiş geçmiş
en büyük acılarından birine sahne
oldu. Copa Sudamericana finali ilk
maçında Kolombiya’nın Atletico
Nacional takımıyla karşılaşmak
üzere bu ülkenin Medellin kentine
gitmekte olan Brezilya’nın Chape-
coense ekibi, Bolivya’dan bindik-
leri uçağın varış noktasına az bir
mesafe kala düşmesi neticesinde
neredeyse tamamen yok oldu.
Korkunç kazada yeşil-beyazlıların
19 oyuncusu hayatını kaybeder-
ken, sadece üçümucizevi bir
biçimde kurtulabildi.
Chapecoense’nin başına gelen bu
felâket ne yazık ki ilk kez karşıla-
şılan bir durumda değil. Geçmişte
de futbol dünyası benzer şoklara
uğramıştı. 1949’da Torino ile başla-
yan, 1958’de Manchester United’ı
vuran, ardından The Strongest,
Alianza Lima, Pakhtakor Taşkent
ve Zambiya Millî Takımı gibi
ekipleri de yok eden uçak kazası
felâketleri son olarak da
Chapecoense’yi aramızdan aldı.
Tümbu faciaları bir seferde
hatırlamak hiç de hoş bir şey
olmasa da Chapecoense ile birlikte
benzer kaderi paylaşmış takımla-
rın hüzünlü hikâyelerini tek bir
yazıda toplamak istedik.
Hatıraları önünde bir kez daha
saygıyla eğilmek adına…
Torino, 1940’lı yıllarda futbol dünyasının
gördüğü belki de en güçlü takımdı. Her ne
kadar o dönemde kulüpler düzeyinde tüm
Avrupa’yı kapsayan bir uluslararası orga-
nizasyonmevcut değildiyse de İtalyan fut-
bolu, 1934 ve 1938 Dünya Kupalarından
zaferle ayrılmıştı ve Torino da 1940’larda
İtalya’da rakipsiz bir haldeydi. 1942-43
sezonunda şampiyon olan Torino, II. Dünya
Savaşı’nın şiddetini arttırması ve futbola
iki yıl ara verilmesinin ardından zaferlere
kaldığı yerden devam etmiş ve 1949’a
kadar zirveyi kimselere bırakmamıştı.
1945-46 sezonunda 40maçta rakip filelere
tam 108 gol bırakan Torino, ertesi sezonda
da şampiyonluk yarışında ipi göğüsleyen
taraf olurken bu kez 38 maçta 104 gol
kaydediyordu.
1947-48 sezonundaysa Torino, 40maçta
125 gol atarak, İtalya’da bugün bile kırıla-
mayan bir rekorun sahibi olacak, böylece
1948-49 sezonuna da rakipsiz girecekti.
Nisan ayı sona ermekteyken, Torino, en
yakın rakibi Inter’in, iki puanlık sistemde
beş puan önünde yer alıyordu. Üst üste
beşinci Serie A şampiyonluklarına ulaşıp
hemşerileri Juventus’un 1931-1935 ara-
sında kırdığı rekora ortak olmalarına
sadece dört maç kalmıştı. Ne var ki kader
ağlarını örmekteydi ve futbol tarihinin bu
en görkemli takımlarından biri, futbol
tarihinin en dehşet verici trajedilerinden
biriyle yüz yüze kalacak ve o anda da
zaman onlar için duracaktı.
Nisan ayında, Portekiz’in en önemli takım-
larından Benfica, kaptanları Francisco
Ferreira adına bir jübile maçı düzenlemek
istiyor ve bu özel maçı da o dönemlerde
dünyanın 1 numaralı futbol takımı olarak
görülen Torino’nun onurlandırmasını
rica ediyordu. Teklifi kabul eden Torino,
3 Mayıs’ta oynanacakmaç için, neredeyse
tamkadro halinde uçağa binip Lizbon’a
hareket etti. Sadece Sauro Toma sakatlığı
nedeniyle kafileye dâhil edilmemişti.
İki ekip, Francisco Ferreira’yı uğurlarken
tribünleri dolduran futbolseverlere de bir
gol ziyafeti çekmiş ve karşılaşma 4-3 Ben-
fica’nın üstünlüğüyle sonuçlanmıştı.
Önce dünyanın en büyük takımı olarak
addedilen bir ekibi konuk etmek,
sonrasında da onları yenmek, gerçekten de
Benfica adına o güne kadar yaşanmış en
büyük onurlardı.
Ertesi gün Torinolular, evlerine dönmek
için tekrar uçağa binmişti. Ancak Torino’ya
yaklaşılırken bastıran yoğun sis nedeniyle
yolculukları endişe verici bir hal almıştı.
Hatta pilotun yönünü değiştirip Milano’ya
gitmesi gerektiği de daha sonraları
konunun uzmanları tarafından çokça
dillendirilmiş, yazılıp çizilmiştir.
Gelgelelimuçağın pilotu, Torino’ya inmek
için “ısrarcı olmuştu.” Sonrasındaysa ne
yazık ki “olanlar olmuştu.” 4 Mayıs 1949
günü, saat 17.00 sularında Torino kafilesini
taşıyan Fiat g-212 model uçak, kentin
yakınlarındaki Superga dağının eteklerine
çakılıverdi. Kazada, 18’i Torinolu futbolcu
olmak üzere, uçakta bulunan 31 kişinin
tamamı maalesef yaşamlarını yitirdi.
Böylelikle İtalya futbolunda bir dönem,
olabilecek en acı verici biçimde son bulmuş
oluyordu. Çünkü o döneme damgasını
vuran takım artık yoktu, yok olmuştu…
Cenaze töreniyle ilgili belgeler, en az 500
bin kişinin sokaklara döküldüğünü işaret
etmektedir. Böylece dünyanın gördüğü en
kalabalık cenaze törenlerinden biri, Tori-
nolu futbolcular için düzenlenmiş olur.
İtalya Futbol Federasyonu da efsanenin
anısı karşısında saygıyla eğilmeyi ihmal
etmeyenler arasındaydı. Faciadan iki gün
sonra, 6 Mayıs 1949’da, acilen toplanan
, ligin bitmesine dört hafta olmasına
rağmen, beş puan farkla lider durumda
bulunan Torino’yu, kalanmaçlardaki
sonuçları dikkate almaksızın şampiyon ilân
etti. Kalanmaçlarınsa, Torino’nun genç
takımıyla, rakiplerinin genç takımları
arasında oynanması kararlaştırıldı.
Torinolu gençler de bu dört maçı kazana-
rak, ağabeylerine karşı son vazifelerini en
anlamlı biçimde yerine getirmiş oldu.
Kazadan geriye İtalyan futboluna kalan
yadigâr ise Torino’nun en büyük yıldızı
konumundaki Valentino Mazzola’nın oğlu
Sandro olacaktı. Sandro Mazzola, 1960’lara
damgasını vuran tarihin en iyi Inter’inin
yıldızı olarak parlayacak ve baba-oğul
Mazzolalar da çoğu kişiye göre futbol dün-
yasının en başarılı baba-oğul ikilisi olarak
tarih sayfalarındaki yerlerini alacaktı.
Futbolun Uçak Kazaları
Onur Erdem
Gökte kayan yıldızlar
Futbol dünyası, geçen ay geçirdiği uçak kazası neticesinde yok olan Chapecoense için
ağlıyor. Ne acıdır ki bu facia, futbol dünyasının başına ilk kez gelmiyor.
Geçmişte de Torino’dan Manchester United’a kadar birçok ünlü takım,
uçak kazalarının kurbanı olmuştu
124
125
Torino (1949)