Previous Page  124-125 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 124-125 / 162 Next Page
Page Background

daha sık tercih edilerek takımın

önemli oyuncularından birisine

dönüşecek hemde uluslararası

düzeyde de kendisini gösterme

fırsatı bulacaktı. Şampiyon

Kulüpler Kupası’nda İngiltere’yi

temsil eden United, ilk turda

Shamrock Rovers ve ikinci turda

da Dukla Prag’ı eleyerek çeyrek

finale kalmış ve bu turda da Yu-

goslav şampiyonu Kızılyıldız ile

eşleşmişti. Old Trafford’daki ilk

maçta Yugoslav ekibi oyuna daha

etkili başlamış ve ilk devreyi de

Tasic’in golüyle 1-0 önde kapat-

mıştı. United’ı oyuna döndüren

isimse Charlton oluyor ve 65. da-

kikada attığı golle skora dengeyi

getiriyordu. Son 10 dakikaya giri-

lirken Eddie Colman’dan gelen

golse skoru belirleyecek ve böy-

lece ilkmaç 2-1 United’ın üstünlü-

ğüyle son bulacaktı.

Yine de iç sahada elde edilen

2-1’lik galibiyet önemli bir avantaj

sayılmazdı ve Belgrad’daki rö-

vanşta Busby’nin öğrencilerini

hayli zorlu bir 90 dakika bekle-

mekteydi. Fakat 5 Şubat’taki mü-

sabaka beklenenden çok daha

kolay geçecekti. Maçın henüz

ikinci dakikasında Dennis Viollet,

United’ı öne geçirirken, 30 ve 31.

dakikalarda Charlton sahneye

çıkıyor ve peş peşe iki gol birden

kaydederek bir bakıma takımının

yarı finale kaldığını erkenden ilân

ediyordu. Her ne kadar 3-0 biten

ilk yarı sonrası Kızılyıldız ikinci

devrede müthiş bir direnç ortaya

koyup skoru 3-3’e getirdiyse de

bu ev sahibi ekip için yeterli ol-

mayacak ve bu şekilde sona eren

maçın ardından Manchester Uni-

ted kupadaki son dört takım ara-

sındaki yerini alacaktı.

Münih’teki büyük trajedi

Ne var ki tarihinin o ana kadarki

belki de en önemli başarısının

eşiğinde olduğu düşünülen Manc-

hester United, aslen tarihinin en

büyük trajedisinden sadece bir

gün uzaktaydı. Ertesi gün İngilte-

re’ye dönüş yolunda Münih’te

yapılan aktarma, ‘Busby Babes’

adına acı sonun başlangıcı

niteliğindeydi. Manchester

United’ı taşıyan Airspeed AS-57

Ambassador modeli uçak, kısıtlı

bir yakıt kapasitesine sahip oldu-

ğundan Belgrad’dan havalandık-

tan bir süre sonra Münih’e, yakıt

ikmali için iniş yapmıştı. Ancak

uçak yeniden kalkışa hazırlandığı

esnada motorlarında bir sorun

baş göstermişti. İki denemede de

motorun gereğinden hızlı çalış-

masıyla ilgili sorun devam edince

uçak durdurulmuş ve yolcular da

havalimanının içine geri dön-

müştü. Aynı esnada kar yağışının

da başlamasıyla birlikte uçuş

ihtimali iyice ortadan kalkmıştı.

Hatta United’ın yıldız oyuncusu

Duncan Edwards bu esnada evine

“Bütün uçuşlar iptal oldu, yarın

uçacağız” yazan bir telgraf dahi

çekmişti.

Lâkin uçağın pilotu, ne yapıp edip

uçağı o gün kaldırmayı kafasına

koymuş ve mühendislerle görüş-

tükten sonra motoru daha düşük

devirde çalıştırmaya başlaması-

nın sorunu çözebileceğine kanaat

getirmişti. Aslında böyle bir du-

rumda, uçak kalkış için gerekli

hıza da daha uzun sürede ulaşa-

caktı fakat Münih’te pistin nor-

malden uzun olması sebebiyle bu

sorunun da üstesinden gelineceği

düşünülmüştü. Neticede yolcular

15 dakikalık bir aranın ardından

yeniden uçağa çağırılmış ve

kalkış için harekete geçilmişti.

Gelgelelimhesaplar tutmayacak

ve uçak kontrolünü kaybederek

pistten çıkacak, havaalanının

dışındaki bir eve çarparak durabi-

lecekti. Uçağın gövdesinin sağ

tarafıysa bir garaja çarpmış ve

garajın içindeki yakıt dolu

kamyon da çarpışmanın şidde-

tiyle infilak etmişti.

Uçaktaki yolculardan 20’si

çarpışma sonrasında hayatlarını

kaybetmişti. Bunların yedisi de

Manchester United’lı futbolcular

Geoff Bent, Roger Byrne, Eddie

Colman, Mark Jones, David Pegg,

Tommy Taylor ve LiamWhelan’dı.

Yaralı olarak hastaneye kaldırılan

Duncan Edwards ise 15 gün sonra

son nefesini verecekti. Takımın

antrenörlerinden TomCurry ve

Bert Whalley de hayatlarını kay-

bedenler arasındaydı. Keza kulüp

sekreteri Walter Crickman da…

Futbolculardan Johnny Berry ve

Jackie Blanchflower ise kazada

yaşadıkları sakatlıklar (kafatası

ve kalça kırığı gibi) nedeniyle bir

daha futbol oynayamayacaklardı.

Charlton ise korkunç kazayı hafif

yaralanmalarla atlatmıştı. Yakla-

şık üç hafta içerisinde de futbol

oynayabilecek düzeye gelecek ve

Manchester United’ın yeniden do-

124

ğuşu adına en çok bel bağlayacağı

isimlerin başında yer alacaktı.

Kazada ağır yaralanan Matt

Busby de bir sonraki sezon başla-

yana kadar sağlığına yeniden

kavuşacak ve takımın Charlton

liderliğinde yeniden inşası için

kolları sıvayacaktı. Bu doğrultuda

yapılacak en önemli hamleler ise

Denis Law ve George Best’in ta-

kıma kazandırılmaları olacaktı ki

böylece sadece Manchester

United’ın değil, futbol tarihinin

en önemli üçlülerinden biri ortaya

çıkacaktı. Bu noktaya birazdan

daha detaylı değineceğiz.

Kazadan üç hafta sonra

sahada

Tekrardan kaza sonrasında döne-

cek olursak, Charlton, yaralanan

futbolcular içerisinde hastaneden

ilk taburcu edilen isimdi ve kaza-

dan sekiz gün sonra İngiltere’ye

dönmüştü. Manchester United ise

genç takımından yaptığı oyuncu

takviyeleriyle 19 Şubat’ta yeniden

yeşil sahalara dönecek, hatta

SheffieldWednesday ile yapılan

Federasyon Kupası mücadelesini

de 3-0 kazanacaktı. Ancak kolu

kanadı kırık durumdaki takım,

ligde sezonun kalan bölümünde

oynadığı 14maçtan sadece birini

kazanabilecek ve puan cetvelinde

kendisine dokuzuncu sırada yer

bulabilecekti.

Bobby Charlton’ın sahalara dönü-

şüyse 1 Mart 1958’deWest Brom-

wich ile oynanan Federasyon Ku-

pası maçına denk geliyordu. Kar-

şılaşma 2-2 sona ermiş, dört gün

sonra oynanan tekrar maçınıysa

United tek golle kazanmıştı. Kır-

mızı Şeytanlar böylece kupada

yarı finale çıkarlarken sonrasında

Fulham engelini de aşarak finale

yükselecekler fakat finalde

BoltonWanderers’a 2-0mağlup

olarak büyük faciaya sahne olan

sezonu bir kupayla onurlandırma

fırsatını kıl payıyla kaçıracaklardı.

Şampiyon Kulüpler Kupa-

sı’ndaysa United’ın Kızılyıldız’ı

elemesinin ardından rakibi Milan

olmuştu. United, Old Trafford’da

güçlü rakibiyle yaptığı ilkmaçtan

2-1 galip ayrılmayı başardıysa da

Milano’daki rövanşta 4-0mağlup

olmaktan kurtulamayacaktı.

Geldikleri bu noktanın ötesine

geçebilmeleri için daha bir 10 sene

vardı.

Bunun yanı sıra üzücü sezonun

Bobby Charlton adına hayırlı

sayılacak bir gelişmesiyse millî

formayı ilk kez giyecek olmasıydı.

19 Nisan 1958’de Glasgow’da

İskoçya ile oynananmaçta millî

takımla ilk defa sahaya çıkan

Charlton, 4-0’lık galibiyette bir

golle pay sahibi olmayı da bilmişti.

Sezon sonuna gelindiğindeyse

Charlton, İsveç’te düzenlenecek

1958 Dünya Kupası içinmillî

takımkadrosunda kendisine yer

bulacaktı. Ancak United’ın başına

gelen felaket, İngiliz Millî Takımı’nı

da zayıflatmıştı. Üstüne üstlük

İngiltere turnuvanın ilk turunda

Brezilya, Sovyetler Birliği ve

Avusturya gibi zorlu rakiplerle

eşleşmişti. Sonuçta İngilizler üç

rakibiyle de berabere kalıyor, ar-

dından SSCB ile oynadıkları baraj

maçındaysa tek golle mağlup ola-

rak turnuvayı ilk tur sonunda

noktalamak zorunda kalıyordu.

En gollü sezon

1958-59 sezonu, Manchester Uni-

ted’ın Münih faciası sonrasındaki

ilk tam sezonu olması nedeniyle

ayrı bir öneme sahipti. Sezon baş-

larken, Kırmızı Şeytanların lige

tutunup tutunamayacağı bile

açıkçası bir muammaydı. Fakat

Bobby Charlton kariyerinin en

golcü sezonunu geçirerek takı-

mını sırtlayacaktı. Ligde oynadığı

38 maçta rakip fileleri 29 kez

havalandıran yıldız oyuncu takı-

mının en golcü oyuncusu olmuş,

ligde gol krallığına da çok yaklaş-

mış fakat 33 gollü Jimmy Grea-

ves’in az bir farkla gerisinde

kalmıştı. Charlton’ın sürüklediği

United ligi deWolverhampton

Wanderers’ın altı puan gerisinde

ikinci sırada tamamlıyordu.

Ne var ki bu başarılı çıkış sonra-

sında United, yeniden yapılanma-

125