

warts Berlin ve Benfica’yı eledik-
ten sonra yarı finalde Partizan’a
takılıyordu. Ancak özellikle Ben-
fica karşısında ortaya konulan
futbol, yakın gelecek için umutla-
rın bir hayli yeşermesini sağla-
mıştı. Güçlü rakibini içeride 3-2,
dışarıdaysa 5-1’lik skorlarla mağ-
lup etmeyi başaran United’da
Charlton-Law-Best üçlüsüyse
gitgide eşi bulunmaz bir hücum
gücüne dönüşmekteydi.
Dünya şampiyonluğuna
giden yol
İngiltere’nin Dünya Kupası’na
olan hasretinin son bulması için
1966 yazı büyük bir fırsattı. Zira
turnuva, İngiltere’de düzenlene-
cekti. İngilizler büyük beklenti
içinde girdikleri turnuvanın ilk tu-
runda Uruguay, Fransa ve Meksi-
ka’ya rakip olurlarken, Uruguay
ile oynadıkları ilkmaçta beklenti-
leri pek de karşılayamamış ve
golsüz beraberliğe razı olmuş-
lardı. Meksika karşısında çıkılan
ikinci maçtaysa Bobby Charlton
takımı adına gol perdesini açan
isim olurken İngiltere sahadan
2-0’lık galibiyetle ayrılıyordu.
Sonmaçta Fransa da aynı skorla
mağlup edilince İngiltere grup
lideri olarak çeyrek finale kalıyor,
bu turdaysa Arjantin’i çok sert
geçen bir mücadele sonrasında
tek golle devirerek o ana kadar ilk
kez Dünya Kupası’nda yarı finale
yükselme başarısını gösteriyordu.
İngiltere’nin yarı finaldeki raki-
biyse, Portekiz olmuştu. Turnuva-
nın o ana kadar belki de en çok
alkış alan takımı olan ve son iki
turnuvanın şampiyonu Brezilya’yı
3-1 mağlup ederek erkenden
evine gönderen Portekiz, özellikle
golcüsü Eusebio ile durdurulması
hayli zor bir hücumgücüne sa-
hipti. İngilizler ise o ana dek kale-
lerinde gol görmemişti ve iki
ekibinmücadelesi merakla
beklenmekteydi.
Karşılaşmanın 30. dakikasına
gelindiğinde Charlton, rakip
kaleciden seken topu fırsatçılığını
konuşturup ağlara yollayınca
İngiltere 1-0 öne geçiyordu.
Bu golden sonra Portekiz baskıyı
arttırmaya çalıştıysa da savun-
mada hata yapmayan İngilizler
skorumuhafaza edecekler,
80. dakikadaysa Charlton bir kez
daha fileleri havalandırarak takı-
mını rahatlatacaktı. Ancak bu
rahatlık üç dakika sürüyor ve Eu-
sebio, İngiltere kalecisi Banks’in
orucunu penaltıdan attığı golle
bozarak farkı bire indiriyordu.
Yine de kalan kısıtlı süre başka
gol getirmeyince İngiltere adını
finale yazdırmayı başarmıştı.
Federal Almanya ile 30 Temmuz
1966’daWembley’de oynanan
maç, tüm zamanların en zevkli ve
bir o kadar da tartışmalı Dünya
Kupası finallerinden biriydi.
Karşılaşmada ilk golü bulan,
henüz 12. dakikada Haller vasıta-
sıyla Almanlar olurken İngilizler
altı dakika içinde bu gole Hurst ile
cevap veriyordu. Uzun süre 1-1
devam edenmaçta 78. dakikada
Peters, İngiltere’yi öne geçirdiyse
de maçın bitimine yakınWeber
ağları sarsıyor ve normal süre
2-2’lik beraberlikle sona eriyordu.
Yarım saatlik uzatma bölümüyse
Dünya Kupaları tarihinin en çok
tartışılan anlarından birine sahne
olacaktı. 101. dakikada Hurst’ün
çektiği şut üst direğe ve çizgiye
çarptıktan sonra oyun alanına
dönerken yan hakemTevfik
Behramov topun çizgiyi geçtiğine
hükmetmiş ve böylece İngiltere
3-2’lik üstünlüğü sağlamıştı. 120
dakika tamamlanmak üzereyken
Hurst bir gol daha atacak ve İngil-
tere, 4-2’lik galibiyetle tarihinin
ilk ve şu ana kadarki tek dünya
şampiyonluğunu elde edecekti.
Her ne kadar final maçında gol
atamasa da Charlton çoğu kişiye
126
nın sancılarını da hissetmeye
başlayacak ve ligde bir müddet
orta sıralarda, hatta daha da alt-
larda yer alan bir takıma dönüşe-
cekti. Sonraki iki sezonu yedinci
sırada tamamlayan Kırmızı Şey-
tanlar, 1961-62 sezonundaysa 15.
sıraya kadar geriliyorlardı. Bobby
Charlton ise bu üç sezonda ligde
47 gole imzasını atarak en ileride
oynamamasına karşın takımının
en skorer ismi olmayı başarmıştı.
1962 Haziran’ında Charlton, ikinci
Dünya Kupası macerası içinmillî
takımla birlikte Şili’nin yolunu
tutuyordu. Bu sefer Arjantin,
Macaristan ve Bulgaristan ile aynı
gruba düşen İngiltere, ilkmaçında
Macarlara 2-1 yenilse de ikinci
maçında Arjantin’i 3-1 mağlup
ediyor ve bu karşılaşmada Charl-
ton da Dünya Kupalarındaki ilk
golünü kaydediyordu. Sonma-
çında da Bulgaristan ile golsüz
berabere kalan İngiltere, gruptan
çıkmayı başarıyordu. Fakat çey-
rek finalde son şampiyon Brezilya
ile eşleşen İngilizler, daha ileri
gidemeyecek, rakibine 3-1’lik
skorla teslimolacaktı.
1962 yazında Manchester United,
bir yıl önce İtalya’nın Torino takı-
mına gitmiş olan İskoç golcü
Denis Law’u, o zaman için rekor
bir meblağ olan 115 bin sterlin
karşılığında kadrosuna katıyordu.
Law’un gol yollarına getireceği
hareket, Bobby Charlton’ın yü-
künü de büyük ölçüde hafiflete-
cek ve Charlton, bundan sonra
oyunu şekillendiren ve arkadaş-
larına servis yapan özelliklerini
de daha çok ön plana çıkartabile-
cekti. Ancak United bu transfer
sonrası hemen bir toparlanma
içine de girmeyecekti. Hatta
1962-63 sezonu daha çok küme
düşmeme mücadelesi içinde geçi-
yor ve ligi 19. sırada tamamlayan
takımüç puanlık farkla kümede
kalıyordu. Ligdeki bu başarısızlığı
unutturansa Federasyon Kupa-
sı’nın, finalde Leicester’ın 3-1
mağlup edilerek kazanılmasıydı.
Charlton, üçüncü finalinde niha-
yet bu kupaya da uzanarak kari-
yerindeki bir eksikliği daha
gidermiş oluyordu.
Efsane üçlü bir arada
1963-64 sezonuyla birlikteyse
United’ın efsane üçlüsünün son
ayağı, 17 yaşındaki genç yıldız
adayı George Best’in altyapıdan
A takıma katılmasıyla birlikte
tamamlanacaktı. Matt Busby’nin
yaklaşık beş yıldır yeniden ken-
dine getirmeye çalıştığı takım
gerçekten artık rayına oturmuş
bir görüntü içerisindeydi. Ligde
şampiyon Liverpool’un dört puan
gerisinde ikinci sırayı alan takım,
Kupa Galipleri Kupası’ndaysa
ikinci turda, bu kupanın son şam-
piyonu olan Tottenham’ı saf dışı
bırakmıştı. Londra’da 2-0 kaybe-
dilen ilkmaç sonrasında Old Traf-
ford’da 4-1 kazanılan rövanşta
Charlton da attığı iki golle parla-
mıştı. Çeyrek finalin ilkmaçı da
Old Trafford’da Sporting karşı-
sında 4-1 kazanılırken Charlton
bir kez daha ağları havalandır-
mayı bilmişti. Ancak bumaçın
Lizbon’daki rövanşı bir hezimete
dönüşecek ve Portekiz ekibi
5-0’lık skorla turu geçen taraf
olacaktı.
Manchester United, 1964-65 se-
zonunda sekiz yıl aradan sonra
ligde şampiyonluğa ulaşıyor ve
Münih faciasının ardından da ilk
kez ligi zirvede tamamlamış
oluyordu. Fuar Şehirleri Kupa-
sı’ndaysa Djurgarden, Dortmund,
Everton ve Strasboug’u eleyerek
yarı finale kadar gelmişler ve
Charlton da bumaçlarda sekiz
gol atarak takımının Avrupa
başarısındaki başlıca kahraman
olmuştu. Fakat yarı finalde Fe-
rencvaros engelini aşamayacak-
lar ve bir kez daha Avrupa’da
finalin kıyısından döneceklerdi.
Bir sonraki sezondaysa Manches-
ter United bu kez Şampiyon Ku-
lüpler Kupası’nda yarı finale kadar
gidip o noktada takılacaktı. Kır-
mızı Şeytanlar, HJK Helsinki, Vor-
127
1966 Dünya Kupası’nın sahibi İngiltere Millî Takımı