

boşalttığı alana sık sık sağ beki-
mizin Kaan Ayhan’ın girmesi ve
uzun deparlarla Hırvatların sol
kanadını felç etmesiydi. Ancak bu
bindirmeler pozisyonla sonuçlan-
mayacak ve ilk yarı da golsüz
sona erecekti.
İkinci yarıya da takımlar aynı
kadrolarla başladı. Oyuna etkili
giren taraf yine Hırvatlardı. 52’nci
dakikada sağ çaprazdan kazan-
dıkları serbest vuruşu Luka
Modric arka direğe kullandı, Dejan
Lovren’in kafa vuruşunda, kaleci
Volkan Babacanmeşin yuvarlığı
iki hamlede kontrol etti. Bir da-
kika sonra ise bu defa Brozovic’in
sağdan ortasında ceza sahasın-
daki Perisic’in kafa vuruşunda top
Volkan Babacan’ın kontrolünde
sağdan auta çıktı.
Yine 10 dakikalık bu rüzgârın
ardından Millî Takımımız da
Hırvatistan’a karşılık vermekte
gecikmedi. 54’üncü dakikada
Hakan Çalhanoğlu’nun sağdan
kullandığı korner atışında Hırva-
tistan ceza sahası içindeki Kaan
Ayhan’ın sol çaprazdan attığı sert
şutta meşin yuvarlak kalenin
yanında dışarıya gitti. İki dakika
sonra bu defa Nuri Şahin’in sol
kanattan ceza sahası içine yaptığı
ortada topa hareketlenen Burak
Yılmaz, çok sevdiği pozisyonlar-
dan birisinde kafa vuruşunu
istediği gibi yapamayınca top
auta çıktı.
57’nci dakikada Hırvatistan çok
net bir gol fırsatından yararlana-
madı. Luka Modric’in çalımlarla
getirip önüne bıraktığı topla sol
çaprazda buluşan Ivan Perisic’in
sağ ayak içiyle uzak köşeye yap-
tığı plasede top direğimizi sıyırır-
ken yüreklerimizi de ağzımıza
getirdi. 74’üncü dakikada ceza
sahamızın önünde topla buluşan
Brozovic’in sert şutunda topu
izlerken adeta nefeslerimizi
tuttuk ve auta gittiğini görünce
bıraktık. Bir dakika sonra ise
stadyumdaki 35 bin kişi ile bir-
likte televizyonlarının başındaki
milyonları müthiş bir sevinçle
ayağa fırlatan golümüz geldi.
Golün başlangıcı oldukça ilginçti.
Hırvatların soldan gelişen ata-
ğında Mandzukiç’i ısrarla kovala-
yan ve metrelerce süren ikili
mücadeleyi kazandıktan sonra
topu da olumlu kullanan Çağlar
Söyüncü’nün başlattığı atakta
topla buluşan Oğuzhan Özyakup,
rakip ceza sahasına yaklaşıp
önündeki rakiplerinin arasındaki
boşluktan sert bir şut çıkardı. Ka-
leci Subašić’in ancak karşılayabil-
diği topu, fırsatçılığını konuşturup
yere düşmeden tamamlayan
Cenk Tosun, kapalı köşeden ağları
havalandırarak Millî Takımımıza
hayat öpücüğünü kondurdu.
Bu gol aynı zamanda maçın da
skoruydu ve puanını 14’e çıkartan
Millî Takımımız, lider Hırvatis-
tan’la arasındaki farkı ikiye indirip
yeniden iddialı konuma gelmişti.
Diğer maçta Ukrayna’yı yenen
İzlanda da 16 puanla Hırvatistan’ı
yakalarken, 14 puanda kalan
Ukrayna averajla dördüncü sıraya
geriliyordu.
“Zafer bir başka
zaferi çağırıyor”
Maçın ardındanmikrofonların
karşısına geçen Millî TakımTek-
nik Direktörü Mircea Lucescu’nun
yüzü gülüyor ve ağzından da
zafer sözcükleri dökülüyordu.
Oyuncularının çok akıllı oynadık-
larını ve önemli bir zafer kazan-
dıklarını belirten Rumen teknik
adam, “Oyuncularımı tebrik edi-
yorum. Çok iyi bir maç çıkardılar,
zekice oynadılar. Organize oldular
ve tutkulu oynadılar. Golü bulmak
için Harkiv’de olduğunun aksine
20
21
hata yapmadılar. Şimdi en önem-
lisi İzlanda’ya karşı kazanmak.
Zafer bir başka zaferi çağırıyor.
Onu da yapmamız lâzım.
Yapamazsak hiçbir anlamı
kalmaz. Seyirci muhteşemdi, bu
galibiyete ulaşmamızda itici rol
oynadılar. Büyük bir takıma karşı
elde edilmiş bir zaferdi” ifadelerini
kullanıyordu.
Lucescu, Ukrayna maçının
on birinde yaptığı yedi oyuncu
değişikliğini “Bize en iyi sonucu
getirebilecek oyuncuları bulmaya
çalıştım. Özellikle orta sahada.
Çünkü Hırvatistan’ın orta saha-
sında çok yetenekli oyuncular
vardı. Alan daraltacak, pas kalitesi
yüksek oyuncuları seçtim.
Oğuzhan çok iyi oynadı, Nuri
Dortmund’daki gibi gayet güzel
alanı kapattı. Hakan, Ukrayna
maçının aksine savunmaya katkı
yaptı, alan daralttı” sözleriyle
açıklıyordu.
Türk Millî Takımı’nın tarihinde
Hırvatistan’a karşı ilk kez maç
kazandığını hatırlatan Lucescu,
bu galibiyetin bir parçası olduğu
için ayrıca mutluluk duyduğunu
vurgularken, “Keşke Ukrayna
maçında da Kassai olsaydı.
Hakemkonusunda doğru gör-
düklerimi söylüyorum. Hakem
bugün normal yönetti. Bize karşı
bir penaltı verebilirdi diyebiliriz
ama o kasti yapılmış bir hareket
değildi. Harkiv’de Cengiz’i kasti
olarak düşürdüler. Oradaki
hareketle burada verilmeyen
penaltı arasında fark var. Ben
hakemin devam ettirerek doğru
karar verdiğini düşünüyorum.
Hakemin kötü niyetli olmadan
maçı yönettiğini söyleyebilirim
ama diğer hakem için aynı şeyi
söyleyemem” diye konuşuyordu.
Hırvatistan karşısında futbolcula-
rının, oynatmak istediği oyun
tarzını anladığına dikkat çeken
Mircea Lucescu “Tüm oyuncula-
rımne istediğimi anlayabilecek
oyuncular ama yine de belirli bir
zamana ihtiyacımız vardı. Arda
uzun süre oynamamıştı, Burak
çok az antrenman yapabilmişti.
Umut ederimki bir ay sonra çok
daha iyi bir takımgöreceksiniz.
Çokmutluyum; vermek istedikle-
rimi en iyi şekilde alıp sahaya
yansıttıkları için. Geçenmaçta
rakibe çok boş alan veriyorduk,
bumaçta bunu iyice azalttık. Bu
iyiye gidiştir, daha iyiye gideceği-
mizin işaretidir. Bu ekibe yeni bir
oyun oynatmış oluyoruz, bu da
çok güzel. Akıl üzerine kurulmuş,
organizasyonu iyi, teknik ve
coşku üzerine kurulmuş bir
sistem. Futbol akıl oyunu ve bu
arkadaşların hepsi genç. Onlardan
ne isteyeceğimi anlayabilecek
akılda oyuncular” diyordu.
Evet, şimdi ipler bir kez daha
elimizde. 6 Ekim’deki İzlanda ve
9 Ekim’deki Finlandiya maçlarını
kazandığımız takdirde ilk iki sı-
rada yer almamız kesinleşti. Bu da
en azından baraj maçı oynayarak
2018 Dünya Kupası finallerinin
kapısını açabileceğimiz anlamına
geliyor. Daha fazlası grup birinci-
liği elbette ama orada da ince ave-
raj hesapları devreye girebilir
ve bunun için bekleyip bu ay
oynanacakmaçların sonuçlarını
görmek gerekiyor.