kartı gördüm. Hocambenden şikâ-
yetçi değildi; gelişmemi istiyordu. 6
aylığına başka bir takıma kiralık
olarak gittim. Orada oynadım. Ora-
daki futbolum sayesinde Portekiz
kulübü beni gördü ve almak istedi.
Bu şekilde Portekiz’e transfer
oldum.
2010 yılında Portekiz’e transfer ol-
duğunu görüyoruz. Gil Vicente ku-
lübüne transferin nasıl gerçekleşti?
Gil Vicente’ye gitme kararını almak
benim için kolay oldu. Çünkü aile-
min hayatını değiştirmek için bir
şans yakalamıştım. Baktığınız
zaman benimSan Andre’deki maa-
şım 100 euroydu. Orada kalsamne
yapacaktım? Sonuçta Portekiz Ligi,
bir Avrupa ligi… Orada herkesin
beni izleme şansı vardı. Bugün hâlâ
insanlar inanmıyor ama oraya git-
tiğimde de aslında hayatım çok de-
ğişmedi. Oradaki maaşım 500
euroydu. Portekiz 2. Ligi’nde 500
euroya oynuyordum. Ama işler
benim adıma çok iyi gitti. Takım
çok iyiydi. Bir üst lige çıktı. Ondan
sonra da zaten her şey çok daha
farklı oldu.
2012-2013 sezonunda Bulgaristan
takımlarından Ludogorets’e trans-
fer oldun ve kariyerin yükselişe
geçti. İlk sezonunda Bulgaristan
Süper Kupası’nı kazanma mutlu-
luğunu ve Şampiyonlar Ligi tecrü-
besi yaşadın. 3 sezonluk
maceranda 3 kez şampiyon-
luk gördün. Bu tecrübeler
kariyerine nasıl bir yön
verdi?
Ludogorets’te 3 Lig Şam-
piyonluğum, 2 kupam, 2
de Süper Kupamvar… Aslında beni
futbol dünyasında herkesin tanıdığı
bir insan haline getiren Ludogo-
rets’ti… Çünkü Gil Vicente ne kadar
Avrupa da olsa sonuçta 2. Lig’den
yeni çıkmış bir takımdı. Bütün bu
scoutlar, futbol adamları gelip de iz-
lemiyordu. Ama Ludogorets öyle
değildi. Herkes takip ediyordu.
Benim tanınmamı sağlayan kulüp
oldu. Kupalar kazandım, Avrupa’da
kupalarında önemli tecrübeler
edindim. Bence kariyerimin en
güzel zamanlarıydı. Beni ben yapan
kulüp orası oldu. Sonrasında zaten
Avrupa futbol piyasasında tanın-
dım.
Buradaki başarın seni Bundesli-
ga’ya taşıdı. Schalke 04’e transfe-
rin nasıl gerçekleşti?
Aslında anlatacak çok şey yok
çünkü kısa bir zaman yaşadım.
Şöyle söyleyeyim. Edindiğim en
büyük tecrübeydi. Çünkü
baktığınız zaman Schalke’yi
tümdünya tanıyor. UEFA
tecrübesini de burada edin-
dim. UEFA’da önemli maçlar
oynadım. İlk sene her şey
iyiydi. 34maç oynadım.
Ama kaderin cilvesi, hem
teknik ekip hemde yönetim
değişti. Bizim oynadığımız-
dan çok daha farklı bir sis-
teme döndüler. Bundan
dolayı da sonrasında çok
fazla şans bulamadım.
Benim için yine de çok güzel
bir tecrübe oldu.
Almanya’daki futbol sevi-
yesinden ve kültüründen
bize söz edebilir misin?
Orada futbol seviyesi çok
çok yukarıda… Dünyanın en
iyisi demek çok iddialı olur
ama iki veya üçüncü sıraya
koyabilirim. Bir futbolcunun
Bundesliga’da oynayabil-
mesi için fiziksel, mental ve
taktiksel olarak hazır ol-
ması lâzım. Baktığınız
zaman ben de Bulgaristan
Ligi’nden Almanya Ligi’ne
gittim. O yüzden ilk başlarda
zor geldi. Ama zamanla ho-
calar da beni sistemin içine
koyup alıştırdı. O seviye-
lerde oynayabilmeniz için
her anlamda hazır olmanız
lazım. Hazır olmazsanız bu
seviyelerde oynama şansı-
nız yok.
Geçen sezonun devre ara-
sında Medipol Başakşehir’e
transfer oldun. Transferin
nasıl gerçekleşti?
Bence yaptığımmükemmel
bir tercih oldu. Şu ana kadar
en ufak bir sıkıntı yaşama-
dımve en ufak bir pişmanlı-
ğımyok. Çünkü baktığınız
zaman Başakşehir artık sü-
rekli ilk dörtte kendisine yer
bulmaya çalışan bir takım.
Hedefimiz tabiî ki şampi-
yonluk. Ama ilk dördün al-
tına düşmeyecek bir takıma
sahibiz. Onun dışında hem
organizasyon anlamında
hemde yapısal anlamda
taşlar yerine oturmuş bir
kulüp. Bundan dolayı çok
güzel bir tercih yaptım. Bun-
dan sonra umuyorumki
daha da gelişip, iyi yerlere
geleceğiz.
Avrupa’nın ve Brezilya’nın
farklı kültürlerini görmüş
bir oyuncu olarak Türki-
ye’nin futbol kültürünü
nasıl anlatırsın?
Türkiye Ligi de bence çok
çekişmeli ve iyi bir lig. Özel-
likle şunu söylemek istiyo-
rum. Geçen sene 6 ay
oynamış birisi olarak şu an
takımları çok daha iyi bir
seviyede görüyorum. Lig
daha da zor bir hale geldi.
Türkiye Ligi gelişiyor. Daha
Gil Vicente’ye gitme
kararını almak benim için
kolay oldu. Çünkü ailemin
hayatını değiştirmek için
bir şans yakalamıştım.
San Andre’deki maaşım
100 euroydu. Orada kalsam
ne yapacaktım? Sonuçta
Portekiz Ligi, bir Avrupa
ligi… Orada herkesin beni
izleme şansı vardı.
“
“
“
“
“
“
“
Bugün hâlâ insanlar inanmıyor ama
Gil Vicente’ye gittiğimde de aslında
hayatım çok değişmedi. Oradaki
maaşım 500 euroydu. Portekiz
2. Ligi’nde 500 euroya oynuyordum.
Ama işler benim adıma çok iyi gitti.
Takım çok iyiydi. Bir üst lige çıktı.
Ondan sonra da zaten her şey çok
daha farklı oldu.
Ludogorets’te 3 Lig Şampiyonluğum,
2 kupam, 2 de Süper Kupamvar…
Aslında beni futbol dünyasında
herkesin tanıdığı bir insan haline
getiren Ludogorets’ti… Bence
kariyerimin en güzel zamanlarıydı.
Beni ben yapan kulüp orası oldu.
UEFA tecrübesini Schalke’de
edindim. UEFA’da önemli maçlar
oynadım. İlk sene her şey iyiydi.
34maç oynadım. Ama kaderin
cilvesi, hem teknik ekip hemde
yönetimdeğişti. Bizim
oynadığımızdan çok daha farklı
bir sisteme döndüler. Bundan dolayı
da sonrasında çok fazla şans
bulamadım.
Türkiye Ligi de bence çok çekişmeli
ve iyi bir lig. Özellikle şunu söylemek
istiyorum. Geçen sene 6 ay oynamış
birisi olarak şu an takımları çok
daha iyi bir seviyede görüyorum.
Lig daha da zor bir hale geldi.
Türkiye Ligi gelişiyor. Daha da
geliştiğinde çok daha iyi yerlere
geleceğine inanıyorum.
Bizim takımımızdaki bütün
oyuncuları çok beğeniyorum.
Rakip takım oyuncularından ise
dört farklı isimvereceğim size.
Fenerbahçe’den Valbuena…
Galatasaray’dan N’diaye…
Beşiktaş’tan Quaresma ve
Trabzonspor’dan da Burak…
62
63