Previous Page  62-63 / 168 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 62-63 / 168 Next Page
Page Background

kartı gördüm. Hocambenden şikâ-

yetçi değildi; gelişmemi istiyordu. 6

aylığına başka bir takıma kiralık

olarak gittim. Orada oynadım. Ora-

daki futbolum sayesinde Portekiz

kulübü beni gördü ve almak istedi.

Bu şekilde Portekiz’e transfer

oldum.

2010 yılında Portekiz’e transfer ol-

duğunu görüyoruz. Gil Vicente ku-

lübüne transferin nasıl gerçekleşti?

Gil Vicente’ye gitme kararını almak

benim için kolay oldu. Çünkü aile-

min hayatını değiştirmek için bir

şans yakalamıştım. Baktığınız

zaman benimSan Andre’deki maa-

şım 100 euroydu. Orada kalsamne

yapacaktım? Sonuçta Portekiz Ligi,

bir Avrupa ligi… Orada herkesin

beni izleme şansı vardı. Bugün hâlâ

insanlar inanmıyor ama oraya git-

tiğimde de aslında hayatım çok de-

ğişmedi. Oradaki maaşım 500

euroydu. Portekiz 2. Ligi’nde 500

euroya oynuyordum. Ama işler

benim adıma çok iyi gitti. Takım

çok iyiydi. Bir üst lige çıktı. Ondan

sonra da zaten her şey çok daha

farklı oldu.

2012-2013 sezonunda Bulgaristan

takımlarından Ludogorets’e trans-

fer oldun ve kariyerin yükselişe

geçti. İlk sezonunda Bulgaristan

Süper Kupası’nı kazanma mutlu-

luğunu ve Şampiyonlar Ligi tecrü-

besi yaşadın. 3 sezonluk

maceranda 3 kez şampiyon-

luk gördün. Bu tecrübeler

kariyerine nasıl bir yön

verdi?

Ludogorets’te 3 Lig Şam-

piyonluğum, 2 kupam, 2

de Süper Kupamvar… Aslında beni

futbol dünyasında herkesin tanıdığı

bir insan haline getiren Ludogo-

rets’ti… Çünkü Gil Vicente ne kadar

Avrupa da olsa sonuçta 2. Lig’den

yeni çıkmış bir takımdı. Bütün bu

scoutlar, futbol adamları gelip de iz-

lemiyordu. Ama Ludogorets öyle

değildi. Herkes takip ediyordu.

Benim tanınmamı sağlayan kulüp

oldu. Kupalar kazandım, Avrupa’da

kupalarında önemli tecrübeler

edindim. Bence kariyerimin en

güzel zamanlarıydı. Beni ben yapan

kulüp orası oldu. Sonrasında zaten

Avrupa futbol piyasasında tanın-

dım.

Buradaki başarın seni Bundesli-

ga’ya taşıdı. Schalke 04’e transfe-

rin nasıl gerçekleşti?

Aslında anlatacak çok şey yok

çünkü kısa bir zaman yaşadım.

Şöyle söyleyeyim. Edindiğim en

büyük tecrübeydi. Çünkü

baktığınız zaman Schalke’yi

tümdünya tanıyor. UEFA

tecrübesini de burada edin-

dim. UEFA’da önemli maçlar

oynadım. İlk sene her şey

iyiydi. 34maç oynadım.

Ama kaderin cilvesi, hem

teknik ekip hemde yönetim

değişti. Bizim oynadığımız-

dan çok daha farklı bir sis-

teme döndüler. Bundan

dolayı da sonrasında çok

fazla şans bulamadım.

Benim için yine de çok güzel

bir tecrübe oldu.

Almanya’daki futbol sevi-

yesinden ve kültüründen

bize söz edebilir misin?

Orada futbol seviyesi çok

çok yukarıda… Dünyanın en

iyisi demek çok iddialı olur

ama iki veya üçüncü sıraya

koyabilirim. Bir futbolcunun

Bundesliga’da oynayabil-

mesi için fiziksel, mental ve

taktiksel olarak hazır ol-

ması lâzım. Baktığınız

zaman ben de Bulgaristan

Ligi’nden Almanya Ligi’ne

gittim. O yüzden ilk başlarda

zor geldi. Ama zamanla ho-

calar da beni sistemin içine

koyup alıştırdı. O seviye-

lerde oynayabilmeniz için

her anlamda hazır olmanız

lazım. Hazır olmazsanız bu

seviyelerde oynama şansı-

nız yok.

Geçen sezonun devre ara-

sında Medipol Başakşehir’e

transfer oldun. Transferin

nasıl gerçekleşti?

Bence yaptığımmükemmel

bir tercih oldu. Şu ana kadar

en ufak bir sıkıntı yaşama-

dımve en ufak bir pişmanlı-

ğımyok. Çünkü baktığınız

zaman Başakşehir artık sü-

rekli ilk dörtte kendisine yer

bulmaya çalışan bir takım.

Hedefimiz tabiî ki şampi-

yonluk. Ama ilk dördün al-

tına düşmeyecek bir takıma

sahibiz. Onun dışında hem

organizasyon anlamında

hemde yapısal anlamda

taşlar yerine oturmuş bir

kulüp. Bundan dolayı çok

güzel bir tercih yaptım. Bun-

dan sonra umuyorumki

daha da gelişip, iyi yerlere

geleceğiz.

Avrupa’nın ve Brezilya’nın

farklı kültürlerini görmüş

bir oyuncu olarak Türki-

ye’nin futbol kültürünü

nasıl anlatırsın?

Türkiye Ligi de bence çok

çekişmeli ve iyi bir lig. Özel-

likle şunu söylemek istiyo-

rum. Geçen sene 6 ay

oynamış birisi olarak şu an

takımları çok daha iyi bir

seviyede görüyorum. Lig

daha da zor bir hale geldi.

Türkiye Ligi gelişiyor. Daha

Gil Vicente’ye gitme

kararını almak benim için

kolay oldu. Çünkü ailemin

hayatını değiştirmek için

bir şans yakalamıştım.

San Andre’deki maaşım

100 euroydu. Orada kalsam

ne yapacaktım? Sonuçta

Portekiz Ligi, bir Avrupa

ligi… Orada herkesin beni

izleme şansı vardı.

Bugün hâlâ insanlar inanmıyor ama

Gil Vicente’ye gittiğimde de aslında

hayatım çok değişmedi. Oradaki

maaşım 500 euroydu. Portekiz

2. Ligi’nde 500 euroya oynuyordum.

Ama işler benim adıma çok iyi gitti.

Takım çok iyiydi. Bir üst lige çıktı.

Ondan sonra da zaten her şey çok

daha farklı oldu.

Ludogorets’te 3 Lig Şampiyonluğum,

2 kupam, 2 de Süper Kupamvar…

Aslında beni futbol dünyasında

herkesin tanıdığı bir insan haline

getiren Ludogorets’ti… Bence

kariyerimin en güzel zamanlarıydı.

Beni ben yapan kulüp orası oldu.

UEFA tecrübesini Schalke’de

edindim. UEFA’da önemli maçlar

oynadım. İlk sene her şey iyiydi.

34maç oynadım. Ama kaderin

cilvesi, hem teknik ekip hemde

yönetimdeğişti. Bizim

oynadığımızdan çok daha farklı

bir sisteme döndüler. Bundan dolayı

da sonrasında çok fazla şans

bulamadım.

Türkiye Ligi de bence çok çekişmeli

ve iyi bir lig. Özellikle şunu söylemek

istiyorum. Geçen sene 6 ay oynamış

birisi olarak şu an takımları çok

daha iyi bir seviyede görüyorum.

Lig daha da zor bir hale geldi.

Türkiye Ligi gelişiyor. Daha da

geliştiğinde çok daha iyi yerlere

geleceğine inanıyorum.

Bizim takımımızdaki bütün

oyuncuları çok beğeniyorum.

Rakip takım oyuncularından ise

dört farklı isimvereceğim size.

Fenerbahçe’den Valbuena…

Galatasaray’dan N’diaye…

Beşiktaş’tan Quaresma ve

Trabzonspor’dan da Burak…

62

63