

grup içerisindeki isimler de futbol
dünyasının unutulmazları arasına
girmişlerdir. Lev Yashin, Sepp
Maier, Dino Zoff, Ricardo Zamora,
Peter Schmeichel, Pat Jennings ve
Gilmar gibi usta eldivenler bu
sayede her daimgelmiş geçmiş
en iyi futbolcular arasında da
adlarından söz ettirirler. Futbolu
bırakmalarının üzerinden çok uzun
bir süre geçmiş, hatta bazıları
aramızdan ayrılmış olsa bile… İşte
bu isimler arasında hep kendisine
yer bulan ve tüm zamanların en iyi
kalecilerinden biri olarak görülen
bir diğer efsane de İngiltere’nin
kazandığı tek dünya şampiyonlu-
ğunda kalesini korumakta olan
Gordon Banks’tir. Bu ay 80. yaş
gününü kutlamaya hazırlanan
Banks’i tebrik ediyor ve kendisine
daha da uzun ömürler diliyoruz.
Melodramı andıran
çocukluk yılları
30 Aralık 1937 tarihinde Sheffield’da
hayata gözlerini açan Banks’in
küçüklük yılları, melodram senar-
yolarını aratmayacak cinstendi.
Gordon, ailenin dördüncü çocu-
ğuydu. Jack, David ve Michael
adlarında üç de ağabeyi vardı. Dört
çocuğu birden büyütmek, çelik iş-
çisi olarak çalışan babaları için hayli
güçtü. Gordon ortaokula geldiğinde,
Sheffield’ın doğusundaki Catcliffe
kasabasına taşınan baba Banks,
burada, ailesine daha fazla gelir
temin edebilmek için bir bahis bü-
rosu kurdu. Ancak bir gün, ağabeyi
Jack, büroyu kapattıktan sonra
eve dönerken, o günün hasılatını
çalmak isteyen bir çetenin saldırı-
sına uğradı. Öldüresiye dövülen Jack
hastaneye kaldırılsa da birkaç gün
sonra son nefesini verecekti.
Bu trajedinin de etkisiyle Gordon,
15 yaşındayken okulu bırakıp çalış-
maya başlıyordu. İlk olarak bir kö-
mürcünün yanında iş tuttu. Vazifesi
kömürleri torbalayıp paketlemekti.
Bu zor şartlara rağmen Gordon’ın
aklından çıkmayan şeyse futboldu.
Okuldayken Sheffield okul karma-
sının kalecisiydi ve okulu bırakma-
sının ardından da bir fırsat bulup
yeniden kalecilik yapmayı istiyordu.
Beklediği fırsat ise amatör bir takım
olan Millspaugh FC’ninmaçını
seyretmek için saha kenarında yer
aldığı bir günde karşısına çıkacaktı.
Millspaugh’un kalecisi, hangi
sebeptendir bilinmez, o günmaça
gelememişti. Eksikliği nasıl gidere-
ceğini düşünen takımın teknik di-
rektörüyse, o esnada gözünün fena
halde ısırmakta olduğu Gordon’ın
yanına gitti. Ona yakın geçmişte
Sheffield okul karmasında kalecilik
yapıp yapmadığını sordu. Olumlu
cevap almasıyla birlikte de okul
karmaları arasındaki bir maçta
Gordon’ı izlediğinden emin oldu ve
ona, birazdan oynanacak olan
karşılaşmada kendi takımının
kalesine geçmesini teklif etti.
Banks’in kaledeki yeteneği, genç
yaşına rağmen, Millspaugh için
fazlasıyla yeterliydi. Buradaki
performansı sayesinde yavaş yavaş
çevredeki diğer kulüplerin de
dikkatini çekmeye başlayan Banks,
kısa süre sonra Yorkshire Ligi’nde
oynayan amatör bir takımolan
RawmarshWelfare’in kalesine ge-
çecekti. Ancak burada talihsizlikler
yakasını bırakmadı. Çıktığı ilk
maçta takımı, sahadan 12-2’lik
büyük bir hezimetle ayrıldı.
Bir sonraki maçta da 3-1’lik bir
yenilgi alınması sonrasında kulüp
yetkilileri Banks’e, onu daha fazla
kadrolarında tutmayı düşünmedik-
lerini iletti. Böylece Banks,
Millspaugh’ya geri döndü. Futbol
dışı meslek olarak da bir duvarcı
ustasının çırağı olarak inşaatlarda
çalışmaya başladı.
Üç sterlin karşılığında
profesyonel
1953 yılının Mart ayında, Banks’in
önüne bir fırsat daha gelecekti.
Chesterfield kulübü scoutları ken-
disini beğenmiş ve ona altı maçlık
bir deneme süresi teklif etmişlerdi.
Banks’in teklifi kabul etmesi ve altı
maç içerisinde kulüp yetkililerinin
beğenisini kazanması üzerine de
Chesterfield, genç kaleciye haftalık
üç sterlinden ilk profesyonel söz-
leşmesini önerdi. Böylece 1953-54
sezonunda Banks, Chesterfield’ın
rezerv takımının kalesini korumaya
başladı. İki sezon bu şekilde geçtik-
ten sonraysa genç oyuncu askerlik
hizmetini yapmak için futbola kısa
bir süre ara vermek zorunda kaldı.
II. Dünya Savaşı sonrasında Mütte-
fiklerin Almanya üzerindeki işgali
henüz sona ermemişti. Bu vesileyle
İngilizler de bölgede önemli bir
askeri güç bulundurmaktaydı.
Banks’in şansına, askerlik hizme-
tini bu bölgede yerine getirmek
95
Futbol dünyasının gördüğü en büyük
file bekçilerinden biri olan Gordon
Banks, bu ay 80 yaşını geride
bırakıyor. TamSaha olarak yaşayan
efsaneyi tebrik ediyor, kendisine
daha da uzun ömürler diliyoruz.
Gordon Banks
94
Onur Erdem
alecilik için futboldaki “en nev-i
şahsına münhasır mevki” denil-
mesi herhalde abartı olmayacak-
tır. Sahadaki 11 oyuncudan
10’unun ellerini kullanmasına
müsaade edilmeyen bir oyunda
kalecilerin kendi ceza alanları
içerisinde ellerini kullanabilmeleri,
kuşkusuz onları diğer 10 takım
arkadaşından çok daha farklı bir
konuma yerleştirmektedir. Lâkin
kalecilik, aynı zamanda futbolda
nankörlük şimşeklerini de üzerine
en çok çekenmevkidir. Öyle ya,
bir maçı kazandıran golleri
genelde golcüler atar ama kaybet-
tiren golleri yiyen hep kalecilerdir.
Her ne kadar kaleciler kimi zaman
yaptıkları müthiş kurtarışlarla
maçın kahramanı olabilseler de
kayıplar halinde gözlerin ilk
döndüğü kişiler arasında da
umumiyetle onlar yer almaktadır.
Hal böyle olunca futbol dünya-
sında belli bir dönemin, hatta tüm
zamanın en iyileri tartışılmaya
başlandığında da öncelik hücum-
cuların olur, kaleciler ise nadiren
anılır. Ancak bu kısıtlı sayıdaki
Tümzamanların
1 numarası
K