TamSaha 124. Sayı - page 122-123

yaşıyordu.
Michels o sezonun sonunda Ajax’tan ayrılarak
Barcelona’ya geçti ve kariyerine yepyeni bir sayfa
açtı. 1973’te Ajax’taki en önemli öğrencisi Cruyff’u
da Nou Camp’a getirmesiyle birlikte Barcelona’nın
makûs talihini yenmesini sağlayanMichels,
Katalan ekibinin 14 yıllık şampiyonluk hasretine
son vermeyi başaracaktı.
Başarılı teknik adam, Barcelona’yı çalıştırırken,
Hollanda Futbol Federasyonu ile de 1974 Dünya
Kupası’ndamillî takımın başında olması için
anlaşmıştı. Takımın büyük bir bölümü Ajax’tan
eski öğrencileri olanMichels hâliyle en ufak bir
adaptasyon sorunu yaşamamış ve turnuvada da
kalitesini bir kez daha net bir biçimde ortaya
koymuştu. Hollanda, 36 yıl aranın ardından katıldığı
kupada ilk tur gruplarında İsveç, Bulgaristan ve
Uruguay, ikinci tur gruplarında da Arjantin,
Brezilya ve Doğu Almanya’yı geride bırakarak
finale yükselmişti. Ancak ev sahibi Federal
Almanya karşısında oynanan finalde henüz ilk
dakikada Neeskens’in penaltı golüyle 1-0 öne
geçmelerine karşınmaçı 2-1 kaybetmekten
kurtulamayacaklardı. Yine de bu, elde edilen
derecenin Hollanda futbol tarihinin o ana kadarki
en büyük başarısı olduğu gerçeğini
değiştirmiyordu.
1975’te bir sezonluğuna Ajax’a geri dönen, ardından
iki yıl daha Barcelona’yı çalıştıran ve bu süre
içerisinde bir İspanya Kral Kupası kazananMichels,
1970’lerin sonundaysa döneminmodasına uyarak
kısa bir süre ABD’ye gitmiş ve Los Angeles
Aztecs’in teknik direktörlüğünü yapmıştı.
Avrupa’ya dönüşünde rotayı bu kez Almanya’ya
çevirip Köln’ün başına geçen deneyimli çalıştırıcı,
üç yıl görev yaptığı Köln’e de bir Federal Almanya
Kupası kazandırmasının ardından bu kez daha
uzun vadeli olarak HollandaMillî Takımı’nın başına
geçti.
Michels’in Portakalların başındaki bu ikinci
döneminde yaptığı çalışmalarınmeyvesiyse 1988
yazında toplanacaktı. O yıl Federal Almanya’nın ev
sahipliğini yaptığı turnuvada ilk turda İngiltere ve
İrlanda’yı geride bırakarak SSCB’nin ardından
grubunu ikinci sırada tamamlayan ve yarı finale
kalan Hollanda, bu turda da ev sahibi
Federal Almanya’yı Ronald Koeman veMarco van
Basten’in golleriyle 2-1 devirerek adını finale
yazdırmış ve ezeli rakibi niteliğindeki
komşusundan 1974 finalinin rövanşını da bir
bakıma almıştı. Hollanda’nın finaldeki rakibiyse,
grup aşamasında tek golle boyun eğdiği SSCB idi.
Ancak bu kez sahada farklı bir Hollanda vardı.
Ruud Gullit veMarco van Basten’in attığı goller,
Portakallara 2-0’lık galibiyeti, dolayısıyla da
tarihinin ilk ve şu ana kadarki tek Avrupa
şampiyonluğunu getiriyordu.
Turnuva sonrasındamillî takımdaki görevini
bırakıp kısa bir süre Bayer Leverkusen’i çalıştıran
Michels, Hollanda’nın 1990 Dünya Kupası’nda
başarısız olması nedeniyle federasyon tarafından
yeniden göreve çağrılmıştı.
1992 Avrupa Şampiyonası’na daMichels
yönetiminde iyi bir başlangıç yapan ve ilk turda
grubunu lider bitirerek yarı finale kalan Hollanda,
bu turdaysa turnuvanın sürpriz ekibi
Danimarka’ya penaltılarla elenecekti. Bu, aynı
zamandaMichels’in kariyerindeki sonmaç
oluyordu.
Ömrünün son yıllarını Hollanda ve İspanya’da
yaşayarak geçirenMichels, 2005 yılında İspanya’da
başarısız bir kalp ameliyatı olmasının ardından 3
Mart 2005’te Belçika’nın Aalst şehrinde kaldırıldığı
hastanede hayatını kaybetti.
122
1...,102-103,104-105,106-107,108-109,110-111,112-113,114-115,116-117,118-119,120-121 124-125,126-127,128-129,130-131,132-133,134-135,136-137,138
Powered by FlippingBook