İ
98
99
Roberto Pruzzo
Roma’nın gol makinası
başlıyordu, tabiî bu dönem, Pruz-
zo’nun da kariyerinin en parlak say-
falarını teşkil edecekti.
1980-81 ve 1981-82 sezonlarında
Pruzzo sırasıyla 18 ve 15 gol atarak
ligde gol kralı olurken Roma da bu se-
zonları önce ikinci, ardından da
üçüncü sırada tamamlıyordu. Sarı-
kırmızılılar ayrıca 1981 yılında İtalya
Kupası’nı da üst üste ikinci kez mü-
zelerine götürmüştü. 1982-83 sezo-
nuysa Roma’nın 41 yıla ulaşan
şampiyonluk hasretini dindireceği
sezon olacaktı. Pruzzo da 12 golle ta-
kımının en golcü oyuncusu olarak bu
şampiyonlukta büyük rol oynuyordu.
Roma, bu başarının devamında tari-
hinde ilk kez İtalya’yı Şampiyon Ku-
lüpler Kupası’nda temsil etme
hakkını da elde etti. 1983-84 sezonunda bu ku-
pada sırasıyla Göteborg, CSKA Sofya, Dinamo Ber-
lin ve Dundee United’ı eleyerek finale yükselen
sarı-kırmızılıların finaldeki rakibiyse Liverpool’du.
Üstelik final müsabakası, Roma’nın evi olan Olim-
piyat Stadı’nda oynanacaktı. Maçta Liverpool, Phil
Neal’ın golüyle 1-0 öne geçtiyse de ilk yarının son-
larında Pruzzo fırsatçılığını konuşturup skora
denge getirmeyi bilmişti. Ancak son-
raki dakikalarda başka gol olmayınca
maç önce uzatmalara, sonra da penal-
tılara kalmış, penaltı vuruşları sonu-
cunda gülen tarafsa Liverpool
olmuştu. Roma açısından sezonun tek
tesellisi, kazanılan İtalya Kupası’ydı.
Pruzzo’nun Roma forması altındaki
son parlak sezonuysa 1985-86’ydı.
O sezon ligde 19 gol atarak üçüncü kez
gol kralı olma başarısını gösteren yıl-
dız oyuncu, ayrıca İtalya Kupası’nda da
dördüncü kez mutlu sona ulaşmıştı.
Sonrasında iki sezon daha Roma for-
ması giyen Pruzzo, en nihayet 1988-89
sezonunda Fiorentina’ya transfer oldu
ve Floransa ekibinde geçirdiği tek se-
zonun ardından da futbol hayatına
nokta koydu.
Serie A kariyerinde oynadığı 332 maçta attığı 134
golle İtalyan futbolunun unutulmaz golcüleri ara-
sında kendisine yer edinen Pruzzo’nun buna kar-
şın çok kısa bir millî takımkariyerine sahip
olmasınaysa o yıllarda neredeyse kimse anlam
verememişti. Golcü oyuncu İtalya Millî Takımı’nda
sadece altı kez forma fırsatı bulurken bumaçlarda
fileleri havalandırma şansını yakalayamamıştı.
talyan futbolunda 1980’li yılların en önemli gol-
cülerinden biri olan Roberto Pruzzo, 1 Nisan
1955’te Cenova’da doğdu. Futbola da Genoa takı-
mının altyapısında adımını atan Pruzzo, 16 ya-
şında Genoa’nın genç takımında oynamaya
başlamasının ardından 18 yaşında da A takıma
yükseldi. Ancak genç santrforun profesyonelliğe
geçişi biraz talihsiz bir döneme denk gelmişti.
Zira Genoa o sezon yeni yükseldiği Serie A’da bir
türlü dikiş tutturamamıştı ve ligin de en kötü ta-
kımı konumundaydı. Nitekim lacivert-kırmızılı-
lar sezon sonunda gerisin geriye Serie B’nin
yolunu tutacaktı. Sezon boyunca sadece 16 gol
atabilen takımda Pruzzo ise oynadığı 19maçta
da golle tanışamamıştı.
Ertesi sezon Genoa yaşamış olduğu kâbusun et-
kilerini üstünden atarken Pruzzo da takıma
iyice oturuyor ve gollerini sıralamaya başlıyordu.
Genç oyuncunun 12 kez fileleri havalandırdığı
sezonun bitiminde Genoa yükselme fırsatını ka-
çırdıysa da bunu bir sonraki sezon telafi ede-
cekti. Pruzzo’nun bu kez 18 gol atarak sırtladığı
takım, Serie B’de şampiyon olarak yeniden Serie
A’ya yükseliyordu.
Pruzzo, çaylaklık sezonunun aksine bu kez Serie
A’da kendisini fazlasıyla gösterecekti. 30maçta
18 gol atarak gol krallığı yarışında ikinci sırayı
alan ve Genoa’nın ligi 11’inci sırada bitirip kü-
mede kalmasında da başrol oynayan Pruzzo,
artık ligin iddialı takımlarının da radarına gir-
mişti. Bir sonraki sezon Pruzzo dokuz golde ka-
lınca, Genoa da Serie A’da daha fazla
tutunamamıştı ama golcü oyuncu da Genoa’da
daha fazla kalmamış ve Roma tarafından trans-
fer edilmişti.
Pruzzo, Roma’daki ilk iki sezonunda Serie A’da
21 gol atacaktı ancak Roma bu dönemde orta sı-
ralardan daha yukarılara tırmanamamıştı. Yine
de sarı-kırmızılı forma altındaki ikinci sezo-
nunda Pruzzo bir İtalya Kupası zaferi yaşaya-
caktı. Bundan sonrasındaysa Roma’nın altın çağı
R
Rudi Völler
udi Völler’i tanıtmaya enteresan
bir tabirle başlayabiliriz: “Dünya
Kupası ve Şampiyonlar Ligi şam-
piyonluğu kazanmasına karşın
kariyeri boyunca tek bir lig şam-
piyonluğu dahi göremeyen na-
dide futbol figürlerinden biri!”
Evet, yanlış duymadınız, Alman
futbolunun son 30 yılı içerisin-
deki en önemli golcülerden biri
olan Völler, kulüpler ve millî ta-
kımlar düzeyinde kazanılabile-
cek en önemli iki kupayı da
kazanmış olmasına karşın bu
kupaların yanına bir türlü bir lig
şampiyonluğu ekleme şansını
tense Belçika’nın Lokeren takımına transfer ola-
caktı. Buna karşın Lokeren, Lato’lu ilk sezonunda ta-
rihinin en iyi derecesini elde edecek ve ligi ikinci
sırada tamamlayacaktı.
İspanya’nın ev sahipliğini yaptığı 1982 Dünya Kupası,
Lato’nun da kariyerindeki son büyük turnuva ola-
caktı. Bu kez ilk turu İtalya, Kamerun ve Peru’nun
önünde lider bitiren Polonya, ikinci turda da SSCB ve
Belçika’yı geride bırakarak yarı finale yükselmeyi
başardı. Ancak yarı finalde İtalya’ya 2-0mağlup olan
Polonya, üçüncülükmaçındaysa Fransa’yı 3-2 yendi
ve sekiz yıl önceki başarısını tekrarlayarak bir kez
daha dünya üçüncüsü oldu. Dünya Kupası sonra-
sında emeklilik öncesi son transferini yapma kararı
alan Lato, Meksika’nın Atlante takımına imzayı ata-
caktı. Burada da iki sezon daha top koşturan Polon-
yalı, artık gözlerden ırak da olsa kariyerine bir CON-
CACAF Şampiyon Kulüpler Kupası Şampiyonluğu da
ekleyecekti. 1984’te profesyonel futbol hayatına
noktayı koyan Lato, sonraki yıllardaysa bir müddet
Kanada’da amatör bir kulüp olan Polonia Hamil-
ton’da top oynadıktan sonra 1990’lı yıllarıysa ülke-
sinde teknik direktörlük yaparak geçirdi. Ancak
burada pek beklediğini bulamaması üzerine bu
meslekte fazla ısrarcı olmadı. 2000’lerin başında ya-
şadığı milletvekilliği deneyimi sonrasındaysa
2008’de yeniden ülke futbolu için çalışma kararı aldı,
Polonya Futbol Federasyonu’nun başkanlığına se-
çildi ve 2012’de bir başka efsane isimZbigniew Boni-
ek’e devredene kadar da bu görevi sürdürdü.
Kritik gollerin adamı
