uzun yıllar boyunca önemli fut-
bolcular barınamadı. Tabiî bu
durumda ülke futbolunun kulüp-
ler düzeyinde bir türlü başarı elde
edememesine yol açtı. 1970’lerin
sonuna gelinmek üzereyken İsveç
takımları Avrupa kupalarında he-
nüz çeyrek finalden fazlasını ba-
şaramamıştı. 1978-79 sezonun-
daysa Malmö’nünmüthiş çıkışı
birden işin rengini değiştirdi.
O sezon Şampiyon Kulüpler Ku-
pası’nda ilk turda Monaco’yu 1-0
ve 0-0’la kupanın dışına iten
Malmö, ikinci turda da Dinamo Ki-
ev’i 0-0 ve 2-0’la saf dışı bırak-
mıştı. Çeyrek finalde Polonya
temsilcisi Wisla Krakow’a karşı ilk
maçta 2-1 kaybetmesine karşın
evindeki rövanşı 4-1 kazanan
mavi-beyazlılar, yarı finalde de
AustriaWien’i 180 dakikaya sığan
tek golle devirmiş ve Kupa 1’de
final gören ilk ve tek İsveç takımı
olmayı başarmıştı. 30 Mayıs
1979’da Münih Olimpiyat Stadı’nda
oynanan finaldeyse Malmö’nün
karşısında, Brian Clough’ın çalış-
tırdığı NottinghamForest bulunu-
yordu. İngiliz temsilcisi, ilk yarının
sonlarında Trevor Francis’in attığı
golle Malmö’yü rüyasından uyan-
dıracaktı. Ancak Malmö, İsveç
futbolunun Avrupa’daki yükselişi
için bir bakıma fitili de ateşlemişti.
Zira 1980’lerde onların açtığı yol-
dan ilerleyen Göteborg, UEFA Ku-
pası’nı, üstelik bir değil iki defa,
İskandinav ülkesine taşımayı ba-
şaracaktı.
62
63
Onur Erdem
UEFA Avrupa Ligi’nde Sevilla dördüncü kez mutlu sona ulaşıp bir rekora imza attı belki ama
finalden sonra en az onlar kadar konuşulan, rakipleri Dnipro’nun nasıl o noktaya kadar
gelebildiğiydi. Bu noktadan hareketle, Dnipro’dan evvel Avrupa kupaları tarihinde finale
kadar gelen fakat son anda kupayı kaçıran sürpriz takımların hikâyelerine
kısaca bir göz atmak istedik.
Piyangodan çıkan finalistler
1970-71 Sezonu
Ajax 2-0 Panathinaikos
Avrupa’da henüz Yunan futbolu-
nun esamisi dahi okunmamak-
taydı. Millî takımları herhangi bir
büyük turnuvada boy gösterme-
miş, kulüpleri Avrupa kupalarında
çeyrek finalden ötesini göreme-
mişti ve önemli Avrupa kulüple-
rinde forma giyen herhangi bir
Yunan oyuncu da yoktu. Böylesi
bir ortamda Panathinakos’un bir
anda Şampiyon Kulüpler Kupası
finalinde Cruyff'lu Ajax’ın karşı-
sına dikilivermesi, kuşkusuz Av-
rupa kupaları tarihinin en büyük
sürprizlerinden biriydi. O sezon ef-
sanevi Macar futbol adamı Ferenc
Puşkaş tarafından çalıştırılmakta
olan Panathinaikos, ilk turda Lük-
semburg temsilcisi Jeunesse
Esch’i 2-1 ve 5-0’lık skorlarla zor-
lanmadan geçtikten sonra ikinci
turda Çekoslovakya şampiyonu
Slovan Bratislava’yı 3-0 ve 1-2 ile
kupanın dışına itmişti. Atinalıların
çeyrek finaldeki rakibiyse Ever-
ton’dı. Deplasmandaki ilkmaçta
1-1’lik sürpriz bir beraberlik elde
eden yeşil-beyazlılar, rövanşta
skoru 0-0’a kilitliyor ve o ana
kadar Yunan futbolunun elde et-
tiği en büyük başarıya imza atarak
adlarını yarı finale yazdırıyordu.
Ancak hikâyenin devamı da vardı.
Yarı finalde Kızılyıldız’la eşleşen
Panathinaikos, Belgrad’daki ilk
maçı 4-1 kaybetmesine rağmen
Atina’daki ikinci karşılaşmada
3-0’lık destansı bir galibiyete imza
atıyor ve Kupa 1’de finale yükselen
ilk ve tek Yunan takımı oluyordu.
Ne var ki bu tılsım, Wembley’deki
finalde Ajax karşısında devamet-
medi ve 5. dakikada van Dijk, 87.
dakikada da Haan’dan gelen gol-
ler, kupanın sürpriz ekip Panathi-
naikos’un ellerinin arasından
kayıp gitmesine neden oldu.
1978-79 Sezonu
N. Forest 1-0 Malmö
İsveç futbolunun en büyük başa-
rısı 1958 Dünya Kupası’nda elde
edilen ikincilikti. Ancak o dö-
nemde ülkede profesyonelliğe ge-
çilmemiş olduğundan kadrodaki
yıldız oyuncular genelde yurtdı-
şında top koşturmaktaydı ve
İsveç kulüplerinin bünyesinde
Avrupa Kupaları
Şampiyon Kulüpler Kupası
Kupa Galipleri Kupası
1969-70 Sezonu
M. City 2-1 Gornik Zabrze
Polonya futbolu, 1970’lerde altın
çağını yaşayacaktı. Dünya üçün-
cülüğü, olimpiyat ikinciliği gibi ba-
şarılar ve o dönemde yetiştirilen
yıldızlar, bugün bile Polonya fut-
bolunun erişmiş olduğu en yük-
sek noktaları teşkil ediyor. Tüm
bu parıltıların habercisi olan kıvıl-
cımın çaktığı noktaysa, belki de
1970 yılındaki Kupa Galipleri Ku-
pası finalinde, o yıllarda Polon-
ya’nın en önde gelen takımla-
rından biri olan Gornik Zabrze’nin
final oynamasıydı.
Millî takım tarihinin en golcü ismi
konumunda olanWlodzimierz
Lubanski’yi de kadrosunda barın-
dıran Gornik Zabrze, o sezon Kupa
Galipleri Kupası’nda ilk turda
Olympiakos’u 2-2 ve 5-0’la geç-
miş, ardından da ikinci turda Ran-
gers’ı iki maçta da 3-1’lik net
skorlarla devirerek dikkatleri
üzerine çekmişti. Çeyrek finalde
