1977-78 Sezonu
PSV 0-0, 3-0 SC Bastia
SC Bastia takımı, Fransa Li-
gi’ndeki dokuzuncu sezonuna te-
kabül eden 1976-77 sezonunda ligi
üçüncü sırada bitirerek bu an-
lamda tarihinin bugün dahi en iyi
derecesi olan bir sonuç elde et-
mişti. Henüz Fransa futbolunda
bile söz sahibi olamamış bu takı-
mın Avrupa’da bir şeyler yapma-
sınıysa neredeyse kimse bekle-
miyordu. Fakat sonraki sezon
UEFA Kupası macerasına Spor-
ting’i eleyerek başlayan Bastia,
daha sonrasında Newcastle Uni-
ted, Torino, Carl Zeiss Jena ve
Grasshoppers’ı da saf dışı bıraka-
rak finalde PSV Eindhoven’ın ra-
kibi oldu.
Finalin Bastia’da oynanan ilk
ayağı, golsüz sona ermişti. Bu da,
Eindhoven’daki rövanşta her türlü
gollü beraberliğin dahi Bastia’ya
yeteceği anlamına geliyordu.
Ancak Korsika ekibi, kupaya bu
denli yaklaşmasına karşın ikinci
maçta rakibine 3-0mağlup ol-
maktan kurtulamadı ve göster-
miş olduğumüthiş çıkışı kupayla
taçlandırma şansını elinden ka-
çırdı.
1984-85 Sezonu
R.Madrid 3-0, 0-1 Videoton
Macar futbolu, 1950’lerin başla-
rında dünyada belki de 1 numa-
raydı. Tüm zamanların en büyük
efsaneleri arasında yer alan o
altın jenerasyonun dağılması son-
rasında 1960’ların ortalarında yine
iyi bir kuşak yakalayan ve bir
müddet daha adlarından övgüyle
söz ettiren Macarlar, 1970’lerden
itibarense ciddi bir gerileme dö-
nemine girmişti. 1980’lerin orta-
sına gelindiğindeyse artık
Avrupa’nın sıradan ülkeleri ara-
sında sayılırlardı. Üstelik Videoton
takımı, hiçbir zaman Macaris-
tan’da başa güreşen bir takım
dahi olamamıştı. 1984-85 sezo-
nunda UEFA Kupası’na katıldıkla-
rında müzelerinde yurtiçinde bile
kazanılmış tek bir kupa bulunma-
maktaydı.
Videoton buna karşın UEFA Kupa-
sı’nda Dukla Prag, Paris St. Ger-
main ve Partizan’ı eleyerek
kimsenin beklemediği bir biçimde
çeyrek finale kadar geldi. Bu turda
artıkManchester United önünde
herkes fazla direnç gösteremeden
kupaya veda edeceklerini düşü-
nüyordu fakat bir kez daha her-
kesi şaşkına çevirerek Kırmızı
Şeytanları, 1-0 ve 0-1 bitenmaçlar
sonrasında kupanın dışına itmeyi
başardılar. Sonrasında yarı finalde
de Yugoslav temsilcisi Zeljezni-
car’ı eleyerek finalde Real Mad-
rid’in rakibi oldular. Ancak Real
Madrid, daha fazla sürprize izin
vermeyecek kadar zorlu bir ra-
kipti ve işi daha Macaristan’da
oynanan ilkmaçta 3-0 galip gele-
rek bitirecekti. Bernabeu’daki rö-
vanştaysa Videoton 1-0 kaza-
Levski’yi 2-3 ve 2-1’le geçen
Zabrze, yarı finaldeyse Roma ile
yaptığı iki maçta da yenişememiş,
bunun üzerine oynanan üçüncü
maçta da beraberlik bozulma-
yınca yazı-tura sonucunda gül-
müş ve bir bakıma tüm zaman-
ların en şanslı finalistlerinden de
biri olmuştu.
Ne var ki finalde şans Polonyalı-
ların tarafında daha fazla olma-
yacaktı. Manchester City ile
karşılaşan Zabrze’nin gardı ilk
yarıda yediği iki golle düşecek,
ikinci yarıda fark bire indirilse de
bu maçı çevirmek için yeterli ol-
mayacak ve kupa, sahadan 2-1
galip ayrılan Manchester City’li
oyuncuların ellerinde yüksele-
cekti.
1980-81 Sezonu
D. Tiflis 2-1 Carl Zeiss Jena
Soğuk Savaş döneminde Berlin
duvarının doğusundaki futbol,
hiçbir zaman batısındakine kı-
yasla gelişmemişti. Federal Al-
manya futbolda ne kadar başarı-
lıysa, Demokratik Almanya da bir
o kadar sıkıcı ve tekdüzeydi.
Millî takım sadece bir kez (1974’te)
Dünya Kupası’na katılabilmiş,
onda da ikinci turdan öteye gide-
memişti. Aynı yıl kulüpler seviye-
sinde de Magdeburg ile bir Kupa
Galipleri Kupası kazanılmıştı fakat
bunun hâricinde elle tutulur bir
başarı yoktu.
Carl Zeiss Jena ise Demokratik Al-
manya’nın en önde gelen futbol
takımlarından birisi değildi. Ligde
sadece üç kez şampiyon olmuş,
kupayı da dört kez kazanmışlardı.
Böylesine bir takımdan da Avru-
pa’da çok fazla ilerlemesi beklen-
miyordu. Nitekim 1980-81 sezo-
nunda Kupa Galipleri Kupası’nda
oynadıkları ilkmaçta Roma’ya
deplasmanda 3-0mağlup oldular.
Fakat rövanşta Avrupa futbol ka-
muoyunu şoke eden bir sonuç or-
taya çıktı ve Jena, sahadan 4-0’lık
galibiyetle ayrılarak turu geçti.
Sonrasında sırasıyla Valencia,
Newport ve Benfica’yı da eleyen
mütevazı ekip, bir anda kendisini
finalde buluvermişti!
Finaldeyse karşılarında bir başka
sürpriz sayılabilecek takım, Di-
namo Tiflis vardı. Ancak Sovyet
futbolu ne olursa olsun Demokra-
tik Almanya futbolundan fersah
fersah ilerideydi. Jena; Roma, Va-
lencia ve Benfica karşısında imza
attığı sürprizlere bir yenisini daha
eklemek isteyip 63. dakikada 1-0
öne geçtiyse de Tiflis sadece dört
dakika içinde beraberliği yakala-
yacak, 86. dakikadaysa galibiyet
golünü atarak kupanın ikinci kez
Demokratik Almanya’ya gitme-
sine engel olacaktı.
1986-87 Sezonu
Ajax 1-0 L. Leipzig
Carl Zeiss Jena’dan altı yıl sonra
bir başka mütevazı Doğu Alman
ekibi de yine Kupa Galipleri Kupa-
sı’nda son düzlüğe kadar ilerleye-
cekti. Sürprize imza atma sırası
bu kez Lokomotive Leipzig’deydi.
Leipzig’in ülkesinde tek bir lig
şampiyonluğu dahi bulunma-
maktaydı. Avrupa’daysa 12 yıl
evvel, UEFA Kupası’nda yarı final
görmüşlerdi.
Doğrusunu söylemek gerekirse
Leipzig bu kez kuralarda da hayli
kısmetliydi. İlk turda Kuzey İrlan-
da’dan Glentoran’ı eleyen sarı-
mavililer, ikinci turda RapidWien,
çeyrek finaldeyse Sion engellerini
aşarak yarı finale kadar gelmişti
ki o dönemde, bir önceki yıl yine
bu kupada final oynayan Rapid
haricindeki rakipleri yine düşük
profilli takımlardı. Yarı finalde
karşılaştıkları Bordeaux, önlerine
çıkan en zor engeldi. Onu da 0-1
ve 1-0 bitenmaçlar sonrasında
penaltılarla geçtiler ve finalde
Ajax’ın rakibi oldular. Ancak Ajax
karşısında çekirge daha fazla sıç-
rayamadı ve o dönemde Hollanda
futbolunun yeni yıldızı olarak
yükselmekte olan 22 yaşındaki
Marco van Basten’in attığı tek gol,
Lokomotive Leipzig’in kupayı
uzaktan seyretmesine neden
oldu.
1992-93 Sezonu
Parma 3-1 Royal Antwerp
Royal Antwerp, Belçika futbo-
lunda hiçbir zaman fazlasıyla ön
plana çıkmamıştı. Ligde en son
şampiyonluklarını 1957’de kazan-
mışlardı. 1992’deyse 37 yıllık bir
ara sonrasında Belçika Kupası’nı
müzelerine götürmüşlerdi ama
takım, bir sonraki sezon katılacağı
Kupa Galipleri Kupası ile ilgili her-
hangi bir iddia ortaya koymaktan
uzak bir görüntüdeydi.
NitekimAntwerp, kupanın ilk tu-
runda Kuzey İrlanda’nın zayıf
temsilcisi Glenavon’u iki maçta da
yenemiyor ve anca penaltılarla bir
üst tura kalabiliyordu. İkinci turda
da Avusturya’dan AdmiraWac-
ker’i uzatmalarda eleyebilen Ant-
werp, çeyrek finalde de Steaua
Bükreş’i 0-0 ve 1-1’lik sonuçların
ardından deplasman golü kuralı
sayesinde saf dışı bırakmıştı. Yarı
finaldeyse eşleştikleri Spartak
Moskova’ya deplasmandaki ilk
maçta 1-0 yenilmelerine karşın
rövanşı 3-1 kazanıyor ve beklen-
medik bir biçimde kendilerini fi-
nalde buluyorlardı. Gelgelelimfi-
nalde karşılarında, o dönemin
Avrupa’da en istimüzerinde olan
takımlarından Parma vardı ve
İtalyan ekibi, Antwerp’in daha
fazla düşeş atmasına fırsat tanı-
mayacak ve üstün bir oyun son-
rasında 3-1’lik net bir skorla
kupayı müzesine götüren taraf
olacaktı.
UEFAKupası
64
65
