78
bere kalması, Federal Almanya’nın
grup liderliğinin Yunanistanmaçı
öncesinde kesinleşmesini sağla-
mıştı. Öte yandan Yunanistan’ın da
grupta herhangi bir iddiası yoktu ve
haliyle karşılaşmada pek fazla bir
aksiyon yaşanmadı. 90 dakika biti-
minde ortaya çıkan 0-0’lık skor da
kimseyi şaşırtmadı.
Ev sahibi İtalya’nın yanı sıra İtalya,
İspanya ve Belçika’dan oluşan B
Grubu’ndaysa açılış maçı Belçika ile
İngiltere arasında Torino’da oyna-
nırkenmüsabaka, 26. dakikada
Wilkins ve 29. dakikada da Ceule-
mans’tan gelen karşılıklı gollerle 1-1
sona eriyordu. Ardından oynanan
İtalya-İspanya maçıysa her iki tara-
fın da had safhada temkinli bir
oyunu tercih etmesi neticesinde
golsüz sona erecekti.
İlkmaçlardaki bu durgunluğa kı-
yasla, grupta 15 Haziran’da oyna-
nan ikinci maçlar biraz daha
hareketli geçti. Milano’daki Belçika-
İspanya mücadelesinde ilk yarı 17.
dakikada Gerets ve 36’da Quini’den
gelen gollerle 1-1 sona eriyordu.
İkinci yarıda çok daha hücuma yö-
nelik bir futbol oynayan Belçika,
dakikalar 65’i gösterirken Cools ile
bir kez daha skorda üstünlüğü ele
geçirecek ve maçtan 2-1’lik galibi-
yetle ayrılmayı bilecekti. Tori-
no’daki İtalya-İngiltere maçıysa,
uzun süre golsüz devam etmesine
karşın, ev sahibi özellikle ikinci ya-
rıda baskılı bir futbol oynuyor ve
79. dakikaya gelindiğinde de Grazia-
ni’nin ortasını Tardelli’nin filelere
göndermesiyle birlikte, kurduğu
baskının sonucunu alıyordu: 1-0.
İkinci maçların tamamlanmasıyla
birlikte, grupta ilk iki sırayı üçer pu-
anlı Belçika ve İtalya alırken, son iki
sıradaysa birer puanı olan İngiltere
ve İspanya bulunuyordu. Sonmaçta
İtalya ile Belçika’nın karşılaşacak
olması, İngiltere ile İspanya’nın
grupta liderlik şansı kalmadığının
da bir göstergesiydi. Grubun kaybe-
denleri konumundaki bu iki ekip, 18
Haziran’da Napoli’de karşı karşıya
geldi. İngilizler maçı Brooking ve
Woodcock’ın golleriyle 2-1 kazanır-
ken, İspanya’nın tek golü, Dani’nin
penaltısından gelmişti.
Grubun finali niteliğindeki İtalya-
Belçika maçı öncesinde tarafların
puanları eşit olsa da beraberlik Bel-
çika’ya yarıyordu zira Kırmızı Şey-
tanlar averaj avantajına sahipti.
Bu sebepten ötürü, Katenaçyo’nun
mucidi İtalyanlara karşı hayli sert
bir savunma anlayışıyla sahaya
çıkan Belçikalılar, bir bakıma rakip-
lerini kendi silahlarıyla vuracak ve
maçı 0-0’a bağlayarak finalde Fede-
ral Almanya’nın rakibi olmaya hak
kazanacaktı. Bu, aynı zamanda Bel-
çika futbol tarihinin de en büyük
başarısı oluyordu.
Final hedefleyen takımların bu
amaçlarına ulaşamayıp kendilerini
üçüncülükmaçında bulmalarının
oynanacak oyuna çok kötü yansı-
dığı ve üçüncülükmaçlarının bu
yüzden pek bir anlam taşımadığı,
futbol dünyasında uzun yıllardan
beri tartışılan bir meseleydi. Avrupa
Şampiyonaları özelinde bakacak
olursak bumeselenin son kez tartı-
şılacağı maç, İtalya-Çekoslovakya
maçıydı çünkü bir sonraki Avrupa
Şampiyonası’ndan itibaren, üçün-
cülükmaçlarının kaldırılışına ta-
nıklık edecektik.
Gerçekten İtalya da Çekoslovakya
da 21 Haziran’da öylesine sıkıcı bir
oyun ortaya koymuştu ki, üçüncü-
lükmaçlarının kaldırılmasını savu-
nan kesimin eline herhalde daha iyi
bir koz verilemezdi. San Paolo
Stadı’ndaki 25 bin seyirciyi adeta
uyutan bir ilk yarının ardından
ikinci yarının başlarında Jurkemik,
Çekoslovakya’yı 1-0 öne geçirirken,
73. dakikaya gelindiğinde Graziani
durumu 1-1 yapan golü kaydetmiş
ve tribünleri, bu sıkıcı maça bir
yarım saat daha katlanmak zo-
runda bırakmıştı. Çünkü 90 dakika
berabere bitince üstüne 30 dakika-
lık bir uzatma oynamak adettendi.
Ne var ki uzatmalarda da değişen
bir şey olmadı ve son çare olarak
penaltı atışlarına geçildi. Burada da
rakibine 9-8 üstünlük sağlayan Çe-
koslovakya turnuvada üçüncülük
kürsüsüne çıkmaya hak kazandı.
22 Haziran’da Roma’da sahnelenen
final gösterisinde, maça favori ola-
rak başlayan Federal Almanya, ilk
dakikalardan itibaren bunun hak-
kını verircesine rakibinin üzerinde
baskıyı kuruyor ve 10. dakikada da
Hrubesch’in ceza sahası üzerinden
çektiği sert şutun filelerle buluşma-
sıyla 1-0 öne geçiyordu. Erken gelen
gole rağmen bununla yetinmeyen
Almanlar, baskılı oyunlarını nere-
deyse ikinci yarının ortalarına
kadar sürdürecekti. Ne var ki bu
baskı fazladan bir gol daha getir-
medi. Dahası, maçta son 15 daki-
kaya girilirken, ani gelişen bir
Belçika atağında FrançoisVanDer
Elst, Federal Almanya ceza sahasına
gireceği sırada Stielike’nin arkadan
müdahalesi sonucunda kendisini
yerde buldu ve hakemNicolae Rai-
nea penaltı noktasını gösterdi. Faul
yarımyuvarlak içinde yapılmıştı
fakat hakem, faulün içerde yapıldığı
yanılgısına kapılmıştı. Atışı kulla-
nan Vandereycken topu ve Schu-
macher’i ayrı ayrı köşelere gönde-
rince de skora denge geldi.
Maçta dakikalar 88’i gösterirken
Rummenige’nin sol taraftan kullan-
dığı kornerde altıpas çizgisi üze-
rinde Hrubesch’in topa çok iyi
yükselmesi ve Pfaff’ın da hatalı bir
çıkış yapması bir araya gelince top
ikinci kez Belçika fileleriyle buluştu.
Bu gol, Federal Almanya’nın şampi-
yonluğunun da habercisiydi.
Nitekim iki dakika daha skoru ko-
rumayı başaran Almanlar, ardından
gelen son düdükle birlikte tarihinin
ikinci Avrupa şampiyonluğuna ula-
şıyor ve bu başarıyı elde eden ilk
takım olarak da Avrupa futbol tari-
hine geçiyordu.
1984: Platini’den tek adamlık gösteri
984 Avrupa Şampiyonası önce-
sinde statüde ufak rötuşlar ya-
pılmış ve ilk tur gruplarında ilk
ikiye giren takımların yarı finale
yükselip diğer grubun ilk iki-
siyle çapraz eşleşme usulüyle
eşleşmeleri kararlaştırılmıştı.
Çok fazla ilgi görmeyen üçüncü-
lükmaçı ise takvimden kaldırıl-
mıştı. Turnuvanın ev sahipli-
ğiyse Fransa’ya verilmişti.
Fransızlar daha evvel 1938
1
Stielike’nin Van Der Elst’i ceza
sahası dışında düşürdüğü bu
pozisyonda Belçika haksız bir
penaltıyla eşitliği yakalasa da
Almanlar finali ve kupayı
kazanmayı bilmişti.
Almanlar, nefes kesen finalde
Belçika’yı alt etmeyi başardı.
79