Previous Page  80-81 / 140 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 80-81 / 140 Next Page
Page Background

80

81

Dünya Kupası’nı organize etmiş

ancak bu turnuvada çeyrek final-

den öteye gidememişti. Ülkenin

futboldaki en büyük başarısıysa,

1958’de kazandığı dünya üçüncü-

lüğüydü. Son Dünya Kupası’nda da

yarı final oynama başarısı göste-

ren Fransa, artık daha da ileri git-

mek istiyordu ve Fransızlar, ev

sahipliği avantajını da kullanarak

Avrupa şampiyonluğuna ulaşma-

nın hesaplarını yapıyordu. Fransa,

üstlendiği organizatörlük görevi

sayesinde turnuvaya direkt katı-

lırken, elemeler sonrasında eleğin

üstünde kalıp turnuvada boy gös-

terme hakkını elde eden diğer ta-

kımlarsa Danimarka, Federal

Almanya, İspanya, Portekiz,

Yugoslavya, Belçika ve Romanya

olmuştu.

Ev sahibi Fransa’nın yanı sıra Da-

nimarka, Belçika ve Yugoslav-

ya’nın bulunduğu A Grubu’nda

açılışmaçı Fransa’yla Danimarka

arasında, 12 Haziran 1984’te, Pa-

ris’in Parc des Princes Stadı’nda

oynandı. Tarihinde ilk defa büyük

bir turnuvada boy gösterme şan-

sını yakalayan Danimarka, özel-

likle elemelerde İngiltere’yi saf dışı

bırakmasıyla dikkat çeken bir ta-

kımdı. Her iki takımın da hücum

ağırlıklı, keyif veren bir futbol oy-

nadığı karşılaşmada ne yazık ki bu

keyifler, ilk yarının sonlarına ge-

lindiğinde kaçacaktı. Zira Dani-

marka’nın yıldız isimlerinden

Allan Simonsen’in bacağı, Fransız

Leroux’nun sert müdahalesi üze-

rine kırılmıştı.

Devre arasına bu üzücü haberle

girilmesinin ardından ikinci yarıda

Danimarkalılar tatları tuzları kaç-

mış bir biçimde sahada yer alınca

Fransızlar oyunda hâkimiyeti elle-

rine almakta zorlanmadı. Maçın

son bölümüne doğru gitgide artan

Fransız baskısıysa dakikalar 78’i

gösterirkenmeyvesini verecek ve

Platini’nin kaleci Qvist’i yerden

düzgün bir plaseyle avlamasıyla

birlikte Fransa karşılaşmada

1-0’lık üstünlüğü yakalayacaktı.

Maçta başka bir ciddi gelişme ya-

şanmayınca Fransa sahadan

1-0’lık galibiyetle ayrıldı. Grubun

ikinci maçıysa, ertesi gün Lens

şehrinde, Yugoslavya ile Belçika

arasında oynandı. Dört yıl öncesi-

nin Avrupa ikincisi, maçın ilk yarı-

sını Vandenbergh ve Grün’den

gelen gollerle 2-0 önde kaparken,

ikinci yarıda Yugoslavların çaba-

ları herhangi bir sonuç getirme-

yincemaç bu skorla tamamlanı-

yor ve Belçika grupta averajla ilk

sıraya yerleşiyordu.

Grupta ilkmaçlarını galibiyetle ta-

mamlayan Fransa’yla Belçika,

16 Haziran’da Nantes’ta kozlarını

paylaşacaktı. Fransızların fırtına

gibi girdiği maçta gol perdesini

henüz dördüncü dakikada Platini

açıyor, 33. dakikaya gelindiğin-

deyse Giresse skoru 2-0’a taşı-

yordu. İlk yarının sonlarında

Fernandez’in attığı golse, Belçi-

ka’nın karşılaşmanın ikinci yarı-

sına neredeyse hiç umut

taşıyamayacağı anlamına geli-

yordu. Böylece teslimbayrağını

çekmiş bir Belçika karşısında

maçın ikinci yarısında Fransızlar

tamamen tek taraflı bir futbol oy-

nadı. Hatta Fransızlar demek de

abartı olacak, Platini’nin enfes bir

solo gösterisi seyrediliyordu adeta.

75’te kendisinin ikinci, takımının

da dördüncü golünü penaltıdan

kaydeden süperstar, son daki-

kada bir de kafayla gol atarak hat-

trick yapıyor ve takımını 5-0’lık

muazzambir galibiyete taşıyordu.

Bumaçın ardından Lyon’da başla-

yan Danimarka-Yugoslavyamü-

cadelesi de, Fransa-Belçika

karşılaşmasını aratmayacak nite-

likteydi. Bu sefer esen fırtınanın

adıysa Danimarka’ydı. 8. dakikada

Arnesen’in şutunu Yugoslav ka-

leci Ivkovic’in içeri çelmesi netice-

sinde öne geçen Danimarka, 16.

dakikaya gelindiğinde Berggren’le

bir gol daha buluyor ve önemli bir

avantajı ele geçiriyordu. Dani-

marka, 69. dakikada Arnesen’in

penaltı golüyle iyice rahatlarken,

82. ve 84. dakikalardaysa sırasıyla

Elkjaer ve Lauridsen’den gelen

goller, skoru 5-0’a taşıyordu.

Böylece Danimarka grupta ave-

rajla ikinci sıraya çıkarken, Yugos-

lavya da turnuvaya daha iki maç

sonunda veda ediyordu.

Grupta sonmaçlar 19 Haziran’da

oynandı. Yarı final vizesini alan

Fransa’yla, havlu atan Yugos-

lavya’yı karşı karşıya getirenmü-

cadelede Yugoslavlar, ilk yarıyı

Sestic’in sürpriz golüyle önde ta-

mamlasalar da ikinci yarıda Pla-

tini, üç gün önce sunduğu resitalin

bir benzerini daha sergileyip yine

üç gole imzasını atınca, Yugos-

lavya adınamağlubiyet kaçınıl-

maz oldu. Skoru belirleyen golse,

son dakikalarda penaltıdan Stoj-

kovic tarafından atılmıştı. Böylece

maçı 3-2 kazanan Fransa, grup bi-

rincisi olarak yarı finale kalıyordu.

Fransa-Yugoslavyamaçı bunların

dışındamaalesef bir de trajediye

sahne olmuştu. İkinci yarının baş-

larında taç çizgisi kenarında yere

yığılıp kalan Yugoslavya takım

doktoru Bozhidar Milenovic, yapı-

lan tümmüdahalelere rağmen

kurtarılamamış ve böylece Av-

rupa Şampiyonası literatürüne

elimbir “sahada ölüm” vakası da

eklenmişti.

Danimarka ile Belçika arasında

oynanan ve gruptan çıkacak

ikinci takımı belirleyecek olan

maçsa, tamanlamıyla nefesleri

kesti. Danimarka, grup ikinciliği

için bir beraberliğin kendisine ye-

tecek olmasına rağmen açık,

ofansif bir futbol oynama tercihin-

den vazgeçmemişti. Fakat bu es-

nada savunmalarında bıraktıkları

boşlukları da rakipleri iyi değer-

lendiriyor ve 26’da Ceulemans,

39’da da Vercauteren’den gelen

gollerle Belçika 2-0’lık üstünlüğü

yakalıyordu.

Danimarka çabuk toparlanıp ye-

diği ikinci golden sadece bir da-

kika sonra kazandığı penaltıyı

Arnesen’le gole çevirerekmaça

yeniden ortak olacak, 60’taysa

Brylle skora dengeyi getirecekti.

Müsabakaya son noktayı ise

83. dakikada Elkjaer koyuyor ve

Danimarka bu gollemaçı 3-2 ka-

zanarak gruptan Fransa’nın ar-

dından çıkan ikinci takım

oluyordu.

B Grubu’ndamücadele 14 Hazi-

ran’da başlarken, gündüz bölü-

mündeki maçta, son şampiyon

Federal Almanya ile Portekiz, kar-

şılaşıyordu. İki ekibin de başlan-

Platini kaptanlığını

yaptığı Fransa’yı

ilk şampiyonluğa

taşırken 9 golle de

turnuvanın gol kralı

olmuştu.

Platini, yarı finaldeki

Portekiz maçında da

120. dakikada kilidi

açan anahtardı.