Previous Page  44-45 / 114 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 44-45 / 114 Next Page
Page Background

dınız. En unutamadığınız anları

bize anlatır mısınız?

İlk geldiğim zaman biraz olaylı

oldu. Çünkü Trabzonspor ile an-

laşamamıştım. Fenerbahçe’nin

teklifinden sonra gazeteler de

bu konuyla çok ilgilendi ve bir-

çok haber yaptı. Ama o dönem

Fenerbahçe bana gerçekten çok

büyük destek verdi. Taraftar

çok sahip çıktı. Geldiğim zaman

takım çok iyi bir durumda de-

ğildi. 2003-2004 sezonunun

ikinci yarısında daha iyi bir per-

formans gösterdim. Takımda

güzel oynadı. İlk sezon şampi-

yon olduk. Sonra yavaş yavaş

performansımyukarı çıktı.

Kariyerinizdeki ilk şampiyon-

luğu yaşadınız. Türkiye’de

şampiyonluk yaşamak nasıl bir

duygu?

Çok güzel bir duygu. Trabzons-

por’la Türkiye Kupası’nı kazan-

mıştım. O da çok güzel bir

duyguydu. Hemen sonrasında

Fenerbahçe ile şampiyonluğa

ulaşmak gerçekten anlatılması

zor, güzel hislerdi. Çokmutlu ol-

muştum. İkinci sene yine şam-

piyon olduk. Takımın başında

Daumvardı. Takımımız çok

iyiydi. Alex yeni gelmişti. Takım

tuttu. Her şey çok güzel oldu.

Üçüncü sezonda ise sonmaçta

şampiyonluğu kaybettik bili-

yorsunuz. Denizlispor maçında

çok iyi oynamıştık. Kariyerimin

unutamadığım anlarından biri-

sidir. Beş sezon Fenerbahçe’de

oynadım. Çokmutlu günler

yaşadım. Taraftar hep destek

verdi. Her şey çok güzeldi.

2008 yılında Fenerbahçe’den

Real Betis’e transfer oldunuz.

İspanya’da 58maçta 9 gol kay-

dettiniz. Uzun bir Türkiye ma-

cerasının ardından İspanya’yı

nasıl buldunuz?

Türkiye’de açıkçası daha mut-

luydum. Çünkü Türkiye insanı

çok sıcak. Brezilyalılara benzi-

yor. Ama İspanya’da durum

farklı. Eşimve çocuklarımın İs-

panya’da morali bozuldu. Çünkü

alışamadılar. Türkiye’yi çok aradılar

ve her defasında dönmek istedikle-

rini söylediler. O zaman Real Betis’le

üç senelik kontrat yapmıştım. Ama

ailemTürkiye’ye dönmeyi bu kadar

çok isteyince kontratımın bitmesini

beklemeden karar aldımve teklif-

leri değerlendireceğimi menajerime

söyledim. Daha sonra Beşiktaş’ın

teklifi geldi ve ben de hemen kabul

ettim.

HocamBeşiktaş’a gelmeden önce

Türkiye ile İspanya futbolu arasın-

daki farklara değinebilir miyiz?

İspanya’da futbol kalitesi biraz daha

yüksek. Takımlar çok kaliteli.

Çünkü küçük takımlarda bile oyun-

cular çok kaliteli olabiliyor. Barce-

lona ile Getafe karşı karşıya geldiği

zaman iki takımda çok zorlanıyor.

Bunu örnek olarak gösterebilirim.

Oyuncularımız Avrupa’da futbol

oynamak yerine genelde Süper

Lig’de kalmayı tercih ediyor.

Burada daha fazla para kazanıyor

olmanın da bu tercihte payı büyük

sanırım. Siz Fenerbahçe’den ayrılıp

Real Betis’e giderken neler düşün-

müş, neden böyle bir tercihte bu-

lunmuştunuz?

Çocukluğumdan beri İspanya’da,

La Liga’da oynamak istiyordum.

Ama böyle bir teklif gelmemişti hiç.

2008’de Avrupa Şampiyonası’nda

yarı final oynadık. Fenerbahçe de

Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale

çıkmıştı. O dönemde Real Betis beni

istedi. Ben de kabul ettim. Çünkü

Fenerbahçe ile kontratımbitiyordu.

Real Betis’ten teklif gelince de ha-

yalimi gerçekleştirmiş oldum.

Genç Türk oyuncuların Avrupa’ya

gitmesi için ne önerirsiniz?

Bence genç oyuncular daha iyi

idman yapmalı. Dinlenmelerine çok

daha fazla önemvermeliler. İyi din-

lenmeliler. Profesyonelce yaşamalı-

lar. Yiyeceklerine dikkat etmeliler.

18-19 yaşındaki bazı oyuncular ha-

yatlarına çok dikkat etmiyor. Bu da

çok yazık oluyor. Çünkü genç yaş-

larda profesyonelce yaşamayı öğ-

renmek; bir futbolcu için gerçekten

çok önemli.

İspanya’dan sonra yeniden Türki-

ye’ye, Beşiktaş’a döndünüz. İki se-

zonda 35 maça çıktınız. Türkiye’nin

üç güzide kulübünde forma giymek

nasıl bir his?

Beşiktaş’tan teklif gelince çok

mutlu oldum. Ama Real Betis’te

büyük bir sakatlık yaşadım. Büyük

bir ameliyat oldum. Beşiktaş’ta

daha iyi oynamak isterdim ama ol-

madı. Yaşımda artık ilerlemişti. Sa-

katlık bana çok sıkıntı verdi. Yine de

Beşiktaş zamanlarımgüzel geçti.

Türkiye Kupası şampiyonluğu ya-

şadım. Arkadaşlık ortamı çok iyiydi.

Çok iyi bir yönetimimiz vardı. Daha

iyi oynamak isterdim ama maalesef

olmadı.

Başarılarla dolu aktif futbol hayatı-

nıza 2013 yılında eski kulübünüz

Olaria’da nokta koydunuz. Olaria’ya

transfer olma nedeniniz neydi? Bir

vefa borcunuz mu vardı?

Futbola orada başladımve bu yüz-

den orada bitirmek istedim. Evet, bir

vefa göstermek istedim. Jest yap-

Kesinlikle Fatih Terim

diyorum. Çünkü beni Millî

Takım’a seçtiği zaman

kendisinden çok şey

öğrendim. Motivasyon ve

taktik açısından kendisinden

birçok şey öğrendim.

Maç sonları pozisyonları

değerlendirmek için takımla

toplantı yapardı. Bence

komple bir teknik direktör.

Kariyerimin büyük

çoğunluğu burada geçti.

Bunun için belki Brezilya’da

forma giyemedim. Ama ben

Brezilya Millî Takımı’nda

forma giyemedimdiye

üzüntülü değilim. Türkiye’de

forma giydiğim için çok

mutluyum. Kendimi buraya

ait ve bağlı hissediyorum.

Avrupa Şampiyonası’nda

forma giymek rüyaydı benim

için. Ama bugün bile Almanya

maçını hatırladığım zaman

üzülüyorum. Çünkü omaçı

kazanabilir ve finale

çıkabilirdik. O sene gerçekten

çok iyiydik. Takım çok iyiydi.

Arkadaşlık çok iyiydi. Oyuncu

grubunun kalitesi çok

yüksekti.

Deplasmanda 1 puan aldık ve

rakibimiz grubun en iyi

takımlarından birisiydi.

Hırvatistanmaçını izledim.

Genç bir takımımız var.

İnancımız çok yüksek.

Oyuncular başarıyı çok

istiyor. İnşallah Türkiye,

Dünya Kupası’na gidecek ve

ben de turnuvaya gidip

takımımı bir taraftar olarak

destekleyeceğim.

Türkiye'de oynadığınız dönemin oyuncularından bir takım

yapsanız; kadroya kimleri koyardınız?

Çok zor bir soru... Başlayalım o zaman... Kaleci Rüştü...

Stoperde Luciano ve Lugano...

Sağ bek Gökhan Gönül, sol bek Roberto Carlos.

Ön liberoda Mehmet Topal. Diğer orta saha Emre Belözoğlu.

Sol açık Tuncay Şanlı veya Arda Turan. Tabii kî ortada Alex.

Santrfor ise Semih Şentürk.

Aurelio’nun 11’i

44

45

Türkiye sevdalısı Aurelio’nun

kolunda iki kızının adı

yazıyor: Ayla ve Aylin.