ro’dan transfer edebilmek için
yoğun bir çaba harcamaktaydı.
Fakat bu transferin sezon sonuna
kalacağının netleşmesinin ardından
Fenerbahçe, gol yollarında Pierre
van Hooijdonk’un yalnız kalmaması
adına çareyi Alex’in takımından
Nobre’yi kiralamakta bulmuştu.
Neredeyse sıfır beklentiyle gelen
Nobre, ilkmaçında Rizespor ağlarını
iki kez havalandırarak Türkiye kari-
yerine müthiş bir başlangıç yapmış
ve sezonu da 12 golle tamamlayarak
takımının şampiyonluğunda kilit rol
oynamıştı.
2004-2005 sezonunun devre
arasındaysa Fenerbahçe ve Galata-
saray çok önemli iki transfere
imzalarını atacaklardı. Fenerbahçe,
Manchester City’den, Fransa Millî
Takımı’nda da forma giyen Nicolas
Anelka’yı renklerine bağlarken, Ga-
latasaray ise Metz’den, Fransızların
yıldız adayı Franck Ribery’yi trans-
fer etmişti. Transferler yapıldığı es-
nada, henüz tanınmayan Ribery için
“Anelka’nın bonusu” yakıştırmaları
yapıldıysa da genç oyuncu kısa süre
içinde müthiş sürati ve dripling
becerisiyle futbolda yakın geleceğe
damgasını vurabileceğinin sinyalle-
rini vermişti. Öte yandan aynı döne-
min bir diğer etkili ara transfer
hamlesi de Trabzonspor’dan gelmiş
ve bordo-mavililer, Polonya’nın
Wisla Krakow ekibinden Miroslaw
Szymkowiak’ı renklerine bağla-
mıştı. Orta alanda hücuma dönük
görev yapan Szymkowiak, takımı-
nın ikinci yarıda önemli bir çıkış
gösterip şampiyonluk yarışına dâhil
olmasına büyük katkı sağlamıştı ve
Trabzonspor ligi, Galatasaray’ı ge-
ride bırakarak Fenerbahçe’nin ar-
dından ikinci sırada tamamlamıştı.
Beşiktaş’ın önemli ara transfer
hamleleriyse özellikle 2006-2009
periyodunda göze çarpmakta.
Siyah-beyazlılar ilk olarak Ocak
2006’da Corinthians’ın 21 yaşındaki
gelecek vaat eden santrforu
Bobo’yu transfer etmişti. Bobo,
yaklaşık beş buçuk yıl formasını
giyeceği Beşiktaş’ta hemen hemen
her sezon takımının en golcü oyun-
cusu olurken 2008-2009 sezonun-
daki şampiyonluğa da attığı 12 golle
katkı sağlayacaktı.
2008-2009 sezonu demişken tabiî
ki bu sezonun en kritik transferleri
olarak değerlendirilebilecek Fabian
Ernst ve Yusuf Şimşek’in de adları-
nın altını çizmeden geçmemek
lâzım. Kıyasıya bir zirve yarışının
yaşandığı o sezonun ilk yarısını
Sivasspor 37 puanla zirvede
tamamlarken, Trabzonspor ise 35
puanla ikinci sırada yer bulmuştu.
Sonrasında da 33’er puanlı Galata-
saray, Ankaraspor ve Fenerbahçe
gelmekteydi. Beşiktaş ise 31 puanla
kendisine altıncı sırada yer bulabil-
mişti. Devre arasında Schalke’den
Fabian Ernst ile Bursaspor’dan
Yusuf Şimşek’in takıma katılması
sonrasındaysa Beşiktaş Alman
oyuncusuyla orta alanda müthiş bir
dinamizmyakalıyor ve başlarda 34
yaşında olması nedeniyle eleştiri
konusu olan Yusuf’un da özellikle
sonradan oyuna girerek çevirdiği
maçlar sayesinde puan cetvelinde
hızla yukarılara tırmanmaya başlı-
yordu. Nitekim siyah-beyazlılar,
önlerindeki beş takımı birden geçe-
cek ve sezon sonunda şampiyon-
luğa ulaşmayı da başaracaklardı.
Son dönemin en büyük ara transfer
sansasyonunu yaratan kulüpse
Galatasaray oldu. Dört yıl önce,
2013’ün Ocak ayında önceWesley
Sneijder’i, ardından da Didier Drog-
ba’yı kadrolarına katan sarı-kırmı-
zılılar, bir anda bütün dünyadaki
futbolseverlerin bakışlarını üzerle-
rinde toplamayı başarmıştı. Sneij-
der-Drogba ikilisi takımlarının hem
Şampiyonlar Ligi ikinci turunda
Schalke’yi eleyip çeyrek finale kal-
42
43
masına hemde sezonu ligde şampi-
yonlukla tamamlamasına katkıda
bulunurlarken, ertesi sezonda da
Galatasaray’ın Juventus’u saf dışı
bırakarak Şampiyonlar Ligi’nde
gruptan çıkmasında başrol oyna-
mışlardı.
Benzer dönemde Fenerbahçe de iki
Afrikalı golcüyü Ocak transfer dö-
nemlerinde kadrosuna kattı. Bun-
lardan ilki, 2012 başlarında Lille’den
alınan ve Fransa Ligi gol kralı
apoletiyle Türkiye’ye gelen Moussa
Sow’du. Geçen sezon hariç o gün-
den beri sarı-lacivertli formayı
giyen Sow, bu dönemde takımının
en golcü oyuncusu olurken, ondan
bir sene sonra Büyükşehir Beledi-
yespor’dan alınan PierreWebo da
özellikle ilk aylarda takıma büyük
katkıda bulunmuş ve bu ikilinin
gollerinin de yardımıyla Fenerbahçe
o sezon UEFA Avrupa Ligi’nde yarı
final oynama başarısı göstermişti.
Ocak 2017’ye gelindiğindeyse, ku-
lüplerimizin, geçmişte örneklerini
verdiğimiz kadar sansasyonel
transferler yaptıklarını söylemek
güç. Herhalde bu dönemde ülke-
mize gelen oyuncular içerisinden
en şöhretli olanı, geçmişinde Mo-
naco, Arsenal, Real Madrid ve
Tottenham’da forma giymiş ve se-
zonun kalan kısmında Başakşehir
için ter dökecek olan Emmanuel
Adebayor… Fakat Togolu golcünün
de altı aydan fazla bir süredir
kulüpsüz olduğu düşünüldüğünde
burada neler yapabileceği mu-
amma… İsterseniz transfer dönemi
başındaki lig sıralamasına göre
takımlarımızın transfer tablosuna
kısaca bir göz atalım.
Başakşehir
Başakşehir, ilk yarıyı 16 maçta
36 puanla lider tamamlaması son-
rasında şampiyonluk yolunda id-
dialı olduğunu vurgularcasına bir
transfer dönemi geçirdi. Az önce de
bahsi geçtiği gibi hücumhattını
Adebayor ile takviye eden İstanbul
ekibi, savunmaya da futbol hayatını
İsviçre’ninWil takımında sürdür-
mekte olan bir başka tecrübeli
ismi, Egemen Korkmaz’ı getirdi.
Turuncu-mavililerin bir diğer
önemli transferiyse, Gençlerbirli-
ği’nin genç yıldızı İrfan Can Kahveci
oldu. Başakşehir ayrıca sağ bek
mevkiine de Schalke’den Brezilyalı
Junior Caiçara’yı transfer etti.
Beşiktaş
Son şampiyon Beşiktaş, ara trans-
ferde işini sağlama almak istediğini
gösteren hamleler yaptı. Eski oyun-
cuları Ersan Gülümve Demba Ba’yı
gittikleri Çin kulüplerinden kirala-
yan Beşiktaş, ayrıca daha önce ül-
kemizde Kasımpaşa forması giyen
ve son olarak Deportivo’da oyna-
makta olan Hollandalı Ryan Babel’i
de renklerine bağladı. Siyah-beyaz-
lılar ayrıca Hırvatistan Ligi lideri
Rijeka’nın genç yıldız adayı stoperi
Matej Mitrovic’i de 4.2 milyon eu-
roya kadrosuna katarak savunma
hattını takviye etti.
Galatasaray
Galatasaray’da geçmişe nazaran bu
ara transfer döneminde fazla bir
hareketlilik yaşanmadı belki ama
sarı-kırmızılılar yine de boş durma-