Previous Page  100-101 / 150 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 100-101 / 150 Next Page
Page Background

lerle oynatmıştı. Bana, “Seni bir ku-

lübe götüreceğim. Orada oyna.

Yavaş yavaş alıştır kendini futbola”

demişti. Sonra da beni Kunduspor’a

götürdü. Ama yaşım çok küçük ol-

duğu için hiç süre bulamıyordum. O

küçük yaşımda tek başıma yollara

düşüyor, uzun yollar gidiyordum.

Dün gibi hatırlıyorum. Her gittiğim

yerde mutlaka bir şeyimi de kaybe-

diyordum. Ama hiç süre alamıyor-

dum. Çok güzel geçmedi o günlerim.

O dönemki altyapı eğitimi zayıf

mıydı sence?

Şimdi ben kendi yaşımdan itibaren

konuşabilirim. Bizden önceki ağa-

beylerimiz daha büyük sıkıntılar

çekmiştir. Ama şu an bakıyorum.

Kunduspor’daki günlerimle şu anın

alâkası yok. Tesisler çok gelişiyor.

İlk zamanlar gerçekten zordu. Ama

ben zorluğun yüzde 1’ini gördüm.

Hatta hiçbir şey görmedim. Benden

büyükler neler çekmiş. Ama ben de

kendi yaşıma göre zorluk çektim.

Seninle birlikte futbola başlayan

birçok arkadaşın futbolcu olamadı.

Sen neleri farklı yaptın da futbolcu

oldun ve genç Millî Takımlara

yükseldin?

Gerçekten çok yetenekli arkadaşla-

rımvardı. Birlikte şampiyonalara

katıldık. Dördüncü olduk, üçüncü

olduk, Türkiye çapında derece yap-

tık. Bir insan, kalbinin ekmeğini yer.

Kalp çok önemli benim için. Bir

insan hedefine ne kadar kilitlenirse,

o kadar başarılı olur. Benimgördü-

ğüm onların hayatı sadece futbol

değildi. Futbol, okul, arkadaşlar,

sosyal yaşam… Bu bağlamda yaşı-

yorlardı. Mesela ben çoğu zaman

asosyal yaşadım. Biliyorumbu da

iyi bir şey değil. Ama bir insan he-

define gitmek istiyorsa belli bir süre

fedakârlık yapmak zorunda. Nasıl

bir fedakârlık? İnsanlar bir yere

gezmeye giderken sen çantanı alır

idmana gidersin. Bu söylediğim

yanlış anlaşılmasın lütfen. Aylar,

yıllar sonra, insanlar otobüs dura-

ğında beklerken sen arabanla evine

gidersin. Bir şeyler verirsin, karşılı-

ğında bir şeyler kazanırsın. Böyle

bir şey… O arkadaşlarım çok yete-

nekliydi fakat bu olaylar onları çok

etkiliyordu. Ben de öyleydim as-

lında. Ama benimhayatımda bir

dönümnoktası oldu; babamı kay-

bettim. Babamı kaybettikten sonra

çocuk olmayı bıraktım. Çünkü

arkama baktığımda bir ailemvardı

ve onlara bakmamgerekiyordu.

Benimbir şeyler yapmam lâzımdı.

Tabiî ki böyle olsun istemezdim

ama her şeyde bir hayır vardır

derler. Futbola daha da sarıldım.

Allah rahmet eylesin. Baban ne işle

meşguldü?

Babam aşçıydı. Antalya’daki otel-

lerde aşçılık yapıyordu. Babam öl-

dükten sonra artık dedimki benim

kesinlikle hata yapma lüksümyok.

İdmanlarda “Bugün ben istemiyo-

rum, bugün ben yorgunum, arka-

daşımla kavga ettim” deme lüksüm

yoktu. O kötü günden sonra da

Allah’a şükürler olsun bugünlere

kadar gelebildik. Burası sadece bir

başlangıç benim için. Şu an çok

başındayım. Ne olursa olsun, ne

yaparsamyapayım asla “Ortasın-

dayım; bitiyor” demeyeceğim. Her

zaman başında olacağım. Ne zaman

futbol hayatımı bitiririm, o zaman

benim için bitmiş olur.

Babanı kaybettiğin gün büyüdün

anladığımkadarıyla…

Evet, babamın öldüğü gün büyü-

düm.

uzmanı olarak çalışıyor.

Onun kendine ait bir hayatı

var. Ben elimden geldiğimce

onlara yardımcı olmak için

uğraşıyorum. Çocukluğum-

dan beri tek hayalimonlara

güzel bir hayat ve gelecek

sağlayabilmekti. Çocuklu-

ğumböyle başladı.

Okul hayatını anlatır mısın?

Nerede okuyorsun?

Mustafa Adıyaman İlköğre-

timOkulu’nda 8. sınıfa kadar

okudum. Ama 8. sınıftan

sonra babamın vefatıyla lise

hayatım çok karışık hale

geldi. Çok zor dönemlerdi.

Babam akciğer kanseriydi.

O aralar zor zamanlardı.

Okumak gerçekten çok

önemli bir şey ama ben

bırakmak zorunda kaldım.

Çünkü babamın vefatı beni

çok etkiledi. Kendimi tama-

men futbola vermek iste-

dim. Çok inanıyordum.

Futbol öyle bir iş ki, kendi-

nizi tamamen vermeniz ve

odaklanmanız gerekiyor. İd-

mandan sonra okula gittin

mi o antrenman yaramıyor,

vücuda girmiyor. Çünkü

okulda yine yoruluyorsun.

Halbuki dinlenmen lâzım.

Avrupalı bunu götürüyor

çünkü bir düzen var. Ama

benim okulumla idmanla-

rım aynı saatte. Okula gide-

mediğim için sınıfta kalma

durumum oldu. Şu an Açık

Lise’ye devam ediyorum.

Elimden geldiği kadar sınav-

lara girmeye çalışıyorum.

Futbola Antalya Kundu-

spor’da başladığını görüyo-

ruz. Seni ilk kimkeşfetti ve

elinden tutup futbolcu olma

yolunda ilk adımlarını

atmanı sağladı?

Fen Bilgisi Öğretmenim

Musa Hoca beni futbola

başlattı. O zamanlar ilkokul

3. sınıfa gidiyordum. Beni

7 ve 8. sınıfa giden ağabey-

100

101

Bir insan, kalbinin ekmeğini yer.

Hedefine gitmek istiyorsa belli bir

süre fedakârlık yapmak zorunda.

İnsanlar bir yere gezmeye giderken

sen çantanı alır idmana gidersin.

Aylar, yıllar sonra, insanlar otobüs

durağında beklerken sen arabanla

evine gidersin. Bir şeyler verirsin,

karşılığında bir şeyler kazanırsın.

Hayatımda bir dönümnoktası oldu;

babamı kaybettim. Babamı

kaybettikten sonra çocuk olmayı

bıraktım. Çünkü arkama

baktığımda bir ailemvardı ve onlara

bakmamgerekiyordu. Benimbir

şeyler yapmam lâzımdı. Futbola

daha da sarıldım.

Şimşekspor’da Hüseyin Karacaoğlu

Hocambeni çok istedi. Malzeme

karşılığında beni transfer etti.

Resmen top verdi, beni aldı.

Sağ olsun bana çok baktı. Beni

hiç dolmuş parasız bırakmadı, aç

bırakmadı. Yeri geldi kendi götürdü,

getirdi. Bende emeği çok farklıdır.

Beni hep oynattı.

Babamla Fenerbahçe ve Beşiktaş’a

gittim. Gayet de başarılı geçmişti.

Ama Antalyaspor ve Antalya’nın

büyük iş adamları devreye girdi.

“Bu çocuk Antalya’nın çocuğu.

Başka bir şehre gidemez” dediler.

Hocamda razı geldi. Yetiştirme

bedeli verildi ve transferim

gerçekleşti.

Trabzonspor’u 7-0 yendiğimiz

maçta oynadım. Omaçta annemin,

ablamın gözlerindeki mutluluğu

gördüm. İnanın dünya üzerinde

başka hiçbir şey önemli değil benim

için… Onlarınmutluluğunu görmek,

onları mutlu etmek kadar önemli bir

şey yok benim için. 1 numarada her

zaman ailemvar.