Previous Page  106-107 / 150 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 106-107 / 150 Next Page
Page Background

nesi yok. Ben yine iyi olmak zorun-

dayım. Hep iyi olmak zorundayım.

Şimdi bir koşuyorsam, iki koşmak

zorundayım. Eto’o’nun böyle bir şey

söylemesi benimperformansımı da

arttıracak. Daha da hırslanacağım.

Şu an U21 takımındayım. A takım-

daydım. Kadrodaki fazlalık

sebebiyle U21’e indirildim. Toplam

1.5 senedir A takımdaydım.

Sonuçta bu işler de zamanla oluyor.

Evet, kesinlikle. Ben de böyle

düşünürüm. “Biraz daha zamanı

var” derim. U21’de iyi maçlar

çıkartıyorumve hocamız da beni

görüyor. Beni ara ara çağırıyor. Ben

baskıyı seviyorum. Çünkü hayatım

boyunca hep bir baskı oldu haya-

tımda ama kimse bana baskı

yapmadı. Ben bu baskıyı kendim

yarattım. Kendimi hep zorunlu

hissettim.

Geçmişe baktığımız zaman bazı

örnekler var. Mesela Hagi de Emre

Belözoğlu ile özel olarak ilgilen-

mişti. Şimdi de Eto’o sana el veri-

yor. Bu tip örnekler seni motive

ediyor mu?

Kesinlikle motive ediyor. İnsan

mutlu da oluyor. Ama bu hayatta ne

olacağı hiç belli olmaz. Belki bizim

bilmediğimiz binlerce çocuğa el

verildi ama biz sadece yıldız olan,

parlayan çocukları biliyoruz. “Hagi,

Emre’ye el verdi” diyoruz çünkü

Emre büyük bir yıldız oldu. Emre

olmasaydı kimse, “Hagi, Emre’ye

el verdi de Emre olamadı” demez.

Emre, Emre Belözoğlu olduğu için

“Hagi ona el verdi” oluyor. Şu an,

“Eto’o bana el verdi” ama ben olur-

sam “Eto’o el verdi” olacak. Ama

Eto’o’nun binlerce verdiği el var.

Kendi ülkesinde 20 yıldır vakfı var.

Binlerce çocuğa el veriyor. Eto’o çok

büyük bir insan. Ama iş futbolcuda

bitiyor. Eto’o sadece gördüğünü

söylüyor. Futbolcu gördüğünü

uygulamazsa el verdi olmuyor.

U16 ve U18 takımlarında bugüne

kadar 5 kez ay-yıldızlı formayı

terlettin. Millî Takımlarda forma

giymek nasıl bir duygu?

Çocukken çok final maçımoldu. O

büyük bir heyecandı ama bu forma

çok başka bir şey. Millî Takım

hocalarımız sağ olsun bizi seçiyor.

Bu formayı taşıyabileceğimize ina-

nıyor. Her ne kadar kendimiz, “Biz

iyiyiz, çağrılıyoruz” desek de iş ho-

camızda bitiyor. O yüzden beni ça-

ğıran Ahmet Ceyhan Hocama, beni

bu sene iki kez çağıran Vedat İn-

ceefe Hocama çok teşekkür ediyo-

rum. Çünkü bu forma çok önemli.

Bunu herkes taşıyamaz. Taşımak

isteyen çok insan var. Buraya her

seferinde ilk kezmiş gibi geliyorum.

Benimdaha 5 millîliğimvar, bura-

daki bazı arkadaşların 30millîliği

var. Hiçbir zaman, “Ben oldum,

çağrılıyorum” demiyorum. Her

kampta daha iyi olmam lâzım.

Daha aç olmam lâzım. Aç insan her

zaman başarıyor. Buraya gelmem

çok güzel ama devam ettirmezsem

bir anlamı kalmıyor.

Genç bir oyuncu olarak AMillî

Takım için neler düşünüyorsun?

Çok farklı bir şeydir o. Şu an bunları

hissediyorsamo zaman ne olur dü-

şünemiyorumbile. Emre Mor örneği

var. AMillî Takım çok başka bir şey.

İnsanın iki dakikada göstereceği

performansla hayatı değişiyor.

Emre, Dortmund’a AMillî Takım sa-

yesinde gitti. Çok yetenekli. Örnek

alıyoruz kendisini. Bence ileride

Altın Top ödüllerinde kendisini gö-

receğiz. Buna yürekten inanıyorum.

Emre Mor oynadığı eski takımında

da başarılıydı ama kimse bilmi-

yordu. AMillî Takım’da yaptığı iki

hareketle Dortmund’a transferini

yaptı. Şu an aynı şekilde devam edi-

yor. Allah bozmasın. En güzel örnek

o önümüzde. İnşallah bir gün Fatih

Hocamız bizi de çağırır. Hiç belli

olmaz. Çünkü Fatih Hocamız genç-

lere çok önemveriyor. Direkt çağı-

rıyor. Şu an AMillî Takım’a

baktığımız zaman 1996, 1995’li

oyuncular var. Bu da bize hırs

oluyor. Demek ki çağrılıyormuş.

Bizde şöyle bir şey var; çağrılma-

yınca “çağırmadılar”; çağrılınca

“çağrıldım” oluyor, “çağırdılar” ol-

muyor. İnşallah o fırsat gelir de de-

ğerlendirirsembir gün orada olu-

rum. Beş dakikada insanın hayatı

değişiyor. İnşallah orada iyi işler

yaparım, hocamız beğenir ve

devamı da gelir.

Futbol dünyası bugüne kadar

silinip giden sayısız genç yetenek

gördü. Sen de Türk futbolunun

gözbebeği genç yeteneklerinden

birisin. Böyle bir tehlike genç ve

tecrübesiz oyuncuların yanı

başında duruyor. Bu tehlikeden

nasıl koruyorsun kendini?

Ben çok tecrübesizim ama bence

performans olarak bakmamak

lâzım. Yetenekli bir oyuncu gözden

düştüğü zaman kimse, “Bu yete-

neksiz bir oyuncuydu” demiyor.

Hep başka olaylar devreye giriyor.

Yetenek kaybolmaz, doğuştandır.

Bir insanın futbol hayatı bitiyor, 20

yıl sonra turnuvada izliyoruz adam

hâlâ aynı. Yetenek kalıcıdır. Hep dış

etkenler devreye giriyor. Mesela

özel hayat… Parayı kazananla

kazanmayan arasında çok fark var.

Parayı kazanmayan her zaman

daha çok koşuyor ve mücadele

ediyor. Çünkü o parayı kazanması

lâzım. Ama bir insan parayı

kazanmışsa rahatlıyor. Hayatımı

kazandımdiyelim, hoca da beni

oynatmıyor, şu psikoloji devreye

giriyor: “Hoca kendi bilir…” Bir şey-

lere sahip olduktan sonra bırakıyo-

ruz ucunu. “Ben buyum” diyoruz.

Ama işte bunu demeyen insan Arda

Turan oluyor, Emre Çalık oluyor. En

üst düzeyde futbol oynuyor. Hâlâ aç,

hâlâ hırslı. Yetenekli olmak çok

önemli evet ama yetenekli insan

sahaya girdiği zaman beyin zaten

yapıyor. Sonuç olarak iyi ya da kötü,

yetenekli olduğun zaman skor

tabelasını değiştiriyorsan iş bitiyor.

Ama saha dışı bence hepsinden

önemli. Özel hayat çok önemli.

Bir psikoloji var. Ben hiçbir zaman

kendime şunu demedim: “Ben şu

arabanın sahibi olacağım.” Ben o

arabanın sahibi olduğum zaman

hedeflerimpsikolojik olarak bitiyor

çünkü. Ama ben iyi oynamayı hedef

seçtiysemkendime, o arabadan 10

tane zaten gelecek… O evden 10

tane gelecek… Ama her zaman iyi

futbol oynamaya odaklanmamız

lâzım.

Her genç oyuncunun kendisine

örnek aldığı isimler vardır. “Sen

kendine kimleri; neden örnek

alıyorsun” diyeceğim ama hiç

sormayayım…

Evet, kesinlikle… Samuel Eto’o…

10 numara pozisyonunda oynuyor-

sun. Kendi mevkiinde örnek aldığın

isimler kimler ve neden örnek

alıyorsun?

Fenerbahçe’de Alex vardı. Eto’o da

çok iyi yapıyor bunu. Forvet ama

geriye gelip topu çok güzel dağıtı-

yor. Onu çok örnek alıyorum ken-

dime. Gollerini çok izledim ama stil

olarak onun tarzında olmasam da

kendisiyle oynadığım zaman çok

uzaklara gitmeye gerek olmadığını

gördüm. Harika bir forvet arkası

oyuncu. Kimse fark etmiyor bunu.

Top alamadığı zaman geri geliyor

ve topu dağıtıyor. İdmanda mesela

bizi öne yolluyor, kendi geçiyor

forvet arkasına. O kadar iyi çeviri-

yor ki oyunu. Antalyaspor’a geli-

şinden sonra çok iyi gördüm bunu.

Fenerbahçe maçı var mesela…

4-2 kazanmıştık. Yaptıkları inanıl-

mazdı. Serdar Özkan’ı da çok

örnek alıyorum kendime. Dünya

yıldızı olarak da Arda Turan bu işi

çok iyi yapıyor.

Hocaların senin hangi özelliklerini

beğeniyor? Neleri eksik görüyor?

Bu eksikleri tamamlamak için

neler yapıyorsun?

Araya iyi paslar atarım. Bunu

seviyorum. Topu çok tutmaktansa

ikiye birde topu araya bırakmayı

seviyorum. Messi mesela bir ters

top atıyor, herkes kalıyor. Bu tarzı

seviyorum. Eto’o ile çok iyi duvar

pasları yapıyoruz. Fiziğimin eksik

olduğunu söylüyorlardı. Ama son

zamanlarda bunun için çok

çalıştım. Ekstra idmanlar yaptım.

Bir şeyler veriyorum, karşılığını

alacağım. Şu an fiziğimin çok kötü

olduğunu düşünmüyorum. Günde

iki idmanım var. Mutlaka bu

çalışmayı yapıyorum.

Antalyaspor taraftarı ile ilişkin

nasıl?

Taraftarla çok iyi bir ilişkim var.

Kesinlikle bana sahip çıkıyorlar.

Trabzonspor maçında sahaya

girdim, taraftar stadı Doğukan

diye inletti. Onlar olmasa maçın

heyecanı kalmaz. Kimse ateşleme-

den oyun bu kadar güzel olmaz.

Taraftarımızı çok seviyorum, onlar

da beni seviyorlar sağ olsunlar.

Eto’o’nun sözlerinden sonra daha

çok destek vermeye başladılar.

Orada büyüdüm, onlarla aynı

yerden geliyorum. Dokuma’da

büyüdüm ben. Büyüdüğüm yer

harika bir yer değil. Orayı herkes

bilir. Lüks bir yer değil. Antalya’nın

sakin bir yeri. Oradan çıktım ben.

Oradaki taraftarlar da bana sahip

çıkıyor. Keşke daha çok oynasam

da kendimi göstersem.

Kariyer planlarını öğrenebilir

miyim?

Kulübümüze yeni bir tesis yapıldı.

Avrupa’daki en iyi tesislere bakıp

daha iyisini yaptılar. Kulübümüz

çok gelişti. Antalyaspor’da

oynamak istiyorum düzenli olarak.

Burada iyi performans gösterip

kendimi dört büyüklere değil de

direkt Avrupa’ya atmak istiyorum.

Antalyaspor daha düşük bir takım

olsa kendimi önce dört büyüklere

atarım. Ama şu an öyle değil.

Kendimi Avrupa’ya atarsam daha

çok gelişirim. Bazen düşünüyorum,

Emre Mor Türkiye’de olsa bu kadar

başarılı olabilir miydi? Türkiye’de

bir takıma gelseydi başarılı olabilir

miydi?

106

107